10-21-2012
|
#3
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aruz Vezni İle İlgili Bilgiler
13- Mısralardaki imale ve zihaf kusuru olan heceleri altı çizilerek belirtilmiştir
14- Bir şiirin vezni bulunurken şu işlemler yapılır:
a) Veznini bulacağımız mısraların hecelerindeki uzun seslilere dikkat ederek yazmalıyız
b) Önce mısralardaki hecelerin açık mı kapalı mı oldukları tespit edilir
c) Medli hece olup olmayacağı özellikle kontrol edilmelidir Bu ihmal edilirse bir mısradaki hece değeri eksik çıkar Mısralardaki heceler sayılarak medli hece olup olmadığı konusunda bir ipucu yakalayabiliriz
d) Hecelerin açık kapalı değerleri karşılıklı kontrol edilir Önce imkân varsa ulama, yoksa imale yapılır Zihaf çok az bulunduğu için en sonra o ihtimal düşünülür
e) Hecelerin karşılaştırılması yapıldıktan sonra açık kapalı değerleri çizgi ve nokta şeklinde ayrı bir yere geçilir Mısra sayısına göre tef‘ile sayısı tahmin edilmeye başlanır İlk tef‘ile en az heceden oluşur Genelde az heceli Fa’, Fe i lün, Fâ i lün gibi tef‘ileler sonda bulunur
f) Yazılan aruz kalıbı ile işaretler arasında uyum olmasına dikkat etmelidir
ARUZ, hecelerin kısalığına ve uzunluğuna dayanan şiir ölçüsüdür Arap edebiyatında İslam dininin ortaya çıkmasından önce doğ*muş ve kuralları belirlenmiştir Aruzun te*mellerinin eskiçağlarda devesinin sırtında uzun çöl yolculukları yaparken bir türkü tutturan Araplar'a kadar uzandığı ileri sürül*müştür Bu görüşe göre deve, binicisinin türküsüne göre adım atmakta, eğer türkünün ritmindeki ara kısa ise hızlı, uzun ise yavaş gitmekteydi Bunun farkına varan çöl yolcusu Arap'ın, devenin ağır ağır attığı dört adımdan aruzun temelini oluşturan ilk şiir ölçüsünü çıkardığı söylenir Daha sonra usta şairlerin elinde gelişen bu ölçünün kurallarını ilk kez Arap dilbilimci Halil bin Ahmed (yaklaşık 718-776 ya da 791) belirlemiştir Arap edebi*yatında yaygınlık kazanan aruz zamanla başta İran ve Türk şiiri olmak üzere İslam dinini kabul eden bütün ülkelerin edebiyatını etki*ledi Aruzda heceler uzun (kapalı) ve kısa (açık) olarak ikiye ayrılır Uzun heceler sen, al, tut örneğinde olduğu gibi ünsüz harfle ya da â, î gibi düzeltme imli bir ünlü harfle biter ve çizgi (-) ile gösterilir Kısa heceler ise bu, di, a örneğinde olduğu gibi ünlü bir harfle biter ve nokta ( ) ile gösterilir Dize sonundaki hece*ler kısa da olsa uzun sayılır Bu uzun ve kısa heceler çeşitli biçimlerde yan yana gelerek kalıpları oluşturur ve her kalıp/&'/«« (—),fâilâ-tün (- • —), mefâîlün (•-------------- ) gibi değişik adla anılır Bu küçük kalıpların yan yana gelmele*rinden vezin adı da verilen büyük kalıplar oluşur Bu kalıpların en çok kullanılanların*dan ikisi şunlardır:
Fik ri hür vic /dâ nı hür ir/fâ m hür bir /şâ i rim Fâ i lâ tün/fâ i lâ tün/fâ i lâ tün/fâ i 1ün -•--/-•--/-•--/-•-(Tevfik Fikret)
Be lâ sın ben/de bil mem kız/mı sın oğ lan/ Me fâ î lün/me fâ î lün/me fâ î 1ün/
_-_/ _ _ _/ ___/
mı sın kâ fir me fâ î 1ün
(Nedim) _ _ _
Aruz ölçüsünü Araplar'dan sonra İranlılar kullanmış, oradan Türkler'e geçmiştir Daha önce hece vezni ile şiir yazan Türk şairleri İslam dinini kabul ettikten sonra aruz ölçüsüy*le şiir yazmaya başladılar Ama Türkler için aruz kalıplarını kullanmak kolay olmadı Arapça ve Farsça'daki gibi uzun ünlü bulun*mayan Türkçe ile aruz kalıplarına uygun şiir yazmak zordu İlk dönemlerde hece ölçüsüne yakın kalıplar kullanmak ve kimi ünlüleri uzatmak gereğini duydular Ancak, aruz ka*lıplarıyla başarılı şiir yazmak için bu da yeterli olmadı Zamanla Türkçe'ye giren Arapça ve Farsça sözcükler ve dil kuralları aruz kalıpla*rının başarıyla kullanılmasını sağladı Türk edebiyatında aruzla yazılmış ilk yapıt Kutadgu Bilig'dir (1069) 16 yüzyılda Fuzulî ve Bakî gibi divan şairleri aruz ölçüsünü kusursuz denilebilecek bir düzeyde kullan*dılar Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy, Yah*ya Kemal Beyatlı aruzu büyük bir ustalıkla kullanan son şairlerdir Cumhuriyet sonrasın*da aruz yerini, hece ölçüsü ve serbest şiire bırakmıştır
|
|
|
|