10-21-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Millî Kimlik Oluşturmada Dilin Önemi
Yukarıda belirtmeye çalıştığımız bu önemli işlevi dolayısıyla dil, özel olarak üzerinde durulmayı hak etmektedir ve her toplum kendi diline bu özel ilgiyi göstermektedir Bu özel ilgi hem dilin araştırılması ve geliştirilmesi için söz konusudur, hem de toplumu bir ve beraber olarak devam ettirebilmek için Ancak dilin araştırılma ve geliştirilmesi ile toplumu bir ve beraber olarak devam ettirebilmek için dil konusunda takip edilecek politika birbirinden tamamen ayrı değildir İkisi karşılıklı olarak birbirini etkiler Araştırma ve geliştirme, toplumun tutkalı olan dilin daha iyi anlaşılması ve sağlamlaştırılması sonucunu doğurur; uygulanacak özel dil politikaları da araştırma ve geliştirmeye ilgiyi arttırır
Araştırma ve geliştirme, üniversitelerin ve akademik kuruluşların işidir Toplumun birlik ve beraberliğini ve bunun devamını sağlayan unsur olarak takip edilecek dil politikası ise öğretim kurumlarını ilgilendirmektedir Öğretim kurumları dilin bu özelliğini sağlayacak ölçüde ve kuşatıcılıkta bir dil eğitimi vermek göreviyle karşı karşıyadırlar Ölçü, fertleri kendi dillerinin tadına vardırmaktır Bunun yolu ise dilin tarih boyunca ve daha çok edebî eserler yoluyla ortaya çıkan belli başlı verimlerini fertlere tanıtmak ve okutmaktan geçer Hiçbir toplum örgütlenmesi fertlerini, sadece günlük konuşma seviyesinde bir dil becerisiyle baş başa bırakmaz, bırakamaz İlk ve orta öğretimin, bütün diğer amaçlardan önce ve önemli olan ana amacı, ülkenin resmî dilini en iyi şekilde fertlerine öğretmek, onlarda dili yanlışsız kullanma becerisini oluşturmaktır Bu, eğitimin olmazsa olmaz şartıdır Bir ülkenin ilk ve orta öğretimi bunu yapamıyorsa o ülkede böyle bir öğretim yok demektir Öğrenci sayısı, öğretmen sayısı, okul sayısı hiçbir şey ifade etmez Bir ülkenin gençleri liseyi bitirinceye kadar ülkenin resmî dilini yanlışsız kullanabilme becerisini kazanamıyorlarsa bütün bu sayılar sıfıra denk demektir Toplumun, millet olarak yaşayıp devam edebilmesi de buna bağlıdır Eğitim bu sonucu sağlıyorsa millet devam eder; sağlamıyorsa millet çözülür Türkiye’de birkaç on yıldan beri görülen manzara budur Yöneticiler öncelikle bu sorunun varlığını kabul etmek, sonra da sorunun ortadan kaldırılması için gereğine teşebbüs etmek ödeviyle karşı karşıyadırlar Bu sorun çözülmeden kaydedilecek hiçbir ekonomik ve siyasî gelişmenin Türk milletine yararı yoktur Burada Türk milleti terimi özellikle kullanılmıştır Elbette ekonomik ve siyasî gelişmeler topluma yarar sağlar; ancak toplumun millet olarak devamını sağlayamazlar Ekonomik başarılarla zenginleşmiş fertler, millî dil ve kültür bilinci taşımadıkları takdirde başka devletlerin uydusu, hatta teb’ası olmayı rahatlıkla isteyebilirler; ülkelerinin bölünmesine, uydulaşmasına rahatlıkla razı olabilirler; yabancı bir dil ve kültürü hiç kaygı duymadan kendi dil ve kültürlerinin önüne geçirebilirler Sayılan bu emarelerin tamamı şu anda ülkemizde görülmektedir Eğitim politikalarının, dili doğru kullanma becerisi ve dil zevki vermemesi yüzünden dilin toplumu yapıştırıcı işlevi tamamen ortadan kalkmış, fertler