Prof. Dr. Sinsi
|
Yöneticilik Dersleri Özet
Öğrenmek istediğiniz her şeyi öğrenebilirsiniz Şayet liderliğin temel bileşenlerinden biri hayatın vaatlerine tutkuyla sarılmak ise, bu vaatleri gerçeğe dönüştürmenin anahtarı da kişinin kendini baştan ayağa konuşlandırmasıdır Cüret, iyimserlik, güven… bu yoldaki başlıca silahlardır
Hakiki kavrayış, kendi tecrübeniz üzerinde düşünmekten hasıl olur Kendi tecrübesi üzerine düşünmek, kişinin kendisinin ve hayatının hakikatını öğrenmek üzere, kendine doğru zamanda doğru soruları yöneltmesi demektir Gerçekte ne oldu? Niçin oldu? Bana ne yaptı? Benim için ne anlamı var? böylelikle insan Goethe’nin deyişiyle, örs değil de çekiç haline gelir Anlamak her şeyin cevabıdır Anladığınız zaman ne yapacağınızı bilirsiniz Liderler de ancak anlamış olanlardır
Kaç Kere Doğdun?
Filozof William James “Dini Tecrübenin Çeşitli Biçimleri” isimli kitabında iki karakterden bahseder Bir kere doğan, yani sağlıklı bir zihne sahip olan dindar kişi ve iki kere doğan veya hastalıklı bir ruha sahip olan dindar kişi Bir kere doğanlar gönlü ferah ve iyimserdirler Allah’ı aşkdan ibaret bilirler ve İlahî güzelliği dünyanın güzelliğine yansımış addederler Günahı ve ızdırabı büyütmez bir kere doğan; Allah bütün gözyaşlarını silecektir İki kere doğanlarsa her bakımdan hastalıklı ruhlardır
James’in bu görüşlerini iş idareciliğine uygulayan Abraham Zaleznik, liderlerin çoğunlukla iki kez doğanlar arasından çıktığı sonucuna varır Bir kere doğan kişi, ortamıyla uyum içindedir ve değişmeyi istemez İki kez doğan kişi, hayal kırıklığına uğramıştır ve çevresiyle aynı frekansta değildir Onun için düşüncelerinde çok nesneldir ve kendini topluluğun perspektifinden ayırır İçe döner ve geri çekilir; bir kimlik arayışına girer Sonunda, yeteneklerini anlamaya, onları kullanıp geliştirmeye başlar Kendini harekete geçiren saikle şimdi sahip olduğu vizyonu birleştirmesi, onu liderlik yoluna girmiş bir aday yapar
Liderler var olana eleştirel gözle yaklaştıklarından, sürekliliği ve mevcut yapıyı reddederler İlerleme peşindedirler; şahsi kabiliyet ve vizyonlarını kullanarak insanlara nelerin yapılabileceği hususunda ilham verirler
Lider Nasıl Seçilir?
Potansiyel liderler çoğu işletmelerin her kademesinde mevcut olurlar Ama liderleri seçme ve iş görenleri onlara teslim etme süreci çoğu zaman kusurlu olmaktadır Hissedarlar, şirketi teslim edecekleri kaptanı seçerken genelde şu beş hatayı yaparlar:
İhtiyaç duyulan beceri ve tecrübeyi doğru tanımlamakta acz gösterirler
Yeterince uzun bir zaman sonrasına ve uzaklara bakmakta acz gösterirler
Yeterince zaman harcamak yerine acele ederler
Tarafsız olamazlar
Gerekli özeni gösteremezler
Basiretli bir yönetim kurulunun şirketin başına getireceği adamı nasıl seçeceği hususunda Thomas Horton’un önemli on tavsiyesi:
Şirketin misyonuna açıklık getirip işe misyonla başlayın
Kendisinden ne beklediğinizi, başarı ve başarısızlık ölçülerinizi belirtin
Yönetim kurulunu iyice inceleyin
Hesap verme alışkanlığını geliştirin
Yardım için danışmanlara başvurun
Katı kriterlerden sakının
Her ciddi adayı A’dan Z’ye gözden geçirin Sabırsız olmayın
Adaya işletmenizi eksileri ve artılarıyla iyice tanıtın
