Prof. Dr. Sinsi
|
Toprakları Çölleşen Bir Ülkenin Temel Sorunları
Toprakları çölleşen bir ülkenin temel sorunları
Erozyon (toprak aşınımı, toprağın aşınmasını önleyen bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgarın etkisiyle aşınması ve taşınması olayıdır Erozyonun başlıca nedeni, toprağı koruyan bitki örtüsünün yok olmasıdır Arazi eğimi, toprak yapısı, yıllık yağış miktarı, iklim faktörleri, bitki örtüsü, toprak ve bitkiye yapılan çeşitli müdahaleler, erozyonun şiddetini belirleyen öğelerdir
TEMA'nın erozyonla mücadeleye bu kadar önem vermesinin altında, erozyonun ülkemizin yaşam koşullarını olumsuz etkileyecek kadar büyük bir tehlike olması yatmaktadır Erozyon, Türkiye'nin gıda açısından kendine yeterli bir ülke olmasını tehlikeye düşürmektedir Ülkemizin topraklarının % 63'ü çok şiddetli ve siddetli erozyon tehlikesine maruzdur Rüzgar ve yağmur, verimli toprakları sürükleyerek, baraj göllerine, akarsu yataklarına ve denizlere taşımaktadır Ülke yüzeyinden bir yılda kaybedilen toprak miktarı yaklaşık 1 4 milyar tondur Bu topraklarla birlikte mineral ve organik madde de kaybedilmektedir Türkiye'nin kimyevi gübrelere ayırdığı yıllık kaynağın 4 5 trilyon lira olduğu düşünülürse, ekonomik kaybın büyüklüğü daha net anlaşılabilir Erozyonla kaybedilen bir başka değer ise sudur Kaybolan toprak yüzünden her yıl yaklaşık 50 milyar m 3 yağış depolanamamaktadır
Erozyon toplumsal sorunların artmasına da yol açmaktadır Yanlış arazi kullanımı, tarım alanlarının verimini azaltmaktadır Doğduğu ve büyüdüğü yerde geçim şansı ortadan kalkan insanların, kentlere göçmekten başka seçeneği kalmamaktadır Köyden kente göç ise, alt yapının yetersiz olduğu kentlerdeki ekonomik ve toplumsal sorunları daha da ağırlaştırmaktadır
Barajlar ve yeraltı suları da, erozyonun etkilerinden nasibini almaktadır Yerinden kopup giden topraklar, baraj göllerini doldurarak su depolama hacimlerini azaltmakta ve barajların ömrünün kısalmasına neden olmaktadır Erozyon sonucunda toprağın altındaki cansız tabaka (ana kaya) ortaya çıkmaktadır Faydalı toprak katmanlarını kaybeden arazilerde çölleşme başlamaktadır NASA'nın yaptığı bir araştırmaya göre, erozyonun şiddetlenerek devam etmesi halinde Türkiye'nin büyük bir bölümü yakın bir gelecekte çöl olacaktır Toprakları çölleşen bir ülkenin temel sorunları, açlık, susuzluk, işsizlik ve iç göç olacaktır
TÜRKİYE DE EROZYON
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de toprak kaybı sürecinin en önemli etkeni erozyondur Arazi eğimi, iklim, bitki örtüsü ve toprak özelliklerinin etkileşimi sonucu oluşan doğal erozyonun yanısıra, insanın doğaya müdahalesi temeline dayanan bir dizi yapay etken, erozyonu bir afet niteliğine dönüştürmektedir
Türkiye kara yüzeyinin %90'ında çeşitli şiddetlerde erozyon cereyan etmektedir Arazinin %63'ü çok şiddetli ve şiddetli, %20'si ise orta şiddetli, % 7'si ise hafif şiddetli erozyonla karşı karşıyadır Ülke genelinde yaklaşık 67 milyon hektarlık bir arazide toprak giderek yok olmaktadır Erozyon büyük ölçüde tarım alanlarında yaşanmaktadır
İşlenen tarım alanların %75'inde (yaklaşık 20 milyon Ha) yoğun erozyon görülmektedir Diğer bir anlatımla Türkiye tarım alanlarının ancak 5 0 milyon hektarlık bölümünde erozyon yoktur Su ve rüzgar erozyonu tüm ülke topraklarının %86 5'inde cereyan etmekte, rüzgar erozyonu 506 bin hektarlık bir yayılımla daha çok kural iklime sahip olan Konya ve dolaylarında görülmektedir
Türkiye'de akarsularla birlikte alandan taşınan toprak, ABD'nin 7, Avrupa'nın 17 ve Afrika'nın 22 katı daha fazla düzeydedir Fırat Nehri, yılda 108 milyon ton, Yeşilırmak 55 milyon ton toprak taşımaktadır Her yıl Keban barajı'na 32 milyon, Karakaya Barajı'na 31 milyon ton toprak birikmektedir Erozyonla yılda 90 milyon ton bitki besin maddesi toprak birlikte yitirilmektedir Her yıl tarım alanlarından 500 milyon ton, tüm
