Prof. Dr. Sinsi
|
Cocuklarda Kanser Belirtileri
Lösemi tanısı nasıl konur?
Kansızlık, ateş, bezeler, karın şişliği veya kanama gibi belirtiler ile doktora getirilen bir çocukta muayene bulguları ile şüphelenen doktor bir kan sayımı ve periferik kan yayması isteyerek, mikroskop altında inceler Bu işlemde genellikle bir çocuk hematologunun bilgisine başvurulur Kan yayması büyük çoğunlukla lösemi tanısını koydurur ve derhal kemik iliği aspirasyonu yapılır Kemik iliği testi lösemi tanısını kesinleştiren testtir Bundan sonra blastların tam tipini belirleyecek özel testler ve beyin-omurilik sıvısına yayılımı belirleyecek lomber ponksiyon işlemi yapılır
Tedavi:
Lösemi başarı ile tedavi edilen bir hastalıktır Günümüzde çocuk lösemilerinin % 75’i tamamen şifa bulmaktadır Akut lenfoblastik lösemilerde iyileşme oranı daha yüksek, miyeloblastik lösemilerde biraz daha düşüktür
Lösemi tedavisi ilk 6 ayı hastane ortamında geçen 2 yıllık bir tedavidir Damardan ve ağızdan ilaçlar yanında zaman zaman beyin-omurilik sıvısına da ilaçların verilmesi gerekir
Kemik iliği nakli lenfoblastik lösemilerin % 10 kadarına gerekirken, miyeloblastik lösemilerin % 50 kadarında gerekli olur Bazı lösemilerde beyin-omurilik sıvısına lösemi yayılımı varsa veya bu risk yüksekse beyin ışınlaması da (radyoterapi) yapılır
NAZOFARENKS TÜMÖRÜ
Çocukluk çağı tümörleri içinde % 1’den az görülür Burun boşluğu ile yutak sınırındaki deri tabakasından çıkan bu tümörün oluşumu Epstein-Barr virüsü enfeksiyonu ile ilişkili bulunmuştur Bu tip kanserde, tümör boyundaki lenf bezlerine yayılır Ayrıca burun, ağız ve yutağa da yayılabilir Hastalık burun kanamalarına neden olabilir, kulağa yayılıp tıkayabilir ve işitme kaybına neden olur Bazen de kafa tabanına yayılarak çene hareketlerini kısıtlar ya da felçlere sebebiyet verir
Baş-boyun bölgesi BT ve MR’lari tümörün boyutları hakkında fikir verir Hastalık beyin-omurilik sıvısına (BOS) hastalık yayılmış olabilir, bu nedenle BOS tetkiki gerekir Kemik metastazları açısından tüm vücut kemik sintigrafisi ve uzak yayılım açısından akciğer ve karın görüntüleme tetkiki gereklidir Tedavi kemoterapi ve radyoterapinin birlikte verilişidir, cerrahi şansı pek yoktur
NÖROBLASTOMA
(SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ TÜMÖRÜ)
Tüm çocukluk çağı kanserleri arasında % 7 sıklıkta gözlenir Yılda 100 000 çocuktan birinde ortaya çıkmaktadır Süt çocuklarında en sık gözlenen tümör olup çocukluk çağında da nadir değildir Nöroblastoma, süt çocuklarında büyük çocuklara oranla çok daha iyi seyirlidir
Tümür, sempatik sinir sistemi hücrelerinde çıkar Genellikle böbreküstü bezlerinden ve karın içinden kaynaklanmakla birlikte, boyundan başlayıp kuyruk sokumuna kadar vücudun her yerinde görülebilir Boyunda sert bir kitle tümör belirtisi olabildiği gibi iştahsızlık ve karında kitle, metastazlara bağlı olarak müphem kemik ağrıları veya bacak felçleri de ilk başvuru belirtisi olabilir
Cerrahiye, kemoterapinin ve gereğinde radyoterapinin eklenmesi ile tedavi edilir Son yıllarda tedavide kök hücre nakli de yapılmaktadır
PARATİROİD TÜMÖRLERİ
