Prof. Dr. Sinsi
|
Devletler Coğrafyası - Rusya
Devletler Coğrafyası - Rusya
DEVLETİN ADI: Rusya Federasyonu
BAŞŞEHRİ: Moskova
NÜFUSU: 145 300 000
YÜZÖLÇÜMÜ: 17 075 400 km2
RESMİ DİLİ: Rusça
DİNİ: Hıristiyanlık
PARA BİRİMİ: Ruble
Sınırları içinde yüz civarında milliyete mensup topluluklar bulunan bir devlet Kuzeyinde Kuzey Kutup Denizi; doğusunda Pasifik (Büyük) Okyanus; batısında Estonya, Litvanya, Beyaz Rusya, Letonya, Ukrayna, Moldavya, Baltık Denizi; güneyinde Kazakistan, Moğolistan, Çin, Gürcistan, azerbeycan, Hazar Denizi, Kuzey Kore, Karadeniz yer alır Toprak bakımından dünya ülkeleri arasında birinci, nüfus bakımından ise beşinci sıradadır
Tarihi
Rusya’nın bilinen tarihi 5 yüzyılda batıdan Rusya topraklarına giren Slav kabileleriyle başlar İlk Rus devleti 9 yüzyılda İskandinavyalılar tarafından kuruldu Devletin merkezi Novgrod ve Kiev’deydi On üçüncü yüzyılda ülke toprakları Moğolların saldırılarına uğradı Bundan sonra Moskova prenslikleri ve büyük dükleri idaresinde ortaya çıkmaya başlayan ülke 1480 yılında Altınordu Devletinin hakimiyetinden kurtuldu
On beşinci asırda Osmanlı Devleti ile münasebetleri başladı İstanbul’u fethederek, Bizans da denilen Doğu Roma Devletine son veren Fatih Sultan Mehmed Han (1451-1481) Rus Knezliklerinin güneyindeki Kırım Hanlığını imtiyazlı beylik halinde, Osmanlı Devletine bağlayıp, vergi yerine her yaz Moskoflar üzerine netice alıcı ve yıldırıcı akınlar yapmakla vazifelendirdi
Ruslar, Papalığın gönderdiği kardinal ve papaz heyetleri sayesinde Türklere karşı uyanmaya başladı Rus Knezlikleri birleştiler ve Çarlık dönemi başladı Korkunç İvan 1547’de ilk çar ilan edildi Böylece Rus çarları kendilerini DoğuRoma’nın varisi saydılar
Yönetim ve askerlik alanındaki düzenlemelerle devlet idaresini güçlendiren, Çar İvan katıldığı seferlerde Kazan Hanlığı topraklarını işgal etti ve 1556’da Astrahan Hanlığını da Moskova’ya bağladı Kırım Hanlığına karşı sefer düzenlediyse de başarılı olamadı Daha sonra Baltık Denizine açılmaya ağırlık vererek Litvanya topraklarına girdi Rus Çarlığı ile İsveç ve Polonya’yı karşı karşıya getiren bu savaşta Rusya ilk önceleri başarılı oldu ise de daha sonraları ard arda alınan mağlubiyetler ülkede iç karışıklığa sebep oldu Bunun üzerine Çar İvan baskıcı bir politika takip etti ve muhaliflerini acımasızca öldürdü Bu sırada Rus ekonomisi ağır bir darbe aldı
Korkunç İvan’ın ölümünden bir süre sonra iç karışıklıklar başladı Rus Çarlığı yıkılmanın eşiğine geldi İsveç ve Polonya’nın da olaylara karışmasıyla, tam bir iktidar boşluğu ortaya çıktı Polonya kuvvetlerinin Rusya’yı 1610’da işgali halkı direnişe sevk etti ve Romanov ailesinden Mihail Fyodoroviç çar seçildi Bir süre sonra düzeni yeniden sağladı Büyük toprak kaybedilmesine rağmen İsveç (1617) ve Polanya ile (1618) barış antlaşması yapıldı Ayrıca Rusya bütün Avrupa’yı sarsan Otuzyıl Savaşlarının dışında kaldı
İlk Osmanlı-Rus Harbi, Çar ordularının 1667’de Kiev’i de ele geçirmesinden on yıl sonra 1677’de Kırım Hanlığı ile Ukrayna arasındaki topraklara saldırmasıyla başladı 1677-1678 yıllarında Osmanlı ordusu Ruslara karşı Çihrin/Çehrin Seferine çıkarak, Rusları ve onlara yardımcı Lehlileri yendi Çihrin Kalesi Osmanlı ordusu tarafından, bir daha bölgede Rusların tutunmasına mani olmak için yıktırıldı Moskova elçileri 1681 Ocak ayında Kırım Hanına ricaya gelerek bir daha Osmanlı ve Kırım topraklarına saldırmayacaklarına yeminle söz verip, bir antlaşma imzaladılar Kırım Hanı, Edirne’de sefer hazırlığı görmekte olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşayı ikna ederek Bahçesaray Sulhü adıyla anılan ilk Osmanlı-Rus Antlaşmasını imzalatmaya muvaffak oldu (11 Şubat 1681)
