Yalnız Mesajı Göster

Osmanlı Döneminde Ortaöğretimde Coğrafya Eğitimi Ve Öğretimi

Eski 10-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Döneminde Ortaöğretimde Coğrafya Eğitimi Ve Öğretimi




Osmanlı döneminde Ortaöğretimde Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi

Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte, Anadolu coğrafyasında, Beylikler Dönemi başlar Anadolu uç beylerinden olan Osmanlı Beyliği 1299 yılında kurulduktan sonra, kısa sürede topraklarını genişletmiş ve beylikten imparotorluğa yükselmiştir Osmanlılar, yıkılış tarihi olarak kabul edilen 1922 yılına kadar, üç kıtada çok geniş topraklar üzerinde, tarihte ömrü en uzun olarak kabul edilen (623 yıl) imparatorluklardan biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nu kurmuşlardır

Osmanlı devletinin kuruluşundan itibaren devlet sınırları içinde çok kuvvetli ve yaygın biçimde medrese sistemi kurulmuştur Medreseler, devletin sonuna ve 1924’de kapatılmalarına kadar işlevlerini yürütmüşlerdir Devletin üst düzeyde yöneticileri Enderun adı verilen eğitim kurumlarında yetişmişlerdir Ayrıca tüm Osmanlı şehzadeleri, saraylarda özel eğitim ve öğretime tabi tutulmuşlardır

Osmanlı medreselerinde, dini ilimlerin ağırlıkta olmasına rağmen, ders adının ve ders saatlerinin değişikliğe uğramasıyla birlikte, müsbet bilimler (Ulum-i Akliye) içinde coğrafya ilmi okutulmuştur

Osmanlı döneminde, ilköğretimi oluşturan ve halk arasında Sıbyan mektebi veya Mahalle Mektebi adı verilen Darüttalim, Mektep, Mektephane, Darülilim, Muallimhane gibi adlarla anılan eğitim kurumlarını, devlet adamları yada zengin kişiler, çeşitli vakıflar kanalıyla kurarlardı Bu okullarda öğretmen olabilmek için, sıbyan mektebi mezunları, ilköğretimin üzerinde Ortaöğretim adı verebileceğimiz bir eğitim ve öğretim programına dahil olurlardı Muallim olabilmek için devam edilen Muallim mekteblerinde okutulan derslerden biri de, Heyet (Sema ve Arz) içinde Coğrafya dersidir

Osmanlı saraylarında yürütülen eğitim ve öğretim sistemi ise, Şehzadegâh, Meşkhane ve Enderun mektebleridir Bu eğitim kurumlarında da, Osmanlı Ülkeleri ve dünya hakkında coğrafya bilgilerinin okutulduğu bilinmektedir

Osmanlı döneminde coğrafya ilmi ve bunun eğitim ve öğretimi ile ilgili gelişmeler, esas itibariyle, 17yüzyıl başlarından itibaren başlamıştır Özellikle bu gelişmelerin baş mimarı, Kâtip Çelebi’dir 1608-1658 yılları arasında yaşamış olan çağını aşan ilim adamlarımızdan Kâtip Çelebi, devrinin en büyük coğrafyacılarından biridir Coğrafyanın dışında felsefi konularda da eserler veren Kâtip Çelebi, yaşamış olduğu yıllardaki ilim düşmanlığına ve cehalete karşı büyük bir mücadeleye girişmiştir “Talebeliğin hakirliğine bir saat katlanamayan bir kimse, cehaletin zilletinde ebediyyen kalmaya mahkum olmuş demektir”diyen Kâtip Çelebi, çağına göre mükemmel ve modern bir eğitim ve öğretim anlayışına sahip bir ilim adamıdır Kâtip Çelebi’nin eserleri incelendiğinde görülür ki, sadece coğrafya ilmi değil, köklü bir eğitim ve öğretim sistemi üzerinde durduğu anlaşılmaktadır

Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi’nin esas amacını, insanların yaşadıkları çevre ile olan ilişkilerini inceleyerek, toplumun kalkınmasını ve ilerlemesini sağlaması teşkil eder Kâtip Çelebi “Cihannüma” adlı eserinde coğrafya ilmi hakkında şu bilgileri verir; “Coğrafya fenninde yalnız ülkelerin ahvali yazılmayıp belki oralarda oturanların usul ve adetleri, devlet işlerinin nasıl yürütüldüğü ve divan ahvali birlikte beyan olunmak, bu fennin vazifesi olduğu cihetinden, tarihe üstünlüğü vardır ve tercih olunur” Yine Kâtip Çelebi, “Tuhfetü’l-Kibâr fi esfaril Bihar”adlı eserinde de coğrafya ilminin önemini ve gereğini şu şekilde vurgular; “Hafi olmaya ki, devlet işlerini üzerlerine almış olanlara bilinmesi lazım olan işlerden biri coğrafya fennidir Bütün yeryüzü ahvalini bilmek kolay olmazsa, bari Osmanlı ülkesinin şekli ve etrafta sınırdaş olan memleketlerin tasviri bilinmek gerektir ki, bir yere sefer etmek ve asker göndermek lazım geldikte, ona göre tedarik oluna Düşman vilayetine girmek ve sınır boylarını korumak tedbirlerini almak anında kolay olur Bu babta fenden habersiz kimseler ile meşveret yetmez, yerli dahi olursa Zira çok yerli vardır ki, kendi diyarını iyice bilip anlatmaktan acizdir Ve bu ilmin lüzumuna şu delil yeter: Yerebatası küffar, ol ilimlere ehemmiyet ve değer vererek, Yeni Dünya’yı bulup Sind ve Hind limanlarına yayıldı Venedik taifesi gibi bir hor hakir kavim ki, küffar hükümdarları arasında rütbesi duka payesinden ibarettir ve aralarında balıkçı unvanı ile meşhurdur, Osmanlı İmparatorluğu’nun boğazına gelip ve garba hükmeyleyen şanlı devlete karşı kodu

