Yalnız Mesajı Göster

Troya Mitolojisi

Eski 10-15-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Troya Mitolojisi




Troya 6′da kulelerin kullanılması bu dönemde şehrin güçlü olduğunu gösterir Girişin koridor şeklinde olması kente buradan girebilecek düşmanların iki ateş arasında kalmasını sağlamak içindir

Troya 6 yerleşmesinin sarayları ve diğer önemli yapıları, tepenin üzerinde yeralıyordu Ancak Hellenistik dönemde Athena Tapınağı’nın inşasında bu yapıların bir kısmı tahrip olmuştur

Akropolün güneybatısından (6 t) girerek hafif yokuş yukarı ana cadde izlenirse solda Direkli Ev olarak nitelendirilen yapıya gelinir Troya 6 ve Troya 7a’da kullanıldığı düşünülmektedir 26×12 m boyutlarındadır Yapıyı destekleyen direklerden biri belirgindir Yapının güney duvarı daha kalın örülmüştür Arka tarafta hafif bir genişleme gösteren yapı megaron tarzında farklılık gösterir Direkli evin kuzeydoğusunda 630 nolu ev görülür İÖ 1700′e tarihlenen evin duvarları küçük taşlardan meydana gelir

6 g’nin kuzey bitişinde megaron tarzı evlere rastlanmıştır Bu odaların çoğundan kent nüfusunun bu dönemde birden arttığı, duvarlarının zayıf mimarisinden aceleyle yapıldıkları anlaşılmaktadır Kazılarda bu odalarda erzak küplerinin çok sayıda bulunması kiler niteliğinde olabileceğini göstermektedir Evlerin ortak özelliklerinden biri dışa, surlara bakan duvarlarının daha kalın ve özenli yapılmış olmasıdır 6 c evinin bir kısmı Schilemann tarafından tahrip edilmiştir 6 f yapısı farklı karakter göstrir Duvarlar geniş ve büyük kesme taşlarla örülmüş olup dışta dişler yaparak bölümlere ayrılmıştır 6 a yapısı 19,18×12,30m boyutlarında bir yapıdır Troya 6′nın megaron planını normal olarak gösteren yapılardandır

Troya 6′nın önemli bir yapısı Antalı Ev -6 t- girişinin doğusunda bulunur Üzerine gelen bulevteryon tarafından büyük ölçüde tahribe uğramıştır Eve Anta adını veren taş halen yerindedir

Akropol evlerinin birçoğu trapezoidaldir Bu türdeki evlerin dar yüzleri kente, geniş yüzleri ise surlara bakmaktadır Böylece trapezodial evler kuzeyden güneye doğru genişleyen ve yelpaze gibi açılan akropol planına uymaktadır Homros’un İlyada’sında bahsettiği Priamos’un İlyon kenti, Troya 6h’dir İlyada’da anlatılan ve 10 senelik savaş sonucu ele geçirilen kent burası idi Odesya’da anlatılan İlyon tahribi ise 7a katında olmuştur

TROYA 7 (MÖ 1275-1240)

Troya 6′nın bir deprem ile son bulmasıyla Troya 7a katmanında depremin aralıklarla devam ettiği ve deprem sonucu yıkılan yapılar altında insan iskeletlerine rastlanması, buranın ansızın terkedildiği izlenimi yaratmaktadır Yine de bir kültür değişikliğine rastlanmamıştır 6h evresinde bulunan Minyas seramiğinin aynı bollukta 7a katında da varolduğu kaydedilmiştir Bu dönemde plan ve mimarinin düzenlemesinde bir karakter değişikliği görülür 6f-h evrelerindeki yüksek sanat düzeyinden ve kent planından bir eser kalmamış, ayrıca sosyal sınıf ayrılığı gösteren ev tipleri ortaya çıkmıştır İyi korunmuş bu evler doğu suru ve kapısı arasında görülebilir Bu köklü değişim deprem sonrası akropol dışında oturan halkın devlet yönetimine geçmesiyle ve kral ve soyluların ortadan kalkmasıyla açıklanabilir Uzun zaman kral ve soyluların kendilerini sömürmesinden bıkan halk tabakası depremden yararlanıp bir darbe gerçekleştirimiş olabilir

