10-15-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsanın Sekiz Evresi
7) ÜRETKENLİK YA DA KISIRLIK ( Yetişkinlik Dönemi ): Çocukların ana-babaya bağımlılıkları üzerinde çok söz edilmiştir; yetişkinlerin çocuklara bağımlılığı ise yeterince işlenmemiştir Olgun insan kendisine bir gereksinim duyulmasını bekler Olgun kişinin de kendi çocuklarından, yetişmelerine katkıda bulunduğu yeni kuşaklardan desteğe, rehberliğe ve bakıma ihtiyacı vardır Üretkenlik deyince yeni bir kuşağı oluşturmak ve ona rehberlik etmek anlaşılmaktadır Üretkenlik kavramı üretim yapabilme (productivity) ve yaratıcılık (creativity) anlamlarını da içermektedir
Özetle orta yaşı kapsayan bu evrede, benliğin en önemli işlevi üretme, yaratma ve üretilen, yaratılan şeylere sevgi ile bağlanmadır Burada üretilen, yaratılan şeyin yalnızca çocuklar olması gerekmez Kuşkusuz bir çok kişiler için sanat, bilim alanındaki yapıtlar da üreticiliğin içinde sayılmalıdır Bu evredeki tehlike kısırlık, verimsizlik, durağanlık (stagnation) ve benliğin yoksullaşmasıdır Bir bakıma, orta yaş çökkünlüklerinde böyle bir durağanlık ve benliğin yoksullaşması söz konusudur Bu tür çökkünlüklerde üretilmiş ve yetiştirilmiş olan ürünlerden, örneğin çocuklardan beklentilerin gerçekleştirilmemesi yetersizlik, yoksullaşma, durmuş olma duygusuna yol açabilir İşte bu nedenle, bu evrede olumlu yön üretkenlik, olumsuz yön de durağanlık adını almaktadır
8)EGO BÜTÜNLEŞİMİ YA DA UMUTSUZLUK: Yaşlılık dönemini kapsayan bu evrede, daha önceki evrede kazanılmış benlik özelliklerinin artık iyice olgunlaşması ve birbirleri ile bütünleştirilmesi benliğin en önemli görevidir Benlik bütünlüğünün (ego integrity) kapsayıcı bir tanımını yapmak güçtür Bu benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamın bulunmasıdır Bu benliğin yalnız kendisini değil, tüm insan benliğini özseverliğin ötesinde bir sevişidir Benlik bütünlüğü, olumlu olumsuz, acı tatlı yönleri ile bir bütün yaşamın olduğu gibi kabul edişidir Bu bir bakıma geçmişteki yaşantıların tümüyle kendisine ait olduğunun kabullenişi; geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır Yaşanmış olan geçmişin yeni baştan başka türlü yaşanabilmesi için pişmanlıklarla dolu bir özlem yoktur Geleceğin ne olacağı bellidir ve benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi sonucu kesin belli olan gelecekten, yani ölümden ürkmez Benlik bütünlüğü duygusundan yoksun oluşun belirtisi geçmiş günlerin iyi yaşanmamış olduğu duygusu, yeni baştan yaşama özlemi ve ölüm korkusudur Ölüm korkusunda bireyin kendine özgü tek ve bütün bir yaşamı oluşunun kabul edilemeyişi vardır Bu çağın tehlikesi umut yitimi (despair) ve ölüm korkusudur Umutsuzluk, vaktin artık çok az kalmış olmasına ilişkin bir duygudur Vakit artık bitmek üzeredir, yolun sonuna gelinmiştir ve yeni baştan yaşamaya olanak yoktur Bu nedenle de ölüm korkunç bir son demektir Kimi yaşlılar böyle bir umutsuzluk ve ölümden korkma duygusuna kapılabilir Ama çoğu yaşlı insan-da ölümü huzurlu bir ağırbaşlılıkla yaşamın doğal bir parçası olarak görür ve korkmaz Bu yaşlılarda daha önceki evreler oldukça sağlıklı geçirilmiştir Yeni baştan yaşayabilseydim tutkusu yoktur Yaşlılığı da ona bir huzur sağlamaktadır Ürettiklerinden hoşnuttur, huzurludur Gençleri kıskanmaz ve horlamaz; onlara sevgi ve saygı duyar İşte böyle bir ruhsal durumu yaşayabilen kişide benlik bütünlüğünün var olduğunu düşünebiliriz Yaşlılık çağındaki “benlik bütünlüğü” duygusu ile bebeklik çağındaki “güven duygusu” hem birbirine çok bağlı, hem de benzemektedir “yaşlılarda ölümden kokmamağa yetecek derecede benlik bütünlüğü olursa, çocuklarda yaşamdan korkmayacaklardır
|
|
|