Yalnız Mesajı Göster

İsrail-Filistin Sorununun Kökleri

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İsrail-Filistin Sorununun Kökleri




İsrail-Filistin sorununun kökleri

İsrail ve Filistinliler arasındaki mücadele dünyada en uzun süren ve patlamaya en yatkın anlaşmazlıklardan birinden kaynaklanıyor

Anlaşmazlığın kökeni, Akdeniz sahiliyle Şeria Nehri arasındaki bölgede hak iddiasına dayanıyor

Son 100 yıl Filistinlilere sömürgecilik, sürgün, askeri işgal ve onu izleyen kendi kaderini tayin etme hakkı mücadelesi getirdi Kayıpları ve acılarına sebep olarak gördükleri bir ulusla bir arada yaşama yolundaki zorlu arayış da cabası

İsrail'in Yahudileri için ise dünyanın her yanında yüzyıllar süren zulüm ardından atalarının topraklarına geri dönüş, barış ve güvenlik getirmedi Komşularıyla pek çok kez bölgesel savaşlar yaşadılar

1897 - Birinci Siyonizm Kongresi

Birinci Siyonizm Kongresi İsviçre'nin Basel şehrinde toplandı 1896'da gazeteci Theodor Herzl, ''Der Judenstaat'' yani Yahudi Devleti adlı bir kitap yayınlamıştı ve kongrede bu kitaptaki fikirler tartışıldı Herzl, Viyana'da yaşayan bir Yahudi'ydi Yahudiler'in kendi devletini kurmasını savunuyordu Ve özellikle Avrupa'daki Yahudi düşmanlığına karşı bu fikri geliştirmişti

Kongrenin sonunda, Basel Programı yayınlandı Bu belgede, Filistin'de bir Yahudi vatanının kurulması ve Dünya Siyonizm Teşkilatı'nın bu amaca ulaşmak için faaliyete geçirilmesi öngörülüyordu

1897'den önce, çok az sayıda Siyonist göçmen zaten bölgeye gelmeye başlamıştı 1903'e kadar, bunların sayısı 25 bine ulaştı Çoğu da Doğu Avrupa'dan gelmişti Bölgenin yarım milyona yakın Arap sakiniyle birlikte yaşıyorlardı O zamanlar Filistin, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçasıydı 1904 ila 1914 arasında 40 bin kişilik bir ikinci göçmen dalgası geldi Yukarı

1917 - Dengeler değişirken

Birinci Dünya Savaşı sırasında da Filistin ve çevresi Osmanlı idaresindeydi İngiltere'nin desteklediği Arap güçleri Osmanlı hakimiyetine son verene kadar da bu durum sürdü

İngiltere savaşın sonunda, 1918'de bölgeyi işgal etti

25 Nisan 1920'de alınan Milletler Cemiyeti kararıyla, İngiltere'ye, bölgenin manda idaresi için yetki verildi

Bu değişim döneminde üç söz verildi

1916'da Mısır'daki İngiliz idarecisi Sir Henry McMahon, Osmanlı'nın Arap illerinde Araplara bağımsızlık sözü vermişti

Bununla beraber galip devletler Fransa ve İngiltere arasında gizlice imzalanan Sykes-Picot Antlaşması, bölgeyi bu ülkeler arasında ikiye bölüyor, Filistin'de ise uluslararası idare kurulması öngörülüyordu

1917'de, İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour, Filistin'de Yahudi halkları için bir vatan kurulması sözü verdi Bu vaat, Siyonistlerin önderlerinden Lord Rothschild'e gönderilen mektupta yer alıyordu Bu mektup Balfour Deklarasyonu olarak anılıyor | Yukarı

1929-1936 Arapların tepkisi

İngiltere mandası altındaki Filistin'e Siyonist proje kapsamında yüzbinlerce Yahudi göç etti Bu da Arap topluluklarda öfkeye, isyana yol açtı

1922'de İngiltere'nin düzenlediği bir nüfus sayımı, Yahudilerin sayısının, Filistin'deki 750 binlik nüfusun yüzde 11'ine ulaştığını gösteriyordu Bundan sonraki 15 yılda 300 bin Yahudi daha gelecekti

Siyonistlerle Araplar arasındaki düşmanlık, Ağustos 1929'da kanlı çatışmalara dönüştü 133 Yahudi, Filistinliler tarafından öldürüldü İngiltere polisi de 110 Filistinliyi öldürdü

Arapların tepkileri, 1936'da, geniş çaplı uygulanan genel grevle birlikte sivil itaatsizliğe dönüştü Zaten o tarihe kadar, militan Siyonist örgüt Irgun Zvai Leumi, Filistin ile şimdiki Ürdün'ü ''kurtarmak'' amacıyla, Filistinli ve İngilizlere ait hedeflere saldırılar düzenlemekteydi

Temmuz 1937'de İngiltere'de, Hindistan'dan sorumlu eski devlet bakanı Lord Peel'in başkanlığındaki bir Kraliyet Komisyonu, bu bölgeyi Yahudi ve Arap devletleri arasında ikiye bölmeyi önerdi Yahudi devleti, İngiliz mandasındaki Filistin'in üçte birini kaplayacaktı ve Celile Denizi ile sahildeki düzlükleri içine alacaktı

