Pontus Meselesi Ve Yunanistan’İn Politikası Kitap Özeti
Müteakiben, Batı Anadolu’daki Yunan ilerlemesine paralel olarak başta Samsun olmak üzere Doğu Karadeniz bölgesinde Pontus çetelerinin giderek ciddi bir tehdit arz etmesi üzerine, TBMM hükümetinin 1920 yılı başlarından itibaren ciddi tedbirler almaya başladığı ve 1923 yılının ilk aylarında Pontus çetelerinin isyanlarının tamamen bastırıldığı, Lozan Barış Anlaşması ile bölgede kalan Rumların mübadele ile Yunanistan’a göç ettiği ve böylece Yunanistan ve Patrikhane tarafından sahnelenen Pontus meselesinin, sahneleyenler tarafından istendiği şekilde sonuçlandırılamadığı vurgulanmıştır
Lozan Anlaşması’ndan sonraki dönemde Yunanistan tarafından meselenin yeniden canlandırılmaya çalışıldığı ve bu kapsamda yapılan çalışmaların;
Yunanistan’da sözde “Pontus Soykırımı” iddialarının 1985 yılından itibaren ortaya atıldığı,
Yunanistan’ın yurt içi ve yurt dışında Pontus dernekleri kurdurduğu ve bu derneklerin faaliyetlerini koordine etmek maksadıyla da federasyonlar oluşturduğu,
Yunanistan’ın bu dernek ve federasyonlar vasıtasıyla periyodik olarak ülke içinde ve dışında uluslar arası “Pontus Helenizmi Kongreleri” düzenlediği,
Yunanistan’ın Pontus konusunu bir soykırım olayı olarak uluslar arası kuruluşlar nezdinde gündeme getirdiği,
Ermenilere uygulandığı iddia edilen soykırımın, günümüzdeki “Kürt Sorunu” ile paralellikler kurularak Türkiye’nin soykırımı tanıması ve tazminat ödemesi talep edilerek Türkiye’nin Pontus sözde soykırımını tanımadığı sürece AB’ne kabul edilmemesi için uluslar arası platformlarda propaganda yapıldığı ve sergiler düzenlendiği,
Tarihî ve ilmî gerçeklere rağmen, Türkiye ile gerginlik ve sürtüşmeyi millî politikası haline getiren Yunanistan’ın, 19 Mayıs gününü sözde “Pontus Soykırımını Anma Günü” olarak kabul eden bir yasa çıkardığı, yasanın 24 Şubat 1994 tarihinde Yunan Parlamentosu’nda oybirliği ile kabul edilerek 7 Mart 1994 tarihinde Yunanistan Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe girdiği,
Yunanistan’ın Doğu Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere, halen Anadolu’da gizli Hristiyanların yaşadığını iddia ettiği,
Yunanistan’ın Pontus dernekleri vasıtası ile turizm mevsimlerinde Doğu Karadeniz Bölgesine “Unutulmayan Kaybolan Vatanlara Gezi” adı altında periyodik geziler düzenleyerek olayı canlı tutmaya çalıştığı,
Yunanistan’ın Sovyetler Birliği’nin dağılmasına paralel olarak bu ülkeden göçmen olarak gelen Rumları, Batı Trakya’ya yerleştirerek, Türklerin yaşadığı bu bölgenin demografik yapısını tamamen bozmayı ve Türkleri asimile etmeyi amaçladığı,
Yunanistan Kültür Bakanı tarafından “Anavatanları Kurtarma Dünya Komitesi” adına bütün dünyada kart şeklinde dağıtılan haritada Türkiye’nin; Pontus, Kürdistan, Ermenistan vb şeklinde parçalanmış olarak gösterildiği ve bu amaca ulaşmak için mücadele çağrısı yapıldığı belirtilmektedir
Kitapta, konunun incelenmesini müteakip sonuç olarak; batılılarca Osmanlı döneminden beri sun’i problemler çıkararak yıpratmak, meşgul ederek zayıf düşürmek stratejisinin sürekli olarak kullanıldığı, bu stratejinin uygulanmasında da küçük devletlerin veya muhalif unsurların sürekli olarak kullanıldığı ve bunların başında da Yunanistan’ın geldiği, Pontus meselesinde de bu stratejinin çeşitli şekillerinin görüldüğü ifade edilerek alınması gereken tedbirler ve uygulanması gereken politikalar olarak;
|