Troya 7b 1 (1240-1190):

7a katındaki yanık tabaka 50 ila 100 cm arasında değişen bir kalınlık gösterir Bu tahribe karşın Troya’lılar kentlerine dönmüşler ve surlarla evleri onarmışlardır Minyas seramiği üretimi devam etmiştir İlk kez 7a’da görülen yapı tarzı burada da devam etmektedir

Troya 7b 2 (MÖ 1190-1100):

Troya 6′dan sonra ilk kültür değişikliğine bu tabakada rastlanır Bu katta Buckel keramik denilen ve benzerlerine yalnızca Balkan ülkelerinde rastlanan kurşuni renkli, yüksek keskin kulplu ve üzerleri boynuzcuklarla süslü kaplar görülür Duvar örgüsünün dip kısmı ortostat şeklinde blok taşlarla güçlendirilmiştir Bu tip bir ev 6u kapısının batısında görülmektedir

Troya 7b 2′de yerleşen Balkan kökenli halk buraya zor kullanmadan gelmiş olmalıdır Çünkü bundan önceki tabakada bir yangın veya tahribe rastlanmamıştır Buradan, Ege göçüne ilk durağın Troya olmuş olabileceği akla gelir Bu dönemde Troya akropolünün göçler nedeniyle gücünü yitirdiğini görmekteyiz Troya 7 evresi için yeni yapılan çalışmalarda, önceden bilindiği gibi üç tabaka değilde, dört ya da beş tabakadan oluşmuş olma ihtimali belirmiştir

TROYA 8 (MÖ 700-350)

Bu evrenin buluntuları 7 yüzyıldan eskiye gitmez İlk yapılara batı kapısının doğusunda rastlarız Burası yukarı temenos olarak adlandırılan sunağın altına rastlamaktadır Sunak Hellenistik dönemde yapılmıştır Sunağın batısında bulunan ve kare plana sahip başka bir sunak ise Agustus dönemine aittir Yukarı temenosun güneyinde “aşağı temenos” adı verilen ve içinde iki sunağın bulunduğu kutsal yer de Helenisitik dönemde inşaa edilmiştir Bu dönemdeki en önemli yapı Athena tapınağıdır Tapınak ve onu çeviren kutsal alan ve anıtsal giriş kapısının yapılması için düz bir platform elde etmek üzere höyük tepesinde bulunan eski yapı kalıntılarının bir kısmı yıkılarak düz bir saha açılmış ve üzerine inşaa edilmiştir Bu yüzden bu devreye ait cevaplanamaycak sorular ortaya çıkmıştır Geriye kalan son kalıntılar da Schilemann’ın büyük açmasıyla ortadan kalkmıştır Homeros’un İlyada’sında Athena tapınağından bahsetmesi ve tapınağın kentin en yüksek noktasında bulunduğunu söylemesi arkeologları buranın bir tapınak olabileceği kanısına yöneltmiştir Ancak, yapılan çalışmalarda yapının Athena Tapınağı olduğu konusunda herhangi bir somut kanıta rastlanmıştır Tapınağın yeri Schliemann tarafında tamamen kazılmış olduğu için şu an burada derin bir çukur mevcuttur

Herodotos’a göre Xerxes burada tanrıçaya bin öküz kurban etmiştir İskender ise Granikos zaferinden sonra tapınağı ziyaret edip armağanlar sunmuş ve daha sonra gönderdiği bir mektupta buraya görkemli bir tapınak yaptıracağı konusunda söz vermiş olduğu bilinir Strabon, İskender’in bu isteğini Lisimakos’un yerine getirdiğini söyler

TROYA 9 (MÖ 350-MS 400)

