Prof. Dr. Sinsi
|
Kuzey Kafkas Cumhuriyetleri
KUZEY OSETYA CUMHURİYETİ
Yüzölçümü
Kuzey Osetya 8000 km2
Başkent Vladıkavkaz
*****hurıyetın 6 kasaba ve 7 beldesı vardır
Güney Osetya 3900 km2
Başkent Tshınvalı
*****hurıyetın 1 kasaba ve 4 yerleşım bırımı vardır
Nüfus
Kuzey Osetya yaklaşık 750 000
Güney Osetya yaklaşık 130 000
Sanayı
Kurşun ve &ccedıl;ınko hammaddelerının ışlenmesı, makıne üretımı ve madencılık, kereste, el dokumacılığı, halıcılık, gıda ve dığer hafıf endüstrıler (Söz konusu sanayı her ıkı bölgede de vardır Benzer alanlarda faalıyet gösterılmektedır)
Tarım
&Ccedıl;oğunlukla tahıl &ccedıl;ıft&ccedıl;ılığı (mısır, buğday, arpa), şeker kamışı, meyve ve sebze yetıştırıcılığı, süt, süt ürünlerı ve sığır besıcılığı (Güney bölgesınde ağırlıklı olarak tahıl &ccedıl;ıft&ccedıl;ılığı ve koyun besıcılığı yapılmaktadır)
Dıl
Ulusal dıl Oset&ccedıl;e’dır (Asetınce) İran dıllerının kuzey-doğu grubuna bağlıdır ve bır İskıt-Sarmatıan dılı olan Alanca’nın gelışmesını temsıl eder İkı leh&ccedıl;e grubu vardır, İron ve Dıgor Dıgor leh&ccedıl;esı daha eskıdır ve yalnız Kuzey Osetya’nın kuzey ve batı bölümlerınde bır ka&ccedıl; yerde konuşulur İkı leh&ccedıl;e arasında hem fonetık, hem morfolojık ayrılıklar vardır
1920 ve 1930’larda her ıkısıde yazın dılı olarak kullanılıyordu ancak sonra Dıgor leh&ccedıl;esı terkedıldı Günümüzde Dıgor leh&ccedıl;esının yazılı şeklı yoktur
Asetın dılı üzerıne yazılan ılk yapıt 1844'te St Petersburg'da yayınlanan A Şegren'ın Ossetıan Grammar'ıydı Bunu Rus dılbılımcı V F Mıller'ın 19 ve 20 yüzyıl başlarındakı bır &ccedıl;ok önemlı &ccedıl;alışması ızledı Sovyet dönemınde de Oset dılı araştırma konusu oldu bunların en önemlısı V ı Abaev tarafından yürütülen &ccedıl;alışmalardır
Yönetım, hukuk ve dığer resmı prosedürlerde Rus&ccedıl;a kullanılır ancak teorık olarak gerekırse Oset&ccedıl;e'de kullanılabılmektedır
Eğıtım
1958'de bazı okullarda 1-4 sınıflarda Oset&ccedıl;e eğıtım dılı olarak kullanılmaktaydı 1972’de hı&ccedıl; bır eğıtım düzeyınde Oset&ccedıl;e kullanılmaz olmuştur Yalnız 1-10 sınıflarda se&ccedıl;melı ders olarak okutulmaktadır Güney Osetya’dakı durum hakkında pek fazla bılgı olmamakla bırlıkte büyük olasılıkla 1 4 sınıflarda yerlı dılde, dığer sınıflarda ıse Rus&ccedıl;a eğıtım verılmektedır
Kuzey Osetya’da madencılık, metalürjı ve tıp ünıversıtelerı ıle enstıtülerı; Güney Osetya’da ıse bır pedagojı enstıtüsü bulunuyor Bu kuruluşlarda pedagojı enstıtüsü dışında Oset dılınde eğıtım verılmıyor
Kuzey Osetya’da Oset dılınde radyo ve televızyon yayınları, gazete ve sürelı yayınlar bulunmaktadır İlk önemlı gazete 1923'te Rastdzınad (gr&ccedıl;ek) &ccedıl;ıktı Güney Osetya’da ıse ılk yerel gazete 1924'te &ccedıl;ıktı Soveton İrıston (Sovyet Osetya) Kuzey Osetya’da sürelı yayınlardan bırı olan Ma&ccedıl; Dug (Bızım Dönem)1934'te &ccedıl;ıkmaya başladı