Osmanlı Devleti’nde eğitim ve öğretim faaliyetlerinde, ilk yenileşme hareketleri 1773 tarihinde, askeri okullarda başlamıştır III Mustafa döneminde, 1773’te, askeri deniz okulu olan Mühendishane-i Bahri-i Hümâyûn açılmıştır İlk ve orta dereceli bir okula tekabül eden bu askeri deniz okulunda, denizcilik bilgileri, harita bilgisi ve coğrafya dersleri okutulduğu bilinmektedir 1793 tarihinde, III Selim döneminde açılan Mühendishane-i Berri-i Hümâyûn yani Askeri Kara Okulu’nda topçuluk, istihkam ve haritacılık öğretimi yapılmıştır Öğretim süresi 4 yıl olan bu okulun 2ve 3 Sınıflarında okutulan 5 adet dersten biri coğrafya’dır

Sultan IIMahmut (1808-1839) döneminde, 1824 tarihinde bir fermanla, ilköğrenim zorunlu hale getirilmiş ve çeşitli okullar açılmıştır Bu okullardan birini teşkil eden ve 1834 tarihinde açılan Mektebi-i Fünun-u Harbiye, iki kısımdan oluşmuştu 8 yıl süren I Kısım öğrencilerinden başarılı olanlar, II Kısıma alınmıştır Bu okulun ikinci kısmında, zamanın şartlarına göre ileri derecede haritacılık, topoğrafya ve coğrafya alanında dersler okutulmuştur

II Mahmut’un mahlası olan Adlî’ye atfen, Şubat 1939’da açılan, özellikle sivil memur yetiştirmeyi amaçlayan Rüşdiye düzeyindeki Mekteb-i Maarif-i Adliye okulunun ders programında coğrafya dersi de yeralmıştır

II Mahmut döneminde diğer bilim dallarında olduğu gibi Coğrafya alanında da, ders kitaplarına büyük ağırlık verilmiştir Ders kitapları hazırlanırken önemli ölçüde kısaltmalara gidilmiş, bunun sonucunda coğrafya alanında araştırma ve yorumlara dayanan bilgilerden uzak kalınmış ve sonuçta coğrafya isim ezberlenen bir ders olarak görülmeye başlanmıştır Ancak bu kısaltmalar ve ezbercilik, coğrafya ilmindeki gelişmeleri uzun yıllar geciktirmiştir

Sultan Abdülmecit (1839-1861), 1839’da tahta çıkınca, Reşit Paşa’nın etkisiyle, Tanzimat Fermanı (ya da Gülhane Hatt-ı Hümayûnu) denen bir ferman yayınlamış ve 1876 yılına kadar devam eden Tanzimat Devri’ni başlatmıştır Sultan Abdülmecit (1839-1861) ile Sultan Abdülaziz (1861-1876)’in padişahlık dönemlerini içeren Tanzimat döneminde, siyasal ve sosyal bazı düzenlemeler yapılmıştır Bu arada, eğitim ve öğretim konusunda da bazı düzenlemelere gidildiği görülmektedir Bunların başında ortaöğretimde atılan yenilik ve gelişmeler gelir Bu dönemde, orta öğretimi temsil eden Rüşdiyeler, İdadiyeler ve Sultaniyelerin sayısı hızla artırılmıştır 1852 yılında İstanbul’da 12 Rüşdiye bulunmaktayken, 1874’de bu sayı 18’e yükselmiştir 1853’de taşrada büyükçe şehir merkezlerinde 25 Rüşdiye açılmıştır 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi gereğince, Osmanlı ülkelerinde hane sayısı 500’ü geçen şehir ve kasabaların tümünde Rüşdiye açılması zorunlu kılınmıştır Öğretim süresi 4 yıl olan bu okulların yapımı ve her türlü ihtiyaçları Maarif İdaresi sandığından karşılanmıştır Sözkonusu nizamnameye göre; erkek ve kız rüşdiyeleri ile idadiyelerin ders programlarında coğrafya dersi mecburi ders olarak konmuştur

İptidai mektep denen ilkokullara öğretmen yetiştirmek amacıyla, 1868’de İstanbul’da Darulmuallimin-i Sıbyan mektebi açılmıştır Öğretim süresi 1 yıl olarak düşünülen bu okulda, coğrafya dersi ders programına konmuştur Bu tür okullar taşrada 1875’den itibaren açılmaya başlanmıştır 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’ne göre, Rüşdiye, İdadiye ve Sultaniye şubelerinden oluşan bir büyük Darulmuallimin kurulması öngörülmüş ve bu okulların ders programları ayrı ayrı düzenlenmiştir Okulun açılması ancak 1874’de Sıbyan, Rüşdiye ve İdadiye şubelerini kapsayacak şekilde mümkün olmuştur Öğrenim süresi 2 yıl olan Darulmuallimin-i Sıbyan mektebinde, okutulan derslerden biri de Muhtasar Coğrafya’dır Öğrenim süresi 3 yıl olan Darülmuallimin-i Rüşdiye’de Coğrafya, yine öğretim süresi 3 yıl süren Darulmuallimin-i İdadiye’de Kozmoğrafya ve Mebadi-i Ulum-i Tabiiye dersleri diğer derslerle birlikte zorunlu olarak okutulmuştur 1877’de Darülmuallimin- Rüşdi ve Mülkiye Mekteblerinin ders programlarında her üç yıl için ayrı ayrı coğrafya dersi okutulduğu belirlenmiştir



Alıntı Yaparak Cevapla