|
Prof. Dr. Sinsi
|
Eski Anadolu Dillerine Toplu Bir Bakış
Anadolu hiyeroglif yazı sisteminin uzun bir geçmişi vardır Hiyeroglifler, bazılarına göre, logografik işaretler içeren ve MÖ 18 -17 yüzyıllara tarihlenen damga mühürlerle başlamıştır En geç döneme ait metinler ise, MÖ 8 yüzyıla tarihlenmektedir Bazı araştırmacılarda, bu kadar erken bir başlangıç yerine, MÖ 15 yüzyılı kabul etmek eğilimindedirler Yazıtların coğrafi yayılış sahası, en batıda Spylus ve Krabel’den, kuzeyde Boğazköy ve Alacahöyük’e, doğuda Malatya, Samsat ve Tell Ahmar’a (Til Barsip), güneyde Rastan ve Hama’ya kadar uzanan genişliktedir MÖ 14 Ve 15 Yüzyıllar arasında kalan “Karanlık Çağ”da yazı, basit başlangıcından çıkıp logogramlar, hece değerleri ve yardımcı işaretlerle birlikte tam olarak gelişmiş bir yazı sistemine doğru tapınakta, orduda, diğer yasal organlarda, kaya yazıtları, mühürler ve tahta tabletler üzerinde kullanılmaktaydı İmparatorluk dönemine ait Halep yazıtları, Luwi dilinin tartışmalı bir sorun olduğunu yansıtırlarsa da, Geç Hitit yazıtlarının Luwi dilinde yazılmış olduğu belli olmaktadır
Hurri dili Hitit metinlerinde Hurlili olarak geçmektedir MÖ III bin yılın son yüzyıllarında Hurriler, coğrafi olarak Kuzey Mezopotamya ovasına ait olan Mardin bölgesinde bulunuyorlardı Bu semitik ve Hint-Avrupalı olmayan etnik grubun, Doğu Anadolu Dağlarını aşarak Anadolu’ya gelmiş oldukları genellikle kabul edilen bir görüştür MÖ II bin yılın başlarında Hurriler, Güney Anadolu ve Kuzey Mezopotamya’ya dalgalar halinde yayıldılar Daha sonra, MÖ 1500-1400 yılları arasında kalan “Karanlık Çağ” da, Kilikya, Toros ve Anti-Toros (MÖ II bin metinlerindeki Kizzuwatna) bölgelerine süzülmüş oldukları kabul edilmektedir Hurca metinler, Urki (MÖ 2300, Mardin bölgesi), Mari (MÖ 18 yüzyıl, Orta Fırat bölgesi), Amarna (MÖ 1400, Mısır), Boğazköy (Hitit İmparatorluk dönemi) ve Ugarit (MÖ 14 yüzyıl, Kuzey Suriye kıyısı) gibi değişik kentlerde bulunmuştur Mensup olduğu dil ailesi tespit edilmiş değildir
Urartu dili, Hurca’nın geç bir dönemde kullanılan bir diyalekti değildir Onunla ortak bir atadan gelmesine rağmen, ondan tamamen ayrı bir dildir MÖ 9 ve 6 yüzyıla kadar geçen zamanda Urartu dili, Van Gölü civarına üstlenmiş, fakat aynı zamanda Modern Rusya’da Transkafkasya’ya, Kuzey İran’a ve zamanında Suriye’nin kuzey bölgelerine kadar da uzanmış olan Urartu Devletinin resmi dili olarak Güneydoğu Anadolu’da kullanılmıştır Urartu metinleri, Yeni Asur yazısının bir variyantında yazılmışlardır ve daha çok anıtsal yazıtlardan (imar ve sulama faaliyetleri ile ilgili anallar ve adaklardan), tapınakta adanmış olan miğfer, kalkan ve bazı tunç eşyaların üzerindeki küçük yazıtlardan ve birkaç çiviyazılı ekonomik nitelikteki tabletlerden meydana gelmektedir Urartu dili ve Asurca’da yazılmış olan çift dilli Kelişin, Topzava ve Kevenli yazıtları, dilin anlaşılmasını sağlayacak çok önemli veriler oluşturmaktadırlar Çiviyazılı Urartu Metinlerine ek olarak, henüz çözümlenmemiş ve hakkında ciddi bir teşebbüsü yansıtacak çalışmalar yapılmamış olan bir yerel hiyeroglif yazısı da vardır Bu dilinde mesup olduğu dil ailesi tespit edilmemiştir
I bin yıldaki alfabetik diller ise Frigçe, Lidce, Karca, Likçe ve Sidece’dir Frig yazıtları ve graffitleri iki kısma ayrılabilir: 1) MÖ 730 ile 450 yılları arasına tarihlenen tipik Frig Alfabesinde yazılmış Eski Frig metinleri, 2) MS I ve II yüzyıllara tarihlenen Grek alfabesinde yazılmış epigramlar niteliğindekiYeni Frig yazıtları
Eski Frig metinleri, bir orta ve birde Doğu olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır Orta grup metinleri, Midas kenti ve civarında bulunmuştur Doğu grubu metinleri ise Frigler’in doğuya doğru yayılmış oldukları enuzak alanlarda, örneğin Hattuşa’da, Alacahöyük ve civarında, Tyana’da ele geçen yazıtlarla birlikte Gordion’da bulunmuştur Frig dilinin Hint-Avrupa özellikleri konusunda kesin bir görüş birliği bulunmaktadır Frig dili, Hint-Avrupa dil grupları arasında daha çok Grekçe ile alakalı olarak kabul edilmiştir Bunun yanı sıra, bazı bilim adamları, Frig dilinin Anadolu ve Balto-Slav dilleri ile ilişkileri olabileceği ihtimali üzerinde durmuşlardır