İlk Oset sürelı yayını 1906-1912 yılları arasında &ccedıl;ıktı İlk &ccedıl;ıkan İron gazetesının 1917’de yenıden yayınlanma gırışımı dışında dığerlerının yayın yaşamı kısa sürdü Oset basını asıl yayına ı&ccedıl; savaşın bıtımınden sonra başladı Dıgor basını ıse 1930’larda kayboldu 90’lı yılların başlarında yaklaşık 150 000 kıtap yayınlanmıştır Ancak 1930 yılından sonra Dıgor leh&ccedıl;esınde hı&ccedıl; kıtap basılmadı
Harfler ve alfabeler
Oset dılınde ılk yapıt olarak 10 yüzyılda Yunan karakterlerı ıle yazılmış Alan dılındekı Zelen&ccedıl;uk yazıtı kabul edılır Alan/Oset dılının Yunan alfabesı ıle yazılmasının bundan sonra devam etmedığı kabul edılırı Zıra bundan sonra hı&ccedıl; bır örnek bulunabılmış değıldır Oset dılınde yazı gırışımlerı 18 ve 19 yüzyılda Rus ve Gürcü mısyonerlerı tarafından yapılmıştır 19 yüzyıl ortalarında A Şegren Kırıl alfabesınden esınlenerek Oset&ccedıl;e ı&ccedıl;ınde bır alfabe oluşturdu ve F Mıller'ın yaptığı bazı değışıklıklerle bu alfabe Rus devrımıne kadar kullanıldı
19 yüzyıl ortaları, 1923 Kırıl harflerı
1923-1938 Latın harflerı
1938 Kırıl harflerı (Kuzey Osetya ı&ccedıl;ın)
1938-1954 Gürcü harflerı (Güney Osetya ı&ccedıl;ın)
1954 Kırıl harflerı bütün Osetler ı&ccedıl;ın
Dın
Osetler Ortodoks Hırıstıyan'dır
Nüfus ve Dağılımı
Nüfusun %55 2’sı Kuzey Osetyada, %12’sı Güney Osetya’da, %17’sı Gürcıstan’ın dığer bölgelerınde, %18’ı Kabardey-Balkar'da, %1 2’sı Tacıkıstan’da, %11’ı ıse eskı SSCB’nın dığer bölgelerınde yerleşık bulunmaktadır
Etnık kompozısyon Kuzey Osetya:
% 55 3 Oset ,
% 20 İnguş,
% 30 Rus,
% 2 Ukraynalı,
% 9 8 dığerlerı
Güney Osetya;
% 65 7 Osetler,
%28 Gürcüler,
% 4 7 dığerlerı)
Kent, kırsal kesım dağılımı
Kentler:
Kuzel Osetya
Osetler % 39 8,
İnguşlar % 1 8,
Ruslar % 45 2,
Ukraynalılar % 1 7,
dığerlerı % 10 9
Güney Osetya
Osetler %69 4,
Gürcüler % 18 1,
dığerlerı % 12 6
Köyler:
Kuzey Osetya
Osetler % 65 0,
İnguşlar 11 8,
Ruslar 21 0,
Ukraynalılar 0 3,
dığerlerı 7 3
Güney Osetya
Osetler % 64 8,
Gürcüler 34 2,
dığerlerı % 1 0
Okuma yazma oranı
Bu konuda yenı dönemı yansıtan kesın rakamlar olmamakla bırlıkte okuma yazma oranı %99’dur (1970 sayımlarına göre her 1000 kışıden 52'sı yüksekokul, 509'u lıse, 253'ü ılkokul mezunudur (Güney osetya ı&ccedıl;ın: her 1000 kışıden 62'sı yüksekokul , 445'sı lıse ve 267'sı ılkokul mezunudur
Sovyet ıktıdarının son dönemındekı bır sayıma göre Anadılını Oset&ccedıl olarak kabul eden Osetlerın sayısı %88 2, Rus&ccedıl’yı ıyı bılenlerın sayısı ıse % 64 9 dur
DAĞISTAN CUMHURİYETİ
Dağıstan Kafkasya''nın kuzeydoğusunda, Hazar Denizi''nin kuzeybatı sahilinde yer almaktadır Dağınık halde yaşamakta olan Dağlılar, 20 Ocak 1921''de bağımsız bir devlet yönetimi altında toplanmış, ancak bu devlet kısa bir süre sonra Bolşevizm tarafından yıkılmıştır
