Prof. Dr. Sinsi
|
Gebelik &Amp; Sorunları
GEBELİKTE BESLENME
Gebelik sırasında beslenme hem annenin sağlığı, hem bebeğin gelişimi hem de yenidoğan sonuçları üzerinde son derece önemli bir etkiye sahiptir Gebelik boyunca anne vücudu, hem bebeğin gelişimi ve büyümesini sağlamak hem de kendi vücudundaki dengeyi korumak adına pek çok fizyolojik değişikliğe maruz kalmaktadır
Yapılan çalışmalarda gebelik öncesi beslenme yetersizliği olan kadınlarda gebe kalma şansının daha düşük olduğu ve gebelik durumunda bebekte nöral tüp defekti olasılığının daha yüksek olduğu görülmüştür Gebeliğin ilk 3 ayında beslenme yetersizliği durumunda ölü doğum, erken doğum ve yeni doğan döneminde ölüm riskinin arttığı gösterilmiştir Gebeliğin 3 ayından sonra ise düşük doğum ağırlığı ve erken doğum olasılığı artmaktadır Bebekte anomali oranında nöral tüp defektleri dışında genel olarak bir artış görülmemektedir
Diğer yan yapılan çalışmalarda yüksek proteinli beslenme veya gebelik sırasında aktiviteye bağlı enerji kaybı ile bebek doğum ağırlığı arasında direk bir ilişki gösterilememiştir Protein ve enerji yönünden dengeli beslenmenin doğum ağırlığında yaklaşık olarak 30 gram gibi minimal bir artışa yol açtığı gösterilmiştir
Kalori gereksinimi: Gebelerde, gebe olmayan kadınlara göre, bazal enerji ihtiyacı yaklaşık olarak 15-20 oranında artmıştır Bu ihtiyaç artışı hastanın kilosu ve aktivitesine bağlı olarak 300 – 500 kcal ( minimum kilogram başına 36 kcal gün) arasında değişmektedir
Kilo Artışı: Gebelikte tavsiye edilen toplam kilo artışı gebelik öncesi vücut kitle indeksine (VKİ BMI Body mass index kgm2) göre hesaplanır Gebelik öncesi ağırlığı normal startlarda olan bir gebenin alması önerilen toplam kilo miktarı 11-16 kilogram arasında değişmektedir Vücut kitle indeksine bağlı olarak kilo alımı 7 ile 18 kg arasında değişebilir Fazla kilolu kadınların ( gebelik öncesi ağırlığı stardın 20 ’si ve üzerinde olan kadınlar) maksimum alabilecekleri kilo miktarını 11 kg ile sınırlamaları gerekirken, Düşük kilolu kadınlar ( gebelik öncesi ağırlığı stardın 10’u veya daha azı olan kadınlar) 18 ya da daha fazla kilo alabilirler
İlk trimesterde ( ilk 3 aylık dönem) toplam 1 3-2 7 kg’lık, son iki trimesterde ise haftalık olarak 220-450 gramlık artış olması gerekmektedir
Eğer bir hasta gebeliğin ilk yarısında 4-5 kg’lık kilo artışını gerçekleştirememişse gebenin beslenme durumu dikkatlice gözden geçirilmelidir
Hastalar gebelikte kilo kaybına karşı uyarılmalıdır Obez kadınlarda 6 8 kg’lık kilo artışı yeterli olabilmektedir Ancak 6 8 kg’ın altındaki kilo artışı, plazma hacmindeki yetersiz genişleme ve intrauterin gelişme kısıtlılığı riski ile ilişkilidir
Gebelik sırasında ortalama olarak 12 5 kg alındığında, bunun 9 kg’nı bebek, plasenta, artan kan hacmi ve sıvı birkimi oluşturmakta; diğer 3 5 kg vücutta yağ olarak depolanmaktadır
Yapılan çalışmalarda gebelik sırasında yetrsiz kilo alımı durumunda erken doğum ve düşük ağırlıklı bebek doğurma oranının arttığı, fazla kilo alımı durumunda ise bebeğin büyük olmasına bağlı olarak sezaryen oranının arttığı gözlenmiştir
GEBELİKTE DOĞRU VE YETERLİ BESLENME
Annenin günlük yaşantısını sürdürecek yeterli enerji ve besin öğelerini alırken fazladan alacağı protein, enerji, vitamin ve mineraller hem kendisi hem de doğacak bebeğin sağlıklı olmasının garantisidir Gebelikte pek çok vitamin ve mineral açısından artmış ihtiyaç durumu söz konusudur Demir hariç, bu besin ihtiyaçlarının tümü iyi dengelenmiş bir diyetle karşılanabilmektedir