Sezgilerinize güvenin
Yönetim kurulu ve seçilen yöneticinin birbirlerinden beklentilerini beraberce geliştirip tesbit edin
Siyasi Lider/İktisadi Lider
Helmut Schmidt’e göre siyasi liderlik başka, ekonomik liderlik başkadır Schmidt diyor ki: Birçok işadamı devleti siyasi sınıftan daha iyi yönetebileceği vehmine kapılır Bunu yapabileceklerinden şüpheliyim Nitekim siyasi liderler de Cıtybank’ı veya Chrysler’i zor yönetirler Arada benzerlikler olsa bile şahsi tecrübe, uzmanlık vs gibi sayısız farklılıklar vardır Önde gelen bir siyasi liderin başarılı bir işadamı, başarılı bir işadamının da iyi bir siyasi lider olduğunu hiç görmedim Aradaki temel fark şudur: İş dünyasındaki lider büyük bir tiyatro sahnesinde oynamak zorunda değildir; kendi büro, konferans salonu veya yönetim kurulu odasının mahremiyetinde marifetlerini sergiler Siyasiler ise, ta eski Atina’dan buyana, siyaset pazarı agorasının merkezinde oynamak zorundadır Ve şimdi, Atina demokrasisinden 2500 yıl sonraki televizyon demokrasisi çağında, televizyon ekranında rakiplerinin hakkından gelebilmek zorundadır
Yöneticiliğin Simyası
Sanayide rekabet gücü, şirketlerin “normalin üstünde” kar edebilmeleri çeşitli faktörlere bağlıdır M Porter 11 yıl önce bir çalışmasında şu beş hususu belirtiyor:
Yeni rakipler,
Alternatiflerin oluşturduğu tehlike,
Alıcıların pazarlık gücü,
Tedarikçilerin pazarlık gücü,
Mevcut rakiplerin rekabeti
Ancak bu genel doğruların uymadığı bazı şirketler de vardı Mesela; 1972-92 arası 20 yılda ABD pazarında en başarılı, karları en yüksek beş şirketin hiçbiri bu ölçülere uymuyordu M Porter yanılmıyordu, ama bu “geneller”in yanında bir “özel” devreye giriyordu Southwest Havayolları 20 yılda yüzde 22 bin, Wal-Mart mağazalar zinciri yüzde 20 bin, kümse hayvanları besicisi Tyson Foods yüzde 18 bin, video ve aksamı perakendecisi Circuit City ile yayıncı Plenum Publishing ise yüzde 16 bin kar artışı sağlamışlardır Halbuki bu dönemde rekabet yüksekti ve sık sık iflaslar yaşanıyordu Adı geçen şirketlerin hiçbiri pazarın lideri konumunda değildi ve ölçek ekonomisinden yararlanamıyordu “Bu beş şirketin ortak yanı, rekabette üstünlüğü elde etmek için teknolojiye, patentlere yada stratejik konumlarına değil çalışanlarını yönetme yöntemlerine dayanmalarıdır ”
Simya; bakır ve benzeri adi metalleri altına dönüştürme ve hayat iksirini bulma arayışıydı Yöneticiliğin simyası belki ölümsüzlüğü hedeflemiyor, ama genel geçer değerlendirmeleri aşan bir başarımı gerçekleştirecek yönetim tarzını yakalamaya çalışıyor Eskiyen rekabetçilik kaynaklarının yerine, insanoğlunun neredeyse sonsuz esneme yeteneğini koyuyor Üstünlüğü devam ettirmenin yolu da teknolojiden değil, teknolojiyi üreten insanları etkin biçimde örgütlemekten geçiyor Çünkü, hiçbir teknoloji yok ki; üstünlüğü iki yılı aşsın
İş yerinde insanları örgütlemenin anahtarı: Katılım ve yetkilendirmedir Nordstorm şirketinin temel kuralı şudur: “Bütün durumlarda sağduyunuzu kullanın Tek kural budur ” Lincoln Electric’te ise şu anlayış benimsenmiştir: “Her işçi yönetici, her yönetici işçidir Etkinliğin ana yolu kendi kendini yönetmedir Maliyeti en fazla yükselten şey, gereksiz yönetim katmanlarıdır ”Katılım insanca bir eylemdir Katılıma imkan vermeyen işletmeler, ayakta kalamazlar Zira, katılım verimliliği azami seviyeye çıkarır
