Yalnız Mesajı Göster

Antik Çağda Cleadnos Adıyla Anılan Göksu Nehri

Eski 10-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antik Çağda Cleadnos Adıyla Anılan Göksu Nehri




Antik çağda Cleadnos adıyla anılan Göksu Nehri

GÖKSU NEHRİ

Antik çağda Cleadnos adıyla anılan Göksu Nehri, Seyhan ve Ceyhan Nehirlerin’den sonra Akdeniz’e dökülen akarsuların en önemlisidir

Nehir, Taşeli Platosundan doğar ve Toros dağları boyunca derin bir kanyondan akar Taşeli yaylalarından geçerek ve Geyik dağlarının sularıyla beslenerek Akdeniz’e dökülür

Uzunluğu 250 Km’den büyük olan nehrin drenaj havzası 10000 km2’den fazladır Göksu, iki büyük kolu olan; Hadım Göksuyu ve Ermenek Göksuyu halinde Taşeli yaylalarının sularını toplayarak kuzeybatıdan-güneydoğuya doğru derin vadiler ve boğazlar içerisinden geçer Mut Kasabası yakınlarında bu iki büyük kol birleşir ve buradan itibaren Akdeniz’e kadar artık Göksu Irmağı adıyla akar

Yağmur ve kar sularıyla beslenen nehrin rejimi düzensizdir Eylül ve Ocak ayları arasında düşük su düzeyinde akan nehir, Nisan ayında karların erimesiyle en yüksek su düzeyine ulaşır Ortalama debisi 130 m3/sndir

Ocak ile Haziran ayları arasında nehir havzasında, Ermenek ve Gökçay kollarında oluşan sert fırtınaların sebep olduğu taşkınlar gözlenir Taşkınlar nadiren Akgöl civarında etkili olur Zaman zaman da Paradeniz’e kadar ulaşır

Akgöl’de uzun dönem için sedimantasyonun neden olduğu ötrofikasyon tehlikesi vardır Uzun dönemli hidrografi, havzadaki minimum akışı 100 m3/sn civarında tutan önemli bir yer altı suyunun varlığını göstermektedir Birbirini takip eden birkaç yağışlı yıl, yer altı suyunun artmasına neden olmaktadır



GÖKSU DELTASI

Koordinatlar:

36o20’ Kuzey

33o59’ Doğu

Yüzölçümü:150 km2

Rakım :2 m

Göksu deltası, Orta Torosların eteğinde bulunan İçel İl merkezinin yaklaşık 80 km batısında, Akdeniz’e dökülen Göksu ırmağının taşıdığı alüvyonların oluşturduğu bir kıyı ovasıdır İdari olarak İçel ili Silifke ve Taşucu ilçeleri sınırları içerisinde yer almaktadır

Göksu deltası, Göksu nehir havasından taşınan tortular tarafından oluşturulmuş olup süreç halen devam etmektedir Nehir suyu, delta boyunca asıl olarak nehir yatağından denize akmakla birlikte, aynı zamanda deltayı oluşturan tortuların arasından da akar Deltaya tek deniz suyu girişi rüzgarlı zamanlarda kıyı şeridinin taşkına uğraması sonucu meydana gelmektedir

Göksu Nehri’nin denize döküldüğü yerin batısında iki büyük göl yer almaktadır Bunlardan biri denizle irtibatlı ve kum settiyle denizden ayrılan, 400 ha’lık Paradeniz Lagünüdür Diğeri ise daha çok tatlı su gölü karakteri taşıyan 1200 ha’lık alana sahip Akgöl’dür Diğer önemli sürekli göller ise, bir dolgu lagünü olan ve Akgöl ile Paradeniz arasında yer alan Kuğu gölü, Paradeniz’in doğusundaki aşırı tuzlu Arapalanı gölüdür

Gel-git olayına bağlı olarak tuzluluk oranları değişen bu göllerde, ortalama olarak tuzluluk Paradeniz’de %19, Akgöl’de %1-2 civarındadır Paradeniz’in suları acı olup ortalama derinliği 15 m’dir

Göksu deltası ekolojik olarak eutropic (bol gıdalı) bir sulak alandır

Delta, irili ufaklı bir çok göl, lagün ve bunların çevresinde yer alan geniş sazlık, çayırlık, step ve tarım alanları ile kumullardan oluşmaktadır 0-10 m arasında yükseltilere sahip olan deltanın doğu ve batı kesimlerinde kıyıya paralel uzanan kum tepeleri yer almaktadır Deltanın en tipik özelliklerinden biri de İncekum Burnu’dur İncekum Burnu’nun tipik şekli, doğrudan gelen ve nehir tortusunu sürükleyen kıyı akıntısıyla, Taşucu Körfezinde oluşan güneybatıya doğru zayıf ikinci bir akıntının bileşkesiyle ortaya çıkmıştır

Bölgede yer alana sazlıklar, bataklıklar ve göllerin toplamı 2130 hektardır Yine doğal özelliklerini büyük ölçüde koruyan kumsalların ve tuzlu steplerin büyüklüğü 5300 hektarı bulmaktadır

