Prof. Dr. Sinsi
|
Batı Edebiyatı Ve Edebi Akımlar
Yapıtlarının etkileyici olmasını , hoşa gitmesini, tarih biliminden ayrılabilmesini ve din dışı konulara eğilmesini temel ilke olarak kabul etmişlerdir
Edebiyat türü olarak daha çok tiyatroyu, tiyatro türü olarak da trajedi ve komediyi benimsemişlerdir
Başlıca temsilcileri:
Boileau (şiir)
La Fontaine (fabl)
Racine, Corneille (trajedi)
Moliere (komedi)
Madame de La Fayette (roman)
La Bruyere (karakterleriyle)
Bossuet (hitabet)
“Klasisizm, geçici rağbeti değil, sürekli rağbeti arar” Andre Gide
TÜRK EDEBİYATINDA KLASİSİZM
Türk edebiyatı Batı’ya açıldığında klasisizm dönemini tamamlamıştır Bu nedenle edebiyatımızda klasisizmin önemli bir etkisi olmamıştır
Şinasi’nin “Şair Evlenmesi”adlı komedisi, La Fontaine’den yaptığı çeviriler ve Ahmet Vefik Paşa’nın Moliere’den çevirileri, bu anlayışın ürünleri olarak sıralanabilir
ROMANTİZM (COŞUMCULUK)
1830’lu yıllarda klasisizme tepki olarak doğmuştur Victor Hugo’nun “Hernani” adlı oyunuyla bir edebiyat akımı olarak başarıya ulaşmıştır 1789’da fransız İhtilali’yle birlikte derebeylik ve aristokrasi çökmüş; yeni bir yapılanma ortaya çıkmıştır Buna bağlı olarak romantizm, yeni duygu, düşünce ve idealleri anlatmayı amaçlamış, sanatın ve sanatçının kurallardan kurtulup özgürleşmesini savunmuştur
Avrupa’da o zamana kadar süregelen Latin ve Yunan hayranlğı yerini Shakespeare, Goethe ve Schiller hayranlığına bırakmıştır
Klasik öğretinin bütün kuralları yıkılmış, Latin ve Yunan edebiyatları yerine Hristiyanlık mucizeleri, milli efsanler işlenmiş; konular ya tarihten ya da günlük olaylardan çıkarılmıştır Tabiat manzaralarının, yerli ve yabancı törelerin betimlenmesine geniş yer verilmiş, insan psikolojisinin soyut olarak incelenmesi bırakılarak, insanlar çevrelerinde incelenmiş, insanın islâhından önce toplumun ıslâhı amacı ön plana alınmıştır Klasik edebiyatın akıl ve sağduyuya önem vermesine karşılık, romantizmde hayal ve fanteziye geniş yer verilmiştir Yazarlar eserlerinde kişiliklerini gizlememişler, olaylar karşısında duygu ve görüşlerini açıkça anlatmışlardır Romantik şiirde, doğa sevgisi; bireycilik; Ortaçağa, yabancı ülkelere, Doğu’ya hayranlık; toplumsal geleneklere isyan; duygulara, doğaüstü güçlere, rüyalara, ihtiraslara bağlılık dikkat çeker
Zıtlıkların uyumunu ilke olarak benimseyen romantikler hayatı güzel, çirkin  bütün yönleriyle vermeye çalışırlar
Klasiklerin önemsediği din duygusuna geniş yer veren romantiklerin kahramanlarının çoğu dindardır
Din, her şeyin gelip geçici olduğunu söylediği için de kahramanlar , genellikle kuşkulu, üzüntülü ve karamsardırlar
Edebiyat dilindeki kalıplaşmış kelimeler yerine, günlük konuşma dilini kullanmayı benimseyen romantikler, her sınıftan insanı da eserlerine konu olarak almışlardır
Genel olanın yerine özeli, tipin yerine gözalıcı olanı seçmişlerdir Aşk, ölüm, tabiat en belli başlı konular olarak dikkat çeker
Bu akımda oyun türlerinden dram, edebiyat türlerinden de roman gelişmiştir
Başlıca temsilcileri:
Victor Hugo (Sefiller Notre Dame’in Kamburu, Cromwell, Hernani      )
J Jack Rousseau (Emile, İtiraflar, Toplum Sözleşmesi)
Goethe (Faust)
Lamartine (Greziella)
A Dumas Pere (Üç Silahşörler, Monte Kristo Kontu)
A Dumas Fils (Kamelyalı Kadın)ýý
Alfrede de Musset (şiirleriyle)
Schiller (“Haydutlar” adlı dramı ve denemeleriyle)
Lord Byron (Don Juan, diğer şiirleriyle)
Chateaubrian
Puşkin
Shakespeare
