10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Churchill’İn Gizli Savaşi Kitap Özeti
Churchill’İn Gİzlİ SavaŞi kitap özeti
1 NEDEN TÜRKİYE?
Bu bölümde Türkiye’nin 1941 yılında Churchill için neden çok önemli olduğu sorusuna yanıt aranmaktadır Churchill Türkiye ile ilgili planlarını, Avrupa’daki başkentlerden Ankara’ya gönderilen ve Türklerin, özellikle de İnönü’nün, dış politikayı şekillendirirken büyük bir güvenle kullandığı raporlara İngilizlerin kolayca erişebilmelerini sağlayan ve Türklerin bilgisi dışında İngilizler tarafından çözümlenen gizli gönderimlerden elde edilen istihbaratlara göre yapıyordu
Türkiye onun için neden bu kadar önemliydi? Churchill 1941’de ittifak yanlısı bir Türkiye’yi imparatorluğun Hindistan’a, Uzakdoğuya ve İran petrolüne kadar uzanan yolun bekçisi olarak görüyordu
1940’da Fransa’ nın düşüşünden sonra ittifak kurabilecek bir devlet aramaya başlamıştı ve savaşı İngiltere kıyılarından uzak tutma konusundaki kararlılığı nedeniyle Türkiye’ye yönelerek Türkiye’yi savaşa çekmek için hiç durmadan çalışmaya devam etti
2 CHURCHILL’İN DİPLOMATİK ÇÖZÜMLERİ
İngiltere’de diplomatik iletişim istihbaratı 1914’ten 1918’e kadar, eski bir binadaki 40 numaralı odada görev yapan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın Şifre Çözme Bölümü tarafından yürütülmekteydi İngiliz istihbaratı, İki savaş arasında kalan yıllarda da Sovyet şifre sistemindeki açıkları kullanarak bilgi edinme üzerine yoğunlaştı
Gizli gönderimlere dayanarak yapılan istihbaratın özünü şifre-bilim (kriptoloji) oluşturur Bu ifade insanı yanıltabilir, çünkü bu yalnızca kod ve şifrelerin yaratılması ve güvenliklerinin sağlanması anlamına gelmektedir
İngiliz Dışişleri Bakanlığı barış döneminde de telgrafların yasaya uygun olarak incelenmesi ve çözüm istasyonlarının kullanılması sayesinde Londra ve diğer birçok başkente giren ve çıkan diplomatik iletileri izlemeye devam etti Bu amaçla gerekli fonlar yaratılmış, işlemler ve öncelikler belirlenmiş ve 1 Kasım 1919’da Devlet Kod ve Şifre Okulu resmen kurulmuştu Hangi araçları kullanırsa kullansın ve etkileri ne olursa olsun bu okul Almanya dışında kalan büyük ülkelerin hepsindeki diplomatik haberleşmeyi dinleyebilecek kapasiteye ulaşmış, deneyim ve çözümsel analizin akıllıca uygulanması ışığında geleneksel yöntemler geliştirmeyi başarmıştı
1936’ya gelindiğinde Dışişleri Bakanlığı’nın gündemindeki en önemli maddelerden biri Bolşevik tehdidinin yerine Alman saldırganlığını yerleştirmekti Almanların diplomatik şifresi Floradora henüz çözülememişti ama diğer bazı ülkelerin ve Türkiye’nin şifreleri çözülebiliyordu Özellikle Türkiye ile ilgili bilgileri elde etmek çok daha kolaydı Çünkü İngiliz hükümetinin en büyük hissedarı olduğu İstanbul’daki Telsiz ve Telgraf İdaresi merkezinde telgraflar büyük bir titizlikle inceleniyor ve böylece Türklerin haberleşmesi neredeyse tümüyle ele geçiriliyordu
1936’daki Montreux Konferansı’ndan sonra Türkiye önemli bir hedef halini aldı ve Dışişleri Bakanlığı bu çözümler sayesinde Ankara’daki karar mekanizmasının bir çok unsurunu ve Türkiye’nin özellikle İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere’ye ilişkin diplomatik önceliklerini öğrenmeyi başardı
|
|
|