Müslüman Yönetici
Hz Ali Efendimiz’in öğütleri:
Halka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket duyguları besleyin, başarılarınızın onları azarlayıp sert davranmakta yattığı fikrine kapılmayın
Müslüman olsun olmasın herkese adil davranın Müslümanlar kardeşiniz, olmayanlar ise sizin gibi birer insandır
Taraf tutmayın, insanları kayırmayın Bu tür davranışlar sizi zulme iter
Memurlarınızı seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemiş, mazlumlara karşı zulmetmemiş olmalarına dikkat edin
Memuriyete dürüst ve nazik kişileri seçin
Haksız kazanç ve ahlaksızlığa düşmemeleri için memurlarınıza yeterli maaş verin
Memurlarınızı devamlı denetleyin ve istişareye açık olun
Mektup ve müracaatlara bizzat cevap verin
Halkın güvenini kazanın
Yapamayacağınızı vaad etmeyin ve vaatlerinizden dönmeyin
Esnaf ve tüccara dikkat edip onlara önem gösterin ve karaborsacılık yapmalarına fırsat vermeyin
Tarımla uğraşanlar devletin servet kaynağıdır, onları titizlikle koruyun
Öfkenizi yenin, kendinize sahip olun, dilinizi tutun Öfkeli anınızda karar vermeyin
Yaptıklarınızı olduğundan çok göstermeyin
Hondaizm
Hondaizmin anlaşılması için önce Japon yöneticilik sisteminin genel özelliklerine bakmak gerekiyor:
Bütün üyeler, içinde bulundukları örgütün başarısı için kollektif sorumluluk duymalıdır
İş görenler çok sayıda rol icra edecek kadar esnek olmalıdırlar
Astlara çalışmalarını başarıyla sürdürmeleri hususunda itimat edilmelidir
İş görenlerin şirket için çalışırken korunmaları gerekir
İş görenlerin işletme içinde sadakatlerini artıracak kariyer hayatına ve becerilerini, doğal yeteneklerini geliştirecek motivasyona sahip olmaları gerekir
Yeni şartlara uyarlayabilmek amacıyla, yönetimin “pargmatik akılcılık” denebilecek bir felsefeye sahip olması gerekir
Yönetimin çalışanlarla ortak kimliğe büyük önem vermesi gerekir
Setsuo Mito’ya göre, Honda bu ilkelere bir de “liderlik felsefesi”ni eklemiştir
Honda şirketinde çok sayıda kişiliğin, dolayısıyla da bir çok Hondaizm yorumunu bulunmasına rağmen ortak bir kelime hazinesi vardır Asla unutulmayan ise iki kurucunun (Soiçiro Honda ve Takeo Fujisawa) kişisel şiarlarıdır:
Özgün olun
Hükümetlere bel bağlamayın
Kendiniz çalışın
Bu üç kural temel prensipler olmakla beraber ilk kural önde gelmektedir Nitekim şirket, İkinci Dünya Savaşı öncesinin Japonyası’nda rakiplerinin yabancı markaları taklit etmelerine rağmen kendi özgün modellerini geliştirmişler, neticede de bugünkü uluslararası üne kavuşmuşlardı
Şirketin şu beş mühim prensibi, Honda’nın kurucusunun felsefesini özetlemektedir:
Hayallerinizin takipçisi olun ve genç görünün
Teoriye, yeni fikirlere ve zamana hürmetkar olun
İşinizi sevin, işyerinizi parlak ve pozitif hale getirin
İşinizin aksamadan yürümesine dikkat edin
Araştırmacılığı ve candan gayreti gündelik alışkanlık haline getirin
İlkeli Yöneticilik
Sadece kuralları takip edenler pasif yöneticilerdir; ilkeli hareket edebilen, içinde bulunduğu şartlara boyun eğmeyenler aktif yönetici ve giderek “lider” yönetici olurlar Warren Bennis, bu iki tip arasındaki farkları şöyle tesbit ediyor:
Yönetici idare eder, lider yenilik yapar
Yönetici kopyadır, lider orijinal
Yönetici muhafaza eder, lider geliştirir
Yönetici sistem ve yapı üzerinde yoğunlaşır, lider insanlar üzerinde
Yönetici kontrole güvenir, lider güven ilham eder
Yönetici işi doğru yapar, lider doğru işi yapar
Mükemmel İşletmeler
Mükemmel işletme yoktur, ama mükemmellik arayışı yine de gerçek bir arayıştır Mükemmellik peşindeki şirketlerin çeşitli özellikleri ise şöyle sıralanabilir:
Eyleme eğilimli olmak Yani “Tanzim et, kararlaştır, dene ”
Müşteriye yakınlık
Özerk ve girişimci olmak
Üretkenliğe insanlarla ulaşmak Kalite ve üretkenliğin kaynağı çalışanlardır
Felsefesi ve değerleri olmak Mesela; Mc Donalds’ın temel ilkeleri: (Kalite), H (Hizmet), T (Temizlik), D (Değer)
· İşin mahiyetine vâkıf olmak
· Basit ve zarif olmak
Zıt vasıfları birleştirmek
Akıldışı Akıllılık
Tom Peters, son 15 yılın en çılgın iş idaresi uzmanlarından biri Şimdilerde düpedüz akıldışı davranmayı öğütlüyor Teklifleri ise;
Değişim kelimesini dağarcığınızdan atıp, içini hayal gücü ve zeka ile doldurduğunuz devrim kelimesini koyun
Şirketi orta ölçekli alt birimlere bölün Merkeziyetçilik, alt kademelerdeki gizli potansiyellerin ortaya çıkmasını engeller
Bir sonraki aşama: Atomlaştırma, yani şirkette çalışan herkesin bir müteşebbise dönüştürülmesi Ve bunların karmaşık işlerin başına getirilmesi
Yetenek avcılığı Yetenekli bulduğunuza hemen ağır sorumluluklar yükleyin
İşyerinin sıkıcılığını gidermek için şirkete genç insanlar alın Bunları şımarık ve havai olanlar arasından seçin
BÖLÜM - ŞİRKET MİMARİSİ:
Şirket Mimarisi
Temel olarak şu soruyla uğraşmalıyız: “Nasıl farklı olabiliriz?”
Bu soruya verilecek cevaplar, her şirketin kendi içinde, onun en değerli gerçek veya potansiyel üstünlüklerini teşhis etmek suretiyle bulunacaktır Bu “ayırt edici yetenekler” dört geniş kategoriye ayrılabilir: Birincisi, yenilik yapmaktır Nazik bir avantajdır bu, çünkü rakiplerce kolayca taklit edilebilir İkinci ve daha savunulabilir bir yetenek şöhrettir: Sağlam markalarda ifadesini bulan bir özellik Üçüncü bir yetenek stratejik aktiflerdir, hükümetlerce verilmiş tekel hakları gibi Dördüncü ve en kritik yetenek ise şirket mimarisidir: Şirket ile çalışanları, müşteri ve tedarikçileri arasında kurulan bağlar
J Kay’e göre, şirket mimarisi, “olağanüstü insanları biraraya getirmek suretiyle değil, çok olağan insanların olağanüstü biçimlerde icraat yapmalarını mümkün kılmak suretiyle olağanüstü bir organizasyon meydana getirir ”
Şirketleşme ve Gelenek
19 yüzyıl Japon iş hayatına baktığımızda, rekabet ve kar düşüncesinden, bunların oluşturduğu iktisadi bireycilikten çok kamu yararı ve imparator için fedakarlık, yurtseverlik coşkusu gibi özelliklerin daha ağır bastığını görüyoruz Batı bencilliğinin yerini, “ülkeye borcunu ödeme”duygusu almıştı
Ünlü Mitsui şirketi 1673’te Mitsui Haçirobei tarafından kurulmuştu Kurucusunun 1694’teki kuralları bugün hâlâ şirketin anayasası mesabesindedir 13 maddelik bu anayasayı, bugün cirosu 180 milyar doları aşan şirketin geleneklerle kurduğu bağın bir işareti sayabiliriz
|