10-19-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bitkilerle İlgili Önemli Notlar
HARDAL: Beyaz ve siyah hardal olmak üzere iki türü vardır Hekimlikte siyah hardal kullanılır Hardal; hardal lapası, hardal banyosu ve hardal yakısı olarak üç biçimde vücuda uygulanır İçten ve dıştan çok miktarda kullanılan kara hardal zehirlenmelere ve tahrişlere neden olur Bu nedenle vücuda sürülen kara hardal yağı acı hissi vermeye başlar başlamaz derhak yıkanmalıdır
HAŞHAŞ: Ülkemizde çok yetişir Haşhaş kapsülleri zehirlidir Uyuşturucu niteliği vardır, bağımlılık yapan maddeler içerdiği için kullanımı kullanımı tehlikelidir Ancak, haşhaş tohumlarından elde edilen haşhaş yağı mutfaklarda bile kullanılabilecek nitelikte ve zehirsizdir Çocukları uyutmak için haşhaş tohumunu torbalara koyup meme olarak vermek son derece sakıncalıdır
HAVUÇ: Havuç, C, B1, B2 vitaminleri ile özellikle A vitamini bakımından zengindir
HERCAİ MENEKŞE: Çit kenarları, çalılıklar, orman kenarları, çayırlar, bahçe ve tarlalarda bulunur Çayı çok içildiğinde mide bulantısı yapar
HİNTYAĞI AĞACI: Tropik ormanlarda bulunur Tohumlarından, elde edilen hintyağı, dünyada bilinen ilk müshil ilacıdır Günümüzde eczanelerde satılmaktadır Deri hastalıklarından muzdarip olanlar hintyağı kesinlikle kullanmamalıdırlar
HİNT SAFRANI: Ülkemizde az yetişir Çok alınan hint safranı mide ekşimesine, hatta mide ülserine neden olabilir
HURMA: Bol miktarda şeker içerir Yaprakları sebze olarak yenir
HUŞ AĞACI: Nemli topraklarda, ormanlarda ve koruluklarda bulunur, bahçelerde de yetiştirilir
IHLAMUR: Dünyanın her yerinde bilinir ve yetişir Yaz ve kış ıhlamuru diye iki türü vardır Ihlamur ağacının kabuğunun altındaki lifler son derece etkilidir Bu lifler döğülerek hamur haline getirilirse, yaraların tedavisinde etkili olur Yğze sürüldüğünde ergenlik çıbanlarını yok eder
ISIRGAN OTU: A ve C vitamini içerir
ISPANAK: Ispanağın içerdiği vitaminlerden yararlanmak için daima taze ve çiğ yemelidir Pişirildiğinde, uzun zaman bekletildiğinde ve tekrar ısıtıldığında C vitamini kaybolur ve zararlı maddeler oluşur
İNCİR: Ülkemizde en iyi türlerinden bol miktarda yetişir
KAHVE: Kahve insanı diri tutar İçerdiği kafein maddesi damarları açarak düşünmeyi kolaylaştırır, beynin çalışmasını hızlandırır Oruçlu günlerde sahurda kahve içenler susamayı önlemiş olurlar Çok miktarda içildiği zaman kalbe zarar verir Yüksek tansiyonu olanlara önerilmez
KANARYA OTU: Yol kenarlarında, çöplüklerde ve kurak arazide bulunur
KANTARON: Otun çiçek açma zamanı toplanması gerekir, çünkü içindeki aktif maddeler çiçek açma zamanı en yüksek orana ulaşırlar
KARABİBER: Fazla karabiber mide cidarını ve boğazı tahriş edeceği için zararlıdır Dikkatli kullanılmalıdır
KARADUT: Ülkemizde çok bilinen ve her yerde yetişen bir meyvedir
KARA KAFES: Nemli ve çukur yerlerde yetişir
KARALAHANA: Bol miktarda C vitamini içerir
KARANFİL AĞACI: Sıcak iklimi ve rutubetli deniz havası olan yerlerde yetişir