Amerikalı Rodney S Young, Gordion’da bulunmuş olan yeni verilr ışığında yapmış olduğu çalışmada, Eski Frig alfabesinin Kilikya ve Kuzey Suriye kıyılarında kullanımış olan bir proto-tipe bağımlı olabileceğini öne sürmüştür Buna karşılık, Frig alfabesinin Grek alfabesinden türemiş olduğunu öne süren eski görüşlerin elimine edilmesine gerek yoktur Tarihi olarak Frig alfabesinin bir proto-tipten türemiş olması hiçbir problem doğurmamaktadır, çünkü MÖ 8 yüzyılın ikinci süresince bu topraklarında Grek yerleşim yerlerinin varlığı, arkeolojik bulgularla olduğu kadar , Geç Grek tarihi kaynakları ve Asur analları tarafından da fazlası ile tastik edilmiştir Bununyanı sıra, Fransız dilbilimci Michel Lejeune tarafından ortaya konan Frig alfabesi ile ilgili bazı deliller, bu alfabenin Grek alfabesinden türemiş olduğunu öne süren araştırmacılar için gene delil teşkil etmektedir
Gömüt, adak ve çok sayıda graffitiden meydana gelen Lidce metin ve yazıtlar, yaklaşık 70 civarındadır İki küçük çift dilli, Grekçe-Lidce ve Aramca-Lidce olarak yazılmış olan metinler, araştırmalar için büyük yararlar sağlamışlardır Lidce metinlerin yaklaşık on kadarı MÖ 7 Ve 6 yüzyıllara kadar tarihlenebilmekte, fakat pek çoğu MÖ 4 Yüzyıldan gelmektedir Lidya alfabesi bir Doğu Grek alfabesinden türemiştir Grek alfabesindeki fazla sesler, örneğin “ks, ps ve ds” gibi, özel Lidce sesler için kullanılmıştır Ayrıca ek işaretlerin bazılarıda, ya Anadolu alfabesinden alınmış ya da serbest bir şekilde yaratılmıştır Çalışmaların sonucunda Lidce’nin Hint-Avrupa özelliklerine sahip olduğu ve Hititçe ile akraba olduğu ortaya çıkmıştır Lidce’de Anadolu dillerindeki genel durum olarak, ayrıca bir dişil cinse rastlanmamıştır
Karca yazıtlar yaklaşık yüz kadardır Bunların büyük bir kısmı, Mısırda bulunmuş graffitilerden oluşmaktadır Bunlar, MÖ 664-525 yılları arasında yer alan Saiti dönemi Mısır Firavunlarının hizmetinde bulunan Karyalı tüccarlar tarafından orada bırakılmışlardır Kısa ve küçüktürler Ayrıca Karya topraklarında da yazıt bulunmuştur Bunlar diğerlerine oranla çok daha uzun oldukları için önem taşımaktadırlar Atina’da da Grekçe-Karca küçük bir çift-dilli yazıt bulunmuştur Karya dilinin Hint-Avrupa dilleri arasında Anadolu dilleri grubunda sınıflandırılabileceği görüşü uygun, fakat henüz kanıtlanmamıştır
Şimdiye kadar bulunmuş Likçe yazıtlar ise 150 kadardır Yerel bir Likçe alfabede yazılmışlardır Lidce’de olduğu gibi bir Doğu Grek proto-tipinden değil, Batı Grek proto-tipinden kaynaklanmıştır Likya sikke yazıtları, MÖ 500 ve yaklaşık olarak 360 yılları arasında bir döneme tarihlenirse de, Likya anıtsal yazı geleneğinin daha uzun dönemlerden itibaren MÖ 3 yüzyıla kadar sürmüş olabileceği düşünülmektedir Yapılan çalışmalarla Likçe’nin bir Hint-Avrupa dili olduğu ortaya çıkmıştır
Side dili hakkındaki bilgiler MÖ 5 ve 3 yüzyıllara tarihlenen Side sikkeleri üzerindeki yazılardan ve MÖ 2 ve 3 yüzyıllara tarihlenen ikisi çift dilli beş yazıttan gelmektedir Side dili özel ve yerel bir niteliğe sahiptir Grekçe bir niteliğe sahiptir Grekçe bir proto-tipten ziyade, semitik bir yazı sisteminden türetilmiştir Grek etkisi, çift dilli yazıtlarda da ortaya çıktığı gibi, hemen hemen hiç yoktur Side dili hakkında ilk güvenilir çalışma Helmut Th Bossert tarafından 1950’de gerçekleştirilmiştir Side dilinde bulunan bir grup işaretin değeri henüz karalaştırılmamıştır Bunun yanı sra, araştırmalar,metinlerin verimli bir analizi ile dilin sınıflamasını yapabilecek bir aşamaya ulaşamamıştır
KAYNAKÇA
Milattan Önceki Dönemlerde Anadolu Dillerine Toplu Bir Bakış, Alkım Konferansları, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 1989 
Dinçol, M Ali, Eski Anadolu Dillerine Giriş, İTÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1970 
Alp, Sedat, Hitit Çağında Anadolu, Tübitak yayınları, 2001
|