Prof. Dr. Sinsi
|
Bulgaristan Türkiye Sınırları
Bulgaristan türkiye sınırları
Türkiye-Yunanistan karasuları sınırı, Akdeniz'de Mets adası önlerinden baslar Akdeniz'de Tütkiye-Yunanislan karasuları sınırı Meisten sonra Öniki Adalar dışta kalacak şekildedir Meis adasının Türkiye kıyılarına uzaklığı 3 km den daha azdır
Türkiye bu kesimde, bir karasuları sınırı varlığını kabul edemez Çünkü, adaların minimum 3 millik karasulan hakkı olduğu kabul edilirse; Türk gemilerine Meis adası ile Teke yöresi arasındaki geçiş hakkı, kendiliğiden kapanmış olur Türkiye'nin güneybatı kıyılarını denizden kuşatan adalar topluluğu (On iki ada), 1911 Trablusgarp Savaşı'na kadar Osmanlı Devletine bağlı idi Savaşta İtalya'nın işgaline uğrayan adalar, 1946'ya kadar bu statüyü korudu Ancak II Dünya Savaş'ından yenik çıkan italya bu adaları 1947'de boşaltınca, Rum nüfus varlığını gerekçe gösteren Yunanistan Türkiye'nin aktif bir politika izlememesinden de yararlanarak adaları ülkesine katmıştır
Ege denizindeki Oniki adalardan sonraki Türkiye-Yunanistan karasuları sınırı, Lozan Anlaşmasına göre belirlenmiştir Bu anlaşmaya göre kuzey Ege'deki Gökçeada ve Bozcaada ile Türkiye kıyılarına 3 mil (5 56 km) kadar uzaklıkta bulunan adalar, Türkiye'ye bırakılmıştır Orta Ege adaları kıyılarımıza çok yakın olup, stratejik açıdan büyük önem taşırlar Örneğin Dilek yarımadası ile Yunanistan'ın Sisam adası arasındaki Darboğaz'ın genişliği 1 7 km dir
Yunanistan ile kara sınırımız, Meriç ırmağının ağız kısmından başlar Irmak yatağını izleyen sınırı, Türkiye-Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarının kesişme noktasında, Kapıkule Gümrük kapısının hemen yakınında son bulur Lozan Barış Anlaşması'na göre bugünkü şeklini almış olup, 212 km lik bir uzunluğa sahiptir Karşılıklı geçişleri güçleştiren tek engel, Meriç ırmağıdır Ancak yine de, yapay ve siyasî bir sınırdır
Sınır boyunda iki ülke arasında yer alan gümrük kapıları ve geçiş güzergâhları vardır

Bunlar:
ipsala ve Karaağaç gümrük kapılarıdır
Türkiye-Yunanistan kara ve karasuları sınırlarının, Türkiye aleyhine belirlenmiş olması nedeniyle, bu ülke ile aramızdaki sorunlar henüz çözümlenmiş değildir Sorunların bazıları, tesbit edilmiş olan sınırların Türkiye aleyhine dengesiz olması ve Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı izlediği düşmanca politika ile ilgilidir Bunları, kısaca şöyle özetlemek mümkündür:
Yaklaşık 400 yıl kadar Türk yönetiminde kalan Yunan halkı, 1829 Edirne Andlaşmasıyla bağımsızlığına kavuşmuştur Yunanistan daha sonra, her fırsatta Osmanlı Devleti'nden arazi alarak sınırlarını Meriç'e kadar getirmiştir
Lozan Anlaşmasıyla bu statü kabul edilmiş olmasına rağmen, Batı Trakya topraklan, etnik açıdan bir Türk bölgesidir Bu topraklarda, 1990'da 150 000 Türk nüfusu yaşamaktaydı Ancak Yunan yönetimi, Türklere zaman zaman çeşitli bahanelerle baskı yapmaktadır Oysa, Batı Trakya Türklerine karşılık olarak istanbul'da kalan Rumlar, gayet rahat yaşar Sayısı 100 bini bulan bu toplum, istanbul'un üst gelir grubunu oluşturur
Yunanistan, gençliğini Megalo idea (Büyük gaye) gibi, boş bir hayalle yetiştirmektedir Bu düşünce, eski Helen imparatorluğu'nu diriltme idealine dayanır Megalo ideaya göre, Ege ve Marmara bölgeleri ile istanbul ele geçirilecek ve istanbul, Büyük Yunanistan'ın başkenti olacaktır Bu görüş, zaman zaman Yunan yöneticileri tarafından da dile getirilmektedir