Normal bir gebelik sürecinde annenin kendi gereksinimine ek olarak tükettiklerinin bebeğe aktarılması annenin yaklaşık 11-16 kg alması demektir Bu artışı sağlayabilmek için normal diyete ek olarak, günlük 20 gr protein, 15-20mg demir, 500mg kalsiyum ve ortalama 300 kalorilik enerji alımı gereklidir
Doğru beslenme ve gebelik durumunun özellikleri nedeniyle gereksinmelerin çeşitli yiyecek guruplarından sağlanması gerekir
Yiyecekler vücudumuzda çeşitli görevler yaparlar Aynı görevleri yapan yiyeceklerden besin gurupları oluşturulmuştur Gurup seçeneklerinden birini tüketmiyorsanız bir diğerini yiyerek de doğru beslenebilirsiniz
ET, YUMURTA, KURUBAKLAGİL GRUBU: Beyin, kas, kemik ve dişlerin gelişimi ve kan yapımında görevlidir Protein ve demir gereksinimini karşılarlar
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ: Kemik, diş gelişimi ve büyüme ile görevlidirler Protein ve kalsiyum kaynağıdırlar
SEBZE VE MEYVELER : Büyüme ve gelişme için vitamin ve mineralleri sağlarlar
TAHILLAR: Enerji ve B gurubu vitaminleri içerdiklerinden büyüme ve gelişmeye yardımcı olurlar
YAĞLAR VE ŞEKERLER : Sadece enerji içerirler Enerji gereksinimine yardımcı olurlar
Yeterli ve dengeli beslenmede dikkatli bir şekilde tüketmek zorunda olduğumuz bu besin guruplarını gebelikte de aynı özenle tüketmeliyiz ki sağlıklı yaşayabilmek için doğru beslenme alışkanlıklarını kazanabilelim
Vitamin ve Mineral Eksikliğinin Gebelik Üzerindeki Etkileri
Folik Asit           Nöral tüp defektleri
Demir                 Anemi ve kanama
İyot                     Kretenizm
Kalsiyum            Hipertansiyon, preeklampsi
Çinko                  Anemi, nöral tüp defektleri, düşük doğum ağırlığı, anensefali
A Vitamini          HIV’nin bebeğe geçiş oranında artış, annede anemi, enfeksiyon ve anne ölümünde artış
D Vitamini          Neonatal hipokalsemi
K Vitamini          Hemoraji
Bakır                   Anemi, anensefali, düşük doğum ağırlığı
Selenyum            Nöral tüp defekti, beyin ve kalp damar sisteminde fonksiyon bozukluğu, düşük olasılığında artış
Magnezyum        Ka pıhtılaşma eğiliminde artış, preeklampsi, erken doğum
Folik Asit: Folik asitin nöral tüp defektleri dışındaki anomalilerinde riskini azalttığına dair bulgulara rastlanmıştır Son zamanlarda folik asit eksikliğinin Down Sendromu riskini de artırdığı öne sürülmüştür
Önerilen Doz: 1 Üreme Çağındaki Kadınlar:400 mikrogramgün
1 Gebeler: 1 mggün
2 Nöral tüp defekti riski olan kadınlar: 4 mggün
Folik asit alımına gebelik oluşumundan 2 ay önce başlanması önerilmektedir Bu şekilde kullanıldığı zaman nöral tüp defekti görülme riskinde 23 oranında azalma olmaktadır Epilepsi tedavisi alan kadınlarda folik asitin daha yüksek dozlarda alınması gerekir
Birçok gebelik planlanmadan gerçekleştiği için gebelik öncesi folik asit alınmamaktadır Bu nedenle üreme çağındaki bütün kadınlara folik asit verilmesi önerilmekle birlikte, bu konuz tartışmalıdır
