Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiyede Arazi Dağılımı
Türkiyede arazi dağılımı
Akarsu Akım Grafiğinden Akarsuyun Taşkın Yapıp Yapmayacağı Anlaşılabilir mi?
Akarsu akım grafiği, akarsuyun aylara göre taşıdığı su miktarını ifade eder Akarsuların kabarık devrelerinde suların yataktan taşması, çevreye yayılması "taşkın" olarak ifade edilir Taşkın olayları çoğunlukla yatak eğiminin az olduğu düzlük alanlar ve ovalarda görülür Akarsu akımında yağış miktarı, yağış şekli ve kar erimeleri gibi iklim özellikleri temel etkendir Bu etkenler akım miktarının yükselmesine yol açsa bile akım grafiğinden bunu anlamak mümkün değildir Çünkü akarsuyun taşkın yapmasında yatak eğimi ve aktığı vadinin özelliğide belirleyicidir Bu nedenle yalnızca akım grafiğine bakılarak akarsuyun taşkın yapıp yapmıycağı anlaşılamaz
Akarsuların Hidroelektrik Potansiyeli Yerşekillerine mi, Yükseltiye mi Bağlıdır?
Türkiyede hidroelektrik potansiyeli en yüksek olan bölge Doğu Anadolu'dur Bunda hem yükseltinin fazla olması, hem de yer şekillerinin engebeli olması etkili olmuştur Hidroelektrik potansiyeli en düşük bölge ise Marmara'dır Her ne kadar bazı kaynaklarda bunun nedeni olarak yer şekillerinin sade olması gösterilse de temel neden ortalama yükseltinin az olmasıdır Çünkü, yer şekillerinin sadeliği temel etken olsaydı hidroelektrik potansiyeli en düşük olan bölgenin Güneydoğu Anadolu olması gerekirdi Zira yer şekilleri en sade olan bölge Marmara değil, Güneydoğu Anadolu'dur Bundan dolayıdır ki Güneydoğu Anadolu'da yer şekilleri sade olmasına karşın Atatürk, Dİcle, Kralkızı, Devegeçidi, Ilısu gibi hidroelektrik santralleri kurulmuştur Dolayısıyla bir bölgenin hidroelektrik potansiyeli üzerinde hem yer şekilleri hem de yükselti etkilidir
Bakı Etkisinin “Yer şekillerinin Etkisi” Şeklinde İfade Edilmesi Doğru mudur?
Yeryüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler incelenirken bazı kaynaklarda güneş ışınlarının düşme açısını etkileyen faktörler arasında yer alan “bakı faktörü etkisinin” “yeryüzü şekillerinin etkisi” diye belirtilmesi yanlıştır Bakı faktöründe dağlar ve eğimli yüzeylerin güneşe dönük yamaçları gerek güneş ışınlarını daha büyük açıyla almaları, gerekse daha uzun süre güneşlenmeleri nedeniyle daha fazla ısınır Bu durumun ortaya çıkmasında yüzeyin dağ, vadi, sırt, tepe, plato olmasından ziyade güneşe olması önemlidir Zira aynı yer şekillerinin, örneğin dağların Kuzey Yarımküre de güneye dönük yamaçları, Güney Yarımkürede ise kuzeye dönük yamaçları genelde daha çok ısınır Bu durumun ortaya çıkmasında; yer şekillerinin farklılığı nedeniyle yamaçların güneş ışınlarını farklı açıyla almaları değil, güneşe dönük olmaları nedeniyle güneş ışınlarını daha büyük açıyla almaları ve daha uzun süreyle güneşlenmeleri etkili olmuştur Bu nedenle bakı etkisinin yer şekillerinin farklılığı diye belirtilmesi yanlıştır
Bir Bölgede Ormanların Geniş Yer Kaplaması Yağışı Arttır mı?