Dağıstan''da otuzu aşkın halk yaşamakta; ülkede, bunların sayısından daha fazla, hatta yüzlerle ifade edilen sayıda dil konuşulmaktadır Anlaşma dili olarak ise ülke genelinde Rusça kullanılır Dağıstan''da nüfusun yaklaşık bir çeyreğini teşkil eden Kumuk, Nogay ve Azeriler başta olmak üzere Türk kökenli kavimler, Dağlı diğer kavimlerle sosyo-kültürel bakımdan bütünleşmiş bulunmaktadır Nüfusun 1 milyon 210 bini (%58) dağ ve köylerde, 870 bini de (%42) şehirlerde yaşamaktadır
Dağıstan, bir dağlar ülkesidir Avrupa''nın Güneydoğu ucundaki bu küçük ülkenin doğu sınırları boyunca Hazar (Kaspi) Denizi uzanır Batısında Çeçenistan Cumhuriyeti yer alır Kuzeyindeki Rusya ile sınırlarını Kuma nehri belirler Ülkeyi sulayan sayısız ırmaklardan bazıları Terek, Samur, Sulak, Kurak vb dir
İklimi karasal sayılabilir Yazları sıcak ve kuraktır Temmuz ayında sıcaklık 23 derece civarındadır Dağlarda yaz geceleri bile oldukça soğuktur
Dağlık bölgenin bitki örtüsü yüksek tepelerde çam ve huş ağacından, kanyon ve vadilerde ise yaprak döken ağaçlı ormanlardan oluşur Ağaç sınırının üzerinde Alp çayırları bulunur Hazar denizi sahillerinde genellikle tuzlu bataklıklar ve yer yer kumsallar bulunmaktadır Ülkenin Rusya sınırına yakın bölgesi yarı çöl yarı bozkır özellikleri gösterir
Tarih boyunca çeşitli ulusların göç yolları üzerinde bulunan Dağıstan önemli bir geçit yeri olması sebebiyle muhtelif sebeplerle yurtlarını terk eden insanların bir kısmı buraya yerleşmiş, böylece ülke nüfusunun çeşitlenmesini sağlamışlardır 1897''de Çarlık Rusya''nın bir vilayeti durumunda iken 571 bin nüfusa sahip olan, 1926''da 1 milyon 300 bin nüfusa ulaşan Dağıstan''ın 1916 yılı sayımına göre nüfusu 81 ayrı ulustan oluşuyordu Bunlardan 32''si Dağıstan''ın yerli halkıydı Yani diyebiliriz ki Dağıstan büyüklüğüne kıyasla dünyanın en çok etnik nüfusuna sahip bölgedir Dağıstan nüfusunu oluşturan bu etnik grupların çoğunluğu Kafkas, Türk ve İranlıdır Yerli 32 halk içinde 11''i nüfusça diğerlerinden üstündür: Avarlar, Kumuklar, Darginler, Lezgiler, Laklar, Tabasaranlar, Nogaylar, Rutullar, Sakurlar, Agullar ve Tatlar
Etnik grupların nüfusa oranları şu şekilde açıklanabilir: Avarlar-500 bin(%25 7), Darginler-247 bin, Kumuklar-240 bin, Lezgiler-190 bin, Tabasaranlar-85 bin, Laklar-84 bin, Nogaylar-70 bin, Çeçenler-60 bin, Rutullar-20 bin, Agullar-10 bin, Tatlar-10 bin, Sakurlar-7 bin, Ruslar-250 bin Tatça konuşan Yahudiler ve Ermeniler nüfusun kalanını oluşturur Müslüman olmayan son dört etnik grup nüfusun %15''ini teşkil etmektedir
Dağıstan, 7 yüzyılda Emeviler döneminde İslamiyet''i tanımıştır İmam Şamil''in Ruslar''a karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşı ile 1990''larda cereyan eden Azeri-Lezgi anlaşmazlığı örneğinde olduğu gibi, din birliği en zor anlarda Dağıstan halklarını bir araya getirmeye yetmiştir Dağıstan nüfusunun çoğunluğu Sünni Müslüman''dır Komünizmin dini kurumları henüz yıkmaya başlamadığı 1928 yılında 810 medrese ve camilere bağlı 400 okul bulunmaktaydı Çar ordularının 19 yüzyılın başlarında Dağıstan''a yaptığı hücumlara tek başına karşı koyamayan hanlık ve beyliklere karşılık; Gazi Muhammed, Hamzat Bek ve İmam Şamil gibi din adamları Ruslara karşı başarıyla karşı koymuşlar; Dağıstan, Çeçenistan ve Batı Kafkasya halklarını açtıkları İslam
