Prof. Dr. Sinsi
|
Bulaşıcı Hastalıklar Hakkında Bilgi
Bulaşıcı Hastalıklar hakkında bilgi

Bulaşıcı hastalıklar, ENFEKSİYON HASTALIKLARI olarak da bilinir Alm Ansteckende Krankheiten (f pl ), Fr Maladies contagieuses (f pl), İng Contagious diseases Hastalık yapıcı herhangi bir yolla ,
insana geçme özelliğindeki mikropların veya parazitlerin vücuda girmesiyle ortaya çıkan hastalıklar Hastalığı yapan organizmalar, virüsler, bakteriler, riketsialar, mantarlar olabilir Bütün bulaşıcı hastalıklar bir veya birkaç yolla insana geçebilme özelliğindedir İnsandan insana, hayvandan insana olduğu gibi, topraktan insana da bulaşma husûle gelebilir Bulaşma ,
şekillerinden başlıcaları şunlardır: 1 Aksırırken, öksürürken, konuşurken ağızdan çıkan damlacıkların başkası tarafından teneffüs edilmesiyle (verem, boğmaca ve çeşitli solunum yolu hastalıkları); 2 Direk deri temâsı ve cinsî temâsla; 3 Hastanın kullandığı çamaşır, yatak eşyâsı ve yiyecek eşyâları gibi malzemeler vâsıtasıyla; 4 Hayvanların insandan insana veya hayvanlardan insana hastalık taşımasıyla (Bunun en canlı örneği anofel cinsi sivrisineklerin taşıdığı sıtmadır Yine aynı şekilde güvercinler "psittakoz" hastalığını taşırlar ); 5 Hastalandırıcı mikroplarla,
kirlenmiş yiyecekler ve içeceklerin alınmasıyla (Suyla bulaşan hastalıkların başlıcaları tifo, dizanteri, kolera, paratifo olarak sayılabilir Yiyeceklerle de besin zehirlenmeleri ve gastroenteritler meydana gelebilir ); 6 Hastalıklı bir anneden hâmilelik sırasında veya doğum esnâsında bebeğe hastalık bulaşmasiyle (Frengi, kızamıkçık, gonore konjonktiviti, yâni belsoğukluğu mikrobunun yaptığı göz iltihâbı bu yolla bulaşabilir )
Hastalık yapıcı (pato*jen) canlıların, özellikle mikroorganizmala*rın vücuda girmesinden ileri gelen ve aynı bulaşma(
) zinciriyle
, hasta bireylerden sağ*lıklı bireylere geçebilen hastalıklar grubu Vücuda bulaşan mikroorganizmalar her za* man hastalığa yol açmayabilir; dokuların bu mikoorganizmalara tepkisi, klinik belirti vermeyen hafif bir bağışıklık yanıtıyla sınırlı kaldığında yalnızca bir enfeksiyon söz konu* sudur Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için kullanılan aşılar bunun en somut örne* ğidir; örneğin kızamıktan sorumlu olan virüs, hastalık yapıcı etkisi zayıflatılarak vücuda verildiğinde, aşılanan kişinin sağlı* ğında belirgin bir değişikliğe yol açmaksızın bir kızamık enfeksiyonu yaratarak bu hasta*lığa karşı bağışıklık sağlar Buna karşılık, dokuların vücuda giren mikroorganizmalara karşı tepkisi kişinin sağlığını bozacak kadar ağır olduğunda ve klinik bulgularla tanım*landığında, artık bulaşıcı bir hastalık söz konusudur
Bulaşıcı,
hastalığa yol açan canlıya hastalık etkeni ya da etmeni, kendisi hasta olsun ya da olmasın vücudunda bu etkeni barındıran insan ya da hayvana konak, kendisi hasta-lanmaksızın hastalık etkenini başka canlıla* ra bulaştırabilen canlıya da taşıyıcı denir Bulaşıcı hastalıklara yol açabilen canlıların büyük bölümü, bazen mikroskopla bile gözlemlenemeyecek kadar küçük mikroor* ganizmalardır; askarit ve uyuzböceği gibi bazı iç asalaklar çıplak gözle bile görülebi* lir, bazı bağırsak solucanlarının uzunluğu ise 10-20 cm'yi aşar Bütün bu canlıların tek ortak noktası, yaşam çevrimlerinin tümünü ya da bir bölümünü insanların ya da hayvanların vücudunda asalak olarak geçir*mek zorunda olmalarıdır Bir virüs canlı bir hücrenin içine girmedikçe yaşamını sürdü*rüp çoğalamazken, bakterilerin çoğu cansız maddelerin üzerinde, solucanlar ise bağım* sız olarak belli bir süre yaşayabilir Böyle bir canlının boyutuyla hastalık yapma gücü arasında doğrudan bir bağlantı yoktur, hat* ta en ağır bulaşıcı hastalıkların temelinde en küçük mikroorganizmalar yatar Örneğin çocuk felci virüsü yalnızca 25 milimikro* metre (0,0000025 mm) çapındadır