1683 yılında Avusturya İmparatorluğunun merkezi Viyana’nın ikinci defa kuşatılmasındaki türlü düşünce ve hatalar yüzünden geri çekiliş, Rusların beklediği büyük fırsatı doğurdu Papalık-Avusturya-Venedik-Lehistan gibi Akdeniz’den Baltık’a kadar yayılan Katolik devletlerinin Osmanlı aleyhine kurduğu Mukaddes İttifak’a, Rusya’da katıldı Bu beşli ittifak devletleriyle yapılan on üç yıllık harpler sırasında, Rusya Çar Deli Petro’nun (1682-1725) gayretleriyle gelişip, kuvvetlendi İttifak devletlerinin Osmanlı Devleti ile harplerinden cesaret alan Deli Petro; 1695 ilkbaharında kuvvetli bir ordu ile, Sibirya’dan gelen tarihi kürk ticaret yolunun ağzında bulunun ve gelen dabağlanmış kürklerin Karadeniz, Akdeniz ve Avrupa içlerine sevkiyat merkezi olan Azak Kalesine saldırdı Azak Kalesindeki sayıca az olan Osmanlı kuvveti, kahramanca karşı koyarak uzun süre dayandı Rus Donanması Don/Ten Nehri boyunca Azak Kalesine geldi Ruslar nehir ve deniz tahkimatı güçlü olmayan Azak Kalesini ele geçirdiler Azak Kalesinin düşmesiyle, bir Türk gölü halinde olan Karadeniz’de Ruslara bir pencere açılmış oldu Azak Denizinin, Karadeniz’e açılan boğazda bulunan Kerç/Kerş Liman Kalesi Osmanlıların hakimiyetinde bulunduğundan, Rus donanmasının Karadeniz’e çıkmasına engel oluyordu
1699 Karlofça Antlaşmasından sonra, Osmanlı Devletiyle harbi göze alamayan Rusya, 1700’de imzalanan İstanbul Antlaşmasıyla sulhe razı oldu Antlaşmayla Azak Kalesi ve çevresi Ruslara bırakıldı
Ekonomik ve kültürel alanda bilgi toplamak amacıyla çıktığı Avrupa gezisinde Osmanlılara karşı yeni bir ittifak girişiminden netice alamayan Deli Petro, Karadeniz yerine Baltık Denizine yönelmeye karar verdi ve İsveç’le ünlü Büyük Kuzey Savaşını başlattı (1700-1721) Başlangıçta Ruslar mağlup oldu ise de Poltava çarpışmasıyla (1709), savaş Rusların lehine döndü
Bu arada Rus ordularının Osmanlı hududuna tecavüz etmesi üzerine, 9 Nisan 1711 tarihinde Osmanlı Devleti,Rusya’ya sefer düzenledi ve iki ordu Prut Irmağı boyunda karşılaştı Ruslar mağlup oldu (Bkz Prut Harbi) Çar Deli Petro kumandasındaki Rus ordusu, antlaşma isteğinin kabulüyle imhadan kurtuldu Azak Kalesi ve çevresi Osmanlılara geri verildi ve aşağı Özü boyundaki Rus kaleleri yıktırıldı
Deli Petro’nun kızı Anna zamanında, Osmanlılar ile Venedik-Avusturya harplerini fırsat bilen Ruslar, Avusturya-Rusya ittifakını yenilediler Ardından Rus ordusu, Osmanlı ordusunun Avusturya cephesinde bulunmasından faydalanarak, Kırım Yarımadası batısındaki Özü Kalesini alıp, Kırım’a girdiler Ruslar, 1 Temmuz 1736’da ikinci defa Azak Kalesini zapt ettiler Azak Harbi 18 Eylül 1739 Belgrad Antlaşmasıyla sona erdi Antlaşmayla Azak Kalesi yıktırılıp, Azak bölgesi Osmanlı Devleti-Rusya arasında tarafsız saha ve müstakil Kabartay ülkesi de iki devlet arasında tampon halde tutulup, Moskoflar Karadenizden son bir defa daha uzaklaştırıldı
