Yalnız Mesajı Göster

Orta Doğu Ve Mezopotamya Ülkesi İranın Bütün İlleri Şehirleri Hakkında Gerekli Bilgil

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Orta Doğu Ve Mezopotamya Ülkesi İranın Bütün İlleri Şehirleri Hakkında Gerekli Bilgil




Orta Doğu Ve Mezopotamya Ülkesi İranın Bütün İlleri Şehirleri Hakkında Gerekli Bilgileri

İranın illeri Nelerdir, Vikipedi, Haritası, Semtleri ve İran ülkesinin illeri hakkında bütün bilgileri okuyalım

Evet Sırasıyla Şimdi İranın Bütün Tüm Bilgilerini İstatistiklerini Tanıyalım Öğrenelim:

Resmi adı: İran İslâm Cumhuriyeti

Başkenti: Tahran (Nüfusu: 7400000)

Diğer önemli şehirleri: Meşhed, Isfahan, Tebriz, Şiraz, Ahvaz, Abâdân, Hemedan, Kirmanşâh, Kum, Hurremşehr

Yüzölçümü: 1648195 km2

Nüfusu: 60775000 (1993 tahmini) Nüfusun % 58′i şehirlerde yaşamaktadır Ortalama ömür 64 yıldır Çocuk ölümlerinin oranı binde 63′tür Nüfusun % 46′sını 14 yaşın altındakiler oluşturmaktadır

Km2 başına düşen insan sayısı: 368

Nüfus artış hızı: % 3

Etnik yapı: % 66 Farisi (Pers), % 20 Türk, % 91 Kürt, % 3 Arap, % 03 Ermeni, % 03 Yahudi Kalan nüfusu değişik etnik unsurlar oluşturmaktadır

Dil: Resmi dil Farsça’dır Ayrıca azınlıkların dilleri de konuşulmaktadır

Din: İran’ın resmi dini İslâm’dır Resmi rakamlara göre halkın % 988′i Müslümandır % 07 oranında hıristiyan, % 03 oranında yahudi, % 01 oranında Zerdüşt, % 01 oranında da diğer dinlerin mensupları mevcuttur Resmi rakamlara göre Müslümanların % 10′u sünnidir Diğerlerinin büyük bir çoğunluğu Şii caferidir Bunların yanı sıra 1 milyona yakın İsmailiyye şiasının da bulunduğu sanılmaktadır Hıristiyanlar Ortodokslar, Gregoryen Ermeniler, Katolik Ermeniler, Nesturiler ve Protestanlardan oluşmaktadır Zerdüştlük eski İranlıların dinidir Kendilerine ateşperestler de denen Zerdüştlerin inançlarının özünü ateşe tapmak oluşturur İran’da az sayıda Bahai ve Bâbi de bulunmaktadır Resmi rakamlara göre Bahailerin oranı nüfusun % 01′inden daha azdır Bahailer Allah’ın peygamberlerde tecelli ettiğine, bütün peygamberlerin Bahailiğin kurucusu olan Baha’yı müjdelemek için gönderildiğine inanırlar Yani Bahailik İslâm kültürüne dayanmakla birlikte İslâm dairesinin dışına çıkmış olan bir fırkadır Bâbilik de inanç ilkeleri bakımından Bahailiğe çok yakındır

Coğrafi durumu: Bir Ön Asya (Ortadoğu) ülkesi olan İran, kuzeyden Azerbaycan, Ermenistan ve Türkmenistan, doğudan Afganistan ve Pakistan, güneyden Basra ve Umman körfezleri, batıdan da Irak ve Türkiye ile çevrilidir Hazar denizine 675 km, Umman körfezine 784, Basra körfezine de 1259 km uzunluğunda sahili vardır En yüksek yerleri: Demavend (5604 m), Zerd Kuh (4547 m), Kuhgar (3329 m) Akarsuları genellikle az suludur Akarsularından bazıları: Karun ırmağı, Sefid ırmağı, Mind ırmağı, Karaçay, Etrek, Dez, Hindican ve Cavin çayları Bunlardan sadece Karun ırmağı nehir taşımacılığına elverişlidir En büyük gölleri Urumiye, Tuz gölü, Hamun Caz Moriyan ve Bahteran gölleridir Bunların dışında da bazı küçük gölleri mevcuttur Basra körfezini Umman körfezine bağlayan Hürmüz boğazı İran’ın dünya ülkeleriyle deniz bağlantısını sağlamakta ve deniz ulaşımını kolaylaştırmaktadır Öte yandan Hazar denizine olan kıyısı Orta Asya ülkeleriyle ve Rusya’yla deniz bağlantısını sağlamaktadır Basra körfezi içindeki bazı adalar İran’a aittir İran’ın kuzeyinde ve güneyinde ülkeyi baştan başa çeviren sıradağlar mevcuttur Dağlık bir ülke sayılan İran’ın topraklarının % 9′u tarım alanı, % 27′si otlak, % 11′i de ormanlık ve çalılıktır Geriye kalan toprakları çöl veya üzerinde orman bulunmayan dağlık alandır İran iklimi bölgelere göre farklılık arz eder Bunda da topraklarının sıradağlarla bölünmüş olmasının etkisi vardır Sıradağların dış kısımlarında nemli, iç kısımlarında kuru iklim hâkimdir Başkent Tahran’da yıllık sıcaklık ortalaması 166 derece, yıllık yağış ortalaması 250 mm’dir