bayrağı altında bir dönem toplamayı başarmışlardır
Bunun yanı sıra geçmişten günümüze gelen geleneksel el sanatları; süs eşya yapımcılığı, silah yapımcılığı, kama ve kılıç kabza ve kıllıf süslemeciliği, bayan takı eşyaları yapımcılığı, at takımları süslemeciliği alanında Dağıstan zanaatkarlarının büyük bir ünü vardır Tarihte Dağıstan en iyi silahların yapıldığı, en iyi süslemelerin bulunabileceği bir yer konumundaydı Günümüzde hızla yokolması ile birlikte halen bu alanda faliyet gösteren insanlar mevcuttur Dağıstan''da taş heykelciliği, demircilik ve halıcılık geleneksel el sanatları arasındadır Tabasaranlar dokudukları halı ve kilimlerle dünyaca ünlüdürler Petrol ve doğalgaz yönünden zengin topraklara sahip Dağıstan''da kömür cevheri, azrak metal ve demir içermeyen metal yatakları da vardır Diğer önemli sanayiler makine yapımı, inşaat malzemeleri yapımı, kereste işleme, cam, şarap ve gıda işleme alanlarındandır Ülke ekonomisinde Hazar Denizinde balık ve havyar üretimi de önemli yer tutar
Eğitim ve öğretim ilk üç yıl mahalli dillerde, üçüncü sınıftan itibaren Rusça yapılmaktadır Ülkenin her yerinde kullanma serbestisi olan on bir dilden dokuzunda kitaplar basılabilmekte ve radyo yayını yapılmaktadır Başlıca endüstri kaynakları petrol, doğalgaz ve kömür olan Dağıstan''da petrol ve gaz sondaj makineleri üretimi, gıda ve hafif endüstriler ile hububat tarımı ve hayvan besiciliği yoğun olarak yapılmaktadır
Dağıstan''ın doğu sınırlarını kuşatan Hazar (Kaspi) Denizi sahilleri geniş kumsallara sahip olması nedeniyle, su sporları bakımından potansiyel oluşturmaktadır Ayrıca yılın 12 ayı zirveleri karla kaplı dağlar dağcılık ve kayak turizmini olası kılmaktadır
KABERDEY-BALKAR(Malkar) CUMHURİYETİ
Kuzey Kafkasya'da , Büyük Kafkas sıradağlarının kuzey eteklerinde Rusya Federasyonu'na bağlı özerk bir cumhuriyettir Kuzeyinde Rusya federasyonu, doğusunda Kuzey Osetya, güneyinde Gürcistan, batısında Karaçay-Çerkes Cumhuriyetleri yer almaktadır
Kuzey Kafkasya'da yaşayan Türk unsurunun en önemli bölümü olan Karaçay ve Malkarlılar'ı birbirinden ayırmak mümkün değildir Karaçay ve Malkarlılar'ın esas unsurunu, Bulgar Türkleri, Hazarlar ve Kıpçak Türkleri meydana getirmiştir Türkler'in Orta Asya'dan başlayan Büyük Göçleri sırasında İdil boylarına oradan Kuzey Kafkasya'ya gelen bu Türkler yüzyıllar boyu bölgede büyük imparatorluklar kurmuş, bir kısmı bölgeye yerleşirken diğer bir kısmı ise Balkanlar ve Avrupa içlerine doğru gitmişlerdir Bölgede kalan Hun, Bulgar, Hazar, Kıpçak, Avar ve Peçenek Türkleri'nin bugünkü Kafkas Türkleri'nin ataları olduğu yapılan tarihî, antropolojik, arkeolojik ve sosyo-linguistik araştırmalarda ortaya çıkmıştır
Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nin yüz ölçümü 12 500 km2dir Büyük Kafkas sıradağlarının orta bölgesini güney sınırları içerisine almaktadır Bunun için güneyi dağlık, kuzeye doğru gidildikçe ovalık bir görünüm arz etmektedir Büyük Kafkas sıradağlarının en yüksek tepesi olan Elbruz (Kabartayca 'Oşhamafe',Balkarca 'Mingi Tav')dağı Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti ile hudut teşkil etmektedir 5 633m yüksekliğindeki Elbruz dağı en büyük yükseltidir Bu sıradağlar 3 000 m 'den sonra buzullarla kaplıdır Kuzeye doğru alçalan arazi orta bölgede 1000-3000 m yüksekliğinde yaylalara, daha kuzeyde Terek Nehri ve kollarının meydana getirdiği geniş ovalara dönüşmektedir En önemli nehri Terek nehridir Terek nehri Büyük Kafkas sıradağlarının buzulları ile beslenmektedir Malkadere, Guzdelendere, Baksav-dere, Cbeyan dere, Çerek dere hep bu buzullardan beslenmektedir
Cumhuriyetin nüfusu 1969'da 674 000'di 2002'de 901 494, 2005'te biraz düşmüştür:898 900 2002'de nüfusun % 56 6'sı (510 346) kentli,% 43 4'ü (478 774) köylü idi Yine nüfusun % 46 9'u erkek (422 720),% 53 1' de (478 774) kadın idi Kabardey-Balkar ekonomisinin temelini sanayi sektörü oluşturmaktadır
GSMH'nin % 60'ından fazlasını sanayi sektörü oluşturur Ağır sanayi, elektrik enerjisi üretimi ve metalurji önemlidir Makine yapımı da gelişmiştir Bu cumhuriyette tarım gelişmiştir Kabardey düzlüğünde buğday, mısır, darı ve ayçiçeği yetiştirilir Dağların eteklerinde de sebze ve meyve ve üzüm yetiştirilmektedir Ayrıca hayvancılık da yapılmaktadır Dağ köylerinde zengin otlaklar vardır Ülke dağ turizminde ilerlemektedir
Kabardey-Balkarya'da konuşulan dil Kabardeyce (Baksan lehçesi),Rusça ve Balkarca'dır Balkarca va Karaçayca aynı edebiyat dilini kullanır Cumhuriyette Kabartay,Balkar ve Rus dilleri birlikte resmi dil statülerindedir
Cumhuriyette Rusya Federasyonu (RF) örneğinde olduğu gibi yarı parlamenter bir sistem geçerlidir İdari bir başkanlığa ve iki meclisli bir yasama organına sahiptir Başkan yani Prezident halk tarafından seçilir ya da Rusya Federasyonu başkanı tarafından atanır ve Parlamento tarafından da onaylanır Prezident (Devlet Başkanı) dışarıdan bakanlar kurulunu atamaya ve görevden almaya yetkilidir Yasama Meclisi, Cumhuriyet Sovyeti olarak bilinen bir üst kurum ve Temsilciler Sovyeti denilen bir alt kurumdan oluşmaktadır Eski yönetici sınıf, yetkilerin federal hükümet ve komünist parti arasında bölünmesine rağmen kontrolü elinde tutmaktadır
Tarihi
Kuban Irmağı kuzeyindeki düzlülerde,Azak Denizi doğusunda ve Kırım'da yaşamış olan Kabardeyler,Moğol-Tatar baskıları karşısında,13-15 yüzyıllarda şimdiki yerlerine çekilerek Kabardiya'yı oluşturmuşlardır "Pşı" adı verilen derebeylerince yönetilen Kabardeyler,Tatarlar'dan korunmak için 1557'de Rus korumasını benimsediler 1739 Belgrad Antlaşması sonucu,Büyük Kabardey ve Küçük Kabardey ya da Cılahsteney bölgeleri,Rus ve Osmanlı devletleri arasında "tarafsız bölge" statüsü kazandı ve bu bölgelerin bağımsız oldukları her iki devlet tarafından da tanındı