Çariçe İkinci Katerina (1762-1796) zamanında Rusya’nın Lehistan Polonya’ya yerleşmesine engel olmak için, Osmanlı Devleti tarafından Rusya’ya sefer açıldı Rusların işgal ve zulmünden kaçıp Türk hududunu aşarak Osmanlı Devletine sığınan ailelerini Rus ordusunun takip etmesi ve uğradıkları köy ve kasabalardaki silahsız masum ahaliyi kırmaları bu seferin açılmasına sebep oldu Divan-ı hümayun kararı ile Rusya’ya sefer açıldı 1769 Şubatında Kırım Hanı GirayHanın orduları Güney Rusya’ya girerek Rusları yendi ve 100 000’den fazla esir aldı Fakat gelişmeler Osmanlı Devletinin aleyhine oldu Beş yıl süren ve 21 Temmuz 1774 tarihli Küçükkaynarca Antlaşmasıyla biten bu harp; ilk defa ahalisi Müslüman ve Türk olan toprakların elden çıkması ve 300 yıldan beri Anadolu’nun kuzey kalesi sayılan Kırım Hanlığının Kuban ve Bucak Tatarlarının, sözde müstakil olma kaydıyla koparılmasıyla neticelendi Azak, Yenikale, Kerç ve Kılburun şehirleriyle Aksu-Turla’ya kadar olan Karadeniz kıyıları Ruslara bırakıldı Ruslar Karadeniz’e rahatça çıkabildiler Nihayet, sözde müstakil olan Kırım Hanlığını 1783 Temmuzunda işgal ederek yerli ahaliden kadın ve çocuklarıyla 30 000’den fazla Türk’ü öldüren Ruslar, 1784 Ocağında Kırım’a resmen hakim oldular Rus zulmü altında ezilen birçok Kırımlı, Osmanlı toprağına göç etti
Osmanlı Devleti Kırım’ı Rusların işgalinden kurtarmak için Sultan Birinci Abdülhamid Han zamanında Rusya’ya altıncı sefer düzenlendi Rus Çariçesi II Katerina Avusturya İmparatoru II Josef ile Bizans-Yunan projesinin tatbiki ve Osmanlı Devletinin parçalanması için ittifak yaptılar Avusturya’nın, Rusya müttefiki olarak Osmanlı Devletine savaş açması üzerine, Osmanlı askeri iki cephede harbetmek mecburiyetinde kaldı Osmanlı Devleti ateşli silahları ellerinde bulunduran Yeniçerinin sebep olduğu bozgunla ağır yenilgiye uğradı Önce Avusturya ile 1791 Ağustosunda Ziştovi Sulhü imzalanarak Belgrad geri alındı Ruslarla devam eden harp 9 Ocak 1792 tarihinde imzalanan Yaş Antlaşmasıyla sona erdi ve Kırım Hanlığının tamamen Rusya hakimiyetine girmesi kabul edildi
Üçüncü Selim Hanın her sahadaki icraatlarıyla Osmanlı Devletini güçlendirip, ıslahatlarda bulunması Rusya’yı telaşlandırdı Çar I Aleksandr, Osmanlıya tabi Sırbistan’ı isyana teşvik edip, Slavlık propagandasıyla Balkanları karıştırdı Sırplar, Rusların teşvikleriyle isyan etti Vilayet merkezi Belgrad 13 Aralık 1806’da düştü Ruslar 1806 Aralık ayında ansızın Basarabya’da Bender ve Hotin kalelerini alıp, Tuna Nehri ağzındaki kaleleri de istila ettiler Bunun üzerine Osmanlı Devleti 22 Aralık 1806 tarihinde Rusya’ya harp ilan etti 1807’de Tiflis’ten hareket eden Rus ordusu, Temmuz ayı başlarında Arpaçay’ı geçerek Kars Kalesine saldırdı Kars’taki Osmanlı askerlerinin ve ahalinin cansiperane müdafaasıyla Rus taarruzu püskürtüldü Ruslar pekçok zaiyat vererek, Arpaçay ötesine geri çekildiler 1810 yazında Ahılkelek üzerinden saldırıya geçen Ruslar, bu kaleyi alamayınca Ahıska şehrini kuşattılar Osmanlı mukavemeti ve salgın hastalığa dayanamayıp 1811’de Tiflis’e geri çekildiler Aynı sene üçüncü defa taarruza geçerek Ahılkelek Kalesini ele geçirdiler Bu sırada Almanya’yı istila eden Napolyon Bonapart’ın Moskova’ya sefer düzenlemesi üzerine, Rusların isteği ile 28 Mayıs 1812’de Bükreş’te imzalanan antlaşmayla Osmanlı-Rus Harbine son verildi Bükreş Antlaşmasıyla; Kuzey Boğdan Ruslara, güney Boğdan ise Osmanlı Devletine bırakıldı Kalelerinde Osmanlı askeri bulundurmak şartıyla da Sırbistan’a idari muhtariyet hakkı tanındı
