Yalnız Mesajı Göster

Sezaryen Hangi Durumlarda Önerilir Ve Uygulanır

Eski 10-19-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sezaryen Hangi Durumlarda Önerilir Ve Uygulanır




Baş-pelvis uygunsuzluğu:

Bebeğin kilosundan bağımsız olarak bebeğin en geniş çapı olan kafası ile anne adayının kemik yapıları arasında uyumsuzluk olabilir Bu durum eskiden dar pelvis ya da halk arasında çatı darlığı olarak adlandırılmaktaydı Dar pelvis yanlış bir tanımlamadır Doğru olan annenin pelvisi ile bebek arasındaki ilişkinin saptanmasıdır Örneğin pelvisi normal olan bir kadında bebek iri ise baş-pelvis uygunsuzluğu olabilir oysa aynı kadın minyon bir bebeği rahatlıkla vajinal yoldan doğurabilir Bu durumda pelvis darlığından söz edilemez Ancak raşitizm gibi bazı hastalıklarda annenin kemik yapılarında şekil bozuklukları olabilir Bu gibi durumlarda vajinal doğum mümkün değildir

Çoğul gebelikler:

Şart olmamakla birlikte çoğul gebeliklerde sezaryen tercih edilirÖzellikle üç ya da daha fazla sayıda bebek varsa vajinal doğumdan kaçınılır İkiz gebeliklerde ise önde gelen bebeğin makat geliş arkadakinin ise baş geliş olması durumunda ilk bebeğin gövdesi doğduktan sonra arkadki bebek ile kafaları kilitlenebileceğinden bu durum mutlak bir sezaryen gerekliliğidir

Doğumsal anomaliler:

Bebeğin doğum kanalından geçmesini olanaksız kılan yapısal anomalilerin varlığında da sezaryen gerekliliği vardır Bu durumun en önemli örneği bebeğin karın duvarının kapanmadığı ve iç orgalarının dışarıda olduğu gastroşizis ve omfalosel durumlarıdır Vajinal doğum olduğunda bu organlarda ciddi zedelenmeler meydana gelir Bazı iskelet sistemi hastalıkları ile nöral tüp defekti gibi durumlarda da sezaryen gereklidir Yapışık ikiz varlığında da sezaryen uygulanır

Doğum kanalını tıkayan kitleler:

Başta myomlar olmak üzere bazı kitleler doğum kanalını daraltarak vajinal doğumu olanaksız hale getirebilirler Dev kondilom (genital siğil) varlığında da vajinal doğumdan kaçınılır

Anne adayındaki sistemik hastalıklar:

Bazı durumlarda anne adayının doğumun ikinci evresinde ıkınması sağlığını tehlikeye atabilir İleri derecede kalp hastalıkları bu durumun en güzel örneğidir Benzer şekilde anevrizma gibi beyin hastalıklarında da anne adayının ıkınması sakıncalı olabilir Ikınma sırasındaki kafa ve karın içi basınç artışı riskli olduğunda sezaryen tercih edilir

Annede herpes enfekiyonu:

Anne adayında aktif genital herpes enfeksiyonu varlığında bebek doğum kanalından geçerken enfeksiyonu kapabilir Bu oldukça riskli bir durumdur Aktif genital herpes varlığında vajinal doğum asla yaptırılmaz

Geçirilmiş sezaryen:

Daha önceki hamileliklerin sezaryen ile sonlandırılmış olması mutlak bir sezaryen gerekliliği değildir Bunun tek istisnası uterusun yukarıdan aşağıya doğru kesildiği klasik sezaryendir Bu durumda eylem sırasında rahim kasının yırtılma olasılığı çok yüksek olduğundan asla denenemez Alt kısma yatay bir kesi yapılarak gerçekleştirilen sezaryenlerden sonra ise normal doğum denenebilir Ancak pek çok doktor bu gibi durumlarda yine sezaryeni tercih etmektedir

Geçirilmiş myomektomi:

Önceden yapılan bir myom çıkartma ameliyatında rahim boşluğuna girilmiş ve kavite dikilmiş ise çoğu doktor sezaryeni tercih eder

Geçirilmiş vajinal operasyon:

Vajinada uygulanmış bazı operasyonlardan sonra normal doğum önerilmez

Vajinismus ve/veya korku:

Anne adayının normal doğumdan aşırı korktuğu ya da muayeneyi tolere edemediği durumlarda hiçbir tıbbi gereklilik olmaksızın sezaryen önerilebilir

Fetal distress bulguları:

Yapılan rutin NST incelemelerinde fetusun sıkıntıda olduğunu düşündüren bulguların varlığında sezaryen gerekli olabilir

İsteğe bağlı sezaryen:

Günümüzde ülkemizde özel hastanelerde en sık yapılan sezaryen isteğe bağlı sezaryenlerdir Burada herhangi bir tıbbi gereklilik olmaksızın anne adayının tercihi ile bebek miadını doldurduktan sonra (38 haftadan sonra) kararlaştırılan bir günde sezaryen ile doğurtulur İsteğe bağlı sezaryenlerde en sık karşılaşılan neden anne adayının normal doğumdan korkması, uzun sürebilecek olan eylemi çekmek istememesi, bebeğini en ufak bir risk altına sokmak istememesi, normal doğumun uzun dönem etkilerinden çekinmesi, çift için özel bir günde (evlilik yıl dönümü, ebeveynlerden birinin doğum günü, 020202 gibi kolay hatırda kalacak günlerin tercih edilmesi gibi) doğumun gerçekleştirilmesi ve hatta bebeğin burcunun ayarlanmasıdır! Bu durumun en uç örneği bebeğin burcu ile birlikte yükselen burcunun da ayarlanması için belirli bir saatte sezaryen yapılmasının istenmesidir

Bazı durumlarda ise doktor anne adayını sezaryene teşvik eder Gebeliğin çok zor elde edildiği ya da ikinci bir gebelik şansının düşük olduğu ileri anne yaşı,tüp bebek sonrası gebelik gibi durumlarda normal doğumun bebeğe yüklediği risklerden kaçınmak ve bebeğin sağ olarak dünyaya gelmesini garanti altına almak için sezaryen tercih edilir Eskiden Türk tıp literatüründe "kıymetli bebek" olarak geçen bu endikasyon, daha sonra terimin anlamsızlığı nedeniyle terk edilmiştir Her ne olursa olsun tüm bebekler kıymetlidir kıymetsiz tek bir bebek bile yoktur

Vajinal doğum planlanırken eylemin herhangi bir anında sezaryen gerekliliği doğuran durumlar

Zaman zaman vajinal doğum için her türlü şart uygunken ve elem devam ederken ortaya çıkan durumlar sezaryen gerekliliği doğurabilir

İlerlemeyen eylem:

Anne adayının kasılmaları düzenli ve güçlü olmasına rağmen rahim ağzının açılmaması ya da bebeğin kafasının aşağıya inmemesi durumunda sezaryen gerekliliği ortaya çıkar Eylemin ilerlememesinde en önemli neden bebeğin kafasının doğum kanalına uygun şekilde girmemesidirDaha önceden fark edilemeyen baş pelvis uygunsuzluğu ya da kafanın kanala eğri girmesi durumunda yeterli kasılmalara rağmen eylem ilerlemez

Fetal kalp atımlarının bozulması:

Doğum eylemi sırasında kasılma ile birlikte rahime giden kan ve oksijen miktarında azalma olur Bu azalma aynı şekilde plasentaya ve bebeğe giden miktarlara da yansır Normalde bebek kasılmalar sırasında görülen bu azalmayı rahatlıkla tolere ederTolere edemediği durumlarda ise ilk önce kalp atım hızında bir yavaşlama izlenir Fetal kalp atımları bozulduğunda anne adayını sol yanına yatırmak ve oksijen vermek gibi temel önlemler ile durum düzelmiyor ise sezaryen kararı verilir Bu duruma akut fetal distres adı verilir

Plasentanın erken ayrılması:

Plasentanın bebek tamamen doğup ilk nefesini almadan önce rahim duvarından ayrılmasına ablasyo plasenta ya da plasental dekolman adı verilir Böyle bir durumda bebeğin oksijen ve besin kaynakları azalır Plasentanın hepsinin ayrılması durumunda ise tamamen kesilir Tam dekolman son derece acil bir durumdur Anne ve bebeğin hayatı tehlikededir Zaman kaybetmeden acil şartlarda sezaryene alınır

Kordon sarkması:

Amniyon kesesi açıldığında bebeğin göbek kordonu rahim ağzından dışarıya sarkabilir Son derece acil bir durum olan kordon sarkması varlığında kordon sıkışarak bebeğe giden tüm kaynakların kesilmesine ve bebeğin ölmesine neden olabilir Kordon sarkması varlığında bir kişi elini annenin vajenine sokarak kordonu rahim içine iter Bu vaziyette ameliyat odasına gidilir Bebek tamamen doğana kadar kişi elini vajinadan çıkarmaz Kordon sarkması durumunda sezaryen zamana karşı yapılan bir yarıştır

Amniyon sıvısının mekonyumlu olması:

Bebeğin barsak içeriğinin (mekonyum) amniyon sıvısında olması bebeğin sıkıntıda olduğunun belirtisidir Mekonyum bebeğin akciğerlerine kaçarsa kimyasal akciğer enfeksiyonuna neden olabilir Bu nedenle amniyon sıvısında mekonyum saptandığında şart olmamakla birlikte sezaryen tercih edilebilir


Alıntı Yaparak Cevapla