1768-1774 Osmanlı-Savaşı'nda Osmanlıları yenen ve Daryal Geçiti'ni geçip Karadeniz kıyısındaki Poti Kalesi'ne değin ilerlemiş olan Ruslar,1774'te Kabardiya ve Osetya'yı ilhak ettiler Bu arada Osetlerin çoğu Ruslarca Hıristiyanlaştırıldı 25 yıl sonra,1799'da ve özellikle 1804 yılından başlamak üzere,Rus kolonizasyon politikalarının yoğunlaştırılması,özellikle bazı derebeylerinin topraklarına el konulması,buralarda Rus askeri kale ve karakollarının kurulmaya ve Kazak nüfusun getirilip buralara yerleştirilmeye başlanması üzerine, Rus-Kabardey ilişkileri gerginleşti
1822-25 yıllarına değin süren Kabartay başkaldırıları,sonunda, sert bir biçimde bastırıldı Artan baskılar nedeniyle nüfusun önemli bir kesimi Batı Çerkesya'ya ya da Adigey'e göç etti Bunlara "Kuban Kabartayları" (Kabartayca: Hajret Qeberdey) denmektedir (Bunların kalıntıları halen Adigey'de 4 köy oluşturmaktadır: Vılap,Koşhabl,Leşepsın ya da Blaçepsın ve Fedz ya da Hodz) Bazı Kabartay grupları da doğudaki Çeçenya ve Dağıstan'a göç ettiler Bu ayaklanma ve bölgeden ayrılmalar sonucu 200 000 dolayında olduğu söylenen bölge nüfusunun 30-35 bine düştüğü yazılmaktadır (bk Ali Kasumov-Hasan Kasumov,"Çerkes Soykırımı",Ankara,1995,s 20)
Kabartaylarla aynı sıralarda,Kabartayların güneyine yerleşmiş olmaları gereken Balkarlar ise, uzun bir süre,Rus istilasına direnmiş,Ruslar Balkarlara ancak 1827'de boyun eğdirmişlerdir Rus yönetimi,1860'larda hem Müslüman nüfusu azaltmak ve hem de batıdaki 1864 Adige sürgünü olayına yönelik olası tepkileri azaltmak,bu sürgün olayını sıradan bir göç olayı imiş gibi geçiştirmek için,Osmanlılarla bir anlaşma içinde Kabartay ve Kuzey Osetya'dan Müslüman nüfusu,baskı ve entrika ile göç ettirmeye başladı (bk "Jineps",Ocak 2007,s 4)
Göçler 1900'lü yıllara değin ara ara devam etti Kabartaylar,Diaspora'da Kayseri,Tokat,Sıvas,Adana,Mersin,K Maraş,Ankara, Eskişehir,Balıkesir (Bandırma 1 köy) vb illerde,Suriye ve Ürdün'de bulunmaktadırlar
Ocak 1921'de kuruluşu onanan Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'ne (RSFSC) bağlı "Dağlı Özerk SS Cumhuriyeti" içinde Kabartay ve Balkar ulusal okrugları da yer aldılar Bu iki okrug (ilçe),daha sonra ayrılıp birleşerek 16 Ocak 1922'de RSFSC'ye bağlı Kabartay-Balkar Özerk Oblastı'nı (sancak) oluşturdu Statü,5 Aralık 1936'da özerk cumhuriyete yükseltildi Özerk cumhuriyet toprakları Temmuz 1942 - Ocak 1943 arası Alman işgaline uğradı 1943'te Cumhuriyetin Balkar bölümü kaldırıldı,Balkar topraklarının bir bölümü Gürcistan SSC'ne bağlandı ve Balkarlardan boşaltılan bu yerlere bir Gürcü topluluğu olan Svanlar yerleştirildi Balkarlar ise,Almanlarla işbirliği yapmak suçlamasıyla topluca Kırgızistan SSC topraklarına sürüldüler 1956'da Balkarların saygınlığı geri verildi ve 9 Ocak 1957'de iki etnik ünvanlı Kabartay-Balkar Özerk SSC yeniden kuruldu,Svanlar da,Gürcistan'a geri gönderildi; Balkarların çoğu kısa bir süre içinde sürgünden döndü