Napolyon orduları Moskova önlerine kadar geldiyse de yoğun kış şartları askerin telef olmasına sebep oldu ve Napolyon geri çekilmek mecburiyetinde kaldı Rus ordularının hızla batıya doğru ilerlemesi ve kazanılan zafer Rus Çarlığını Avrupa’nın önde gelen devletleri arasına girmesini sağladı Avrupa’da söz sahibi durumuna gelen Çar I Nikolay İran, Osmanlı Devleti, Polonya ve Kafkasya üzerine seferler düzenleyerek yerini iyice kuvvetlendirdi
Sultan Mahmud Han, Yeniçeri Ocağını 1826’da kaldırması ve 1827 Fransa-İngiltere, Rusya ittifakına mensup müttefik Haçlı donanmasının Navarin’deki Osmanlı-Mısır donanmasını bir hile ile yakmasıyla, Osmanlı Devleti kara ve deniz kuvvetlerinin büyük bir bölümünü kaybetmiş oldu Bunu fırsat bilen Rusya, 26 Nisan 1828’de Osmanlı Devletine karşı harp ilan ederek, Boğazlar ile İskenderun körfezini elde edip, Akdeniz’e inmek idealiyle Rumeli ve Anadolu cephesinden harekete geçti Osmanlı Devleti, askeri ve kadın çocuk bütün halkıyla bu saldırılara karşı koymaya çalıştı Ruslar top ile uzaktan attığı tutuşturulmuş neftli paçavralarla kaleleri yaktı Rumeli’de Romen, Bulgar, Rum, Ortodoks Gagavuzların yardımı ve Anadolu Cephesinde Tiflis’ten gelen Hıristiyan Kartli ve yerli Ermenilerin desteğiyle dönüş yollarının kapanma korkusu olmaksızın, batıda Edirne, doğuda Bayburt ve Muş’a kadar ilerlediler Bir yıl, beş ay süren harp; Ruslar için korkunç bir insanlık lekesi ve yüzkaralarıyla dolu, vahşet fiilleri ve Osmanlı Devleti içinde hala yaraları kapanmayan büyük maddi ve manevi zararlarla neticelendi Babıali’nin antlaşma isteği veFransa ve İngiltere sefirlerinin ihtarıyla, 14 Eylül 1829 tarihinde EdirneAntlaşması imzalandı Rumeli’de Tuna ağzındaki kaleler Ruslara bırakılıp, Prut Nehri hudut kabul edildi Anadolu cephesinde Rusya’ya ilk defa toprak verilerek, Kars vilayetinin Çıldır, Ardahan ve Deskof kuzeyinden hudut çizildi Harp tazminatı olarak da 11,5 milyon flemenk altının yedi yılda taksitlerle ödenmesi kararlaştırıldı
Bu tarihten sonra Rusya, Osmanlı Devletinin bütünlüğünü destekleyerek, Boğazlar üzerinde denetim kurma veAkdeniz’e inme yönünden büyük kazançlar sağladı Bir ara Boğdan ve Eflak prensliklerini ele geçirmek isteyen Rusya üzerine Osmanlı Devleti sefer düzenledi Kırım Harbi olarak tarihe geçen, bu savaşta Fransa ve İngiltere Osmanlı Devletinin yanında yer aldı Kırım Harbi sonunda imzalanan 30 Mart 1856 tarihli Paris Antlaşması sonunda, Rusya toprak ve çok fazla maddi kayba uğradı Rusya bu harpten sonra, ordularının yetersizliğini anlıyarak yenilik yapma yoluna gitti Bu arada diğer taraftan Osmanlı Devletinin içindeki azınlıklara karşı Slavlık ve Ortodoksluk propagandasını arttırdı
Bu propagandaların ardından 1877’de Rusya Osmanlı Devletine savaş açtı Tarihe 93 Harbi olarak geçen bu savaş 3 Mart 1878 Yeşilköy Antlaşmasıyla neticelendi Bu antlaşma ile Bulgaristan bağımsızlığını kazandı Sultan İkinci Abdülhamid Hanın siyasi dehasıyla toplananBerlin Kongresinde İngiltere veAvusturya’nın etkisiyle imzalanan Berlin Antlaşmasında Balkanlarda Rusya’nın kazançları sınırlandırıldı ve Osmanlı Devleti yönünden harp asgari zararla neticelendi Bir süre sonra Almanya, Avusturya ve İtalya; Rusya’ya karşı üçlü ittifak kurdu Kendisine destek sağlamak için Fransa’ya dönen Rusya, 1891’de ekonomik ve askeri ilişkileri geliştirmek için Fransa’yla bir ittifak kurdu