Filistinli ve Arap temsilciler teklifi reddetti Göçün durmasını ve azınlık haklarına saygılı bir üniter devlet kurulmasını istediler Şiddet içeren muhalefet 1938'e kadar sürdü Ta ki, İngiltere'den gönderilen takviye birlikler tarafından bastırılıncaya dek | Yukarı

1947 - Birleşmiş Milletler devrede

Filistin'i 1920'den beri idare eden İngiltere, Siyonist-Arap sorununu çözme sorumluluğunu 1947'de Birleşmiş Milletler'e devretti

Bölge şiddet olaylarıyla sarsılıyordu Yahudiler artık nüfusun üçte birini oluşturuyordu Ama toprakların yüzde 6'sı onların elindeydi Avrupa'daki Nazi zulmünden kaçan yüz binlerce Yahudi'nin buraya ulaşması çözüm arayışını daha da acil hale getirdi İkinci Dünya Savaşı'nda 6 milyon Yahudi öldürülmüştü

BM'nin kurduğu özel komite, bölgeyi Filistin ve Arap devletleri arasında bölmeyi önerdi Arap Yüksek Komitesi diye anılan Filistinli temsilciler, teklifi reddederken, Yahudi temsilciler kabul etti

Paylaşım planı, Filistin'in yüzde 56,47'sini Yahudi devletine, yüzde 43,53'ünü de Arap devletine bırakıyordu Kudüs ise uluslararası bir idare altında olacaktı 29 Kasım 1947'de BM Genel Kurulu'nda 33 ülkenin oyuyla plan onaylandı 13 ülke karşı oy vermiş, 10 ülke de çekimser kalmıştı Filistinlilerin reddettiği plan hiç uygulanmadı

İngiltere, 15 Mayıs 1948'de, Filistin'deki manda idaresine son verme niyetini ilan etti ancak bu tarih öncesinde çarpışmalar başladı

İngiltere halkı, askerlerinin ölümü nedeniyle Filistin'de İngiliz varlığına karşı çıkmaya başladı Ayrıca İngilizler, ABD'nin daha fazla Yahudi mültecinin buraya kabul edilmesi için uyguladığı baskıya öfkeliydi Bu da Siyonizme Amerikan desteğinin artışının işaretiydi

Hem Arap hem de Yahudi taraflar, yaklaşan savaş için güçlerini seferber ediyordu Yahudi milis güçlerinin Arap köylerinde "temizlik" operasyonları 1948 yılında Aralık ayında başladı | Yukarı

1948 - İsrail'in kuruluşu

İsrail Devleti, 2 bin yıldır kurulan ilk Yahudi devletiydi Tel Aviv'de 14 Mayıs 1948'de saat 16:00'da ilan edildi Karar, son İngiltere birliklerinin bölgeyi terk ettiği ertesi gün yürürlüğe girdi Filistinliler, 15 Mayıs'ı "El Nakba" diye anarlar, yani "Felaket" günü

1948'e girilirken Arap ve Yahudi birlikleri birbirlerinin elindeki topraklara saldırıyordu Yahudi güçleri, İrgun ve Lehi militanlarının desteğinde, daha fazla ilerleme kaydetti; Yahudi devletine ayrılmış toprakların yanı sıra, Filistinlilere ayrılmış bölgeleri de ele geçirmeye başladı

Irgun ve Lehi örgütlerinin militanları, 9 Nisan'da Kudüs yakınlarındaki Deir Yasin köyünde çok sayıda Filistinli'yi katletti Katliam haberi, Filistinliler arasında hızla yayılıp dehşet yarattı ve yüz binlercesi Lübnan, Mısır ve şimdi Batı Şeria denen bölgeye kaçtı

Yahudi orduları, Necef Çölü'nde, Celile'de, Batı Kudüs'te ve sahildeki düzlüklerin birçok bölümünde galip geliyordu

İsrail devleti ilan edildikten bir gün sonra, Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye orduları, hemen İsrail'de işgale başladı ama püskürtüldüler İsrail ordusu küçük bölgelerde süren direnişi de bastırdı Ortaya çıkan ateşkes hatları, İngiltere mandasındaki Filistin'in çoğunluğunu İsrail'e bırakıyordu

Mısır, Gazze Şeridi'ni elinde tuttu Ürdün de Kudüs çevresindeki toprakları ve şimdi Batı Şeria denen bölgeyi ilhak etti Bunlar, İngiltere manda topraklarının yüzde 25'ini oluşturuyordu Bu durum 1967 savaşına dek sürdü | Yukarı

1964 - FKÖ'nün kuruluşu

1948'den beri, İsrail'in ortaya çıkışına verilecek karşılığa önderlik etmek için Arap devletleri arasında rekabet vardı Bu yüzden Filistinliler olaylara seyirci kalıyordu

1964'te Kudüs'te kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) hemen ardından Arap devletleri tarafından tanındı Bu devletler FKÖ'nün esasen kendi kontrollerinde kalmasını istiyordu

Ama Filistinliler gerçekten bağımsız bir örgüt istiyordu ve 1969'da örgütün başkanlığını ele geçiren Yaser Arafat'ın amacı da buydu Kendisine bağlı, beş yıl önce gizli olarak kurulmuş El Fetih örgütü, İsrail'e karşı operasyonlarıyla ün kazanıyordu

El Fetih savaşçıları, 1968'de Ürdün'de İsrail birliklerine ağır kayıplar verdirdi | Yukarı



Alıntı Yaparak Cevapla