Roma döneminde Novum İlyum olarak bilinen kentin yapısal olarak çok büyüdüğü görülmektedir Troya 9′un bu dönemde Sezar (İÖ 59-44) ve Oktavyus Ogustus (İÖ 31-14) devirlerinde kültür açısında yeni bir ivme kazanmıştır Athena Tapınağı bu dönemde yapılan değişikliklerle genişletilmiştir Troya bu dönemde Roma İmparatoru Büyük Konstantin (MS 324-327) tarafından başkentin yeri olarak düşünmüş, ancak daha sonra Bizantion’da karar kılmıştır

Novum İlyum’um son yapılan çalışmalarda anıtsal bir yapıya sahip olduğu ortaya çıkmıştır Bu yapıların çoğu yazılı kaynaklardan bilindiği üzere Julius Klaudyus hükümdarlığında ve daha sonraki hükümdarlar tarafından yapılmıştır

İlyum kale duvarının tam önünde yeralan tiyatro, sunaklar ve ovaya doğru uzanan burun üzerindeki kuzeydoğu terasındaki büyük tiyatro gibi Hellenistik ve Roma dönemleri anıtlarına yeni bulgular da eklenince burası büyük şehir niteliğine bürünmektedir Yapılan kazılar sonucunda görülmüştür ki Roma yapılarının temelleri çok derindedir Bu yapılar arasında derinleşilen her kısımda Troya 6 evresine ait tabakalara rastlanmıştır Bu açmalar, Troya 6-7 kale yerleşmesinin güney kapısından 100-170 m kadar uzaktadır

Bu devirde Athena tapınağının genişletildiği anlaşılmaktadır Tapınağın dört tarafı 80 m uzunluğunda sütun sıralarıyla çevriliydi Bu büyük meydanın yapılması sırasında Troya 6′nın en önemli yapılarıyla Troya 7′nin evleri tahrip edilmiştir Troya 6′nın büyük giriş kapısı, 7t nin hemen doğusunda, yarısı şehir surunun üstünde yeralan bulevteryon ve küçük tiyatro ile şehir duvarı üstünde bulunan tiyatro Roma çağına aittir

Büyük Tiyatro

Kuzeydoğudaki tepenin yamacına yaslanmış bir vaziyettedir Ovaya ve denize hakim bir konumdaki ve 10000 kişi alabildiği sanılan bu yapıdan geriye çok az şey kalmıştır Blegen yaptığı kazılarda sahne binasının ve orkestranın bir kısmını günışığına çıkarmıştır Oturma sıralarının bulunduğu yamaç henüz kazılmamıştır

Anıtsal Çeşme (Nimfeum)

Güneye doğru tarlaların içindeki kalıntıların anıtsal çeşmeye ait oldukları bilinmektedir Burada insan ve hayvan figürleriyle süslü döşeme mozaiklerine reastlanmıştır Bu mozaiğin üst kısmında üçüncü yüzyıla tarihlenmiş boyalı duvar sıvaları bulunmuşturAynı yönde 500 m kadar ileride Troya 6′nın son evrelerine ait olduğu sanılan bir mezarlığa rastlanmıştır Kazılarda ağızları kapalı olarak toprağın hemen altına gömülmüş değişik şekil ve büyüklüklerde pişmiş toprak testiler içinde ölülerin yakılmasından sonra geriye kalan kül ve kemik artıkları ele geçmiştir

Küçük Tiyatro(Odeon)

En iyi korunmuş yapılardan biridir Oturma sıraları sağlam durumdaki Odeon’un kavea bölümünün batısı, üst kısımdan itibaren toprakla doldurularak yükseltilmiştir

Meclis Binası (Buleteryon)

Yapının daha önceleri Odeon olarak kullanılmış olabileceği sanılmaktadır Önde dörtgen planlı bir girişi, arkasında yarım daire şeklinde bir orkestrası ve bunun gerisinde oturma sıralarının yeraldığı kavea yeralmaktadır Giriş holünün Troya 6 sur duvarının üstüne oturtulmuş tek par


Alıntı Yaparak Cevapla