İŞLEV VE DİĞERLERİ

Toprak, su, bitki ve hayvan türleri ile besinler gibi fiziksel, kimyasal ve biyolojik elemanlardan oluşan sulak alanlar, bölge ve ülke ekonomisi için olduğu kadar yaban hayatı için de büyük önem taşırlar

Akdeniz Bölgesinde doğal yapısını koruyabilmiş ender alanlardan biri olan Göksu Deltası, uygun iklim koşulları yanında farklı habitatları içiçe barındırması nedeniyle çok sayıdaki su kuşuna üreme, beslenme, kışlama ve konaklama olanağı sağlamaktadır Ösellikle kış aylarında İç Anadolu Bölgesindeki sulak alanların donması sonucu pek çok su kuşu kışı geçirmek için deltaya gelmektedir

Balıkçılığın devamlılığı açısından hayati önem taşıyan deltalar, balıkların yumurta döktüğü, yavru balıkların beslendiği ve korunduğu alanlardır Göksu Deltasında yer alan göller ve Göksu Nehri’nin Akdeniz’e döküldüğü bölge ile yakın kıyıları yavru balıklar için eşsiz bir üreme ve barınma alanıdır

Göksu deltası sulak alan ekosistemi, Akdeniz ile deltanın iç kesimlerinde yer alan tarım alanları arasında bir tampon oluşturmakta ve denizden tuzlu su girişini engelleyerek bölgenin su dengesini düzenlemektedir

Tüm bunların yanısıra, barındırdığı yaban hayatı ile kuş gözlemciliği, balıkçılık ve avcılık gibi rekreasyonel kullanımlar için ideal bir ortam oluşturmaktadır

FLORA VE VEJETASYON

Değişik ekolojik karakterlerdeki habitatların varlığı deltayı bitki çeşitliliği yönünden de zengin kılmıştır Denizden ortalama 2 m yükseklikte bulunan Göksu deltasında doğal bitki örtüsünü, Akdeniz’in maki fomasyonu ile birlikte yoğun kumul bitkileri ve tuz stepleri oluşturmaktadır Kıyı etkisinden uzaklaştıkça bitki örtüsünün niteliği düzelmekte ve koru ormanları başlamaktadır Ormanlarda genellikle kızılçam hakimdir

Kumul sisteminde adi mersin, zakkum, söğüt, kayışkıran, abdest bozan otu, güney karaçalısı ve andızotu bitkileri bulunmaktadır Tatlısuyun hakim olduğu Akgöl’ün kuzey kısmı kamış, masura kamışı ve saz bitkileriyle kaplıdır Kamış yatakları ve tuz stepleri ya da kumulları kuşatan bitki örtüsü arasında geçiş teşkil eden deniz sandalya sazı, çalılıklar ve hasır otu bir kuşak halinde bulunur

Tuzlu suyun etkisinde bulunan Paradeniz lagününün çevresinde seyrek sazlık alanlar, Salicornia sp, sülüklü ördekotu bulunmaktadır Kum yapısı içerisinde bulunan zengin floranın yanısıra, fazla miktarda verimli otlar ve deltanın Akgöl ve Paradeniz çevresindeki geniş alanları alçak ve yatık bir şekilde halofit (tuzcul) bitki örtüsüyle kaplı bulunmaktadır

Akgöl ve Paradeniz lagünü çevresinde su ile kaplı olmayan alanlarda sazlık ve bataklık bitkileri, kumsalda ise tuza dayanıklı diken ve ot örtülerinden oluşan bitki örtüsü hakimdir

Ayrıca, deltada 6 adet endemik tür ve 38 adat kırmızı listede yer alan bitki taksonu bulunmaktadır

Deltada, doğal bitki örtüsünün yanısıra kültür bitkileri de mevcuttur

FAUNA VE ORNİTOLOJİK ÖNEMİ

Tarım alanları, sazlıklar, tatlı ve tuzlu su ekosistemleri, geniş ve gür sazlıklar, bataklıklar ve geniş kumullar gibi birbirinden farklı özellikler taşıyan yaşam ortamları, deltada zengin ve çok çeşitlilik arzeden bitki örtüsünün oluşmasına ve bu durum farklı habitat istekleri olan çok sayıda hayvan türünün barınmasına imkan sağlamıştır Göksu deltası faunasının çeşitliliğinde ekolojik yapısının yanısıra coğrafi konumunun da son derece etkili olduğu söylenebilir

Bölgede, yaban domuzu, kurt, tilki, ayı, kunduz, porsuk sincap, vaşak, sansar, kirpi, sırtlan ve tavşan en çok bulunan hayvan türleridir

Ayrıca, sürüngenler açısından da büyük önem arzeden Göksu deltasında 34 sürüngen ve amfibi türü tespit edilmiştir Bu türlerin bazıları, gece kurbağası, ağaç kurbağası, ova kurbağası, toros yılanı, koca engerek, benekli kertenkele ve adi bukalemundur Deniz kaplumbağalarının Akdeniz kıyısındaki en önemli yuvalama alanlarından biri de Göksu deltasında yer alan kumsallardır Nesli tehlikede olan yumuşak kabuklu Nil kaplumbağasının da bölgede olduğu bilinmektedir



Alıntı Yaparak Cevapla