Yalnız Mesajı Göster

İnsanın Sekiz Evresi

Eski 10-15-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanın Sekiz Evresi





3)GİRİŞİM YA DA SUÇLULUK (cinsel devinsel dönem):Freud’un fallik döneminin karşılığı olan bu dönem beşinci yıl sonuna kadar sürer Çocuk 3-4 yaşlarında beden ve kişilik bakımından hızla büyümektedir Artık sanki bir yetişkin gibi daha sevecen ve rahat; düşüncesinde daha parlak; hareketlerinde daha canlı ve etkindir Bu dönemde çocuğun motor gelişmesi hızla olgunlaşırken, cinsel organlara yönelik ilgileri de artmıştır

Erkek çocuğun davranışlarında girici atılgan davranış özellikleri ağırlık kazanır Kızda ise ele geçirme yada çekici oluş gibi davranış biçimleri gelişir Çocuğun motor ve zihinsel güçlerinin artışına bağlı olarak, eylem alanı, istek ve emelleri de genişlemektedir Bu evrede çocuk, düşüncede ve eylemde cinsel konulara, bilinmeyen şeyleri öğrenmeye, çevresinin çapını genişletmeye yönelmiştir Cinsel ayrılıkları tanıması, bu ayrılıklarla ilgili bilmediği bir çok şeyleri de öğrenmek isteğini kamçılar Artık anne, yalnızca çocukta bakım veren en yakın kişi değil, aynı zaman-da karşı cinsten anlamı olan bir kişidir Bu evre, Oedipus çatışmasının, iğdişlik korkusunun ve yasak-sevi (insest) kuralının algılandığı, kavranıldığı dönemdir Bu evrede çocuk cinselliğinin artık yeni bir boyut kazanması, yani eşeysel anlam taşıması ile çocuk özel bir kritik dönem geçirmektedir Bu dönemin üstesinden gelmek için çocukluk cinselliği artık bırakılmalı; yavaş yavaş ana ya da baba olma sürecine girilmelidir Ana ile ya da baba ile özdeşim yaparak çocuk benliği gelişir, üst benlik oluşmaya başlar Çocuk, içinde bulunduğu toplumun rollerine, işlevlerine kurallarına göre davranmaya; o toplum için geçerli araç gereci, silahı kullanmaya ve kendisinden küçük çocuklara bakım vermeye yönelir

İşte çocuğun psikososyal gelişiminin bu evresinde, cinsel konulara dalması, bitmek bilmez bir öğrenme merakının ortaya çıkması, anne yada babanın yerine geçmeye özenmesi ve bu doğrultuda emeller beslemesi girişim duygusunun öncüleridir Girişim her eylemin zorunlu bir parçasıdır İnsanoğlunun her öğrenmesinde, her eyleminde en önemli başlatıcı öğedir Bu evrede, oluşan temel toplumsal işlev-örüntü “becermedir” İngilizce de “making” çok yerinde ve güçlü bulan Erikson, bu sözcükte saldırma ve elde etmenin sağladığı bir doyumun olduğunu yazar “Girişim ve becerebilme” bu iki yalın sözcük, yaşamda verilen tüm savaşımları, çabaları, başarıları tanımlayabilir En küçük işi becermede, en karmaşık bilimsel ya da sanatsal çalışmada, en yoğun sevişme ve cinsel birleşmede bu iki sözcüğün taşıdığı anlamlar yatar Bu nedenlerle, bu evrede yaşanılan psikososyal bunalımın, çocuğu ağır suçluluk duygularına sürüklememesi gerekir Çocuksu eylemleri, atılmaları, soru sormaları ve cinsel ilgileri yüzünden sık sık korkutulan, ceza gören çocukta giderek ağır suçluluk duyguları doğuran bir üst benlik oluşur Bu üst benlik kimi kişilerde ilkel acımasız ve çok katı olabilir Böyle bir üst benliği olan çocuk aşırı ürkek, uysal ve girişim duygusundan yoksun büyüyebilir Bireyin girişim ve becerme gücü ceza korkusu ve suçluluk duygusu ile kısıtlanır Çocukluktaki anne-baba ya da çevre korkutmaları ve cezaları artık bireyin üst benliğince yürütülmektedir Bu tür girişim kısıtlanışı ve suçluluk duyguları kişinin edilgen, ürkek ve bağımlı kalmasına yol açar Kimi zamanda histerik kısıtlanma belirtilerine, cinsel güçsüzlük ve yetersizlik duygularına neden olabilir

