Yalnız Mesajı Göster

Gençlik Depresyonlarını Tetikleyen Küresel Etkenler Neler?

Eski 10-15-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gençlik Depresyonlarını Tetikleyen Küresel Etkenler Neler?




Bu nedenledir ki duyarlı her insanın farkında olduğu bu “sakıncalı güç odakları” ilelebet varlıklarını devam ettirebilmek ve düzenlerini korumak adına geleceğin yetişkinleri olan gençlerin “kalplerine ruhlarına beyinlerine ve hatta bedenlerine hükmetmeyi ” var oluşlarının temel amacı olarak görmektedirler

Ve bu güç odaklarının karar ve yönetim merkezlerinde yer alanlar; kendilerini dünyanın egemenleri ve insanlığın en seçkinleri (! ) olarak görmekte ve göstermektedirler Ve bu devasa güçlerinden ( ! ) aldıkları ilhamla ve ilkel dürtülerinin tatminiyle coşmaktadırlar İn- sanlığı ve kâinatın düzenini tehdit eden evrensel problemlerin asıl müsebbibi olan bu tür egoları şişirilmiş baylar ve bayanlar dün de vardı yarınlarda da var olacaklardır…

Yeryüzünün dört bir yanına ateş ve ölüm kusan silahları pazarlayan robotik tüccarlar cehaleti yaygınlaştırarak insanlığı terörün pençesine iten vicdanları yitik evrensel tasarımcılar cinsellik pazarlamaktan başka malzemesi bulunmayan sakıncalı medya tekelleri şiddeti meşrulaştırmak adına hiçbir şeyden kaçınmayan beyaz perdenin ve sihirli kutunun prens ve prensesleri ile nesillerin beden ve ruh sağlıklarını bozacak şekilde sistemlerini kurmuş olan uyuşturucu tüccarları bunların başında gelmektedir

İşte bu güç odaklarının her biri hayatının her anında ve her alanında bir genç için başlı başına bir “depresyon” nedenidir ve gençlerin depresyona girmelerinde belirleyici global birer dış etken olabilmektedir…

Bunlarla birlikte bazı ailelerin ve anne-babaların şartlar ve sanal güçler karşısında teslimi- yetçi tavırları nedeniyle gençler kültürümüzde çok önemli bir dinamik olan; her acıya ve her güçlüğe tam bir teslimiyet içinde “rıza göstermek” şuurundan uzak bırakılsalar da ; gerçekte her şeye rağmen korumaya çabaladıkları o tertemiz yürekleri ile kökleri genlerinin gizemli derinliklerinde yer alan vicdanlarını uyandırmaya ve hayata tutunmaya çalışmaktadırlar An- cak bunu yaparken bazen sendelemekte tökezlemekte ve hatta bir tükenmişlik duygusu içinde tam bir ”çaresizlik sarmalı” içine girebilmektedirler İşte onların bu hali psikolojik anlamıyla ve yukarıda ifade edilen belirtileri ile birlikte “depresyon” olarak adlandırılmak- tadır…

Bu karmaşa içerisinde doğal olarak birçok genç ciddi bir kimlik bocalaması yaşamaktadır Bu bocalama nedeniyledir ki; kendini tanıma ve tanımlama “hayır” diyebilme stres ile baş edebilme ve öfkesini kontrol edebilme ile sağlıklı iletişim kurabilme gibi günlük yaşam becerilerini kazanmada ve bunları içselleştirmede ciddi güçlükler yaşayabilmektedirler

Global etkenlerin kapsamı alanı içerisinde yer alan her genç; hayatın anlamını ve var oluşunun manasını kavramada kendisini keşfetme ve ispatlama çabasında toplumun kendisine yüklediği rolleri yerine getirmede; insanlığa tabiata ülkesine ailesine sosyal ve fiziksel çevresi ile özel anlamda yaşadığı topluma karşı olan görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmede de; belirsizlik tedirginlik ve karmaşa yaşamaktadır Bu karmaşıklığın bir sonucu olarak iç dünyasında tam bir boşluk oluşmakta ve çoğunlukla farkında olmadan kalbini ve zihnini besleyen şiddet cinsellik sınırsız tüketim ve “var olmak istiyorsan yok saymalı ve yok etmelisin” şeklinde egosunu besleyen mesajlarla bunalmakta bunalım yaşayabilmektedir Benliğindeki boşluk ile de bir çok şeyi tüketirken aslında gittikçe kendini ve gençliğini de tüketmekte ve mutsuz bir sona doğru gidebilmektedir…

