| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Servet-İ Fünun Dönemi Gelişmeleri 
 
            Servet-i Fünun Dönemi Gelişmeleri
 
 Servet-i Fünun, daha önce Ahmet İhsan tarafından çıkarılan bir fen dergisidir
  Recaizade, 1895 sonlarında derginin başına Tevfik Fikret’i getirir  Tanzimat’la birlikte başlayan edebiyatı Avrupa ruhu ve teknigi içinde yenileştirme hareketi, 1896-1901 yılları arasında, Servet-i Fünun dergisi etrafinda, Recaizade önderliginde toplanan yeni nesille ikinci bir hamle yapmıştır  
 Edebiyat-ı Cedide, diğer bilinen ismiyle Servet-i Fünun Edebiyatı, II
  Abdülhamit döneminde, Servet-i Fünun dergisi çevresinde toplanan sanatçıların batı etkisinde geliştirdikleri bir edebiyat hareketidir  Bu hareket 1896′dan 1901′e kadar etkili olmuş ve II  Abdülhamit’in baskı döneminden geçmiştir  16 Ekim 1901 yılında Hüseyin Cahit Yalçın’ın Fransızcadan çevirdiği “Edebiyat ve Hukuk” başlıklı makalenin dergide yayınlanması üzerine dergi kapatılmış, dolayısıyla Servet-i Fünun topluluğunun faaliyetleri de son bulmuştur  
 Servet-i Fünun veya Edebiyat-ı Cedide devri, Türk edebiyatında 1860′tan beri devam eden Doğu-Batı mücadelesinin kesin sonucunu (Batı edebiyatının lehine) belirleyen aşamadır
  Gerçekten yoğun ve dinamik çalışmalarla geçen bu kısa dönem sonunda Türk edebiyatı, gerek anlayış, gerek içerik, gerekse teknik bakımdan tamamıyla Batılı bir nitelik kazanmıştır  Bu döneme Servet-i Fünun adının verilmesi bu edebi hareketin Servet-i Fünun dergisinde gerçekleşmesindendir  Adından da anlaşılacağı gibi önceleri ‘fen’ konularını ele alan bu derginin yazı işleri müdürlüğüne Tevfik Fikret’in getirilmesiyle dergi, bütünüyle bir edebiyat dergisi haline gelir (7 Şubat 1896)  
 Divan edebiyatına karşı kurulmasına çalışılan Avrupai Türk edebiyatını ifade için kullanılan ‘Edebiyat-ı Cedide’ (yenilikçi edebiyatçıları) teriminin bu harekete ad olması ise, hareketin bu terimi bütünüyle benimseyip, kendi hakkında da sıkça kullanmasındandır
  Bu hareketin 1901 yılında, Hüseyin Cahit Yalçın’ın Fransızcadan çevirdiği ‘Edebiyat ve Hukuk’ adlı makalesinin II  Abdülhamit yönetimince kışkırtıcı bulunarak, derginin kapatılmasıyla son bulduğu kabul edilir  
 Bu nesli Ali Ekrem, Cenap Şahabettin, Süleyman Nazif, Mehmet Rauf, Tevfik Fikret, Hüseyin Cahit, Ahmet Hikmet, Faik Ali, Celâl Sahir, Hüseyin Suat oluşturur
  Sonradan Halit Ziya da bu gruba katılmıştır  Dönem, 2  Abdülhamit’in istibdat dönemidir  Dönemin bu özelliği sebebiyle edebiyatçılar içe dönük davranmış, kişisel konuları, içliliği, aşkı, karamsarlığı, hayal kırıklığını, tabiat güzelliklerini, melânkoliyi ve üzüntüyü işlemişler; toplumsal sorunlara değinmemişlerdir  Adeta yüksek zümre edebiyatı gibidir  Bunda Recaizade’nin büyük etkisi vardır  
 Servet-i Fünuncu ve Edebiyat-ı Cedideciler denilen grup, Fransız edebiyatının özelliklerini büyük ölçüde Türk edebiyatına adapte etmeye çalışmışlardır
  Fransız realizmi örnek alınmıştır  Tanzimat döneminde başlayan ve benimsenen, dildeki yabancı unsurları ayıklayarak sade Türkçe’ye geçiş hareketi bu devirde durmuş, Arapca ve Farsça kelimelere yeniden itibar edilmeye başlanmıştır  
 Tanzimatçıların birinci dönem sanatçıları, sanat toplum içindir prensibini benimserken, Servet-i Fünuncular ise Tanzimat’ın ikinci dönemindeki gibi sanat sanat içindir prensibi ile hareket etmişlerdir
  Topluluğun üslûbu süslü ve sanatlı; ruh ve ifade tarzı ise Avrupai’dir  Şiirde aruz vezni kullanılmakla birlikte, nazım şekillerinde ve konularda büyük yenilikler yapılmıştır  nazmı nesre yaklaştırmışlar, beyit bütünlüğü yerine konu bütünlüğünü esas almışlardır  Bir cümle birkaç dizede/beyitte tamamlanabilir  
 Fransız şiirinden alınan sone ve terza-rima gibi şekiller ve serbest müstezat çokça kullanılmıştır
  Kafiyede kulak kafiyesi benimsenmiştir  Romanda ve hikâyede batılı anlamda başarılı örnekler verilmiştir  Romanda tahlile ve teferruata yer verilmiş, modern kısa hikayenin ilk örnekleri bu dönemde şekillenmiştir  Roman ve hikâyede olaylar ve kişiler tamamen İstanbul’a, seçkin tabakaya aittir  Romanda realizmden, şiirde parnasizm ve sembolizmden etkilenmişlerdir  
 Bu dönemde gazetenin yerini dergiler almıştır: Servet-i Fünun, Malûmat, Mektep, Mütalâa, Hazine-i Fünun, Resimli Gazete…
 
 Şiir, roman, hikâye, tiyatro, tenkit ve hatırat türlerinde başarılı eserler veren Servet-i Fünun temsilcilerinin en tanınmışları, Şiirde Tevfik Fikret, Cenap Şehabettin, Süleyman Nazif; Roman ve hikâyede Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Hikmet Müftüoğlu’dur
  
 Servet-i Fünun edebiyatına katılmayarak gene batılı anlayışla eserler verenler arasında Ahmet Rasim hatırat türü ile, Hüseyin Rahmi Gürpınar İstanbul’u anlatan romanları ile yeni Türk edebiyatını desteklemişlerdir
  Servet-i Fünun dergisinin 1901’de kapatılmasıyla topluluk da dağılır  
 
 
 |