Bu tümörlerin % 80’i selim tümör yani adenomdur Habis tipi (karsinom) nadirdir Parathormon salgılayarak vücutta kalsiyum, fosfor gibi maddelerin ve kemik metabolizmasının dengesizliğine neden olurlar Belirti vermeyen kalsiyum artışı, fosfor azalması, çok idrara çıkma, çok su içme, baş ağrısı, kemiklerde ağrı, iskelet bozuklukları ve kırıklar gibi belirtilere neden olabilir Artmış parathormon düzeyleri saptanır Tedavisi cerrahidir
PLÖROPULMONER BLASTOMA
(AKCİĞER TÜMÖRÜ)
Son derece nadir olan bu tümör akciğeri saran zarın altından gelişir En sık 3 yaş civarında gözlenir Lokal yayılmaya eğilimli bir tümördür Tümör cerrahi olarak tümüyle çıkarılır ise sağkalım şansı yüksektir Daha çok lokal tekrarlama gösterir, uzaklara yayılma nadirdir
RABDOMİYASARKOM
Rabdomiyosarkom kas hücrelerinden kaynaklanan bir kanser türüdür Vücudun değişik yerlerinde görülebilir En sık görüldüğü yerler kafa kasları, boyun kasları, mesane, prostat, kollar, bacaklar ve vajinadır Nadir yerleşim yerleri arasında göğüs kasları, karın kasları, dış cinsiyet organları ve anüs kasları sayılabilir
Çocukluk çağında karşılaşılan yumuşak doku tümörlerinin yarıdan fazlası rabdomiyosarkomdur Hastalanan çocukların büyük çoğunluğu 9 yaşından küçüktür Erkeklerde sıklık kızlardan biraz daha fazladır
Rabdomiyosarkomada hangi belirtiler olur?
Tümörün yerleşim yerine göre belirtiler değişir Tümörün bulunduğu yerde şişlik, burun ve sinüslerde olursa ses değişiklikleri, hava yolu tıkanmaları, burun kanamaları, yutma güçlüğü görülebilir Mesane tümörleri karşımıza kanlı idrar ile çıkabilir İdrar yapma güçlüğü görülebilir
Rabdomiyosarkoma nasıl teşhis edilir?
Doktorunuz rabdomiyosarkoma’dan şüphelendiyse tümör biyopsisi, röntgen araştırmaları, bilgisayarlı tomografi, MR, kemik sintigrafisi gibi birtakım testler yapacaktır
TİROİD BEZİ TÜMÖRLERİ
Selim ve habis tipleri mevcuttur Her iki tip tümör de hormon salgılar Tiroid karsinomları habis olup 15 yaş öncesi tüm tümörlerin % 1,5’unu, baş boyun tümörlerinin ise % 7’sini oluşturur Papiller, folliküler, anaplastik ve medüller tipleri vardır Kesin tanı biyopsi ile konur Boyunda lenf bezi büyüklüğü ve tiroid bezinde nodül varlığı, vakaların % 50’sinde birlikte tespit edilir
Tanı için yapılan izotop tetkikinde tümör bölgesi izotopu tutmaz, normal tiroid dokusu ise tutar Tedavisi cerrahidir Medüller tip kanserlerde tiroid bezi tümü ile çıkarılmalıdır Papiller tip tümörde ise lenf bezleri de birlikte çıkarılmalı ve bu alanlara yayılıp yayılmadığı belirlenmelidir Tedavide radyoaktif iyod da kullanılmaktadır
TÜKRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ
Kulak önündeki parotis bezinden (tükrük bezi) veya çene altındaki tükrük bezlerinden kaynaklanır Bu tümörler iyi huylu veya kötü huylu olabilirler Adenokarsinoma, mukoepidermoid karsinoma veya asiner hücreli karsinom adı verilen tipleri vardır Tedavi genellikle cerrahidir
WİLMS TÜMÖRÜ
(NEFROBLASTOMA)
Wilms tümörü diğer adı ile nefroblastoma böbrekten kaynaklanan bir tümördür Çocukluk çağı kanserlerinin % 6’sını oluşturur Kız ve erkek çocuklarda eşit sıklıkta görülür Vakaların dörtte üçü 1-5 yaş arasında tanı alır Ortalama tanı yaşı 3 yaştır Hastaların bir kısmında gözbebeğine rengi veren irisin yokluğu, atnalı böbrek veya vücudun bir kısmında aşırı gelişme ya da organ büyüklükleri gibi doğumsal yapı bozuklukları görülebilir
En sık saptanan klinik belirti karında tesadüfen saptanan kitledir Kitle çoğu kez sert, ağrısız ve üzeri düzdür Bazen karın ağrısı ve ateş de eşlik edebilir
|