Diğer taraftan doğuda, Rusya, Türkistan’da 1860’lı yıllarda başlattığı yayılma politikası ile 1880’li yıllarda Hazar Denizinin doğu kıyısındaki, Türkmen topraklarını işgal etti Bu gelişmeler İngiltere’nin Hindistan’daki durumunu tehdit edince iki ülke arasında Afganistan üzerinde başlayan sürtüşmelerle yeni bir durum kazandı Orta Asya’daki bu Rus-İngiliz mücadelesi, 1885 Eylülünde nüfuz sınırlarının tespitiyle yatıştı
Rusya, Uzakdoğu sınırında Japonya ve Çin ile birçok antlaşma imzalayarak Sahalin ve Kuril adalarıyla Amur Irmağı Vadisi gibi önemli noktaları ele geçirdi Kore üzerindeki Çin-Japon mücadelesinde Çin’in yanında yer aldı 1900’de Boxer Ayaklanması sırasında Rus askeri Mançurya’ya girince, Japonya ile rekabet sıcak savaşa döndü Savaşın büyümemesi için görüşmeler sürerken 1904 Şubatında Japon birlikleri Port Arthur’daki Rus harp gemilerine ani baskınla saldırması üzerine Rus-Japon Savaşı başladı Bir seri ağır mağlubiyetlerin yanı sıra, ülkede meydana çıkan devrimci hareketler Rus ÇarıII Nikolay’ı barış yapmaya mecbur bıraktı (5 Eylül 1905)
Ekim 1905’te başlayan demiryolu işçileri grevi dalga dalga ülke geneline yayılarak genel grev şeklini aldı ve Petersburg Sovyeti’nin kurulması ile devrimci hareket en yüksek noktasına ulaştı Zor durumda kalan II Nikolay bir bildiri yayımlayıp, meşruti bir anayasa ve seçilmiş bir meclis sözü verdi Bir süre sonra yavaş yavaş işci hareketi bastırıldı Nisan 1906’da yapılan seçimler neticesinde liberal ve sol muhalefet mecliste çoğunluğu elde etti Köklü reformlar istediği için çarlık hükümetiyle ters duruma düşen ilk meclis iki ay geçmeden dağıtıldı Daha sonra seçilen ikinci meclisin de ömrü üç ay oldu Köylülere ve azınlıklara seçme hakkının verilmediği seçimlerle seçilen üçüncü ve dördüncü meclis genelde çarlık hükümetinin politikasını destekledi
Uzakdoğu’da Japonya ile savaşa son veren Rusya 1906’dan sonra Balkanlar üzerinde nüfuz kazanmak için Avusturya ile mücadeleye girdi Bu durum Rusya’yı İngiltere veFransa’nın yanında Birinci Dünya Harbine girmesine sebep oldu Bir süre sonra da Osmanlı Devletinin Almanya, Avusturya’nın müttefiki olarak harbe girmesiyle Kafkasya’da yeni bir cephe açmak mecburiyetinde kaldı Aynı zamanda Boğazların açık olmasına bağlı ikmal desteğini yitirdi Önemli derecede silah ve mühimmat sıkıntısı çeken Rus orduları batıda birbiri ardına ağır mağlubiyetler aldı
Savaşın sebep olduğu yıkım, basın ve mecliste halkın güvenine dayalı bir hükümetin olması isteğini yaygınlaştırdı 1917 Mart ayının başlarında Moskova’da başlayan grev, asker ve subayların desteklemesiyle, Şubat Devrimi olarak bilinen ayaklanmaya dönüştü Prens Lvov başkanlığında bir geçici hükümet kuruldu Hükümete bağlı birliklere Pskov’da kuşatılan Çar Nikolay’ın 15 Mart 1917’de tahttan çekilmesiyle Çarlık rejimi tarihe karıştı
7 Ekim 1917’de komünist ihtilal patlak verdi Vladimir Ilyich Lenin başkanlığındaki komünistler, hükümeti ve serbest seçimle iş başına gelmiş bulunan meclisi lağv ederek komünist diktasını getirdiler
|