10-21-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Musul Kerkük Olayı Ve Osmanlı İmparatorluğunda Kuveyt Meselesi Kitap Özeti
Abdülhamid’in 1890’da çıkardığı bir İrade-i Seniyye ile “Memalik-i Şahane Arazisi” olarak ilan etttiği Musul petrol alanı, Lozan’da başka görüşmelerin de görüşme konusu olmuştu Gelişmeler İngilizleri rahatsız ediyordu Çünkü İngiliz işgalindeki Irak petrol alanlarının neredeyse tamamı Hazine-i Hassanındı Bu nedenle Abdülhamidin Musul’daki emlaki ile ilgili araştırma yaptırarak emlakın Hazien-i Hassaya değilde maliyeye ait olduğunu öne sürdüler Abdülhamidin mirası meselesine Ankara da sıcak bakmıyordu
Türk hükümeti Musul’daki petrol kaynaklarının bütününe sahip çıkmak azminde idi Eğer Osmanlı hanedan mensupları sadece Türkiye hudutları dışına çıkarılmış olsalardı ve bu aile vatandaşlıktan atılmamış olsaydı, onların Musul petrolleri mevzuunda yapacakları talepler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından da desteklenebilir ve dolayısıyla Musul petrolleri üzerinde Türk Devleti’nin ilelebet söz hakkı olabilirdi
Lozan görüşmelerinde Türk heyeti ile İtilaf devletleri temsilcileri arasında kıyasıya mücadele devam ederken ABD’nin Lozandaki temsilcileri Türk delegasyonuyla bazı konularda dayanışma içinde idi Konferansın başlangıcında yaygın olan kanı Musul vilayetini tamamı olması bile önemli bir bölümünün Türkiye’ye verebileceği idi Türk heyeti bu bir bölüme razı olmamış, sürekli olarak Musul’un tamamının Türkiye’ye geri verilmesini istemişti
ABD’nin bu isteği, Musul petrollerinin sadece İngiltere’nin elinde olmaması içindir ABD hükümeti bu konuyla ilgili olarak İngiliz hükümeti ile sürekli görüşmüş fakat bir sonuca ulaşamamıştır Hatta sorunun bir hakem kuruluna getirilmesi önermişti Bir İngiliz şirketi olan Anglo-Persian’ın 1928’de yapılan anlaşmayla Turkısh petrolium Company’nin payları Anglo Persian, Royal Dutch, Sheel, Compaigne, Française de Petroles ve Near East Development Company ( Amerikan ) arasında taksim edildi
Chester projesi, Musul sorunu bağlamında 1920’li yıllarda yeniden gündeme gelen 1970’li yıllarda ise Türk solu ve akademisyenlerce teorik düzeyde tartışılan, bir ucu Ermenistan ve petrole dayanan ABD kaynaklı bir imtiyazdır Projenin başlıca özellikleri ise , ilk kez Amerika’nın Orta Doğudaki emparyalist akımlarla paralel girişinin belgesi olması ve ermeni sorununun bu projeyle yeni bir boyut kazanmasıydı Chester projesi demiryolu imtiyazını almak için yapılan bir girişimdi Demiryolu Sivas’tan başlayacak, Harput, Dyarbakır, Bitlis ve Van gölünün kuzey yada güneyinden geçilerek buradan ayrılarak Kerkük Süleymaniye’ye varacaktır Bir bölümü de Ceyhan vadisinden geçerek, yumurtalık körfezine ve İskenderun’a uzatılacaktı İmtiyazın sözleleşme süresi 99 yıldı 2000 km uzunluğunda olacağı tasarlanan demiryolunun her iki yanındaki 20 km’lik alan şirketin olacaktı Projenin siyasi yönü de geeleceğin bağımsız Ermenisten’ını hazırlamaktı
Lozan görüşmeleri sırasında “İngiliz ve Fransızlar arasında Almanların hisselerini paylaşma dolayısıyla müzakereler cereyan ettiği sırada Chester projesi tekrar diriltildi”
1923’te TBMM’de onaylanan yeni Chester projesi Türkiye’nin doğusuna ve Musul, Kerkük’e uzanan bir ucu Karadeniz öteki ucu bir Akdeniz limanına bağlanacak olan 4400 km’lik bir şerit içerisinde petrol dahil her türlü yeraltı kaynağının işletilmesi imtiyazının içeriyordu Bu anlaşmaya göre imtiyaz hakkı Amerikan grubuna bırakılıyordu
19 Yüzyıl sonlarında Hakkari sancağında oturan Nesturiler bölgedeki diğer aşiretler gibi yaşıyordu Mar Şemın adlı bir ruhani reisleri ve Melik ünvanı verilen muhtarların idaresinde bulunuyorlardı İngiliz ve Rusların çalışma alanı bölgeye, Amerika da misyonerleri ile birlikte katıldı Bunların asıl amacı Ermelilerdi Musul sorununun çıkmazda olduğu bir sırada yıllardır Türkiye’ye pek ciddi rahatsızlık vermeyen Nesturiler yeniden sahneye çıkmışlardır 1924 Ağustos’un ilk günlerinde Hakkari bölgesinde güvenliği bozan olaylar olmaya başladı Bakanlar kurulu 14 Ağustos 1924’te toplanarak isyanın bastırılması görevini Cevat ( Çobanlı ) Paşanın komutasındaki III ncü orduya bağlı VII nci Kolordu Komutanı Cafer Tayyar (Eğilmez) Paşaya verdi Cafer Tayyar Paşa isyanı kısa sürede bastırıp Ankara’dan emir bekledi
Lozan’da ileri bir tarihe bırakılan Musul sorununa Bir çözüm bulmak amacıyla 19 Mayıs 1924’te İstanbul’da eski bahriye nezareti binasında İngiltere ile görüşmelere başlandı Etnik ve coğrafi nedenlerden dolayı Süleymaniye, Kerkük ve Musul kentlerinin Türkiye’ye verilmesi talep edildi Türkiye’ye Musul’u vermek bir yana Hakkari’yi istemeye başlamışlardı Görüşmelerde bir yere varılmayacağı anlaşılınca konferans çalışmalarına 5 Haziran 1924’te son verildi Musul sorununun çözümünde Lozan anlaşmasının 3 ncü maddesinin 2 nci fıkrasına göre Milletler Cemiyetine bırakıldı İngiltere’nin Lozan’dan beri istediği, sorunu Milletler Cemiyetine getirmekti Haliç Konferansındaki uzlaşmaz tutumun nedeni de buydu Konferansda bir sonuç alınamayınca İngiltere sorunu Milletler Cemiyetine götürmeyi Türkiye’ye önerdi Milletler Cemiyeti 20 Eylül 1924’de konuyu görüşmeye başladı
|
|
|