Yalnız Mesajı Göster

Duygudurum Bozukluklari

Eski 10-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Duygudurum Bozukluklari




Duygudurum Bozukluklari


Her birey yasamda mutsuzluk yaratacak bir olay karsisinda üzüntü, keder ve endise hisseder Birey hissettigi duygulari içinde tutabilir, davranislariyla, sözleriyle disindaki dünyaya yansitabilir; bu dogal bir durumdur Veya ona mutluluk veren bir olay karsisinda sevinç, nese, cosku, heyecan hissedecek, ya bu duygularini içinde tutacak ya da davranislariyla ve sözleriyle dis dünyaya yansitacaktir Bu normal durum ne zaman patalojik olarak kabul edilmelidir ?

Yasamda karsilasilan olaylara verilen tepkiler kisiden kisiye, topluma, kültüre, sosyal statüye, kisinin içinde oldugu zaman dilimine göre degisecektir Özetle bir olay karsisinda, kisinin o olaya yükledigi anlam, kisiden kisiye göre degisir Nedeni bilissel degerlendirmenin kisiden kisiye farkli olusundandir

Bilissel degerlendirme, yani bir olaya birey tarafindan yüklenen anlam, söyle belirlenir: Kisinin genetik yapisi (esnekligi, hosgörüsü ve katiligi) + yetistigi aile içindeki anne baba ögretileri + kardes iliskileri + büyükbaba büyükanne arketipleri (uzak geçmisten getirilen gelenek ve görenekler) + yetistigi sosyal çevre, kültür, okudugu okullar, ögretmenlerin aktardiklari ve arkadaslar

Bir örnek verirsek;

OLAY : Bir adam parkta yürürken yanindaki tartistigi arkadasina tokat atiyor Bu olayi 7 kisinin gördügünü varsayalim ve bu 7 kisinin tek tek olaya yükledigi anlamlara bakalim

1 KISI

INANÇ : Kimse kimsenin canini yakmamalidir
DÜSÜNCE : Simdi bu adama gösteririm
DAVRANIS : Fiziksel ve sözsel saldiri
DUYGU : Öfke

2 KISI

INANÇ : Kötü insanlar cezalandirilmalidir Tokadi haketmistir
DÜSÜNCE : Tokadi yedigine göre kötü biridir
DAVRANIS : Gülümseme
DUYGU : Tatmin duygusu

3 KISI

INANÇ : Bu adam tehlikeli
DÜSÜNCE : Ya bana da vurursa ? Buradan gideyim
DAVRANIS : Kaçma
DUYGU : Korku

4 KISI

INANÇ : Bu adam tehlikeli
DÜSÜNCE : Buradan gitmeliyim ama ya etrafdakiler “Bu ne korkak birisi“ derlerse ?
DAVRANIS : Duraklama
DUYGU : Korku, kaygi

5 KISI

INANÇ : Yasamda siddetle karsilasmak da var
DÜSÜNCE : Ben ne dayak yiyen insanlar gördüm
DAVRANIS : Davranis yok
DUYGU : Umursamazlik

6 KISI

INANÇ : Bu adamin tokat yemesi ve küçük düsmesi ne feci
DÜSÜNCE : Ya benimde basima gelirse ?
DAVRANIS : Duraklama
DUYGU : Üzüntü

7 KISI

INANÇ : Insanlarin birbirlerine böyle davranmalarina karsiyim
DÜSÜNCE : Bu adam bir tokat daha yemeden ona yardim etsem mi ?
DAVRANIS : Tedbirli davranma
DUYGU : Tedirginlik

Örnegimizde görüldügü gibi, bir olay karsisindaki duygu, düsünce ve davranislarimiz, inanç kaliplarimizdaki formülasyona göre belirlenmektedir

Tüm bu bilgilerin isiginda neyin normal, neyin normal olmayan (patalojik) duygu, düsünce ve davranis oldugunu söylemek zordur Ayni stres verici olayi yasayanlardan bir kisi (örnegin isten çikarma) depresyona girebiliyorken, diger bir kisi “Iyi oldu Bu is bana hiç uygun degildi“ diye düsünebilirler 17 Agustos depremini yasadigimizda bazi insanlar çok korkup, parklar ve arabalarda sabahlarken, bazi insanlar “Birsey olmaz“ inanci ile evlerinde kalmislardir Hangi davranisin normal oldugunu söyleyemeyiz

