|  10-21-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Gelecekten Söz Eden Anlatımın Kullanıldığı Metin Türleri 
 
            Gelecekten söz eden anlatımın kullanıldığı metin türleri:
 
 roman, hikâye, tiyatro, şiir, deneme
 
 1
  Gelecekten söz eden metinler varsayım ile oluşmuştur  
 2
  Gelecekten söz eder  
 3
  Verilerden yola çıkılarak geleceğe ait tahmin yapılabilir  
 4
  Olandan çok olması istenilen anlatılır  
 5
  Gerçekleşmesi mümkün olmayan tasarı ve düşünceler(ÜTOPYA) anlatılır  
 6
  Genellikle gelecek zaman ifadesi kullanılır  
 "Gelecekten söz eden anlatım" ile "Düşsel anlatım" arasındaki benzerlik ve farklılıklar
 
 Gelecekten söz eden anlatımda ve düşsel anlatımda kişinin kendi hayal dünyasındakiler dile getirilir ve buna göre bir anlatım yolu seçilir
  Düşsel anlatımda gerçeklikle ilgisi olmayan tamamen çağrışımlara dayalı olaylar, kişiler, zamanlar anlatılır ve bu yapı unsuruyla konu ve tema oluşturulur  Gelecekten söz eden anlatımda ise gerçeklerden yola çıkılarak tahmine dayalı bir anlatım yolu benimsenir  Yani gelecekten söz eden anlatım gerçeğe daha yakındır  
 Örnek Metinler
 
 ÜTOPYA
 
 Ütopyalılar, bütün savaş tutsaklarını değil de ancak silah elde yakaladıklarını köle yaparlar lan ya da başka memleketlerde köle olanlar, Ütopya'ya ayak basar basmaz özgür sayılırlar
  Ama Ütopyalılar arasında ağır suç işleyenler, kölelikle cezalandırılır  Bazen de başka ülkelerde ağır suçlar işleyip ölüm cezasına çarptırılanlar, Ütopya'da köle olurlar  Bu çeşit köleler çok boldur orada  Bunların çoğunu pek az bir parayla hatta genel olarak bedavaya alırlar  Bu köleler durmadan çalışmak zorundadırlar  Kendi aralarından köle olanlara daha da sert davranırlar Çünkü Otopyalı köleler, bu kadar kusursuz bir devlette en erdemli şekilde eğitildikten sonra gene de kötülük yaptıkları için daha da kötü sayılır, daha büyük bir cezayı hak eder onların gözünde  
 Bir başka çeşit köleleri de vardır onların: Bazen başka bir ülkede didinip duran yoksul bir işçi, kendi isteğiyle Ütopya'da köle olur
  Ütopyalılar böylelerine çok iyi davranırlar; nerdeyse kendi özgür yurt-taşlarıymış gibi saygı gösterirler onlara  Yalnız bu adamlar daha çok çalışmaya alışık oldukları için biraz daha fazla iş verilir onlara  Bu yabancı köleler Ütopya'dan gitmeye niyetlenirse (ki binde bir olur bu) Ütopyalılar onu zorla tutmazlar, eli boş da göndermezler kendi ülkesine  
 Önce de söylediğim gibi hastalara büyük bir sevgiyle bakarlar
  Yeniden sağlığa kavuşsunlar diye ne ilaç esirgenir ne de besleyici yiyecekler  Çaresiz hastalıklara tutulanları avutmak için yanlarına oturur, onlarla konuşur, ellerinden geleni yaparlar  
 Uzun süre önce Utopyalıların yardımıyla baskıdan kurtulan hiç kimseye boyun eğmeden özgür yaşayan komşu ülkelerin halkı, Utopyalıların hukuk işlerindeki ustalığını bilirler
  Onlardan, bazen bir yıl bazen da beş yıl için yönetici ve yargıç alırlar  Bir yargıcın çalışma süresi bitince şerefler ve ödüller bağışlayarak onu Ütopya'ya geri götürüp bir yenisini alırlar yerine  Bu sayede komşu ülkelerin kendi devlet işlerini çok akıllıca düzenledikleri su götürmez  Çünkü bir devletin gelişmesi de yıkılması da o devleti yönetenlerin ve yargıçların elindedir  Ütopyalılar; bir süre sonra kendi ülkelerine döneceklerini, orada paranın hiçbir değeri olmadığını bildikleri için rüşvet alıp da namus yolundan şaşmazlar  O ülkede yabancı oldukları, halkı tanımadıkları için ne kimseyi kayırırlar ne de kimseye kötü niyet gösterirler  Oysa bu iki şey yani yargıçların adam kayırmaları ve para tutkusuna kapılmaları, bir devletin en sağlam ve en güvenilir yanı olan adaletini yıkıverir  
 Ütopyalılar; savaştan da vuruşmadan da pek hayvanca bir şey diye tiksinir, iğrenirler
  Kaldı ki bu işi insanların yaptığı kadar hiçbir hayvan yapmaz  Bütün öteki ulusların tersine savaşta kazanılan şerefi --------liğin ta kendisi sayarlar  Gerçi her gün savaş talimleri yaparlar hem de yalnız erkekler değil, kimi günler kadınlar da bu talime katılırlar ama bunu gerekince elleri silah tutabilsin diye yaparlar; savaşa yalnız yurtlarını savunmak, dostlarının topraklarını düşmanlardan ya da zorbaların boyunduruğu altında ezilen bir ulusu kölelikten kurtarmak, kendi güçleriyle kurtarmak için girerler  Bunu da sadece acıma duygusuyla yaparlar  Dostlarının yardımına sadece onları savunmak için koşmazlar, zaman zaman da onlara daha önce yapılmış kötülüklerin öcünü almaya giderler  Ama bunu, daha iş tazeyken, kendilerine danışıldığı, öğüt istendiği zaman yaparlar  Davayı haklı görürlerse ve karşı taraf istenen hakları yerine getirmezse onu suçlu ve savaşın başlıca sorumlusu sayarlar  
 Thomas MORE
 
 alıntı
 
 
 
 | 
	|  |   |