KARANFİL ÇİÇEĞİ: Nemli ve kuytu ormanlar, gölgelik çalılıklarda bulunur
KARNABAHAR: Ülkemizde de yetiştirilen bir bitkidir
KAVUN: İçinde A, B, C vitaminleri, meyve şekeri, azotlu ve yağlı maddeler bulunur %95'i sudur
KEDİ OTU: Nemli ve seyrek ormanlar, akarsu kenarları, çalılıklar ve sahillerde yetişir Çok kötü kokulu bir bitkidir Çok kötü kokulu olduğu için mide bulandırmasını önlemek amacıyla sabah aç karnına alınmalıdır Baş ağrısı ve halsizlik yaptığından az kullanılmalıdır
KEKİK: Salgıları arttırıcı etkisi nedeniyle ülser ve gastiriti olanlara olumsuz etki yapar Ayrıca hamilelere ve guatr olanlara da tavsiye edilmez
KETEN: Keten tohumu bol miktarda F vitamini içerir Keten yağında bulunan linolasidi alerji, kalp krizi ve beyin kanamalarını engelliyicidir
KIZILCIK: Kızılcıkgillerden kızılcık ağacının meyvesidir Buruk bir tadı vardır
KIRMIZI BİBER: İştah açıcı ve mikrop öldürücü özelliği vardır
KİRAZ Ülkemizde çok yetişen ve çok eski zamanlardan beri bilinen bir meyvedir Kiraz yedikten sonra su ve süt içilmemelidir Özellikle midesi zayıf olanlar kirazı ekmekle birlikte yemelidirler
KİŞNİŞ: Ülkemizde bahçelerde yetiştirilen ve doğal olarak da bulunan bir bitkidir
KUŞBURNU: Yurdumuzda özellikle Ege'de seyrek ormanlarda, yol kenarları ve çalılıklarda bulunur
KUŞKONMAZ: Cildi sorunlu olanlar kuşkonmazdan faydalanabilirler
LABADA: Yurdumuzda bağ ve bahçelerde kendiliğinden yetişir Çok çeşidi vardır Kökü uzun ve kalındır
LAHANA: Ülkemizde çok tüketilen bir besin maddesidir En makbul olanı beyaz ve göbekli olanıdır Guatr rahatsızlığı olanlar lahana yememelidir

MAYDANOZ: Böbreklerinde iltihap olanlar maydanoz yememelidirler
MELEK OTU: Nemli topraklarda, nehir kenarı, sahil ve çukur yerlerde bulunan güzel kokulu bir bitkidir
MELİSA: Dağlarda ve kırlarda kendiliğinden yetişen güzel kokulu bir bitkidir
MEYAN KÖKÜ: En işe yarayan yeri köküdür Çok miktarda kullanılan meyan kökü ödemlere ve tansiyon yükselmesine neden olur Nefes borusu rahatsızlıklarına yol açabilir Bu balımdan meyan kökü muhakkak bir doktor kontrolünde kullanılmalıdır
MİNE ÇİÇEĞİ: Yol kenarlarında, bayırlarda bol miktarda bulunur Mine çiçeği ile yıkanan çillerde azalma görülür
MİSK OTU: Yol kenarlarında, rüzgar almayan yerlerde yetişir Güzel kokusu vardır
MÜRVER AĞACI: Meyveleri bol miktarda C vitamini içerir
MUZ: Muz bazı bünyelerde alerjik döküntü yapabilir
NAR: Nar kökü ve kabuğu, içindeki etken maddeler nedeniyle zararlı ve zehirleyici etki yapabilir Bu nedenle kullanırken ölçülü davranmak gerekir
NOHUT: Yurdumuzda ve dünyanın her tarafında yetiştirilir
OĞUL OTU: Akdeniz bölgesinde bulunan kokusu limona benzeyen bir bitkidir
PEYGAMBER ÇİÇEĞİ: Buğday ve arpa tarlalarında yabani olarak bulunur
PIRASA: Bahçelerde yetiştirilen bir kış sebzesidir
ŞEFTALİ: Şeftali çekirdeklerinde çok etkin bir zehir vardır
ÜZERLİK OTU: Üzerlik otundan yapılan çay açık olmalı ve en az günde iki bardak içilmelidir Aksi takdirde zaralı olur Hamile kadınlar üzerlik otunu hiçbir biçimde kullanmamalıdır
|
|
|