Yalnız Mesajı Göster

Sindirim Sistemi Ve Sindirim Sisteminde Görev Alan Organların Görevleri

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sindirim Sistemi Ve Sindirim Sisteminde Görev Alan Organların Görevleri




Lipitlerin emilimi onikiparmak bağırsağının sonu ile boşbağırsağın başlangıcında gerçekleşir Su ve elektrolitlerin emilimi birbirine karşıt iki olayın sonucudur Bağırsak boşluğundan kana doğru akış ve kandan bağırsağa doğru akış Bu emilim bütün bağırsak boyunca gerçekleşir Dışkının su miktarını sağ kalın bağırsak düzenler

Ortalama olarak günde 500 gr karbonhidrat, 100 gryağ, 50 - 100 gr amino asit, 50 - 100 gr çeşitli iyonlar ve 8 - 10 lt su emilir Yağda eriyen vitaminler lipitler gibi emilirler ve lenfyoluna geçerler Suda eriyen vitaminler ise hızlı şekilde emilirler Günde ortalama 600 - 900 ml izotonik kimus, ince bağırsaktan kalın bağırsağa geçer

Kalın Bağırsak

Sindirim kanalının ince bağırsak ile göden bağırsağı arasındaki bölümüdür Kalın bağırsak, oldukça hacimli, birçok parçaya bölünmüş bir borudur

Ortalama 130 - 160 cm uzunluğunda ve 6 - 8 cm çapındadır Görevi; ince bağırsaklarda emilenemeyen maddelerden ibaret kimusu konsantre edip dışarıya atmaktır Bu konsantrasyonda su ve elektrolit emilimi önemli rol oynar

Kalın bağırsak mükozası, ince bağırsak mükozasından farklıdır Epitelin yüzeyi düzdür Kalın bağırsak hareketleri ince bağırsağa göre daha zayıf ve yavaştır Karıştırıcı ve boşaltıcı hareketler vardır Boşaltıcı hareketler günde ancak birkaç defa meydana gelir

Kalın bağırsakta enzim oluşmaz, enzimden yoksun bir müküs salgısı vardır Bu, hiçbir sindirim enziminin etkili olmadığı selülozu parçalar

Kalın bağırsak, daha çok suyun geri emiliminde rol oynar Bu emilim oldukça önemlidir Günde 500-1500 mlt arasında değişir Kalın bağırsakta ayrıca; inorganik tuzlar, bir miktar glikoz, kısa zincirli yağ asitleri emilir

Dışkının su miktarını kalın bağırsak düzenler Dışkı; safra pigmentleri, sindirilmemiş besin parçaları, kalın bağırsak müküsü, ölü bağırsak hücresi artıklarından oluşur Kalın bağırsaktan günlük atılan feçes miktarı 200 - 400 gr dır Bunun %70'i su, %30'u katı maddedir Alınan besin maddelerinin kolondan atılma süreleri genellikle 10 - 90 saattir Baryum için ise 24 - 48 saattir

Göden Bağırsağı

Bağırsak sisteminin son parçasıdır İki kısımdan oluşur:

Üst bölüm: Leğen parçası

Alt bölüm: Makat kanalı

Leğen parçası ortalama; 5 cm çapında ve 10-12 cm uzunluktadır Makat kanalı bir silindir biçimindedir, kısa ve dardır 2 cm genişlikte ve 2 cm uzunluktadır Göden bağırsağının toplam boyu 12 - 15 cm dir

Normalde göden bağırsağı boştur Dışkılar, sol kalın bağırsakta birikir Sol kalın bağırsak dolunca güçlü bir sağınma dalgası, dışkı kütlesini göden bağırsağına geçirir Dışkılama sırasında, göden bağırsağı kasılarak dışkı kütlesini makata doğru iter

Karaciğer

Yaşamın devamı için gerekli birçok fizyolojik olayın merkezidir İç organlarımızın en büyüğüdür Kırmızı-kahverengidir Oldukça sert kıvamlıdır, kolay yırtılabilir 1,5 kg ağırlığındadır Ayrıca 800-900 gr kan depolar Üzerinde safra kesesi bulunur

Başlıca görevleri:

Bir iç salgı bezidir: Salgıladığı maddeyi kana verir

Bir dış salgı bezidir Hücreleri tarafından salgıladığı safrayı (yağların sindirimine yarar), safrakesesinde toplar ve oradan sindirim borusuna döker

Karaciğer, gerçek bir kimya fabrikası'dır Bütün metabolizmaların kumanda merkezidir Karbonhidratlar, glikoz aracılığı ile insan bedenini oluşturan hücrelerin başlıca enerji kaynağıdır Örneğin beyin hücreleri, yalnızca glikozla beslenebilirler Hücrelere yeterli miktarda glikozu götüren kandır

Karaciğer; kan glikoz düzeyinin düzenlenmesinde önemli rol oynar Kanın glikoz düzeyi sabit olmalıdır Normalde 1 gr/lt (%90-110 mg)'dır Kan şekeri düşerse kana glikoz verir Oruç gibi hallerde dışarıdan olmadığı zaman karaciğer, şekeri; ya glikojen depolarından alacak ya da başka maddelerden şeker yapacaktır Kan şekeri yükselirse bir bölümünü alır ve depo eder

