Prof. Dr. Sinsi
|
İsrail-Filistin Sorununun Kökleri
1967 Savaşı
İsrail ve Arap komşuları arasında artan gerginlik, 5 Haziran 1967'de başlayan 6 Gün Savaşları'na yol açtı Orta Doğu anlaşmazlığının çehresi bu altı günde değişti
İsrail, Mısır'dan Gazze ve Sina Yarımadası'nı, Suriye'den de Golan Tepeleri'ni aldı Ürdün güçlerini de Batı Şeria ile Doğu Kudüs'ten çıkardı
Mısır'ın güçlü hava kuvvetleri, savaşın ilk günü saf dışı bırakıldı İsrail uçakları, daha başlangıçta Mısır hava kuvvetlerini havalanamadan yerle bir etti
Toprak kazanımları İsrail'in kontrolündeki alanı iki katına çıkardı Zafer, İsrail ve yandaşları için yeni bir güven ve iyimserlik havası yaratıyordu
BM Güvenlik Konseyi, 242 sayılı kararı aldı Kararda, savaşla toprak kazanımı reddediliyor, son çarpışmalarda ele geçirdiği yerlerden İsrail'in çekilmesi isteniyordu
BM'ye göre, bu savaşta 500 bin Filistinli daha mülteci haline geldi; Mısır, Lübnan, Ürdün ve Suriye'ye göç etti | Yukarı
1973 Yom Kippur Savaşı
Yom Kippur, yani "Kefaret Günü", Yahudilerin en önemli dini bayramı 1967'deki savaşta kaybettikleri toprakları diplomatik yollardan geri alamayan Mısır ve Suriye, 1973'teki Yom Kippur bayramı sırasında İsrail'e karşı taarruza girişti Bu çarpışmalar, Ramazan Savaşı diye de anılır
Başlangıçta Mısır ve Suriye, Sina ve Golan Tepeleri'nde ilerleme kaydettiler Üç hafta süren çarpışmalar sonunda bu durum değişti İsrail neticede bazı yerlerde 1967'deki ateşkes hattının da ötesine geçti
İsrail güçleri Golan Tepeleri'ni aşarak Suriye içinde ilerlemeye başladı Gerçi sonradan bu toprakları bıraktılar Mısır'da da, İsrail güçleri toprak kazandılar, Süveyş Kanalı'nın batı yakasına geçtiler
ABD, Sovyetler Birliği ve BM, diplomatik müdahalelerle ateşkes anlaşmasına varılmasını sağladı
Mısır ve Suriye, toplam 8 bin 500 asker kaybetti İsrail'in can kaybı ise 6 bindi
Savaş sonunda İsrail, askeri, diplomatik ve ekonomik destek açılarından ABD'ye daha da bağımlı hale geldi Savaşın hemen ardından Suudi Arabistan, İsrail'i destekleyen ülkelere petrol ambargosu başlattı Petrol fiyatları bütün dünyada hızla yükselirken küresel nitelikte bir ekonomik kriz baş gösterdi ve ambargo Mart 1974'e kadar sürdü
Ekim 1973'te, BM Güvenlik Konseyi, 338 sayılı kararı aldı Bunda, taraflardan, bir an önce çarpışmaları durdurmaları ve müzakerelere başlamaları isteniyordu
1974 Arafat'ın BM'ye ilk gidişi
Arafat liderliğindeki FKÖ ile Ebu Nidal gibi, FKÖ dışındaki Filistinli örgütler, İsrail ve diğer hedeflere karşı 1970'lerde bir dizi eylem düzenledi
Kara Eylül diye de bilinen Ebu Nidal'in örgütü, 1972 Münih Olimpiyatları'ndaki eylemde 11 İsrailli sporcuyu öldürdü
Filistin'in tamamını "kurtarmak" için silaha başvuran FKÖ'nün lideri Arafat, bir yandan da BM'de barışçı çözümü savunduğunu anlatan ilk konuşmasını yaptı Siyonist projeyi kınadı, ama ekledi: "Bugün bir elimde zeytin dalı, bir elimde kurtuluş savaşı veren birinin silahı var Zeytin dalını düşürmeyin "
Bu konuşma, Filistinlilerin uluslararası tanınma çabalarına büyük katkı sağladı Bir yıl sonra ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Harold Saunders, Arap-İsrail barışı müzakere edilirken Filistin halkının meşru çıkarlarının da hesaba katılması gerektiğini söylüyordu | Yukarı
1977 - İsrail'de sağın yükselişi
İsrail'in 1948'de kuruluşunda İrgun ve Lehi gibi aşırı grupların katkısı büyüktü Ama bu örgütlerin mirasçısı Herut (sonradan Likud adını alıyor) Partisi, 1977'ye kadar hiçbir seçim kazanamadı
İsrail siyaseti bu tarihe kadar sol kanattaki İşçi Partisi'nin hakimiyetindeydi Likud ideolojisi, İsrail idaresinin İngiliz mandasına dahil olan bütün topraklara, yani Ürdün de dahil Kutsal Kitap'ta anlatılan "Büyük İsrail'e" yayılmasını savunuyordu
Eski İrgun lideri Menahem Begin başkanlığındaki yeni hükümet, Batı Şeria ile Gazze Şeridi'nde yerleşim açmayı hızlandırdı Amaç 1967'de kazanılan toprakları ileride geri vermemek için gerekçeler sağlamaktı
Tarım Bakanı Ariel Şaron bu faaliyetleri körükledi; Şaron 1981'e kadar yerleşimlerle ilgili bakanlar komisyonunun başındaydı | Yukarı
