10-21-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kan Beyin Bariyerini Geçen Hormonlar
Fizyolojinin en temel kavramı olan homeostazi, vücudun iç şartlarının her saniye kontrol altında tutularak mümkün olduğunca dinamik bir denge içinde muhafaza edilmesidir Beyin hücrelerinin dengesini korumak için de kan-beyin bariyeri çok önemlidir Bu sayede beyni kandaki değişmelerden koruma, ihtiyaç olan maddelerin seçilerek geçirilmesi, kan ve beyindeki maddelerin metabolizmasının sağlıklı yürütülmesi ile sinir hücreleri için en uygun ortamı temin eder Ayrıca kan-beyin bariyerinde meydana gelebilecek hasar ve bunun neticesi olarak geçirgenliğinin artması beyin ödemi gelişmesine sebep olur
Bazı mühim maddelerin kan-beyin bariyerinden geçişi ve beyne girişleri birçok faktöre bağlıdır Maddenin molekül ağırlığı, molekülün üç boyutlu yapısının değişim kabiliyeti, hücrenin enzimatik sabitliği, hücre kaynaklı salgılanma, akıma karşı ilgi, hidrojen bağlayıcı potansiyeller, taşıyıcılara karşı ilgi ve mevcut patolojik durumların tesiri bunlardan akla ilk gelenlerdir Daha az tesirli faktörler ise, sistemdeki enzimlerin ölçülü ve tam olması, kan plâzmasındaki taşıyıcı proteinlerin bağlama fonksiyonunu yerine getirebilmesi ve beyindeki kan akımıdır
Taşıma sistemleri, umumiyetle kan-beyin bariyerinin içe bakan yüzünde bulunurken, beyinden kana geçişe izin veren sistemler, bariyerin dışa bakan yüzünde bulunur Kan-beyin bariyerinden gerekli maddelerin taşınması basit difüzyonla, kolaylaştırılmış geçişle, enerji harcanarak aktif taşımayla veya keseler (veziküler) vasıtasıyla olur Maddelerin taşınmasında; yağda çözünürlüğü, geçiş kabiliyeti, molekül ağırlığı ve elektrik yükü önemlidir Ayrıca kan-beyin bariyeri, tedavi maksatlı ilâçların beyne geçişinde hızı sınırlayan bir faktördür
Bu bariyer, beynin normal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için oldukça mühimdir Sözkonusu sistem herhangi bir sebeple bozulursa, sinir hücresi iltihabı (nöronal inflamasyon) başlar ki, bu da beyin hücrelerinin zarar görmesine sebep olur Yenilenme özelliği olmayan beyin hücrelerinin çok iyi korunması gerekmektedir İşte, kan-beyin bariyeri bu vazifeyi yerine getirir Beynin ihtiyacı olan glikoz ve oksijen hiçbir engele takılmadan hücrelerin imdadına yetiştirilirken, kan-beyin bariyerini kolaylıkla geçer Metabolizma neticesi ortaya çıkan karbondioksit bu bariyere takılmadan hemen uzaklaştırılır Bizim hiç farkında olmadığımız bu muhteşem sistem olmasaydı, beynimiz atamadığı karbondioksitten dolayı şişer veya şeker eksikliğinden ölürdü
Kaynaklar
- Bickel U: How to measure drug transport across the blood-brain barrier NeuroRx 2:15-26, 2005
- Pardridge WM: The blood-brain barrier and neurotherapeutics NeuroRx 2:1-2, 2005
- Bauer B, Hartz AM, Fricker G, Miller D: Modulation of p-glycoprotein transport function at the blood-brain barrier Exp Biol Med 230:118-27, 2005
- Pollay M: Blood barrier in: Youmans JR, Neurological Surgery WB Saunders Company; 652-660, 1990
- Engelhardt B Development of the blood-brain barrier Cell Tissue Res 2003; 314:119-129
- Huber JD, Egleton RD, Davis TP Molecular physiologyand pathophysiology of tight junctions in the blood-brain barrier Trends Neurosci 2001; 24:719-725
|
|
|