Yalnız Mesajı Göster

Akarsuların İçinde Aktığı Doğal Oluk

Eski 10-19-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Akarsuların İçinde Aktığı Doğal Oluk




Sekileme

İşlemeli tarım altındaki orta eğimli araziler basamaklar halinde sekilenerek, yüzey akışıyla toprak ve su kaybı önlenir Sekiler,

a) Tarla sekileri,
b) Basamak sekiler,
c) Hendek sekiler,
d) Cep sekiler gibi değişik şekillerde yapılabilir

Eşik ve düşüler

Yarıntı ve derelerin önü taş, çalı , beton, betonarme, kargir eşik ve düşü yapıları ile kesilerek dere meyli de düşürülerek suyun akış enerjisinin azaltılmasıyla yatak aşındırması önlenebilir Burada öncelikle çiftçilerimizin hemen mahallinden kolayca temin edebileceği çalı ve ağaç kazıklarla boş zamanlarını değerlendirerek bu tür eşikleri inşa etmesi pratik bir yaklaşım şekli
olacaktır


Günümüzde dünyada da yaygın olarak kullanılan yeni bir teknik olarak Gabyoni (Fildöfer) kafeslerle havza koruma yapıları inşa edilmektedir Burada çürümeye karşı koruma altına alınmış galvaniz kaplı yumuşak çelik teller, özel makinelerle altıgen gözlü çift büküm olarak örülüp dikdörtgen kafes olarak yapılmakta, bunlar yanyana ve üstüste konarak beton ya da kargir benzeri yapılar elde edilmektedir Fildöfer kafeslerle yapılan inşaatlar beton yapılara kıyasla oldukça esnek bir yapıya sahip olmaları nedeniyle dere zeminlerindeki oyulma, oturma ve çökmelerde beton gibi rijit bir yapıya sahip olmadıkları için esnemekte , ayrıca içi taşla dolu olduğu için araları doğal malzemeler olan mil, silt, bitki ile dolarak doğal olarak yeşermekte tabiatla ve tam bir bütünleşme sağlanmaktadır Taşların arasına dolan mil ve silt yüzyıllar boyunca kumtaşına dönüşerek yapıya sonsuza kadar dayanıklılık sağlamaktadır Daha sonraki yıllarda bu tip yapılar rekreasyon amaçlı olarak da çok güzel bir görünüm sağlamakla, yararı daha çok artmaktadır

Toprak : Kayaların ve canlı artıklarının aşınması ve bozulmasının ürünü olan, içinde mikroorganizmaları barındıran canlı bir yapı ve üzerinde her türlü üretim ve faaliyetin gerçekleşmesinde ihtiyaç duyulan, ancak üretiminde hiç kimsenin katkısı olmayan yaşamın ve tabii ekolojinin olmazsa olmaz bir parçasıdır

Erozyon : Toprak zerrelerinin su, rüzgar, yerçekimi veya canlı hareketleri ile yerlerinden koparılıp taşınması ve başka yerlerde yığılması olayıdır

Toprak ve suyun birlikteliğinin güzel evladı bitki; ama toprak ana ne zaman evladı olan bitkiden ayrı kalsa gariptir, artık küstür buralarda duramaz İlk imkanda yer değiştirmek ister, bu defa yerçekiminin dayanılmaz cazibesine dayanamaz, alır başını gider

Aslında erozyon doğal yaşamın tabii bir parçasıdır Doğal denge içinde doğal bitki örtüsü altındaki bu aşınım dünyanın kuruluşundan beri vardır ve devam etmektedir Yeni üst toprak oluşumunu da sağlayan bu olay doğal dengenin korunması açısından yararlı olup, doğal veya jeolojik erozyon olarak bilinir Öyle olmasaydı bugünkü Nil vadisi, Gediz, Çukurova, Aksu, Çarşamba, Bafra, Mezopotamya ovaları var olur muydu?

130 milyon km2 'yi kaplayan Avrasya, Afrika, Amerika ve Avustralya'da ortalama erozyonun km2 ' de 135 ton olduğu hesaplanmıştır Bu miktar yeryüzünün her 22000 yılda 1m alçalmasına tekabül eder Bu gidişle kıtalar 20 milyon yıldan az bir süre sonra deniz yüzeyine inecek kadar aşınacak demektir Bu sürede jeolojik zaman yönünden oldukça kısa sayılır Burada sorunun asıl kaynağı insan etkisiyle yaratılan hızlandırılmış aşınımdır Doğal örtünün açıldığı zayıflatıldığı, yanlış toprak işleme, ormanların kesilmesi, yakılması, meraların aşırı otlatılması, yok edilmesi insanların yarattığı başlıca olumsuz etkiler olarak sayılabilir Aşınım, aşındırıcı güce göre ikiye ayrılır; Su aşınımı ve rüzgar aşınımı

Su aşınımı yağmurun ve toprak yüzeyinden akan suyun neden olduğu aşınımdır ve 6 türlü olur

Yağmur Damlası Aşınımı: Damlalar toprak zerrelerini koparır sıçratır
Yüzey Aşınımı: İnce katlar halinde bütün yüzeyin aşınmasıdır
Parmak (Oluk) Aşınımı: Eğim aşağı akan küçük akışlar toprağı aşındırarak, pulluk gibi izler açar
Yatak ve Kıyı Aşındırması: Sulu ve kuru derelerin yaptığı aşındırmadır
Kaymalar: Derin toprak kütlelerinin eğim aşağı kaymasıdır

Rüzgar aşınımı toprakların rüzgarla savrularak uzaklara taşınmasıdır Genellikle çok kurak bölgelerde olur Örneğin, Büyük Sahra çölünden kalkan kumulların ülkemizin güney bölgelerine yağması sıklıkla rastlanan bir durumdur Ülkemizde Konya Karapınar ve Iğdır'da rüzgar erozyonunun etkilediği yaklaşık 300000 ha arazi yer almaktadır

AŞINIM ETKENLERİ

Aşınım bitki örtüsü, eğim, iklim ve toprak etkenlerine göre yavaş veya hızlı olabilir Bu dört etken doğal olarak bir anlaşma ve dengeleşim içindedir Belirli iklim ve toprak koşullarında toprak içinde ve üzerinde bir bitki örtüsü oluşur Bu örtü toprağı aşınımdan korur Fakat insan ve hayvanların ortama gelmesiyle bitki örtüsü yakma, açma, aşırı otlatma gibi etkilerle yok olur ve aşınım hızlanır Bu dört etkeni kısaca incelersek;

1 Bitki Örtüsü: Yağışı tutarak yüzey akışının hızını keserek veya azaltarak kökleri yardımıyla toprağın porozitesini artırarak, terleme yoluyla su kaybederek, topraktaki su miktarını azaltarak, toprağın aşınımını ve taşınımını engeller
2 Eğim: Dik ve uzun eğimlerde daha çok aşınım olur
3 İklim: Kuraklık, rüzgar hızının etkisi ve yağışın mevsim dağılışı itibariyle dengesiz olduğu hallerde daha çok aşınım olur
4 Toprak: Toprağın bünyesi, yapısı, derinliği, geçirgenliği, humusluluğu gibi özellikleri aşınımda etkilidir


Alıntı Yaparak Cevapla