Çare ”kişisel gelişim ütopyası”nın yaldızlı “sahte antidepresan avutucuları”na baş vurmak değildir Bundan kurtuluşun çaresi;

Depresyon oluşturan kaynakları doğru teşhis edebilmek

Yukarıda ifade edilen uluslararası güç odaklarının farkında olmak

Gence kendi iç dinamiklerini fark ettirmek

Onu şartlara mahkûm olmaya değil şartları kendi kontrolüne almaya yönlendirmek ve

Kendisini değerli hissetmesini varlığının anlamı ile var oluşunun amacı hakkında tam bir bilinç oluşturmasını sağlayacak şekilde; hayatının her anında ve alanında önüne bazı “temel yaşam hedefleri” koyabilmektir Bu hedefleri doğrultusunda; kendisi ile tam olarak barışık çevresi ile uyumlu ve ailesi ile birlikte yaşadığı topluma ve genel olarak da insanlığa değer katacak bir yaşamı kurabilmenin çabasını gösterebilmektir

Carl Gustav Yung’ un ifadesi ile çeşitli psikolojik rahatsızlıklar insanın iç dünyasındaki inanç eksikliğinden de kaynaklanmaktadır Ona göre eğer bu durum ihmal edilirse kişi üzerine düşen zorluklara dayanma gücünü de önemli ölçüde kaybeder Bu nedenledir ki Yung şöyle demektedir; "Tanrı inancı insanı modern hayatın temel özelliklerinden biri olan yalnızlık hissinden kurtararak bölünmüş kişiliğe birlik ve ahenk getirir bu anlamda olumlu gelişmeye neden olur"

Bunlarla birlikte ayrıca; kendi benlik algısını güçlendirerek; yaratılmış olan her varlığın eksikzayıf ve muhtaç olduğunun doğal bir durum olduğuna inanmak gerekir Karşılaşılan her türlü güçlükle baş edebilmek için; toplum aile sosyal ve kültürel müesseseler ile birlikte; bireysel beceri ve yeteneklerinde başlı başına birer “özgün güç ve mücadele kaynakları” olduklarına inanmaktır

Ve bütün bu dinamik güç kaynaklarını harekete geçirebilecek bir özgüvenle var oluşunun bir gereği olarak tam bir kararlılık içerisinde beden ve ruh sağlığını tehdit eden unsurlarla mücadele edebilmektir Bütün bunları fark ettikten ve yapması gereken her şeyi fakat gerçekten her şeyi yaptıktan sonra içtenlikle ve inanarak olanlara rıza gösterebilmektir…

Sahip oldukları gücü fark eden anne-babalar insanlığa ve kimliklerine karşı sorumluluklarının gereği olarak ”insanlığın temel değerlerini öğretmeyi” ve yaşatmayı “var oluşlarının amacı” olarak göre- bilen aydınlar ve sanatçılar gerçek bilim insanları bireysel psikolojik danışmanlık ve psikoterapi hizmeti veren saygın alan uzmanları yönetim yetkisini ellerinde bulunduran yöneticiler ve toplumun eğitim sistemini dizayn eden sayın bürokratlar gençlerin ve gençliğin her sorununda sorumluluk sahibidirler Ve bu sorumluluklarının gereklerini yapmaya da mecburdurlar…

Bilinmelidir ki ancak ve ancak bu sorumlulukların yerine getirilmesi neticesinde gençler; umutsuzluktan karamsarlıktan çaresizlik ve yalnızlık duygularından uzak durabileceklerdir Zaten duyarlı her anne-babanın ve sorumluluk sahibi her bilinçli yetişkinin gençlerden temel beklentisi de bu değil midir?


Alıntı Yaparak Cevapla