Yalnız Mesajı Göster

Bir Bilim Adamının Romanı Yazar: Oğuz Atay Kitap Özeti

Eski 10-21-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Bilim Adamının Romanı Yazar: Oğuz Atay Kitap Özeti




Üniversitede öğrencilerin çoğu Mustafa İnan gibi parasız yatılı kaderini yaşıyordu Mustafa İnan gibi kendisinden birşeyler beklenen öğrencilerin çoğu kısmetlerini zorlukla geçen öğrencilik yıllarını biran önce unutmak istercesine serbest piyasaya atılıyorlardı Üniversiteye asistan bulmak kolay olmuyordu Üniversitede kalmak, hayata atılmamak gibi görülüyordu Peki hayata atılanlar ne yapıyorlardı? ‘düşünme yeteneğini gittikçe kaybettiğimi hissediyorum’ diyor bunlardan biri ‘karşıma çıkan meselelerin öğrendiklerimle hiçbir ilgisi yoktu, bunların hakkından gelmek için öyle uzun boylu düşünmeye ihtiyaç yoktu, yalnız konuşmak gerekiyordu Böylece en az düşünen insanlardan biri oldum zamanla’

Mustafa İnan teknik mekanik derslerine (mekanikçiler kırılmasınlar diye haberleri olmadan) vektörel cebri de ekleyerek anlatıyordu Böylece dersler bir matematik-fizik bütünlük kazandı Onun dersini dinleyenler daha önce birşeyler öğrenmemiş olmanın sıkıntısını çekmezlerdi

Mustafa Hoca bir mukavemet hocası olarak elastik sistemleri rijit sistemlere tercih ediyordu ve Türk toplumunda kapalı bir sistem içinde kaldıkça kendisiyle hesaplaşmaya girişmeyeceğini düşünüyordu Hayat şartlarının kapalı sistemleri yaşatmayacağını biliyordu İnsanın bir ömür boyunca heyecan içinde yaşaması ve yaşarken de çevirmeden kendisiyle hesaplaşması demekti bu nefis muhasebesiydi

Mustafa İnan düşünmek konusunda bir seminerde şunları söylemişti; ‘düşünmek, ilmi araştırmalar sonunda sabit olmuştur ki, en çok enerji sarf edilmesi icap eden fiziki bir olaydır Bu enerji bulunmadığı için veya sarf etmek külfetine doğuştan istekli olmayan insan yavrusu ise böyle bir işe karşı daima tembellik içindedir Her fırsatta ondan kaçmak yolunu bulur Onun için düşünme sporu ile bu işe alıştırılması ve düşünme sanatını öğrenmesi gerekir

Kendisi de bu sporu çok yapmış ve çevresine de devamlı yaptırmıştı Daima mühendisliğin çarpma bölme işaretinde olduğu, , beş katlı apartman yerine on katlı apartman dikmek olmadığını anlamaya çalışmıştır

‘Tolerans ve tabiat’ adlı incelemesinde manevi hayat için önemli olan bu dünya görüşünün cansız dünya içinde benzer şekilde düşünebileceğinden bu suretle de toleransın evrensel bir anlayış tarzı olduğundan bahsediyordu Ölçü tekniği ne kadar ileri olursa olsun, her büyüklüğü istenilen duyarlılıkta ölçmek mümkün değildir 1921’lerde Alman fizikçi Heisenberg’in koyduğu ‘Belirsizlik’ prensibine göre mesela bir elektronun hızını ne kadar kesin tayin etmek istersek, yerinin belirtilmesi de o kadar çok yaklaşıklı olur Yani elektronun hem hızı hem de yeri aynı kesinlikle tayin edilemez, bunu tabiat izin vermez Bununda bir sınırı vardır Olaylarda kesinlik yok demek kuralsızlık kaos vardır anlamına da gelmez Canlı-cansız bütün alemlerdeki olaylar sınırlı bir toleransla ele alınmalıdır Tolerans evrensel bir düşünce tarzıdır Mustafa Hoca herkese ve herşeye karşı tolerans istiyordu İnsanlar ne kadar çok şey bilirse, öğrenirlerse yaşamlarında da toleransa o kadar çok yer verirler diyordu Uğraştığı günlük hayatla ilgili çeşitli konular yanında bilimsel alanda da bir çok çalışmaya önderlik ediyordu Mekanik kongrelerinde yabancı bilim adamlarıyla birlikte tebliğleri okunan Türk bilim adamları yabancılarla bir farklılıkları olmadığını keşfediyordu Mustafa Hoca taşıma matrisi konusunda dünyada çalışma yapan 14 bilginlerden biri olmuştur

Esas uzmanlık alanı fotoelastisite idi Yani cisimlerin elastik şekil değiştirmelerinde cisim içindeki gerilmelerin dışarıda fotoğrafla incelenmesidir Böylece sistemlerin modellerinde gerilme ve mukavemet analizleri yapabiliyordu

Sağlam, özgün bir matematik kültürümüzün temelini eserleriyle atan matematikçi Kerim Erim Hoca gibi Mustafa Hoca’da matematiğe çok önem veriyordu Herkes matematikçiydi, kendisi bilsin bilmesin bu böyleydi Matematik bilmeyen bir felsefeci ruhun ölmezliği üzerine düşünürken bile Afrika yerlilerinin vardığı sonuçlara ulaşabilir Düşünen ve bir şeyler ortaya koymak isteyen her insan matematikçidir

Cisimlerin mukavemeti kitabı hocanın ilim nakilciliğini ya da ithal malı ilim yerine telif ilim getirme çabasının elle tutulur bir örneğiydi Bunun haricinde üç kitabı daha yayımlandı

27 Mayıstan sonra Cemal Gürsel’in Bayındırlık Bakanı olarak hocalığı bırakma teklifini kibarca reddetti Genç yaşta rahatsızlanarak gittiği Almanya’da 5 Ağustos 1967’de (56 yaşını doldurmadan) lösemiden vefat etti

Kitap ; şans eseri tanıştığı bir genç mühendis adayına Mustafa İnan’ı tanıyan Profesör’ün Mustafa İnan gibi bilim adamı olmanın anlamı konusundaki tavsiyeleriyle sona erer Yazarın da İTÜ mezunu bir mühendis olmasından kaynaklanan çok çeşitli yaşanmış gerçek örneklerle zenginleştirilmiş esprili akıcı bir anlatımı vardır






Alıntı Yaparak Cevapla