Mikroorganizmaların konağın vücuduna girmesini önleyen en önemli engeller deri ve üst solunum yollarını örten mukozalar*dır Bu dokuların örselenmesi ya da başka bir hastalık nedeniyle zayıflamış olması mikroorganizmaların bulaşmasını kolaylaş*tırır Vücuda yerleşen mikroorganizmaların etkisi, apse ya da çıban gibi yerel bir enfeksiyonla sınırlı kalabileceği gibi, kan yoluyla vücuda dağılarak,
kan zehirlenmesi* ne (septisemi) ya da giriş kapılarından uzaktaki bir dokunun, örneğin beyin ve omurilik zarlarının iltihaplanmasına (me*nenjit) yol açabilecek kadar yaygın ve uzun erimli de olabilir Solunum yollan, sindirim kanalı, göz küresinin dış yüzeyi ve üreme yolları, mikroorganizmaların başlıca giriş kapılarıdır Yiyecek ve içeceklerle alınan mikroorganizmalar bağırsak duvarlarına yerleşerek yerel ya da genel hastalıklara, gözün konjonktiva katmanını delerek giren virüsler yerel bir enfeksiyona ya da kana karışarak kızamık, çiçek gibi daha ağır ve genel hastalıklara, üreme yollarından vücu* da giren mikroorganizmalar ise bu organla* rın iltihaplı hastalığı olan belsoğukluğuna ya da başka organları da tutabilen, frengi gibi çok daha kronik ve yıkıcı bir hastalığa yol açabilir Hatta gebelik sırasında eteneden (plasenta) dölüte geçebilen virüsler ve öbür hastalık etkenleri, gelişmekte olan hücrele*re yerleşerek çocuğun hasta ya da sakat doğmasına neden olabilir
Kısacası tüm insanlar, ana rahmindeki döllenmiş yumurta aşamasından ölünceye değin, bütün canlıları barındıran aynı or* tamda kendilerine yer edinebilmek için yaşam savaşı veren sayısız canlının hedefi durumundadır Ama insan vücudu da bütün bu tehlikeler karşısında tümüyle savunmasız değildir; mikroorganizmaların saldırısına anında ve özgül biçimde tepki gösterebilen duyarlı mekanizmalarla donatılmış olma*saydı, insan soyu çağlar boyunca varlığını sürdüremezdi Biyolojik yönden kendisine düşman bir çevrede yaşayan insan, çevresin* den gelebilecek saldırıları bir ölçüde dene*tim altına alabilmiş, ama saldırıları tümüyle önlemeyi başaramamıştır; kimi zaman bu çevredeki küçük bir değişiklik, insan ile biyolojik rakipleri arasındaki dengeyi önce* den kestirilemeyecek biçimde bozabilir
Hastalık etkenleri Bulaşıcı hastalığa yol açabilen canlılar, boyutlarına, biyokimyasal özelliklerine ya da konak durumundaki insanla etkileşim biçimlerine göre çeşitli gruplara ayrılabilir Bu canlıların başlıcaları bakteriler, virüsler, Chlamydia cinsinden mikroorganizmalar, riketsiyalar, mikoplaz- malar, üreplazmalar, mantarlar ve tekhüc- reli ya da çokhücreli asalaklardır
Virüslerden daha büyük boyutta olan bak*teriler genellikle optik mikroskopla görüle* bilir Kızıl hastalığının etkeni olan strepto* kok bakterilerin çapı yaklaşık 0,75 mikro* metre, frengi ve leptospirozdan sorumlu olan spiroketlerin uzunluğu ise 5-15 mikro* metre kadardır Yaşamlarını canlı hücre dışında da sürdürebilen, kimisi yalnızca oksijensiz ortamda (anaerob), kimisi ancak oksijenin varlığında (aerob) yaşayabilen bakterilerin çoğu, hastalık yapıcı etkisinde önemli rol oynadığı sanılan bir kapsülle sarılıdır ve bazı türleri, dokuları ¦ yıkıma uğratan toksinler salgılar Bakteriler hem dezoksiribonükleik asit (DNA), hem de ribonükleik asit (RNA) içerir ve antibiyo* tiklerden etkilenir
Virüsler ,
tipik hücre içi asalaklardır; bu nedenle laboratuvarda, ancak canlı hücre içeren besi yerlerinde virüs üretilebilir Virüsler boyutlarına, biçimlerine, DNA ya da RNA içermelerine dayanarak sınıflandı*rılır Bu canlılardan bazılarının hücresinde DNA, bazılarınınkinde RNA vardır, ama hiçbirinde bu iki madde bir arada bulun* maz Virüsler antibiyotiklerden etkilenmez, ancak elektron mikroskobuyla görülebilir ve boyutları 25 milimikrometre (çocuk felci virüsü) ile 250 milimikrometre (çiçek virü* sü) arasında değişir
Chlamydia cinsinden mikroorganizmalar, 250-500 milimikrometre çapında hücre içi asalaklardır Hem DNA, hem RNA içeren ve antibiyotiklerden etkilenen bu miroorga- nizmalar insanda başlıca zatürree, üreme yolları enfeksiyonları ve yeni doğandaki konjonktivit gibi çeşitli iltihaplı hastalıklara yol açar
|