Ormanların geniş yer kaplaması terleme yoluyla atmosfere verilen su buharı miktarını arttırır Ancak bunun bir bölgedeki yağış miktarı üzerinde çok fazla etkili olduğu söylenemez Şayet orman varlığının zengin olması yağışı arttırsaydı, ormanların kesildiği bölgelerde yağışın azalması, ağaçlandırma yapılan bölgelerde ise yağışın artması gerekirdi Oysa böyle bir durum söz konusu değildir Bu nedenle bir bölgede yağışın fazla olması ormanların geniş yer kaplamasına yol açar Ancak bir bölgede yağışın fazla olmasında orman çok önemli bir faktör olamaz 
Bir Bölgedeki Toprak Türü Tarım Ürünlerinin Çeşidini Belirler mi?
Acaba toprak yapısı veya türü aynı olan yörelerde yetiştirilen tarım ürünlerinin türü aynı mıdır? Örneğin; Nil deltasında yetiştirilen tarım ürünleri ile İndus, Ganj ve Çukurova deltalarında yetiştirilen tarım ürünleri aynı mıdır? Türkiye’de Akdeniz Bölgesinde yer alan Çukurova ile Karadeniz Bölgesi kıyılarındaki Bafra ve Çarşamba delta ovalarının toprak türleri aynıdır Zira bu ovalar akarsuların taşıyıp biriktirdikleri alüvyonlardan oluşmuştur Ancak Çukurova’da yetiştirilen pamuk, zeytin, turunçgil, yerfıstığı, susam gibi tarım ürünleri Bafra ve Çarşamba ovalarında yetişmez Çarşamba ve Bafra ovalarında pirinç, mısır, tütün gibi tarım ürünleri yetiştirilir Görüldüğü gibi verilen ovaların toprak türleri benzer olmasına karşın, yetiştirilen tarım ürünleri farklıdır Çünkü bir bölgede yetiştirilen tarım ürünlerinin türü ve dağılışlarını belirleyen “toprak türü” değil “iklim özellikleridir ”
Bir Merkezde Gece Ve Gündüz Süresinin Değişmesi İle Dört Mevsimin Belirgin Olarak Yaşanması Enleme Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Bir Sonuç mudur?
Bir merkezin enlem derecesi değişmeyeceğine göre, o merkezde ki gece-gündüz süresi değişimi ile dört mevsimin belirgin olarak yaşanması, enleme bağlı bir sonuç olamaz Bu olguların ortaya çıkmasında dünya ekseninin 23°27¯ eğik olması temel etkendir Dolayısıyla gece-gündüz süresi değişimi ile dört mevsimin yaşanması enleme bağlı sonuçlar olmayıp, enleme göre değişen özelliklerdir
Bir Ülkede İklim Çeşitliliğinin Fazla Olmasının Temel Nedeni, Orta Kuşakta Yer Alması mıdır?
Yeryüzünde değişik iklim tiplerinin görülmesinde en önemli etmen, enlem farkının fazla olmasıdır Bir ülkede iklim çeşitliliğinin fazla olması, enlem farkının fazla olmasıyla doğru orantılıdır Ya da yer şekillerinin çeşitlilik göstermesine bağlı bir sonuçtur Çünkü, yer şekilleri çeşitlilik gösteriyorsa; sıcaklık, yağış, nem ve rüzgar gibi iklim elemanları kısa mesafelerde değişir ve iklimde çeşitlilik yaratır Ayrıca denize göre konum da iklimi çeşitlendirebilir Örneğin Türkiye'de 6°'lik enlem farkına rağmen iklim çeşitliliğinin fazla olması daha çok özel konumuna bağlı bir sonuçtur Oysa dört mevsimin belirgin olarak yaşanması ;sadece yıl içinde sıcaklık ve yağış koşullarının sık değişmesine yol açabilir, bir bölgedeki iklimin çeşitlenmesine yol açmaz
Coğrafyanın Millisi Olur mu ?