Stendhal (Romantizmden realizme geçmiştir)
Balzac (Romantizmden realizme geçmiştir)
“Romantizm, ağlayan yıldız, inleyen rüzgar, ürperen gece, kendinden geçen çiçektir”
Musset
“Romanitzm, varlıkların olduklarından başka türlü olmadığına, olmayacağına üzülmektir”
A Gide
TÜRK EDEBİYATINDA ROMANTİZM
Tanzimat edebiyatı dönemindeki ürünlerin çoğunluğu romantik akımın etkisiyle kaleme alınmıştır
Namık Kemal roman ve tiyatrolarıyla
Ahmet Mithat, ilk romanlarıyla
Recaizade Mahmut Ekrem, şiirleriyle
Abdülhak Hamit, tiyatrolarıyla
REALİZM (GERÇEKÇİLİK)
19 yüzyılın ikinci yarısında romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır
1857 yılında Gustave Flaubert’in “Madame Bovary” adlı romanıyla, realizmin, romantizm karşısındaüstünlük sağladığı kabul edilmektedir
Realizmde, duygu ve hayaller yerini, toplum ve insan gerçeklerine bırakır Konular gerçekten alınır Yaşanan ve gözlenen gerçek bütün çıplaklığıyla anlatılır Bunun sağlanması için gerektiğinde anket gibi bazı sanat dışı yöntemlere bile başvurulmuştur
Bu akımda, gerçeğin anlatılması için kişilerin psikolojileri, onların kişiliklerini etkileyen çevrelerinin tanıtımı, içinde bulundukları ortam ayrıntılarıyla verilir Onun için de betimleme, realist yazarlarda en önemli anlatım biçimi olarak dikkat çeker Yalnızca yaşananın anlatılmasına yönelen gerçekçiler, olaylar ve kişiler karşısında tarafsız davranırlar Eserlerine kendi duygu, düşünce ve yorumlarını katmazlar Yine, gerçek hayatın anlatılması esas olduğu için eserlerinde toplumun sıradan insanlarına rastlanır Eserlerinde daha çok yaşamın olağan olaylarına yöneldikleri için çok basit bir konu bile ele alınıp işlenir
Gerçekçi yazarların okuyucuyu eğitme gibi bir amaçları yoktur Gözlem, araştırma ve belgelere dayanarak, yaşananı nesnel bir şekilde aktarmayı amaçlarlar
Gerçekçi yazarlar, biçim güzelliğine çok önem vermişler, dilde ve anlatımda süsten, özentiden kaçınmışlardır
Başlıca temsilcileri:
Stendhal (Kırmız ve Siyah, Parma Manastırı)
Balzac (Goriot Baba, Vadideki Zambak, Eugenie Grandet)
G Flaubert (Madame Bovary)
Lev Tolstoy (Savaş ve Barış, Diriliş, Anna Karenina)
Dostoyevski (Suç ve Ceza)
A Çehov (Vanya Dayı, Vişne Bahçesi)
M Şolohov (Ve Durgun Akardı Don)
E Hemingway (Çanlar Kimin İçin Çalıyor)
J Steinbeck (Gazap Üzümleri)
Herman Melville (Moby Dick)
Charles Dickens (Oliver Twist, David Copperfield)
Gogol (Müfettiş, Ölü Canlar)
Turganyev (Babalar ve Oğullar)
M Gorki (Çocukluğum, Benim Üniversitelerim, Ekmeğimi Kazanırken)
“Roman dediğin, bir uzun yol üzerinde dolaştırılan bir aynadır Bir bakarsın göklerin maviliğini, bir bakarsın yolun irili ufaklı çukurlarında birikmiş çamuru görürsün Sonra da kalkıp heybesinde bu aynayı taşıyanı ahlaksızlıkla mı suçlayacaksınız? Aynası çamuru gösteriyor diye aynaya kabahat bulmak olur mu? Böyle çamurlu çukura bulunan yola, daha doğrusu suyun akmasını, kokmasını, çamur çukurları meydana getirmesini önlemeyen temizlik müfettişine   ”
Henri B Stendhal
TÜRK EDEBİYATINDA REALİZM
Recaizade Mahmut Ekrem (Araba Sevdası)
Samipaşazade Sezai (Zehra)
Nabizade Nazım (Kara Bibik)
Halit Ziya Uşaklıgil (Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar)
Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Kiralık Konak, Yaban     )
Memduh Şevket Esendal (Ayaşlı ve Kiracıları)
Reaşat Nuri Güntekin (Romanlarıyla)
Refik Halit Karay (Romanları ve hikayeleriyle)
Sait Faik Abasıyanık (Roman ve hikayeleriyle)
NATÜRALİZM (DOĞALCILIK)
|