ülke yüzeyinden 1,4 milyar ton verimli üst toprak, erozyonla kaybedilmektedir Kaybedilen bu topraklar, 25 cm kalınlığında, yaklaşık 400 bin hektar genişliğinde bir araziye eşdeğerdir
Amaç dışı arazi kullanımı, hatalı tarım teknikleri, kent, sanayi, ulaşım ve benzeri yatırımların yanlış konumlanması süreci ise erozyonun hızını arttırdı Afet nitelikli erozyon yetmezmiş gibi, tarım arazileri, özellikle de verimli tarım arazileri, tarım dışı kullanımlarla açık bir saldırı ve talanla karşı karşıya 1978-1996 yıllarında amaç dışı tarım toprağı %33 artmış ve betonlaşarak elden çıkan verimli tarım toprağı 600 bin hektara, yani verimli alanların yaklaşık onda birine yaklaşmıştır
EROZYONUN ZARARLARI
Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini artırır
Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri üzerinde yaşayanları besleyemez duruma gelip, kırsal kesimden kentlere doğru göçü arttırarak, büyük ekonomik ve toplumsal sorunlara yol açar
Meraların yok olması hayvancılığın gerilemesine neden olurken, gelirin azalması ve iş olanağının daralması sonucunu doğurur Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini artırır
Erozyon sonucu taşınan verimli topraklar, baraj göllerini doldurarak, ekonomik ömürlerini kısaltır
Yeşil örtü ve toprağın elden gitmesi ile ortaya çıkan iklim değişikliği ve bozulan ekolojik denge sonucunda, vahim boyutlarda doğal varlık kaybedilerek ekonomik zarara uğratır
Bitki örtüsü ve toprağın olmadığı bir yüzey, kar ve yağmur sularını emmemediğinden, doğal su kaynakları düzenli ve sürekli olarak beslenemez
Kaybedilen toprak örtüsünün yeniden oluşması için binlerce yıl gerekir
EROZYON:
Toprağın bulunduğu yerden; yağışlar, sel suları, rüzgar, çığ vb etkenlerle taşınması olayıdır
Erozyon, topraklarımızın yok olmasına sebep olan etkenlerin başında gelmektedir
Avrupa'dan 12, Afrika'dan 17 kat daha fazladır Ülkemiz topraklarının %14'ünde hafif, %20'sinde orta ve %63'ünde şiddetli ve çok şiddetli derecede erozyon tehlikesi mevcuttur Sadece %3'lük kayalık alan ise erozyona maruz bulunmamaktadır
Erozyon sebebi ile toprağın verimi azalmakta, besin maddeleri yok olmakta, sular kirlenmekte, ürünlerde verim ve kalite düşmektedir Ülkemizde erozyon sonucu her yıl 500 milyon ton verimli toprağımız kaybolmaktadır
Erozyon, nedenlerine göre şöyle sınıflandırılır:
1 Su Erozyonu:
Su erozyonu, diğer erozyon çeşitleri içerisinde en yaygın ve en etkilisidir Eğimli arazilerde, vejetasyonun (bitki örtüsünün) zayıfladığı veya tamamen yok olduğu bölgelerde; yere düşen yağmur damlaları darbe etkisi ile bir kısım toprak parçasını yerinden kopararak parçalar Böylece yüzeysel akışa geçen yağmur suları, bu toprak parçalarını sürükleyerek aşağılara taşır Yüzeysel akış halindeki sular aşağılara indikçe, diğer yüzeysel akış suları ile birleşerek güçlenir ve giderek taşıma gücü de artar Böylece akış sularının beraberinde taşıdığı toprak ve iri materyal miktarı çoğalarak, taşkın şeklinde akan ve büyük zararlara sebep olan seller meydana gelir
Su erozyonunun ileri boyutlarında büyük derelerin ve yarıkların oluşumu görülmektedir Bu olayın diğer bir sonucu da, taban sularının yeteri kadar beslenememesi ve kuraklığa sebep olmasıdır
Yüzey toprağı besin maddeleri yönünden çok zengindir Su erozyonu sonucu yüzey toprağının kaybolması, toprağı fakirleştirmekte ve toprağın verimini düşürmektedir Bu erozyon çeşidi bütün ülkelerde görülmekte olup, erozyonla kaybolan toprak verimliliğinin yeniden kazanılması mümkün değildir Rüzgar erozyonu ile mücadelede başarı sağlanmasına rağmen, su erozyonu ile mücadele çalışmalarında henüz yeterli mesafe alınamamıştır
|