Dünyanın her yerinde hava kütlesi neme doyduğunda, yağış başlar Akarsular eğimin fazla olduğu yerlerde hızlı akarken, eğimin az olduğu yerlerde yavaş akar Denizler karalara oranla yavaş ısınıp; yavaş soğur İki bölge arasında basınç farkı ortaya çıkmışsa, rüzgar eser Ardışık iki meridyen arası zaman farkı 4 dakikadır Bir günün süresi 24 saattir Yükseklere çıkıldıkça sıcaklık azalır Depremlerin oluşum nedeni aynıdır İşte; bu nedenlerden dolayı, coğrafyanın millisi olamaz ve olmamalıdır da
Çöllerde Yaşamı Zorlaştıran Temel Etken Sıcaklık mıdır, Yağış mıdır?
Çöllerde, özellikle de dönence çöllerinde günlük sıcaklık farkı çok yüksek, yıllık sıcaklık ortalaması ise yüksektir Ayrıca çöllerde geniş yer kaplayan kumlar ve doğal bitki örtüsünün cılız olması nedeniyle gündüzleri ısı birikimi de oldukça fazladır Dolayısıyla gündüzleri çok yüksek olan sıcaklıklar yaşamı elbette zorlaştırır Ancak çöllerde yaşamı zorlaştıran asıl etken; yağış azlığıdır Ve çöl denilince akla, genellikle yağış değerleri çok az, yağış dağılımı çok düzensiz olan bölgeler gelir Şiddetli kuraklık ve yağış azlığı nedeniyle çöllerde doğal bitki örtüsü ya çok cılız ya da hiç yoktur Su kaynakları çok kısıtlıdır Bu nedenle bitkilerle beslenen hayvan ekosistemi ile bitki ve hayvanlarla beslenen insan ekosistemi oldukça zayıftır Zira yağış ve su azlığı ekonomik faaliyetleri zorlaştırmıştır Geniş alan kaplayan kumullar ile kum fırtınaları nedeniyle ulaşım da oldukça zordur Bu nedenle çöllerde hem yağış azlığı hem de yüksek sıcaklık yaşamı zorlaştırmıştır Ancak yağış azlığının yaşamı daha fazla zorlaştırdığı söylenebilir
Dağlar Denize mi, Yoksa Kıyıya mı Dik veya Paralel Uzanır?
Denizlerin bir uzanış yönü olamaz Bu nedenle dağların denizlere dik veya paralel uzanması da söz konusu olamaz Doğrusu, dağların kıyıya veya kıyı çizgisine dik ya da paralel uzanması olmalıdır
Doğu Karadeniz Kıyılarında Çayın Yetişmesinin Temel Nedeni Nedir?
Türkiye’de çayın yetişme alanı Doğu Karadeniz kıyılarıyla sınırlıdır Bu demektir ki çay Türkiye’nin iklim koşullarına çok iyi uyum sağlamış bir tarım ürünü değildir Bazı kaynaklarda Doğu Karadeniz Kıyılarında çayın yetişme nedeni olarak “ yörenin her mevsim yağış alması ” gösterilmektedir Ancak unutulmamalıdır ki çayın anavatanı Asya Kıtasının “ muson iklim bölgeleri”dir Çayın yetiştiği muson iklim bölgelerinde ise; yazlar sıcak ve bol yağışlı, kışlar ise kurak geçer Yani yağış rejimi düzensizdir Buna rağmen çayın en çok yetiştiği bölge Musonlar Asya’sıdır Şayet, Doğu Karadeniz kıyılarında çay tarımı yapılabilmesinin nedeni yağış rejiminin düzenli olması olsaydı o zaman her mevsimin yağışlı geçtiği Ekvatoral bölgede çay tarımının daha yaygın olması beklenmez miydi? İşte bu nedenledir ki Doğu Karadeniz kıyılarında çay tarımının yapılabilmesinin temel nedeni yağış rejiminin düzenli olması değil, yağış miktarının bol, sıcaklık ve nem koşullarının uygun olmasıdır
|