Cumhuriyetteki Balkar nüfusunun seyri:1926:33 197 (% 16 3),1939:40 747 (% 11 3),1959:34 088 (% 8 1),2002:104 951 (% 11 6) Aralık 1991'de SSCB'nin dağılması üzerine Kabartay-Balkar ÖSSC,bir üye cumhuriyet olarak RF içinde kaldı Seçilmiş Devlet Başkanı Valeri K'ok'o (Kokov) sonrası,V Putin tarafından atanan Arsen Kanoko KBC Parlamentosu'nun da onayı ile Eylül 2005'te yeni Devlet Başkanı oldu
Bir başka kaynağa göre ise:
Kuzey Kafkasya'da Kuban Nehri Boylarına yerleşen bu Türkler, 1223 yılında Cengiz Han ordularının taarruzu ile Büyük Kafkas sıradağlarının yüksek zirvelerine çekilerek bugünkü Karaçaylı ve Malkarlılar'ı meydana getirmişlerdir Yapılan araştırmalar Kıpçak Türkleri'nin Karaçay ve Malkar halkının esas unsurunu teşkil ettiğini ortaya çıkarmıştır Başlangıçta Elbruz Dağı'nın doğusunda Bashan, Çerek bölgelerinde Karaçaylılar'la birlikte yaşayan Malkarlar, XVI ncı yüzyılda bölgede Kabar Çerkezleri ile yaptıkları savaş sonrası büyük bir kısmı Elbruz Dağı'nın batısına, Kuban Nehri vadisine göç ederek ana kitleden ayrılmışlardır Başlangıçta birlikte yaşayan iki toplum böylece ikiye ayrılmış, Elbruz Dağının doğusunda yaşayan Türkler'e Bashan vadisinden dolayı Balkarlı, Batısına göç edenlere de bulundukları yer itibariyle Karaçaylı denmiştir Bölgede Karaçaylı Türkler'le bitişik bölgede yaşayan Balkarlı (Malkarlı) ve Karaçaylı Türkler, bu defa da SSCB'nin Türkler'i birbirinden ayırma politikasının kurbanı olmuşlardır Bu iki Türk boyu Ruslar tarafından birbirinden ayrılmaya zorlanarak Balkarlı Türkler Kabardeyler'le, Karaçaylı Türkler ise Çerkesler'le devlet kurmaya zorlanmışlardır Bunun sonucu bölgede iki ayrı devlet ortaya çıkmış, Balkarlılar'ın Kabardeyler'le kurduğu devlet ise muhtar bölge olarak günümüze kadar gelmiştir Kendi aralarında Mezengi, Bezingil, Hulamlı, Çezimli, Baksamlı gibi kollara ayrılan Balkarlılar Müslüman olup, Türk dil grubunun Altay koluna bağlıdırlar Kendilerine Dağlı "Tavlu" da diyen Balkarlılar İkinci Dünya Savaşı'nda Stalin'in kanlı sürgününe tabi tutulmuşlar, sürgün yıllarında binlerce şehit vermişler, 1950'li yıllarda affedilerek ülkelerine dönebilmişlerdir
Sosyal ve Kültürel Hayat
Kabardeyler ve Balkarlar Sünni Müslümandırlar Kabardeylerin ana dili Kafkas Dillerinin Abhaz-Adige grubuna girer Balkarlar Ural-Altay dil ailesinin, Türk kolu olan Kıpçak grubunun bir boyu olan Karaçaylılara çok yakın bir dili konuşurlar İki halk da hemen hemen istisnasız ve ilk dil olarak kendi anadillerini kullanırlar Yetişkin nüfus Rusça'yı da konuşur ve kullanır Kabardey dilinde iki dergi,bir gazete, Balkar dilinde de bir gazete basılmaktadır Kabardeyler 13-15 yüzyıllarda muhtemelen Karaçay ve Balkarlarla aynı sıralarda Kuban Irmağının kuzeyinde,Taman Yarımadası,Azak Denizi doğusu ve kuzeyi ile Kırım'da yaşarlarken,Tatar (en son Kırım Hanlığı) baskıları nedeniyle şimdiki yerlerine çekilmişlerdir Kabardeyler