Bu durumda normal ve normal olmayan davranisi ya da tüm psikolojik ve psikiyatrik bozukluklar için normal olmayan patolojiklik sinirin tanimi olarak söyle bir ölçüt kullanabiliriz : Is, aile ve sosyal yasami bozuyor olmasi Yeni psikolojik akimlar bu görüsü benimsemislerdir Örnegin alkol kullanimi (miktarini ölçmeden) is, aile ve sosyal yasami ve bireyin kendisine bakimini bozuyorsa, patalojik degilse, normal sosyal içki olarak kabul edilmektedir

Birey yasam olaylarinda, bir uçta çöküntü, diger uçta manik davranis olarak tanimlanan, asiri nese, asiri herseye gücü yeterlilik (infantil omnipotance), uçusma (abartili duygularla kendini ortaya koyma) davranislari arasinda dalgalanmalar yasayabilir Bireyin bireysel bakimi, aile, is ve sosyal yasami olumsuz olarak etkilenmiyorsa, durum normal olarak kabul edilmektedir

Bazilari istatistiksel normlari normal kabul ederler Yani “Bir toplumun ortalama çizgisine uyanlar normaldir“ seklinde tanimlamalar yapilagelmistir Bu durumda birbiriyle anlasamayan bir çift, toplumun normal çizgisi bosanmaya karsiysa bosanmamali midir ? Toplumun ortalama çizgisi normaldir diye bir tanimlama olamaz Normal ve saglikli davranislarin ölçütü bu nedenle bireyin kendisi olmalidir Bireyin kendi normali, yani “ben normal mi davraniyorum ?“ sorusunu kendine sordugu noktada, o zamana dek olan duygu, düsünce ve davranislarinda bir sapma varsa ve bu sapmadan bir mutsuzluk, hosnut olmama söz konusu ise, pataloji aramanin baslangiç noktasi olarak buradan hareket edilebilir Bu sapma bireyin kisisel bakimini, aile, is ve sosyal yasamini bozdu ise, birey bu durumdan sikayet edecegi bir noktaya ilerlemisse ve siddeti, süresi, niteligi bir hastalik tanimina dogru gidiyorsa, patalojik ve normal olmayan durum olarak kabul edilebilir

Duygudurum Bozuklugu’na geri dönersek, bireyin olaylar karsisinda kendini hissettigi duygu durumu, asiri kedere, çöküntüye, karamsarlik, zevk ve ilgi yitimi, suçluluk duyma, intihar egilimi, durgunluk, suskunluk gibi depresyona kaymaya veya asiri nese, hareket, enerji, cosku ve konusma artisi gibi maniye kaymissa, ve bu iki uç arasinda birey gidip geliyor ve patolojik bir durum, bir hastalik olusuyorsa, bu duruma “Duygudurum Bozukluklari“ adi verilir Bazen bedensel, organik, fizyolojik bir hastaliga bagli olarak olusabildigi gibi ( Tiroid ), bazen organik bir belirti olmaksizin psikiyatrik ve psikolojik bir nedene bagli olarak da ortaya çikabilir

DSM 4 Duygudurum Bozukluklarini :

1- Depresif Bozukluklar
2- Iki Uçlu Bozukluklar (Mani) - Depresyon
3- Diger Duygudurum Bozukluklari seklinde üçe ayirmistir

1- DEPRESIF BOZUKLUKLAR

DSM 4 Depresif Bozukluklari :

11- Majör (Büyük) Depresif Bozukluk
12- Distimik Bozukluk
13- Baska Türlü Adlandirilamayan Depresif Bozukluk, olarak tanimlamistir

11- MAJÖR DEPRESIF BOZUKLUK

Toplumumuzda % 10 – 25 arasi kadinlarda, % 5 – 15 arasi erkeklerde görülür Biyolojik olarak “Serotonin“ isimli hormonun eksikliginin bireyde depresyona zemin hazirladigi bulunmustur

Psikososyal etkenler arasinda 10 – 11 yasindan önce anne ve babayi kaybetme, yasamda partner kaybi en önemli etkenler arasinda sayilir Psikanalitik kuram yetiskin yasamda , kayip veya kayip tehditleri, sevgisiz kalma, ilgiden yoksunluk gibi durumlarin depresyonu olusturdugunu açiklar