başı boş kalmıştır Hangi etnik kökenden gelirse gelsin ülkenin resmî dilini yeterince öğrenmemiş olan fertlerden, içinde bulundukları toplumun tek bir millet olduğuna inanmalarını ve toplumun bütünlüğüne bağlanmalarını bekleyemeyiz O hâlde resmî dilin bütün vatandaşlarımıza en iyi şekilde öğretilmesiyle ilgili politika hayatî öneme sahiptir Dilin, toplumun çözülmesini önleyici ve bütün vatandaşlarımızı ortak bir kimlikte birleştirici rolünü oynayabilmesi için dil öğretimindeki aksaklık hatta yokluk sorununun, şu anda akla gelebilecek bütün sorunların önüne alınıp çözülmesi yönünde adımların atılması şarttır
Bu yapıldıktan sonra veya bununla birlikte teşebbüs edilecek diğer bir iş, Türkiye Türkçesinin bütün Türk dünyasında öğrenilmesini sağlayacak tedbirleri almaktır Türkiye’ye getirilen öğrenciler ve Türk dünyasında açılan okullarla bu teşebbüs aslında başlamıştır Ancak Türkiye Türkçesini, Türk dünyasının ortak iletişim dili hâline getirecek tedbirlerin arttırılmasına ve hızlandırılmasına ihtiyaç vardır Türkiye olarak yalnızlığa veya uyduluğa itildiğimiz yeni dünya şartlarında güçlü bir Türk dünyasına her zamankinden fazla ihtiyacımız vardır Ortak iletişim dili hâline gelecek olan Türkiye Türkçesi, bütün Türk dünyasında ortak bir üst kimliğin oluşmasında birinci derecede müessir olacaktır Okulların sayısını arttırmak, Türk dünyasının her bölgesinde Türkiye Türkçesi kursları verecek Kültür Merkezleri açmak ilk akla gelen tedbirlerdir Türkiye televizyonlarının bütün Türk dünyasında dinlenmesini sağlayacak teknik ve muhtevaya dayalı tedbirleri almak, daha büyük kitlelere ulaşmayı sağlayacak yaygın öğretim tedbirleridir Gerek Türkiye’de gerek Türk dünyasında en yetenekli gençlerin seçilerek bu konularda yetiştirilmesi, geleceği teminat altına almak bakımından önemlidir
Bütün bu tedbirler alınırken Türk dünyasında herhangi bir üstünlük, herhangi bir imtiyaz hissi uyandıracak söz ve fiillerden şiddetle kaçınmak gerekir Herkesin zihnine ve gönlüne samimiyetle yerleştirmesi gereken fikir şudur: Hiç bir Türk topluluğu diğerinden üstün ve imtiyazlı değildir Hiçbir Türk topluluğunun menfaati diğerinden önce gelmez; alınacak tedbirler bütün Türk dünyasının ortak menfaati içindir Bu fikir, günün şartları gerektirdiği için değil, politika böyle gerektirdiği için değil, samimiyetle ve inanarak zihnimizde ve gönlümüzde yer etmelidir Aksi takdirde istemeden de olsa üstünlük ve imtiyaz anlamına gelecek hareketler yapabilir, sözler sarf edebiliriz Unutmayalım ki herhangi bir Türk topluluğunda eleştirdiğimiz kusurlar, çok daha elverişli şartlarda ve asırlardan beri bağımsız olarak yaşadığımız hâlde bizlerde de vardır Ana dili konusunda yukarıda belirtilen vahim tablo bunun en açık örneğidir “Türk üst kimliği” büyük hedefine ulaşabilmenin ilk şartı, eşit Türklerden oluştuğumuzun kabulüdür Bu kabul ile atacağımız adımlar sağlıklı olacak ve bizi hedefe biraz daha yaklaştıracaktır
Karar vermemiz gereken şudur: Sadece zengin ve gelişmiş bir toplum mu olmak istiyoruz; yoksa hem Türk, hem gelişmiş bir toplum mu olmak istiyoruz? İkinci seçeneği kabul ediyorsak eğer, Türk dilinin öğretimini başka bütün sorunların önüne almak zorundayız
|
|
|