Yalnız Mesajı Göster

Nanoteknoloji Ve Mikrodünyadaki Yaratılış

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nanoteknoloji Ve Mikrodünyadaki Yaratılış




Örneğin, külçe altın oda sıcaklığında tepkimeye girmezken, 3-5 nanometre boyutlarındaki altın parçacıkları, pek çok tepkimeyi tetikleyebiliyor Nanoaltınların bu özelliğini keşfeden bir Japon firması, bunlardan tuvaletlerde kullanılmak üzere "koku yiyiciler" geliştirmiş Malzemelerin nanoölçeklerde kazandıkları değişik özellikler, bunlara giderek artan bir endüstriyel değer kazandırıyor Bazı şirketler, sıradan plastiğin üzerine nanoölçekli çubuklar yerleştirerek malzemenin gücünü ve darbeye direncini güçlendirmeye çalışıyorlar Askeri laboratuvarlar, anthrax gibi biyolojik silahları belirleyen nanoölçekli sondalar geliştiriyorlar Ve bir-iki nanometre çapında, kamış biçimli moleküller olan karbon nanotüpler, biçimlerine bağlı olarak elektriği metal ya da yarı iletken özellikte taşıyabiliyorlar ve daha şimdiden transistör ve diyot gibi elektrik malzemelerinde yaygın kullanım kazanmış bulunuyorlar" (Service, R F, "Atom-Scale Research Gets Real", Science, 24 Kasım 2000)

Bütün kimyasal tepkimeler ve bu tepkimelerin doğurduğu tüm sonuçlar atomdaki bu tasarımın belirlediği kriterler çerçevesinde gerçekleşir Mesela siz bu satırları okurken beyninizde pek çok kimyasal işlem oluyor ve bu işlemlerdeki atomlar üstün bir tasarıma sahip olduğu için herşey yolunda gidiyor ve siz bu satırları görüp, okuyor ve içindekileri anlayabiliyorsunuz İşin dikkat çekici olan yönü görmenizi sağlayan kimyasal tepkimeler olmasına rağmen sizin bu tepkimeleri asla görememeniz Ancak elbette ki görülebilen bazı tepkimeler de vardır: Bir bardak demli çaya bir dilim limon koyduğunuzda çayın rengi açılır Kibriti çaktığınızda bir tahta parçası alev alev yanar ve kömüre dönüşür Bunların tümü birer kimyasal tepkimedir Soğuk günlerde ısınmamızı sağlayan da tonlarca ağırlıktaki roketlerin uzayda ilerlemesini sağlayan da atomlardaki tasarımdır

Acaba şimdikinden farklı yapıdaki atomlardan oluşmuş bir evren nasıl olurdu? Kitapları çevrilen Rus bilim yazarları L Vlasov & D Trifonov'un Türkçeye "107 Kimya Öyküsü" adıyla çevrilen kitaplarında böyle bir evreni şöyle anlatırlar:

"Oksijenle hidrojen her karıştırıldığında hemen su buharı oluşsun Bir demir plaka havayla temas ettiğinde üzeri hemen kırmızımsı kahverengi pasla kaplansın ve birkaç dakika sonra, katı parlak metal yumuşak bir toza, demir okside dönüşsün

Dünyadaki tüm kimyasal tepkimeler bir nefeslik sürede gerçekleşsin Taşıdıkları enerjiden bağımsız olarak tüm moleküller birbirleriyle tepkimeye girsinler İki molekül arasındaki her çarpışma onların kimyasal birleşmesi ile son bulsun

Bu durumda tüm metaller yeryüzünden yok olurlardı, çünkü oksitlenirlerdi Canlı hücreleri oluşturanlar da dahil, tüm karmaşık organik maddeler basit ama daha kararlı bileşiklere dönüşürlerdi

Tuhaf bir dünya olurdu Yaşamsız bir dünya, kimyasız bir dünya, kimyasal tepkimelere girmek için hiçbir eğilim duymayan çok kararlı maddelerin düşsel dünyası

Neyse ki, böyle bir karabasan bizi korkutmuyor Bu tür evrensel bir 'kimyasal felaketin' yolunu kesen büyülü bir engel vardır" (107 Kimya Öyküsü, L Vlasov & D Trifonov, Tübitak Yayınları, 16 Basım, Ankara, Haziran 2001, s93)

Evrenin her yerinde tek bir atomu dahi başıboş bırakmayan bir akıl ve irade sahibinin müdahalesi görülür Bu şekilde yukarıda örneklendirdiğimiz türden bir tasarım eksikliğinin oluşmasını ve bunun felaket ile sonuçlanmasını engelleyen tek bir güç vardır, o da gücün ve kudretin tümünü Kendisi'nde barındıran Allah'tır Allah dilediği anda dilediği yerde kudretini tecelli ettirmektedir En küçük atomundan uçsuz bucaksız galaksilere kadar tüm evren Allah'ın dilemesi ve her an ayakta tutması ile varlığını sürdürmektedir

"O Allah ki, Yaratan'dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir En güzel isimler O'nundur Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir O, Aziz, Hakim'dir" (Haşr Suresi, 24)

ABD'de dünyanın saygın üniversitelerinden MIT'de moleküler biyoloji ve Kuantum fiziği doktorası yapmış olan bilim adamı Prof Gerald Schroeder, evrene hakim olan kusursuz düzenliliğin Bir olan Allah'ın eseri olduğunu şu cümlelerle açıklıyor:

"Ebedi ve ezeli olan Bir'dir dendiğinde bunun ardından iki, üç ve dördün geldiği "bir" sanmayın Burada bundan çok daha derinlikli bir şeyden bahsedilmektedir Burada bahsi geçen birlik, fiziksel olan tarafından idrak edilen sonsuz metafiziksel gerçekliktir, tamamen kapsayıcı ve evrensel olan birliktir

Herşey, istisnasız herşey, sonsuz bir birliğin, fizik ötesi aynı anda her yerde mevcut olan birliğin tezahürüdür Bu birliğe dokunduğunuz zaman, sizin ve tüm yaradılışın içinde yer aldığı mucizeyi idrak ve tecrübe edersiniz Bu vecd hali tüm varlığınıza yayıldığında bilinç düzeyiniz bireysel farkındalık boyutundan uzaklaşır ve sınırlı fiziksel gerçeklikle evrensel metafiziksel gerçeklik arasındaki uçurumu yok eder" (Tanrı'nın Saklı Yüzü, Gerçekle Buluşan Bilim, Gerald L Schroeder, Gelenek Yayıncılık, İstanbul, Nisan 2003, s 23)

"De ki: O Allah, Bir'dir Allah, Samed'dir (herşey O'na muhtaçtır, Daim'dir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır) O, doğurmamıştır ve doğrulmamıştır Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir" (İhlas Suresi, 1-4)

alıntıdır


Alıntı Yaparak Cevapla