|
Prof. Dr. Sinsi
|
Burun - Burnun Yapısı (İnsan Anatomisi)
Bilindiği gibi, insan vücudu, – 60°C ile + 60°C arası ısı farkına adapte olmuştur Bu nedenle insanoğlu, 120°C derecellik bir ısı farkında da yaşayabildiği gibi, zamanla dış ortamda oluşan veya oluşacak olan bütün değişikliklere adapte olabilecek bir yapıya da sahiptir
Solunum havasının sağlıklı kullanılabilmesi için, organizmada kullanılmaya uygun şekilde şartlandırılması gerekir
Burun solunum havasını üç şekilde şartlandırır Burun ön deliklerine Nares, burun boşluğunun nazofarenkse açılan arka deliklerine de Choana adı verilir Burun delikleri yere paralel olarak konulmuştur Bu nedenle inspiryumda burun içine çekilen solunum havası, açıklığı yere bakan bir paralel çizerek burun içine girer, alt ve orta konkanın ön kuyruğuna çarparak, burun içinde birtakım değirmi girdaplar yapar, nazofarenkse ulaşır Dış ortamda bulunan kaba partiküller, soluk almada burun deliklerinden girerken, burun vestibulumunda bulunan, burun kılları (vibricae) tarafından tutulur Daha küçük partiküller burun mukozası üzerinde bulunan Muköz Blanket (Mukus örtüsü-Sümük) tarafından tutulur, Filtre edilir Muköz blanket altında bulunan cilialar devamlı nazofarenkse doğru hareket ederlerken, üzerlerindeki muköz örtüyü ve onun üzerine yapışmış olan yabancı cisim partiküllerini de nazofarenkse doğru taşırlar Muköz örtüsü akışı ile nazofarenkse ulaşan partiküllerde, nazofarenksden yer çekimi ve yutkunma fonksiyonları ile orofarenkse, hipofarenkse ve sonunda özefagus ve mideye ulaşırlar Üst solunum yolu enfeksiyonlarında, burun boşluklarından gelen akıntı enfekte ise, bu enfekte akıntı geçtiği farenks bölümlerinde enfeksiyon ve yakınmalara sebep olur 
Burun içinde sirküle eden inspiryum havası, burun boşlukları içindeki muköz blanketle temas edince, bu nemli örtünün nemini alarak nemlenir, alt solunum yollarına ve akciğerlere nemlenmiş olarak ulaşır Aynı zamanda, burun boşlukları lateral bölümlerinde bulunan, konka adını alan, üst, orta ve alt olmak üzere sağlı sollu üç çift bulunan, bol damarlı yapılarla, inspiryum havası ısınır, böylece alt solunum yollarını dış ortamın çok sıcak ve çok soğuk havasından korunmuş olur 
Konunun başında anlattığımız gibi Burun dış görünümü piramit şeklinde olup, üzeri cilt ile örtülü kemik ve kıkırdaktan yapılı iskeleti ile ırklara özgü ve kişiden kişiye değişen bir şekil gösterir
Burun boşluğu septum adı verilen kıkırdak bir bölme ile ikiye ayrılır Önde nares adı verilen burun delikleri ile dışarıya, arkada koanalar ile nazofarenkse açılır
Burun boşluğunun lateralindeki konkalar üst, orta ve alt olarak üç planda bulunurlar; aralarında aynı sırayı izleyen mealar vardır Mealara sinüs delikleri ve nazolakrimal kanal açılır Fizyolojik işlevlerde burnun arkitektüre ve damarsal donanımı ön planda rol oynarlar Burada vegatatif sistemin refleks görevi aracı rol oynar
Bu kısa klinik anatomik bilgilerin, burnun fizyolojik görevlerinin daha iyi anlaşılması için hatırlatılması gerekir
BURUN FİZYOLOJİSİ
1- SOLUNUM
Burun solunum yollarının ilk organıdır Burundan giren hava akciğer alveollerine kadar ulaşır
Burun havayı ileten inert bir boru değildir Tam aksine yarı valv mekaniklerde havanın geçişini fizik ve şimik bir denetimden geçirir Bütün bu görevlere, burun solunum görevleri adı verilir
Son yıllardaki çalışmalar, burunun solunum ile ilişkili görevini ön plana çıkartır niteliktedir
Burunu işlevleri lokal kalmayıp bazı refleksler aracılığı ile diğer sistemlerde entegre çalışmaktadır
Burun içerisini kaplayan mukoza akciğerlere kadar uzanır ve aynı zamanda sinüsleri ve orta kulağıda kaplar Üst ve alt solunum yollarındaki mukozaların üzeri müköz örtü ile kaplıdır Yeni tüylü hücreler bu örtü ile korunurlar
