10-14-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Termessos Antik Şehiri
Bunun arkasında sadece uzun, dar bir oda vardır Burası, görkemli bir şekilde süslenmiş cepheyi kesen beş kapı ile oyunun sahnelendiği podyuma bağlanır Sahnenin altında vahşi hayvanların dövüşe çıkarılmadan önce tutuldukları beş küçük oda vardır Diğer tüm klasik şehirlerde olduğu gibi tiyatronun yaklaşık 100 metre ilerisinde odeon vardır Küçük bir tiyatroyu andıran bu yapı, M Ö birinci yüzyıla kadar uzanabilir Çatı seviyesine kadar oldukça iyi korunmuş olan odeon en iyi kalite yontma taş duvarcılığı örneği sergiler Alt kat sadeyken ve iki kapıyla ayrılmışken, üst kat Dor düzeninde süslenmiş ve kare şeklinde kesilmiş taş bloklardan yapılmıştır Yapının orijinalinde çatısının olduğu kesindir çünkü ışığı doğu ve batı duvarlarındaki 11 geniş pencereden almaktadır 25 metre uzunluğundaki bu çatının binanın üzerinde nasıl durduğu hala belirlenememiştir Günümüzde içi toprak ve moloz dolu olan harabedeki oturma düzeni ya da oturma kapasitesi değerlendirmek pek mümkün değildir Oturma kapasitesi muhtemelen 600-700 kişiden fazla değildi Molozların arasında, renkli mermer parçaları çıkartılmıştır bu da iç duvarların mozaiklerle süslü olabileceğini göstermektedir Bu güzel yapının, bouleuterion ya da konsey odası olarak hizmet vermiş olması da mümkündür
Termessos’ta değişik büyüklüklerde ve çeşitlerde altı tapınak vardır Bunlardan dört tanesi odeonun yanında kutsal olduğu tahmin edilen alanda bulunmuştur Bu tapınaklardan ilki odeonun tam arkasında yer alır ve gerçekten görkemli bir duvarcılık işçiliği sergiler Bu tapınağın şehrin asıl tanrısı Zeus Solymeus’a ait olduğu ileri sürülmektedir Ancak ne yazık ki, geriye 5 metre yüksekliğindeki tapınağın iç duvarlarından başka çok az şey kalmıştır
İkinci tapınak odeonun güneybatı köşesinde uzanır Bu tapınağın cella’sının duvarlarının boyutları 5 50 x 5 50 metredir ve prostylos tarzındadır Halen ayakta duran ve tamamlanmış olan girişte bulunan bir yazıta göre, bu tapınak Artemis’e ithaf edilmiştir ve hem harabe hem de içindeki kült heykel Aurelia Armasta isimli bir kadın ve kocası tarafından kendi gelirleri kullanılarak yaptırılmıştır Girişin diğer tarafında yazılı bir zemin üzerinde bu kadının amcasının heykeli durur Tarzına bakılarak tapınağın tarihinin M S ikinci yüzyılın sonlarına kadar uzandığı söylenebilir
Artemis tapınağının doğusunda Dor tarzı tapınağın kalıntıları vardır Bir kenarda altı veya 11 sütundan oluşan tapınak peripteral tiptedir; boyutlarına göre değerlendirilecek olursa bu tapınak, Termessos’un en büyük tapınağı olmalıdır Rölyeflerden ve yazıtlardan bu tapınağın da Artemis’e ithaf edildiği anlaşılmıştır
Daha ileride doğuda kesilmiş taşlardan yapılan terasın üzerinde küçük bir başka tapınağın kalıntıları vardır Tapınak yüksek bir podyum üzerinde yükselir, ancak hangi tanrıya ithaf edildiği bugün bilinmemektedir Yine de, klasik tapınak mimarisinin genel kurallarına karşı bu tapınağın girişi sağdadır ve bu da tapınağın bir yarı tanrıya ya da kahramana ait olabileceğine işaret eder Bu tapınağın tarihi M S üçüncü yüzyılın başlarına kadar uzanabilir
Diğer iki tapınak Korinth düzenindeki Attalos Stoası’nın yanında yer alır ve prostylos tarzındadır Yine bugün halen bilinmeyen tanrılara ve tanrıçalara ithaf edilen bu tapınaklar, M S ikinci ya da üçüncü yüzyılı işaret ederler