Diğer bir ifadeyle karaciğer, kandaki şekeri sabit tutar Bu görevini ya bağırsaktan gelen şeker fazlasını glikojen halinde depo ederek ya da bu glikojeni glikoz haline getirip, gerektiğinde kana geri vererek yerine getirir Sindirilmiş şekerlerin çoğunluğu ekmek, sebzeler, tatlılar ve diğer şekerlemelerdir

Protein metabolizmasına bağlı olarak amonyak sorunu ortaya çıkar Besinlerin sindirimi ve proteinlerin yıkımı, kanda amonyak belirmesine yolaçar Bu madde, özellikle sinir hücreleri için bir çeşit zehirdir Karaciğer, kanda dolaşan bu amonyağı yakalar, başka moleküllerle birleştirerek böbrekten atılan üre haline getirir

Yağların sindirimine yarayan safra; tuzlardan oluşur Safra, karaciğerin parçaladığı veya bileşik yaptığı maddeleri de kapsar Böylece karaciğer, artık maddelerini safra ile sindirim sistemine vermiş olur

Karaciğer, yağların ve proteinlerin metabolizmasında da önemli rol oynar Protein sentezi yapılmadığında aminoasitler kullanılamaz ve kandaki, sidikteki miktarları artar Kan hücreleri; karaciğerde tahrip edilir ve yenilenir

Demiri tespit edip depo eder, yeni alyuvarlar yapımında kullanımını sağlar K vitaminini etkisiyle, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olur D vitamini, cinsellik hormonları, kortizon gibi bileşiklerin metabolizmaları da karaciğer tarafından yönetilir Karaciğer yaraları her zaman vahim, ekseri öldürücüdür Daima ameliyat gerektirir

İltihaplı Hastalıklar: Bir mikroptan veya zehirlenmelerden ileri gelir Bunların genel belirtisi sarılıktır

Müzmin İltihaplı Hastalıklar: Genellikle alkolden veya zehirlenmelerden ileri gelir Bazen kendiliğinden ortaya çıkan sirozlardır

Urlu Hastalıklar: Doğrudan karaciğerde oluşan kanser

Görev Yetmezliği: Karaciğerin bütün fonksiyonlarını veya bir kısım fonksiyonunu yerine getirememesidir

Bazı yiyecekler, karaciğerin iyi çalışmasına yardım ederler:

Brokoli, lahana, karnabahar, kırmızı turp, sarmısakikuru taneliler, soğan, yumurta ve sülfürce zengin yiyecekler, bulgur, kuru taneliler, folik asitçe zengin koyu yeşil yapraklı sebzeler, B12 vitaminince zengin hayvan ürünleri, yağsız yiyecekler

Böbrekler

Omurganın iki yanında fasulye biçimindedirler Kırmızı renktedir Böbrek, bir temizleyici süzgeç ve özellikle de seçici, düzenleyici bir organdır Organizmanın dışarı atması veya saklaması gerekenleri seçer Artıklar, zehirler ve fazla maddeler sidikle dışarı atılır

Yararlı, gerekli ya da vazgeçilmez öğeler tutulup, yeniden organizma dolaşımına katılır Böylece böbrek, günde yaklaşık 180 lt su ve 600 gr tuzu kandan ayırdıktan sonra yeniden geri emer

Glikoz, normalde bütünüyle geri emilir Sağlıklı kişide sidiğe glikoz geçmez Sodyum klorür, kalsiyum ve fosfatlar %90 geri emilir

Böbrek, diğer organlarla, özellikle akciğerle birlikte kanın asit-alkali dengesinin korunmasına katkıda bulunur Kanın PH değeri 7,30 - 7,45 arasında oynar 7,00'nin altında ve 7,80'in üzerinde yaşam olanaksızdır

Protein sentezi yapılmadığında, aminoasitler kullanılamaz ve kandaki, sidikteki miktarları artar (kan protein düzeyi normalde %7 - 8 mg dır)

Böbrek, kan basıncını düzenleyen başlıca sistemlerden biridir Süzme işlemini, yumacık yerine getirir Kan ortalama dakikada 4 lt (günde 3760 lt) kanı organizmaya dağıtır Böbreğe, günde 1700 lt den çok kan gelir (dakikada 1,2 lt) Bunun %10'unundan çoğu yumacık tarafından süzülür Yumacıkların en fazla temizleme yeteneği, günlük 180 lt dir Sonuçta 1 - 1,5 lt sidik ortaya çıkar

İşeme isteği, sidik torbasındaki sidiğin basıncıyla uyanır Bu istek, genellikle 300 mlt den sonra kendini gösterir Erkek, bulbokavernöz kasının kasılmasıyla sidik çıkarmayı istemli olarak durdurabilir Kadında bu kas bulunmadığından sidik çıkarma aniden kesilir


Alıntı Yaparak Cevapla