Burun boşluğu iki tip mukoza ile örtülüdür;
a- Solunum mukozası : Septum nazinin alt 2/3 kısmını, burun lateral duvarını, üst konka alt kısmının ve burun boşluğu tabanını kaplar Siller ihtiva eden kolumnar epiteldir Silli hücreler arasında müküs ifraz eden goblet hücreleri bulunur
b- Koku mukozası : Septum nazinin 1/3 üst kısmında, burun tavanında, lateral duvar üst kısmında ve üst konkanın üst kısmındadır Seröz Bowman bezleri ihtiva eder Koku epiteli bipolar koku hücreleri, destek hücreleri ve sarı pigment ihtiva eden bezler içerirler
Burunun görevlerini yapmasında, bu mukozanın varlığı ve sağlığı şarttır Mukosiller aktive dediğimiz olayla, burun boşluklarının görevleri gerçekleştirilir
Mukoza üzerindeki silyaların gidip gelme hareketine darbe (Mitokondrik hareket) adı verilir ki, bu darbe mukoz örtü hareketinin motorudur Muköz örtünün hareketi üst solunum yollarında graviter etki ile koanalara, alt solunum yollarında ise graviteye terstir Burunda silyaların ve muköz örtünün hareketi bu nedenle nazoferankse doğrudur
Burun kılları ile tutulamayan partiküller, muköz planket ile tutulur ve silyaların muköz blankete verdikleri hareketle, nazofarenkse doğru atılırlar
Mukoza, üzeri müküs ile kaplı, nemli, nazal ısı 30-36 oC, PH: 7 ise fizyolojik aktiftir Burun bu görevlerini yaparken kapiller damarlardan çok zengin konkalar yararlanır Konkaların görevsel kontrolü ise otonom sistem ile gerçekleştirilir
Sempatik ve parasempatik sistem çevre havasının, fizik ve şemik yapısına duyarlıdırlar
Parasempatik liflerin stimülasyonu burunda dolaşan kan volümünü arttırarak ve vazodilatasyon yaparak burun mukozasının şişmesine neden olurlar Bu suretle nazal geçisi zorlaştırırlar Aynı zamanda burun sekresyonlarında artma olur
Sempatik liflerin stimülasyonu vazokonstrüksiyon ve nazal mukozadaki dolaşan kan miktarını azaltıcı etki gösterirler
Yüzeyel kapillerler, derin ven sinüslerden ayrı olarak çalışırlar Kapillerler yüzeyel ısıyı, derin ven sinüsleri mukozanın inceliğini kontrol ederler
Görüldüğü gibi burun, alt solunum yoluna hava geçmesini sağlayan pasif bir hava yolu değildir Burundan geçen hava farenkse ulaşmadan önce, aktif bir denetimden geçerek alveollere ulaşır Buna ilaveten az miktar havada olfaktör epitele kadar gelerek koku alma duyusunu uyarır
Bu nedenlerle biz burun fonksiyonlarını aşağıdaki sıraya göre yapacağız ve fizyolojisini de bu fonksiyonları ile gözden geçireceğiz
A - SOLUNUM HAVASININ ŞARTLANDIRILMASI
Solunum fizyolojik şartlar içinde ve tehlikesizce yapılabilmesi için, burun solunumda üç türlü rol oynar Solunum havasını ısıtmak, nemlendirmek ve solunum havasını yabancı cisimlerden süzmektir
Solunum havasını ısıtmak, konka adını alan ve burun boşluklarını önden arkaya doğru bir takım bölmelere ayıran, konka adı verilen erektil yapıların şişerek solunum havasının geniş bir yüzeyle temas sağlamasını temin rutubetlendirmek, muköz bezlerin salgısı ile tozların tutulması ise burun delikleri civarındaki kıllar ve ıslak mukoz satıhla olur
Bu fonksiyonları gözden geçirecek olursak;
Isıtma: Nazal kavitedeki kan damarlarının karışık sistemi ve hele konkaların erektil yapı özellikleri (ki bir radyotöre benzetilir ) inspire edilen havayı, ısıtmada çok önemlidir Konkadaki kavernöz boşlukların genişleme ve daralma kabiliyeti vardır Günde inspire edilen 500 kübik feet havayı ısıtmak için, 700 kalori gerekir Bu vücutta yapılan total ısının %2 5’u kadardır Ekspiratuvar hava akımı nazal mukoza ısısının, küçük bir miktarını sağlar veya respirasyonun bu fazında oluşacak ısı kaybını durdurabilir
Nemlendirmek: Mukus epitel tabakasındaki kadeh (Goblet) hücreleri ve l----- propriadaki muköz ve seröz bezler tarafından salgılanır