Dış politikada örneğin Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve NATO platformlarında Yunanistan, her zaman Türkiye'nin karşısında yer almış ve almaktadır Gerek devlet kurumları ve gerekse siyasal ilişkiler açısından Türkiye, Batı'lı bir ülkedir Ancak eski Helen uygarlığının etkisinde kalan Batı ülkeleri, Yunanistan'a sempati duymakta ve onu desteklemektedirler Bu da Türk-Yunan sorunlarının çözümünü güçleştirmektedir
Bu siyasal sorunlar yanında, Türk Yunan dostluğunu sadece temenni olarak bırakacak, fiili sorunlar da vardır Batı Trakya Türklerine yapılan baskı, Ege kıta sahanlığı ve FIR hattı sorunu, bunların başında gelir Yunanistan, 1974 Kıbrıs Barış hareketini bahane ederek Türk uçaklarına Ege semalarını kapatmıştır Öte yandan ""Adaların da kara suları vardır"" tezini ileri sürerek Ege adalarına 12 millik kara suları hakkı istemekte ancak Türkiye, bunun 6 milden fazla olmasını kabul etmemektedir Her iki şekilde de adaların kıyılarımıza çok yakın olması nedeniyle, Ege'nin büyük ölçüde Türk deniz ulaşımına kapanması anlamına gelir Bu ülkenin zaten amacı Ege denizini Türkiye'ye kapıyıp bir Yunan denizi durumuna getirmek ve Dünya milletlerine bu oldu bitliyi onaylatarak yasal bir statüye bağlamaktır Lozan Anlaşması'na aykırı olarak Rodos, Midilli, Sisam, Sakız gibi anadolu kıyılarına yakın olan büyükçe adalar Yunanistan tarafından silahlandırılmış ve buralarda askerî hava alanları kurulmuştur Bu durum Türkiye için bir tehdit unsurudur
Görülüyor ki Ege kıyılarımız güvenlik açısından emniyetli bir özellikte değilir Bu durum hem fizikî özelliklerden hem de Yunanistan'ın izlediği yanlış politikadan kaynaklanmaktadır
Bunlar ve benzeri nedenler iki ülke arasında, köklü birtakım sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur
BULGARİSTAN
Meriç Irmağının Türkiye girişinden başlar Uzunluğu 269 km olan bu sınır, 1912-1913 Balkan Savaşı ile belirlenmiş ve Lozon Anlaşmasıyla da onaylanmıştır Sadece siyasî bir sınır olup belirgin doğal engellerden geçmeyen bu sınır, Türkiye için stratejik öneme sahiptir Bulgaristan'dan ülkemize açılan Meriç depresyonu Avrupa ve Orta Doğu arasında Anadolu üzerinden işlemekte olan kara ve demir yollarının giriş çıkış kapısıdır Türkiye'nin en işlek ve en önemli gümrük kapısı olan Kapıkule, bu yolların başında bulunmaktadır Bu sınır üzerinde zaman zaman kaçakçılık ve sığınma amacıyla kaçış olayları meydana gelmektedir
Bulgaristan'dan 1923-1984 yılları arasında 962 000 kişi Türkiye'ye göçtüğü halde Bulgaristan'da 1 5 milyon Türk nüfusu yaşamaktadır Bu nedenle Bulgar yönetiminin Türk nüfusa karşı izlediği politikadaki değişiklikler, iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemektedir 1985 yılı başlarında, uzun yıllardan beri sürdürülen asimilâsyon politikası çok daha belirgin hale gelmiştir Bulgarlaştırma politikası, Türk izi taşıyan her şeyi yok etme noktasına getirilmiştir Hatta Türklerin adları bile Bulgar adlarıyla değiştirilmiştir 1990'da demokratik yönetime geçilen Bulgaristan'da Türk nüfusun hakları kısmen iade edilmiş ve Türkiye-Bulgaristan arasındaki ilişkileri normale dönmüştür
GÜRCİSTAN
276 km olan Türkiye Gürcistan Sınırı Sarp Köyünden başlar Eski bir yerleşme olan bu köy, çizilen sınır nedeniyle ikiye bölünmüştür
Karadeniz kıyılarından hemen sonra, eğimli ve dağlık yerlerden geçen sınır, uzun bir süre dağlar ve platolar üzerinde devam eder Aktaş gölü (Hazapin = Azap) gölünü ikiye böldükten sonra güneye yönelir ve Ardahan Platosu üzerinde bir süre devam ettikten sonra Ermenistan sınırına ulaşır Bu sınır üzerinde Sarp gümrük kapısı bulunmaktadır
|