Hierapolis (Denizli)

Hierapolis (Denizli)

Hierapolis Kenti‘ni Bergama krallarından II Eumenes’in kurduğu ve adının da efsaneye göre Bergama’nın kurucusu Talephos’un karısı Hieda’dan geldiği sanılmaktadır MÖ 133′de II Attalos’un vasiyetnamesine göre Bergama Krallığı ile birlikte Hierapolis de Romalılara miras olarak bırakılmıştır MS 17′de büyük bir depremle yıkılmış Yeniden kurulan kent MS 2 ve 3 yy larda tekrar gelişti Hristiyanlık daha önce Musevi olan kent halkı arasında hızla yayıldı Hz İsa’nın havarilerinden olan St Apostle Philip de burada öldürülmüş ve mezarı kentin yukarısında Çal Dağı eteklerinde bulunmaktadır

Bügünki kent bir çok deprem geçiren bölgede Romalılar tarafından kurulan sonuncu kenttir Antik Kent travertenlerin hemen yanındaki Pamukkale Müzesinden başlanarak gezilebilir Müze içindeki eserlerin değeri yanında yapının özelliği ile de dikkat çekicidir Burası antik kentin büyük hamam yapısının küçük odasıdır

Kent 300 x 3000 m boyutlarındaki bir terasın üzerine kurulmuştu Doğu-Batı, yönünde her iki yanında dükkanların bulunduğu bir ana cadde uzanıyordu Platoda ilk karşılaşacağınız oldukça iyi korunmuş yapı kentin hamamlarıdır Hamamın arka tarafında (doğu) palaestra yer alıyor Yapının kuzeyde yan kanatlarında iki büyük oda bulunuyor Bunlar imparatora ve törenlere ayrılmışlardı Avlunun batı kenarı boyunca uzanan geniş salonda spor aktivitelerinin yapıldığı düşünülüyor Buradan hamamın soğuk ve sıcak odalarına geçiliyor Hristiyan Bazilikası Hamam yapısının arka tarafındadır MS 6 yy da yapılmıştır

Yeni yapı yüzme havuzu ve gazinonun arkasındaki anıtsal çeşme ve tuvaletler son yıllarda ortaya çıkarıldı İyi korunmuş ve iyi restore edilmiş tiyatronun kabartmaları müzede görülebiliyor Biraz ayrık yerde gördüğünüz kalıntı St Philip’e adanmış kiliseye aittir Sütunlu caddenin sonunda Domitian Takı yer alıyor Onun ilerisinde hamam yapılarının kalıntıları bulunuyor Kentin en önemli bölümü çok iyi korunmuş durumdaki nekropolüdür (Mezarlık) Tümülüs, lahit ve ev tipi mezarlar yolun iki tarafında 2 km boyunca uzanmaktadır Geç Helenistik Dönem’den Erken Hristiyanlık Dönemi’ne bir süreçte oluşmuştur