Klinik olarak normal yetişkinlerde nazal pasaj PH’ 5 5-6 5 dur Çocuklarda 5 5-6 7 dir
Sıcak uygulaması nazal pasajı asit, soğuk uygulaması alkali yapar Uzun süre istirahat ve uyku nazal PH’ı asit yöne çevirir Nazal sekresyonda mevcut lizozim asit ortamda daha etkilidir
Müküsün %95’i su olup, müsin, glikoprotein ve karbonhidrat ihtiva eder Ayrıca lizozim ve immun globulin A’da bulunabilir
Müküs stibülümden koanaya ve nazofarenkse kadar bütün mukozayı örter Muköz örtü burnun değişik bölgelerinde, değişik oranlarda olmak üzere silyalar tarafından geriye doğru taşınır Bu hareketin oranı değişik bölgelerdeki değişik miktarda müküs salgılanmasına bağlıdır
Burnun ön tarafında müküs sekresyonu az miktarda olup, geriye doğru atılma hızı saatte 1-2 mm dir Koana yakınında her 10 dakikada bir müküs yeniden yapılır ve 10 mm/saat hızla hareket eder Her hücrede 12-20 silya vardır ve bunlar hareketlerini senkron olarak değilde, daha ziyade matakron olarak yaparlar
Silyar aktiviteyi kontrol eden mekanizma, henüz tam olarak anlaşılmamıştır Ancak nöral bir mekanizma pek sorunlu tutulmaz Siller her dakika 100’lerce defa çabuk ve kuvvetli bir şekilde hareket eder ve her hareketi yavaş bir geriye dönüş takip eder
Nemin sağlanması mekanizması tartışmalıdır Bazıları nemin nazal sekresyonla salgılandığını iddia ederken, bazı araştırıcılar mukoz membran damar ve kapillerlerinden çıkan seröz transüda ile sağlandığını iddia ederler Günlük nazal sekresyon 1-1 5 lt dir
Ekspirasyonda neme çok yardım eder Ekspirasyon esnasında, ısı ve nem mukozaya terk edilir Bu solunum havasından da nem kaybolmasınada mani olur
Nemlendirme ve ısıtma mekaniğinde değişmeler sadece nazofarengeal mukoz membranın irritasyon ve kuruluğunu etkilemez Üst solunum yolunun diğer kısımlarında etkiler Kuruluk, birçok akut nazal enfeksiyonun başlangıcıdır
Filtrasyon: Hava burun kıllarının filtre edici etkileri ve müköz örtünüsünün yabancı cisimleri tutucu etkisi sonucu temizlenir Mikroskopik partiküller burun kılları tarafından, 15 mikronun altındaki daha küçük parçacıklar ise burun mukozası tarafından havadan toplanırlar 4 5 mikrona kadar olan partiküllerin %85’i havada temizlenir, ama 1 mikron büyüklüğündeki partiküllerin ancak %5’i burun tarafından tutulabilir
B - BURUN SOLUNUM HAVASI YOLUDUR
Hava geçiş hareketleri nazal kavitenin yapısına bağlıdır Naresler küçüktür ve horizontal durumdadır Bu havanın yukarı aşağı ve konkaların medialine doğru yönelmesine sebeb olur
Koanalar daha geniş ve vertikal pozisyonda oldukları için havaya karşı dirençleri daha azdır Ön ve arka burun deliklerinin farklı olması ve burun kavitesinin yapısı havada cereyanlar, girdaplar meydana getirir Bu cereyanlar inspirasyon ve eksprirasyonda değişiktir
İki intranazal hava akımı vardır; biri inspirasyon diğeri ekpirasyon esnasındadır Genel olarak inspire edilen hava, burun deliklerinden koanalara düz bir yol izlemez Burun deliklerinden inhale edilen hava, yukarı ve yüksek kubbe tarzında yol izler Olfaktor fissürden ve sfenoidin ön yüzünden geçerek posterior koanalarına varır Sfenoid yüzü ve konkalar üzerinde hipertrofik konka, adenoid ve devie septumlar nazal kavitede ve olfaktor bölgede havanın dağılımını değiştirirler
Ekspire edilen hava, inferior meatuslar yolu ile direkt olarak posterior koanadan nostrillere gelmez, bu gerçek değildir Çünkü birkaç küçük girdabın eklenmesi ile ekspire edilen hava ekspire edilen havanın izlediği yolu izler Belirgin fark, nazal kaviteye girişte hiçbir hava orta meadan geçmez, mamafi, ekspirasyonda bir kısım hava orta konkanın arka ucu ile orta meaya yönelir Sonuç olarak orta meadaki ostiumlar sadece sıcak, nemli havaya maruz kalırlar, fakat inspire edilen soğuk ve kuru hava buraya uğramaz
|