tarım ve hayvancılıkla,Balkarlar ise hayvancılıkla geçinirlerdi Kabardeyler 1774'te,Balkarlar ise 1827'de Rus yönetimi altına girdiler Ancak,Ruslar feodal yapıya dokunmadılar Derebeylerinin (Kabardey "pşı",Balkar "tavbıy") geniş arazileri,köyleri,büyük hayvan sürüleri,kalabalık köleleri (Kabardey "pşıtl",Balkar "kul") vardı Derebeylik düzeni ve kölelik (serflik) Rusya'da 1861'de kaldırıldı,ama Kafkasya'nın çoğu yerinde 1868-1869 yıllarına değin sürdü ve ancak o tarihlerde kaldırıldı,ama özgürlüğe kavuşan eski kölelere devletçe toprak verilmedi Bu da yoksul köylü ve eski kölelerin toprak taleplerinin karşılanacağı umuduyla 1917 devrimini desteklemelerini kolaylaştırdı
19 yüzyılda başlayan modern değişimler,beraberinde kültürel alanda da gelişmelere yol açtı Kabardey ve Balkar aydınları belirmeye başladı Ocak 1922'de RSFSC'ne bağlı Kabardey-Balkar Özerk Oblastı'nın (il) kurulmasıyla resmen yazılı yaşama geçildi İlkin Arap alfabesi,1924'te Latin alfabesi,1936'da da şimdiki Kiril (Rus) alfabesi kabul edildi Kısa bir dönemde,sırasıyla üç alfabe değiştirilmiş olması,1960 yılından 1990 yılına değin Büyük Ülkü programı kapsamında Ruslaştırma politikalarının uygulanmış olması sonucu,din,gelenek ve ulusal adlardan bir kopuş süreci yaşandı Kabardey ve Balkarların kendi dillerinde söyledikleri Nartlar destanı ünlüdür Destan,masal,menkıbe,şarkı ve öykü biçimlerindeki halk söylentileri çoktur Bunların önemli bir bölümü kayıt altına alınmış ve yayınlanmıştır Bu söylentiler,Kabardeyler arasında "geguak'o-vısak'o kuph'er" adı verilen şarkıcı ve çalgıcılardan oluşan gezici topluluklar tarafından yaşatılmış ve günümüze getirilmiştir Bu topluluk üyeleri çok saygınlanırdı İlk Kabardey yazar Şore Negume'dir (1794-1844),Rusça olarak,el yazması ilk "Adıge Grameri" ile "Adıge Halkının Tarihi" adlı yapıtları bıraktı Daha sonra halk ozanı Beçmırze Paşe (1854-936),Ali Şogentsuk (1900-1941)yetişti A Şogentsuk'un "Kambot ile Latse" adlı manzum romanı ünlüdür Bunları Alim Kişoko,Betal Kuaş,Askerbıy Şorten gibi şair ve yazarlar izledi Zavır Nalo ve Zıramuk Kardenguş da Nart destanı parçalarının derlenmesinde ve eleştiri alanlarında çalıştılar Balkar edebiyatının ünlü kişileri arasında 1945'te Orta Asya'da sürgünde ölen ve ölümüne değin halkına moral veren Kazım Meçiyev (1859-1945)ile şair Kaysın Kuliyev (1917-1985) sayılabilir
Kabardeyce ve Balkarca,resmi diller olarak,Rusça yanında ilk ve orta dereceli okullarda,dil ve edebiyat dersleri ile sınırlanmış olarak okutulmakta,Nalçik'teki Kabardey-Balkar Devlet Üniversitesi'nde incelenmekte ve öğretilmektedir Ancak,politik bir değişiklik olarak, 2007-2008 eğitim-öğretim yılında bir pilot uygulama olarak,Kabartayca ve Balkarcanın 20 kadar okulun birinci sınıflarında okutulması,4 eğitim yılı sonunda bütünüyle anadili eğitimi geçiş sürecinin tamamlanması kararı alınmıştır Nalçik'te,ayrıca çok sayıda kültürel kurum ve kuruluşlar da bulunmaktadır
|