Özetle:Çocukluğun 3-6 yaşlarında gelişen olumlu benlik öğesi girişim duygusudur Girişim duygusu özerk ve özgür düşünmek, geleceğe yönelik erekler beslemek ve eyleme geçmek için rahatlık ve güç sağlar Bu dönemin tehlikesi aşırı suçluluk duygusunun gelişmesidir

4) BECERİ YA DA AŞAĞILIK DUYGUSU (Gizil dönem):Freud’un gizil döneminin karşılığı olan bu dönem ilkokul çağını kapsar ve 6-11 yaşları arasındaki dönemdir Çocuk ruhsal dünyası ile, artık gerçek yaşama geçmeye hazır gibidir Fakat önce, ister tarlada ya da ormanda, ister sınıfta olsun, bir okul yaşamından geçmesi gerekir Büyüyerek gerçek bir anne ya da baba olacaksa, eski çocukluk ereklerini unutup, içinde yaşadığı toplumun gereklerine göre bir şeyler yapmayı öğrenmesi zorunludur O toplumda geçerli öğrenme alanı ne ise, o alanda çalışması ve üretici olabilmesi için gerekli hünerleri kazanmalıdır Klasik psikanalitik deyimle bu gizillik döneminde çocuk çabucak ana-baba olma ereklerini bırakır, unutur; daha doğrusu bu erekleri olumlu eylemler doğrultusunda yüceleştirir Ana-baba olabilmek için önce üretici bir çalışma ve yapıcılık ile kendine bir yer kazanması gereğini öğrenir Artık kendi ailesinin koruyucu yatağında değil, toplumun sağladığı öğrenme ve çalışma alanında kendini göstermek zorundadır Okul çocuğunun benlik sınırları içine artık araç gereçler girer Bu araç -gereçleri kullanabilmek için beceriler geliştirir Bu dönemde, bütün toplumlarda çocuklar, düzenli ve tutarlı eğitim-öğretim görürler Bunun yalnız okuma-yazma biçiminde olması gerekmez İlkel topluluklarda ana-babadan ve büyük çocuklardan öğrenilen bir çok beceriler vardır Böylelikle, büyüklerin dünyasına egemen olan araç-gereci silahı kullanmayı öğrenerek, o toplum teknolojisinin temelleri çocuk benliğine yerleşir

Bu dönemde çocuğun karşılaşabileceği tehlike yetersizlik ve aşağılık duygusudur Eğer araç-gereç ve öğrenim dünyasına uyum yapmaz ve umudunu yitirirse, onları benimsemeyebilir Bunun sonucunda aile içi bağımlılığa dönebilir Yani çocuk, birçok araç ve gerecin kullanıldığı dünyada kendi araç-gereç takımının (el, kol, ayak, cinsel organların gücüne güvenme, bunlarla ilgili becerebilme yetileri,zihinsel becerileri) zayıflığına ve yetersizliğine inanır İşte böyle bir durumda çocuğun bağımlı,çekingen ve yetersiz olmaması için toplumun teknolojisi içinde geçerli olan rollerin çocuk için bir anlam taşıması sağlanmalıdır Toplumda uygun ve gerekli görülen araçların kullanılması ve bunlara uygun beceriler öğretilirken çocuk zihninde bunların anlam kazanmalarına da dikkat edilmelidir Örneğin avcı bir toplumda yetişkin erkek olabilmek için o topluma özgü av araçlarının büyük anlamı vardır Ne yazık ki okuma yazmaya ağırlık veren çağdaş toplumların bir çoğunda okutulan şeylerin anlamı ve yararlılığı kuşkuludur

Bu dönemde bir başka önemli tehlikede çocuğun öğretilenleri olduğu gibi alması; bunların dışına çıkamaması ve sonunda öğrendiği teknolojinin kurbanı olmasıdır Böylece çocuk benliği daralır, özerk ve girişimci benlik gelişmesi kısıtlanır


Alıntı Yaparak Cevapla