Prof. Dr. Sinsi
|
Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler
Konaklama
Ülkemizde de, bütün dünyada olduğu gibi, turizmin gelişmesinde rol oynayan temel unsurlardan birisi konaklama kolaylıklarıdır
Yakın yıllarda ülkemize gelen turist sayısındaki artışlar “turizm işletme belgeli” konaklama tesislerinin sayılarının ve yatak kapasitelerinin artmasında en önemli etken olmuştur Bu da 1980’li yıllarda turizm sektörüne yapılan yatırımlarla sağlanmıştır Böylece 1984’te Türkiye’de yalnızca 642 adet turizm işletme belgeli konaklama tesisi bulunuyorken bu sayı 1997’de 1866’ya varmış; yatak kapasitesi de bu yıllar arasında 68 binden 1997 başında 301 bine çıkmıştır
Konaklama kolaylıkları bakımından en iyi durumda olan bölgeler ülkenin gelişmiş bölgelerine denk düşer: En üst sınıfı oluşturan dört ve beş yıldızlı otellerin İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizde ve Antalya, Side, Kemer, Kuşadası gibi belli başlı turizm merkezlerinde toplandığı görülmektedir
Turizm işletme belgeli konaklama tesislerinin bölgesel dağılışında en büyük pay, 1990 yılına kadar Marmara Bölgesi’ndeydi 1988 yılı verilerine göre toplam yatak kapasitesinin %31,5’u Marmara Bölgesi’ndedir Onu Ege (%25,5) ve Akdeniz (%24,6) bölgeleri izlemekteydi Ancak Marmara Bölgesi’nin doygun durumda bulunması, Ege’de İzmir çevresinde yoğunluğun çok artması ve çeşitli teşvik unsurlarının da etkisiyle, yatırımlar büyük projeler halinde dış turizm bakımından koşulların daha çok uygun olduğu Akdeniz’e kaymaya başladı 1990’lı yıllara girdiğimizde, Akdeniz Bölgesi’nin Marmara ve Ege’yi geçerek, bu iki bölgede de artış kaydedildiği halde, toplam kapasitenin yaklaşık %32’sineeriştiğini görüyoruz İkinci olarak Ege Bölgesi gelmekte ve Marmara Bölgesi de üçüncü duruma düşmüş bulunmaktadır Kapadokya yöresindeki tesislerin payını yükselttiği İç Anadolu’nun da, Akdeniz’deki gelişme nedeniyle, tesis sayısı arttığı halde toplamdaki payı düşmüştür Ayrıca turist sayısındaki beklenen artış gerçekleşememiştir Diğer bölgelerde ise ancak az miktarda sayısal artışlar kaydedilmiş, hatta Doğu Anadolu Bölgesi’ndekilerde azalma meydana gelmiştir
Coğrafi Bölgelere Göre Konaklayan Kişi ve Geceleme Sayıları
Şekil : Coğrafi Bölgelere Göre Konaklama (Kaynak: Turizm İşletme Belgeli Konaklama İstatistikleri Bülteni 2002)
Coğrafi Bölgelere göre konaklama oranlarına baktığımızda konaklamanın en fazla olduğu bölge %30,77 ile Marmara Bölgesi’dir %23,65 ile Ege, %22,28 ile Akdeniz, %14 ile İç Anadolu Bölgesi Marmara Bölgesi’ni takip etmektedir En az değer Güney Doğu Anadolu’da görülür
Şekil : Coğrafi Bölgelere göre Geceleme (Kaynak: Turizm İşletme Belgeli Konaklama İstatistikleri Bülteni 2002)
Geceleme oranlarına baktığımızdaysa en fazla orana sahip bölge %37,11 ile Akdeniz Bölgesi’dir Bunu %29,7 ile Ege, %20,66 ile Marmara Bölgesi takip eder Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri %1 ile en az paya sahiptir
Ülkemizde 1990-2000 döneminde 1996 yılına kadar yabancı konaklama yerli konaklamayı geçmiş, 1996’dan sonra da yerli konaklama tekrar artmaya başlamıştır On yıllık bu dönemde yabancı geceleme yerli gecelemeden fazladır
Yabancı Konaklamanın en fazla olduğu ilimiz de Antalya’dır Bunu İstanbul, Muğla, İzmir ve Denizli takip eder Yerli konaklamada ise en önde gelen il İstanbul’dur Bunu sıra ile Antalya, Ankara, İzmir ve Muğla illeri takip eder Yabancı konaklamanın en fazla olduğu ilimiz Antalya’dır
2 2 3 Kültürel ve Tarihsel Miras
Tarih, kültür ve olağanüstü doğal güzelliklerin iç içe yaşandığı Türkiye, bu özelliklerini günümüze kadar devam ettirebilmiş dünyanın ender turizm cennetlerinden biridir Tarih içerisinde pek çok medeniyete ait kalıntılara bugün de ülkemizin tüm bölgelerinde rastlamak mümkündür
2 2 4 Turizm Politikaları
1934 yılında Türk Ofis adıyla kurulan bir büroyla devlet turizm faaliyetlerinin sorumluluğunu üstlendi ve 1957’den itibaren de sektör Bakanlık düzeyinde ele alınmaya başladı Bununla birlikte, yakın zamanlara kadar Türkiye Uluslararası turizmde önemli bir yer edinemedi, konaklama kolaylıkları da yine yakın zamanlara kadar genişletme olanağı bulamadı
1980’li yıllarda turizm sektörüne yatırımlar yapıldı ve turizm sektörü teşvik edildi Turizmin çeşitlendirilmesine olan ihtiyaç sebebiyle, Türk hükümetleri, alternatif turizm imkanlarının geliştirilmesi için organizasyon, altyapı ve hizmet kalitesine özen göstermeye başladı Böylece bölgeler arası dengenin kurulması da amaçlanmıştır
2 2 5 Tanıtım
Ülkemiz gerek coğrafi konumu, gerekse turistik değerleri itibariyle dünya turizminde önemli bir yer işgal etmektedir Ancak bu turizm değerlerinden gerektiği kadar yararlanabildiğimiz pek söylenemez Tanıtım için renkli resimli broşürlerle, renkli haritalarla, şehir ve çevre planları ile, afişlerle, gazete ve dergilerle, radyo ve televizyon video film yayınlarıyla, turistik yöreyi tanıtıcı seminer, konferanslarla duyurulması gereklidir Ancak bu tanıtımlar yetersiz kalmakta ve devlet bütçesinden yeterli ödenek vermemektedir
2 2 6 Alt Yapı
Türkiye’nin turizm için çekicilik oluşturabilecek kaynakları çok çeşitli ve çok sayıdadır Ancak, ülke nüfusunun sürekli artışı, kontrolsüz şehirleşmenin ülke düzeyinde yaygınlaşması, iç göçlerin yarattığı karmaşa alt yapı sorununa neden olmuştur Böylece son derece yoğun ve düşük kaliteli, görsel çekicilikten uzak, enerji, su ve kanalizasyon gibi temel hizmetlerden yoksun tatil siteleri ortaya çıkmaktadır Bu yapılaşmalarda hiçbir çevre kaygısı duyulmamakta, kalite standartlarına uyulmamaktadır
|