Nesne iliskileri kurami, depresyonun , bebegin her ihtiyacina cevap veren ve bebegin iyi anne olarak gördügü anne imaji (iyi nesne) ile, bebegin her ihtiyacina aninda cevap veremeyen, engelleyen ve bebegin kötü anne olarak gördügü (kötü nesne) imajlarini bir bütün, tek bir anne, bütün nesne olarak birlestirip bütünleyemedigi için olustugunu söylemistir

Nesne Iliskileri Kuramcisi Melanie Klein, depresyon olusumu, depresyona yatkinlikla ilgili çalismalar yapan ve yayinlayan ilk analisttir Bebegin onu sevip destekleyen, cevap veren iyi anne imaji ile, her istedigini yapmasini engelleyen, durduran kötü anne imajini birlestirip tutarli bir biçimde saglam “içsellesmis iyi anne“ “Bütün nesne“ olusturmasinin yetiskin yasaminda depresyona ugramamasinda önemli bir etken oldugu görüsünü ortaya koymustur Klein bireyin “infantil depresif durumu“ asamayarak, yetiskinlikte depresif durum yasadigi görüsündedir

Diger bir görüs ise, depresyonla içe yönelmis agresyonun (sikinti, endise, kaygi, irite durumla saldirganlik birikimi) bir iliskisi yoktur Depresyon gerçeklikle, hayal edilenler arasindaki gerginlikten kaynaklanmaktadir Bibring’e göre :

1- Degerli ve sevilen biri olmak
2- Güçlü ve üstün olmak
3- Seven ve iyi biri olmak

Bu alanlar bireyin kendisinden beklentilerinin oldugu alanlardir Eger bu alanlarda gerçek veya algi olarak birey kendini yeterli hissetmiyorsa, depresyon meydana gelebilir Depresyonda kisi kendini güçsüz ve çaresiz hissederek, çözüm üretemez Benlik saygisinin düsmesi kiside depresyonu tetiklemektedir

KLINIK ÖZELLIKLER

Depresyonda kisinin daha önce zevk aldigi etkinliklerden zevk alamamasi ve ilgi kaybi anahtar iki bulgudur Degersiz hissetme, utanma, hüzünlü hal, melankolik bir tutumla olusur Herhangi bir üzülecek olay karsisinda üzülmekten daha farkli hissedis biçimi vardir

Bazen kisi depresyonda oldugunun farkinda olmayabilir Yasamdan geriye çekilme “Artik canim hiçbir sey yapmak istemiyor“ olarak tanimlanabilir Gittikçe öz bakim, aile, okul veya is yasaminda basarisizliga neden olusturacak istek ve enerji azligi olusmaya baslar % 80 uyku sorunu vardir ( Bakiniz Uyku Bozukluklari - Insomnia ) Gece sik sik uyanirlar, istah azligi veya artmasi, kilo alma veya verme, cinsel istek azalmasi, adet bozukluklari görülebilir
Anksiyete, sikinti, endise, kaygi, panik ataklar, alkol alma, basagrilari, kabizlik agrilari, sizilarla ortaya çikan depresyonda bazen fiziksel ve organik bozukluklar aranabilir

Bazen “Maskeli Depresyon“ olarak tanimlanan, bireyin caninin sikkin, isteksiz, huzursuz, irite, seslere karsi duyarlilik kazanmis, kipirtili bir hal içinde günlük sorumluluklarini yerine getirdigi görülebilir Daha çok sosyal yasamdan kaçinmak için kendi mantigina göre geçerli nedenler bulur ve etkinliklere katilmaz Bu daha sinsi bir ilerleyistir

1999 Trabzon Psikiyatri Kongresi’nde her 4 kisiden birinin depresyon geçirdigi açiklanmistir – Editör – ( Bakiniz Depresyon)

Depresyondaki kisilerin % 10 – 15’i intihar girisiminde bulunabilir Genelde düzelmeye basladiklari bir noktada yeterli güce sahip olarak intiharla ilgili tasarilar yapip uygulamaya geçebilecekleri dikkate alinmalidir

Erkekler depresyonda kadinlara göre 2 kat daha fazla, aglayamadiklarindan yakinirlar Bu durumda kendine yönelik öfke bir organda belirti verebilir (mide agrisi, bas agrisi, sizilar vb)

Majör Depresif Bozuklukta görülen belirtiler, en sik görülen belirtilerdir



Alıntı Yaparak Cevapla