10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
68′Li Olmak Kitap Özeti
68′li olmak kitap özeti
1940’lı yıllarda doğan, sözde demokrasi içinde 1950’lerin baskısını yaşayan ve 1961 Anayasasının özgür ortamı içinde yeni bir dünya kurabileceğini sanan bir bölüm genç insanın yaşadığı; umut ve sevgi dolu, heyecanlı bir macera idi ‘68 olayları’ ”
O zamanın gençleri çok okumaya çalışırlardı
68 kuşağına ortak bir zemini sağlayan ad, filozof ve eylem adamı olarak Karl Marks’tı
68 kuşağına 61 Anayasası’nın özgürlük havası içinde tüm eylemlerinde insan sevgisinin izlerini taşıdı
Emperyalizmin baskı ve etkisinden uzak, tam bağımsız ve demokrasinin gerçek anlamıyla işlediği yani ekonomik temellere dayandığı, mutlu bir Türkiye’nin kurulması için mücadele etmek 68 kuşağının amacıydı
Tepeden inme ve temelsiz bir demokrasi hazmedilemez, oluşturulan özgür ortam toplumun aleyhine gelişir
Elimizde böylesi demokrat ve ileri bir anayasa olmasına karşın, Türkiye demokratik rejimini neden yürütemedi, sorusun 60’lardan günümüze sorulur Bu soruya verilen, Türkiye temel hak ve özgürlükleri eksiksiz yaşadığı için bu duruma düşmüştür, cevabı yanlıştır Çünkü anayasa kimseye bölücülük yapın, adam öldürün vs dememiştir Türkiye’mizi kardeş kavgasının eşiğine getiren şey özgürlük ortamı değil, özgürlük ortamına getirilmek istenen kısıtlamalar olmuştur Devletin şekli ve cumhuriyetin nitelikleri hariç her şey tartışılmalıdır
Celal Bayar, Atatürk’ün silah arkadaşıydı Banka ve ekonomi bilgisi sebebiyle Atatürk Celal Bayar’ı koruyordu Atatürk öldüğünde başbakan olan Bayar savunmasız olduğu için istifa edip yerini İsmet Paşa’ya bırakır Çok partili sistemle çiftçi ve muhafazakar kesimi arkasına alıp Demokrat Parti ile iktidara gelir Türk demokrasisini, tüm devlet güçlerini birleştirerek oluşturdukları Tahkikat Komisyonu ile boğarak askeri kışladan çıkarttılar Siyasal idam sehpalarının tekrar gündeme gelmesine yol açtı
Türkiye’de 1960 öncesi günlerde, değil çoğulcu demokrasilerde; ılımlı totaliter rejimlerde bile rastlanması mümkün olmayan bir devlet terörü hüküm sürüyordu
27 Mayıs ihtilalinin, ordunun kışladan çıkması gibi tatsız bir alışkanlığın başlangıcı olduğuna kuşku yoktur Ve gerek bu yönüyle ve gerekse ulus iradesiyle belirlenmiş olan bir siyasal iktidarı, silah zoruyla değiştirmiş olması bakımından eleştirilere açıktır 27 Mayıs 1960; Türk ordusunun, ulus yaşamına yaptığı olumlu bir müdahaledir
Devrim, bir toplumdaki ekonomik ve siyasal yararlanmanın toplumun geniş kesimleri lehine hızla değişimidir Eğer bu değişim, toplumun geniş kesimleri lehine değil de daha dar bir kesim lehine gerçekleşirse, bir karşı devrim söz konusudur Eğer bu değişim uzun bir zaman sürecinde gerçekleşirse, evrimden söz etmek gerekir Toplumun yaşamında hiçbir değişiklik olmamışsa ve sadece yönetimi el değiştirmişse, bir hükümet darbesinden söz etmek gerekir Her devrim, mutlaka bir ihtilal sonunda ortaya çıkmaz Her ihtilal sonucu devrim olmaz
Demokrat Parti’nin 60 kadrosu, Türkiye’nin o güne kadar çıkardığı en nitelikli kadrolardan biriydi Bu kadronun siyasal yaşamdan itilmesi, niteliksizlerin görev almasına yol açtı Nitelikliler “nasıl olsa asker izin vermez” korkusuyla siyasal yaşama katılmadı Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamı da 27 Mayıs’ın olumsuz yönüdür
27 Mayıs her şeye rağmen bir devrimdi
Terör vesile edilerek üniversite özerkliğinin ortadan kaldırılması yönündeki eğilim ülkemizi halen etkilemektedir
Özerk üniversiteler özgürlükçü demokrasinin vazgeçilmez koşulu ve onur kaynağıdır Zaten özerk üniversite, devlet içinde devlet olan, sorumsuz bir kurum olarak yaşayamaz Toplumuna karşı sorumludur, çağına karşı da sorumludur Aksi taktirde tasfiye olur, gider
12 Eylül 1980 müdahalesi için bardağı taşıran damla şeriat çabaları ve ünlü Konya mitingidir
2969 sayılı yasa gereğince 12 Eylül 1980 ile 6 Kasım 1983 arasındaki dönem uygulamalarını eleştirmek yasaktır
Özel üniversitelere, devletin yapması gereken bir işi yaptığı için devlet bütçesinden bir yardım sağlanıyor Diğer liseler ve Pamukkale Turizm de devletin yapması gereken eğitim ve ulaşım işini yaparken niçin onlara yardım yapılmaz
YÖK için alınması gereken önlemler:
1 Yükseköğretim Kurumunun ayrıntılara değin yetkilerini iptal ederek salt planlama, eşgüdüm ve denetim yetkileri elde tutulur
2 Fakültelere tüzel kişilikleri geri verilir
3 Tüm birimlerde yöneticilerin seçimle belirlenecekleri bir sistem oluşturulur
4 Akademik yaşamın her aşamasına tez zorunluluğu yeniden konur
Cumhurbaşkanının seçtiği üç rektör adayından biri için demokratik olmayan bir sistem görülür Öğretim üyeleri üç rektörden birine üç katı oy verse de cumhurbaşkanı en az oy alanı layık görse onu seçer Burada da demokrasiden söz edilemez
Kültür evrensel bir olgudur Ancak bir kültür ulusal motiflerle süslenmedikçe zenginleşemez
Kimileri kültür üretir, ama çoğunluk için kültür bir tüketim malzemesidir
Egemen sınıflar kültürün genişlemesini istemezler Çünkü çoğu kez okuyan, düşünen kafalar başlarına bela olur Bu bakımdan ellerinden geldikçe kültürü yozlaştırma yoluna giderler
|
|
|