Yalnız Mesajı Göster

Bir Bilim Adamının Romanı Yazar: Oğuz Atay Kitap Özeti

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Bilim Adamının Romanı Yazar: Oğuz Atay Kitap Özeti




Bir Bilim Adamının Romanı” Yazar: Oğuz Atay kitap özeti

Türk romanı, özellikle son yıllarda Türk toplumunun çeşitli çevrelerinden kesitler vermeyi denediği halde, önemi çok büyük bir çevreye, bilim ve bilim adamları, çevresine gereğince uzanmayı nedense ihmal etmiştir

Oğuz ATAY bu eseriyle bu önemli boşluğu doldurmak amacıyla ilk adımı atarak, Mustafa İnan’ın kişiliğinde hem bir halk çocuğunun bir bilim adamı oluncaya kadar geçirdiği ilginç serüveni, hem de bilim çevresindeki yaşantısını, belgelere dayanarak bütün boyutlarıyla yansıtıyor

Kendi alanında ilk olan bu deneyin başarısı, kahramanın her düzeyde olağanüstü olan özellikleri kadar, yazarın konusuna egemen olma ve sergilemedeki ustalığından ileri geliyor

Kendisi de İTÜ mezunu olan Oğuz ATAY bu eseriyle özellikle üniversiteye girerek bilim insanı olmayı arzulayan gençlere çok özel bir örnekle gerçek bir bilim adamının yaşantısını olduğu gibi ve çok akıcı bir lisanla anlatarak diğer seçenekler yanında arzuladıkları bilim yolunda, Türk toplumu ve insanlığa yararlı olabilmek için nasıl davranmalı, çalışmaları gerektiğinin ipuçlarını vermektedir

Burada kitap kısa alıntılarla özetlenmeye çalışılmıştır:

—————————————————————————————————————–

Orta boylu, esmer, ürkek bakışlı kılıksız bir genç Fen Fakültesi kapısından utana sıkıla girer , üniversite sınav sonuç listesini aramaktadır Listelerdeki kalabalığı görünce girmek istemez ve koridorlarda isteksizce dolaşırken farkında olmadan bir kapıdan girdiğinde başka bir kalabalığa girdiğini anlar Orta yaşlı iyi giyimli bir adam ilgi gösterir Burada TÜBİTAK BİLİM ödülleri dağıtılmaktadır Mustafa İnan ölümünden dört yıl sonra bilim hizmet ödülünü almaktadır

Tübitak Bilim Kurulu 9 Ağustos gün 134 sayılı toplantısında Profesör Dr Mustafa İnan’a İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 1944’lerde başlayıp 1967’deki vefatına kadar tatbiki mekanik dalındaki bilimsel çalışmaları, eşsiz hocalığı ve çok sayıda genç araştırıcı ve bilim adamı yetiştirmek suretiyle modern anlamda bir ekol kurmuş olmasını dikkate alarak 1971 YILI HİZMET ÖDÜLÜ’nün verilmesini kararlaştırmıştır

Cumhurbaşkanı kürsüye gelerek merhum Mustafa Hoca’nın eşi Jale İnan’a ödülünü verir Genç adamın tanıştığı kişi de törene davetli bir hoca , bir profesördür Profesör tören sonrasında yeni tanıştığı gençle sohbete devam ederKitabın tamamı bu sohbet çerçevesinde sürer Mustafa İnan liseyi birincilikle bitirmiştir İTÜ yü de birincilikle daha önemlisi pekiyi dereceyle bitirmiştir Bu derece orada yirmi yılda bir kere rastlamaktadır Mustafa İnan İsviçre’de doktorasını da yapmıştı, Mustafa İnan dekan olmuştu, Mustafa İnan rektör olmuştu

Mustafa İnan 24 Ağustos 1911’de Cuma günü Adana’da seyyar posta memuru Hüseyin Avni Bey’in ve eşi Rabia Hanım’ın 13 yıllık evliğinden daha önce ölen 6 çocuktan sonra dünyaya gelir Bu çocuk da ölmesin diye evde hiçbir gösterişli kutlama yapılmaz Ölümü kandırmak için Mustafa’nın kulağına okula gidinceye kadar küpe takılır, asker elbisesinden bozma giysiler giydirilir

Mustafa İnan’ın oğlu Hüseyin’de pek parlak şartlarda doğmaz Oysa eniştesinin teklifini kabul ederek müteahhit olsaydı, oğlunun doğduğu gece Haydarpaşa Numune Hastanesi’nden Erenköy’deki kayınbiraderinin evine kadar yürümek zorunda kalmazdı belki Ama üniversitenin kutsal kapısından başını dışarıya uzatıp da insanların nasıl para kazanmaya çalıştıklarını merak etmeye başladın mı bu işin sonu iyi olmaz der profesör Delikanlı hangi işin diye sorar Profesör gülerek ; BİLİM CANIM der

Doğumdan sonra Doçent Mustafa İnan Profesör Salih Murat Özdilek’den 35 lira borç alarak eşi ve oğlunu hastaneden çıkarabilir

Asistanlara verdiği bir problemi çözdükleri zaman onlardan çok sevinirdi Mustafa İnan ve hemen bu konuda bir seminer hazırlayın derdi Seminerlerin en heyecanlı istekli öğrencisi de gene o olurdu Öğrencilerin ilerde kendisini geçeceğinden korkmazdı Bazı hocalar bu endişeyle yaşarlar İşte belki de bu yüzden en gayretli öğrenciler çevresinde toplandı ve onun tatbiki mekanik dalında bir ekol kurmasına yol açtılar

Sonunda profesör, Mustafa İnan’ın hemşerisi bu genç bilim adamı adayına hocanın hayatını başından anlatmaya ve bilim adamı olup olmayacağına sonra karar vermesini sağlamaya karar verir

Mustafa İnan’ın babası Malatya’nın Hacı Müminler ailesinden geliyor Soyadı Kanunu çıkınca Mümin’in karşılığında İnan soyadı alınır Mustafa doğduğunda sadece sağ kalan 2 kız kardeşi vardır Mustafa’dan sonra 3 kardeş daha dünyaya gelir O zamanlar Anadolu’da hastalık-salgınlardan dolayı çocukların yaşaması mucizelere bağlıydı Mustafa da 4 yaşında damdan düşmüştü Adana’da yazlar bunaltıcı geçiyordu Zenginler serinlemek için yaylalara kaçarlar, fakirler de bunaltıcı sıcaklarda evlerinin üzerinde düz damlarda açıkta yatarlardı Böyle bir akşamdan sonra Mustafa gözü ağrıdığı için annesinin ilaç sürmesinden sonra sargılı olduğu halde sabah kalktığında evlerinin damından düştü, uzun süre kendine gelemedi Kendisine geldiğinde artık zayıf bünyeli bir çocuk olmuştu Bunları anlattıktan sonra profesör gözlerini delikanlıya dikti ve şunları söyledi; “Mustafa İnan ölseydi, belki de uzun yıllar mekanik kolunda iyi bir öğreticiden yoksun kalacaktık Belki de seninle dün tanışamayacaktık, yani bizim ülkede herşey pamuk ipliğine bağlı Belki de nice Mustafa İnan’lar damdan düştükten sonra bir daha kendine gelememişlerdir, belki de daha önceleri doğum sırasında filan ölmüşlerdir Belki nice Mustafa İnan’larda bütün görünmez ve görünür kazaları atlattıklar halde, ne yapacaklarını bilmedikleri için damdan düşmekten beter olmuşlardır Ne dersin?



Alıntı Yaparak Cevapla