Demir: Gebelikte şiddetli anemi (Hemoglobinin 7 grdl’nin altında olması) düşük doğum ağırlığı, prematür doğum, gebeliğin son 3 ayı ve yeni doğan döneminde ölüm ve anne hastalık ve ölüm riskini artırmaktadır Gebelerde kan hacmi kırmızı kan hücrelerine oranla daha fazla arttığı için fizyolojik olarak anemi gelişmektedir Ancak kan hemoglobin düzeyleri normal olan gebelerde rutin olarak demir verilmeyebilir Ayrıca demir eksikliğ olduğu halde yakınması bulunmayan hastalarda demir verilmeyebileceği üzerinde durulmaktadır Gelişmekte olan ülkelerde demir eksikliği anemisi sık görüldüğü için rutin demir takviyesi önerilebilir Biz de bütün gebelere demir tedavisi öneriyoruz
Önerilen Doz: 60 mggün elementer demir
İyot: Gebelik sırasında iyot eksikliği bebekte geri zekalılığa yol açabilmektedir Ancak tuz gibi yiyeceklere iyot eklenmesi sayesinde gebelerde iyot eksikliği görülme olasılığı oldukça düşüktür Bu nedenle gebelik sırasında rutin iyot takviyesine gerek yoktur Ancak geri zekalı çocuk oranının yüksek olduğu bölgelerde gebelik öncesi ve gebeliğin ilk yarısında iyot takviyesi yapılabilir Verilecek iyot miktarı iyot eksikliğinin derecesine göre belirlenir Bu takviye iyotlu yiyecekler veya direk ilaç şeklinde yapılabilir İyotun aşırı alınması durumunda ise bebekte tiroid fonksiyonlarının baskılanmasına ve guatr’a neden olabilmektedir
Kalsiyum: Bazı çalışmalarda gebelik sırasında kalsiyum alımının gebelik tansiyonu riskini azalttığı görülmüştür Bu nedenle özellikle gebelik tansiyonu açısından risk taşıyan gebelerde dışarıdan kalsiyum verilmesiönerilmektedir Ayrıca günde 2 gram gibi yüksek dozda alınan kalsiyumun bile herhangi bir zararlı etkisi gösterilememiştir
Önerilen Doz: Gebelikte günlük kalsiyum gereksinimi 1200 mg’dır Gebelere rutin olarak önerilen vitaminlerin içerisindeki kalsiyum yeterli değildir Bu nedenle dışarıdan bol kalsiyum içeren yiyecekler veya kalsiyum hapları ile ek takviye yapılması önerilmektedir Gebelerde kalsiyum alımının annede gebelik tansiyonu riskini azaltması dışında,özellikle riskli hastalarda olmak üzere düşük doğum ağırlığı riskini de azalttığı görülmüştür
Çinko: Çinko birçok enzimin fonksiyonunda, çekirdek proteinlerinin yapımında, DNA sentezinde, protein sentezi ve hücre bölünmesinde rol oynamaktadır Gebelikte çinko düzeylerinde oluşan değişiklikler konusunda çelişkili yayınlar bulunmaktadır Ayrıca doğum ağırlığına etkisi konusunda da net veriler bulunmamaktadır Aynı karışıklık rahim içi büyüme geriliği, erken doğum ve doğumsal anomaliler için de sözkonusudur Bu nedenle gebelikte rutin çinko takviyesine gerek olup olmadığı konusunda bir görüş birliği bulunmamaktadır Genel olarak günlük alınması gereken miktar 15 mg olarak belirtilmektedir
Bakır: Bakır bazı enzimlerin yapısında, damar oluşumunda ve bağ dokusu sentezinde rol oynamaktadır Gebelik sırasında kaki bakır düzeyinde bir yükselme görülür Anne kan düzeyi ile bebekteki kan düzeyleri arasında bir ilişki bulunmamaktadır Yapılan çalışmalarda bakır düzeyi ile düşük, erken doğum ve doğum ağırlığı ile bir bağlantı bulunamamıştır
Selenyum: Selenyum antioxidan özelliğe sahip olup, glutatyon peroxidaz enzimi aktivitesini artırır, vücutta serbest radikal oluşumunu ve DNA değişikliklerini önler Yapılan çalışmalarda gebelik sırasında selenyum düzeylerinde düşme olduğu görülmüştür Çocuklarda selenyum eksikliği fetal kardiyomyopatiye neden olmaktadır Çok az çalışmada ise eksikliğinde nöral tüp defektleri, düşük ve erken doğum riskinin arttığı gösterilmiştir
--->: Gebelik & Sorunları frmacil beşinci 5 sayfa --->: Gebelik & Sorunları
|