1979 - İsrail ve Mısır barışı
Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat 19 Kasım 1977'de İsrail'e uçup Knesset'te, yani parlamentoda konuşma yapınca dünya şaşkına döndü
İsrail'i tanıyan ilk Arap lider Sedat oldu Yom Kippur Savaşı'nı daha dört yıl önce başlatan da kendisiydi O savaş nihaî sonucu getirmemişti
Mısır ve İsrail, 1978'de Camp David anlaşmalarını imzaladı Metinde Orta Doğu'da barışın çerçevesi çiziliyordu ve buna Filistinlilere sınırlı özerklik verilmesi de dahildi İkili barış anlaşmasını da Sedat ile Begin Mart 1979'da imzaladılar
Sina yarımadası Mısır'a geri verildi
İsrail'le kendi başına pazarlığa giriştiği için Mısır, Arap devletleri tarafından boykota uğradı
Enver Sedat 1981'de kendi ordusundaki İslamcı unsurlar tarafından öldürüldü | Yukarı
1982 - İsrail Lübnan'ı işgal ediyor
İsrail, Lübnan sınırına yakın yerleşim birimlerini saldırılardan korumak amacıyla bu ülkenin güneyine asker soktu Ama Savunma Bakanı Ariel Şaron orduyu başkent Beyrut'a kadar götürdü; FKÖ'yü bu ülkeden çıkardı
Sina'daki son İsrail birliklerinin geri çekilmesinin üzerinden daha iki ay bile geçmemişti Lübnan işgali, Ebu Nidal örgütünün İsrail'in Londra büyükelçisine suikast girişimi üzerine başlatmıştı
İsrail birlikleri Beyrut'a ağustos ayında vardı Yapılan ateşkes anlaşması uyarınca FKÖ milisleri çekilince, Filistin mülteci kampları savunmasız kalmıştı
İsrail güçleri 14 Eylül'de Beyrut etrafında birikirken, Hıristiyan Falanj milislerin lideri Beşir Cemayel, başkentteki karargahında bir bombanın patlamasıyla öldü Ertesi gün İsrail ordusu Batı Beyrut'u işgal etti
16 Eylül'den 18 Eylül'e kadar, İsrail'le ittifak yapan Falanjistler, Sabra ve Şatilla kamplarında yüzlerce Filistinliyi öldürdü Neredeyse bir asrı bulan Ortadoğu mücadelesindeki en katlı katliamlardan biriydi bu Şaron, savunma bakanlığından başka bir göreve geçmek zorunda kaldı Çünkü 1983'te İsrail'de yapılan bir soruşturma, onun katliamı önlemek için harekete geçmediğine hüküm vermişti Sabra ve Şatilla katliamları Ariel Şaron hakkındaki ''savaş suçlusu'' iddialarının kaynağı
Bazı görgü tanıkları, İsrail askerlerinin, Hıristiyan milislerin kamplarda neler yapacağından haberdar olduğunu, hatta olanları izlediğini anlatıyor
İntifada 1987-93
İsrail işgaline karşı intifada, yani kitlesel ayaklanma Gazze Şeridi'nde başladı; kısa sürede Batı Şeria'ya yayıldı
Protestolar, sivil itaatsizlik şekline büründü Genel grevler düzenlendi, İsrail ürünleri boykot edildi, duvarlara yazılar yazıldı ve yollarda barikatlar kuruldu Ama uluslararası ilgi toplayan protesto şekli, ağır silahlarla donanmış İsrail askerlerine taş atan Filistinlilerdi
İsrail ordusu karşılık verdi; çok sayıda Filistinli sivil yaşamını yitirdi 1993'e kadar süren protestolarda toplam can kaybı bini aştı
1988 - FKÖ barışa kapıyı açıyor
İsrail büyük askeri gücüne rağmen 1987'de başlayan intifadayı durduramıyordu Eylemleri İsrail işgali altında yaşayan Filistinlilerin tamamı destekliyordu
1982'de Lübnan'dan sürüldükten sonra Tunus'a yerleşen FKÖ için de bu ayaklanma tehlike işaretiydi Filistin "devrimi" hedefine dönük mücadelede dikkatler, FKÖ ve diaspora yerine işgal topraklarına dönmüştü FKÖ başrolü kaybedebileceğini düşünmeye başladı
Sürgündeki hükümet işlevi gören Filistin Ulusal Konseyi, Kasım 1988'de Cezayir'de toplandı ve 1947'deki Birleşmiş Milletler kararında yer alan ''iki devlet'' çözümünü kabul etti Oylamada kabul edilen kararda ayrıca terörizm kınanıyor; BM Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı kararına dayalı müzakere isteği dile getiriliyordu 242 sayılı karar, ayrıca 1967'de, İsrail'in ele geçirdiği topraklardan çekilmesini öngörüyor
ABD, FKÖ ile diyaloğa girişti Ama İsrail hala FKÖ'yü terör örgütü olarak görüyor, muhatap almak istemiyordu Bunun yerine İsrail Başbakanı Yitzak Şamir, kendi kaderini tayin hakkına ilişkin bir anlaşmaya varılmadan önce işgal topraklarında seçim yapılmasını önerdi | Yukarı
1991 - Madrid Zirvesi
|