Bu geniş merkezi alanda bulunan tüm resmi ve kült yapılar arasında, en ilginçlerinden biri tipik Roma dönemi evi formundadır Altı metre yüksekliğe ulaşan Batı duvarında bulunan Dor düzenindeki kapı aralığının üzerinde bir yazıt görülebilir Bu yazıtın üzerinde evin sahibinden, şehrin kurucusu olarak övgüyle söz edilir Şüphesiz, bu ev Termessos’u kuranın değildi Belki bu, şehre fevkalade hizmetler sunan ev sahibine bir ödüldü Bu tür evler genellikle soylu kimselere ve zenginlere ait olurdu Ana giriş, ikinci bir kapıya giden bir salona, bu ikinci kapı da merkezi avluya ya da atrium’a açılır Yağmur sularını tutmak için avlunun ortasında impluvium ya da havuz vardır Atrium, evin bu gibi günlük faaliyetlerinde önemli yer tutardı ve aynı zamanda konuk kabul odası olarak da kullanılırdı Bu yüzden de sık sık gösterişli bir şekilde süslenirdi Evin diğer odaları düzenli bir biçimde atriumun etrafında yer alır
Geniş, dükkanların sıralandığı portico’ları olan bir cadde, şehir boyunca kuzey-güney istikametinde uzanırdı Sütunlar arasındaki boşluklar genellikle, çoğu güreşçilere ait olan başarılı sporcuların heykelleriyle doldurulmuştur Bu heykellerin yazılı kaideleri hala yerlerindedir ve bu yazıları okuyarak bu caddenin eski ihtişamını yeniden canlandırılabiliriz
Şehrin güneyi, batısı ve kuzeyinde çoğu şehir duvarları içerisinde olan, kayaya oyulmuş mezar taşları bulunan geniş mezarlar vardır ve bunlardan bir tanesinin Alcetas’a ait olduğu düşünülmektedir Ne yazık ki, mezar hazine avcıları tarafından yağmalanmıştır Mezarın içerisinde kline’nın arkasında sütunların arasında bir çeşit kafes oyulmuştur ve bunun yukarısında muhtemelen süslenmiş bir friz vardı Mezarın kalan kısmı M Ö dördüncü yüzyıla tarihlendirilebilecek ata binen bir savaşçının betimlemeleriyle bezenmiştir Genç Termessosluların General Alcetas’ın trajik ölümünden ne kadar fazla etkilendikleri ve onun için görkemli bir mezar yaptıkları bilinmektedir ve tarihçi Diodoros, Alcetas’ın Antigonos ile at üzerinde savaştığını kaydeder Çakışan bu olaylar, aslında mezarın Alcetas’a ait olduğuna ve rölyefde betimlenenin de o olduğuna işaret eder
Yüzyıllardır şehrin güneybatısında sık ağaçların arasında saklanan lahit, insanı bir anda tarihi törenin derinliklerine götürür Ölüler, kıyafetleri, mücevherleri ve diğer aksesuarlarıyla bu lahitlere konurdu Yoksulların bedenleri, sade taş, kil ya da ahşap lahitlerde yakılırdı Tarihi M S ikinci yüzyıla uzanan bu lahitler, yüksek kaideler üzerinde durur Öte yandan zengin aile mezarlarında, lahitler soyuyla ya da onun yanına gömülme izni olanlarla birlikte ölen kişi için hazırlanmış şatafatlı bir şekilde bezenmiş yapının içine yerleştirilmiştir Böylelikle, kullanım hakkı resmi olarak garanti altına alınmış oluyordu Bu biçimde, belirli bir mezarın tarihi belirlenebilir Ayrıca, lahitlerinin açılmasını engellemek ve mezar soyguncularını korkutmak için tanrıların öfkesini çağıran yazıtlar da bulunabilir Bu yazıtlar aynı zamanda kurallara uymayanlara uygulanan para cezalarını da belirtir 300 ile 100 000 denari arasında değişen bu para cezaları genellikle Zeus Solymeus adına şehir hazinesine ödenirdi ve yasal hükümlerin yerini alırdı
Şu ana kadar Termessos’ta herhangi bir kazıya başlanılmamıştır
|
|
|