Yönetim şekli: İran’da 1979 yılında şah rejimine karşı gerçekleştirilen devrimden sonra Caferi ilkelerine dayalı bir İslâm Cumhuriyeti kuruldu Buna göre ülkede On iki İmam’ın temsilcisi sayılan velayeti fakih en büyük dini önder sıfatıyla bütün yürütme ve yasama işlerinde son söz hakkına sahiptir Yasama organı 270 üyeli İslâm Şura Meclisi’dir Bu meclisin üyeleri dört yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle belirlenir Bu meclisin çıkardığı yasaların yürürlüğe girebilmesi için denetleme fakihlerinin ve velayeti fakihin onayından geçmesi gerekir Cumhurbaşkanı da genel seçimle belirlenir ve velayeti fakihin onayından sonra göreve başlar Başbakan cumhurbaşkanı tarafından tayin edilir ve İslâm Şura Meclisi’nce onaylanır İslâm Şura Meclisi cumhurbaşkanı ve başbakan hakkında gensoru açabilmektedir Buna göre söz konusu meclisin çoğunluğunun istememesi durumunda cumhurbaşkanı veya başbakanın görevden uzaklaştırılması mümkündür 3 Aralık 1979′dan buyana yürürlükte olan İran İslâm Cumhuriyeti anayasasının onikinci maddesinde: “İran’ın resmi dini İslâm ve Caferi – İsnâ Aşeri (Oniki İmam) mezhebidir ve bu madde sonsuza kadar değiştirilemez” denmektedir Yargı organları Caferi fıkhını esas almaktadır Başsavcı ve başyargıç da Caferi müçtehitler arasından seçilir İran, BM, İKÖ (İslâm Konferansı Örgütü), OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı), IMF (Uluslararası Para Fonu), İslâm Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üyedir

İdari bölünüş: 24 ille, 215 ilçeye ayrılır

Tarihi: İran toprakları Hz Ömer döneminde, 636 – 637 yıllarında gerçekleştirilen Kadisiyye ve 642′de gerçekleştirilen Nihavend savaşlarından sonra Müslümanların eline geçti İran’ın Müslümanlar tarafından ele geçirilmesiyle ülkede köklü değişiklikler gerçekleştirilmiştir Raşid halifeler döneminden sonra İran’da Emeviler, Abbasiler, Tahiriler, Saffariler, Samaniler, Buveyhiler, Ali Muhtac, Feriguniler, Selçuklular, Moğollar, Harezmşahlar, İlhanlılar, Timurlular, Türkmenler, Safeviler, Zendler, Kaçarlar ve Pehlevi Hanedanı hâkim olmuştur Bunlardan bazıları İran’ın sadece bir kısmı üzerinde hüküm sürmüşlerdir I Dünya Savaşı’nda Rusya ve İngiltere İran topraklarının tamamını işgal ettiler Rusya 1917 Bolşevik ihtilalinden sonra birliklerini geri çekti Bunun ardından İran’ın tamamını İngilizler işgal etti Ancak 1920′de Rus ordusunun yeniden Kuzey İran’a girmesi üzerine İngiliz birlikleri bu bölgeden çekildiler Bu bölgede Rıza Han bazı faaliyetlerde bulundu Rıza Han 1925′te, “Rıza Pehlevi” unvanıyla İngilizlerin yardımıyla İran şahı olunca işgal kuvvetleri bu ülkeyi terk etti Rıza Pehlevi İngilizlerin İran üzerindeki çıkarlarını koruma görevini üstlendiği gibi ülkeden İslâm’ın bütün izlerini silmeye de çalıştı 1935′te çıkardığı kadınların İslâm hükümlerine göre örtünmelerini (tesettürü) yasaklayan yasası halkın geniş tepkisine yol açtı Rıza Pehlevi’nin II Dünya Savaşı’nda nazi Almanya’sıyla işbirliği yapması üzerine 1941′de Sovyet ve İngiliz kuvvetleri İran’ı işgal etti Bu olay üzerine Rıza Pehlevi tahttan çekilerek yerine oğlu Muhammed Rıza Pehlevi’yi geçirdi Muhammed Rıza Pehlevi 1953′te çıkan bir iç kargaşa üzerine ülke dışına kaçtı Kısa bir süre ABD’nin desteğiyle yeniden tahtına dönebildi Bu olay ABD’nin İran üzerindeki nüfuzunun artmasına vesile oldu Şah, 1962′de ABD başkanı Kennedy’nin tavsiyelerine uyarak “Ak devrim” adını verdiği bir toprak reformu gerçekleştirmek istedi Halk bu reforma tepki gösterdi Humeyni’nin halk nezdinde destek sağlamaya ve liderliğe doğru yol almaya başlaması da bu olayla birlikte oldu Şahın adamları reforma karşı direnişi kırmak için bazı yerlerde korkunç katliamlar gerçekleştirdiler Ama bu katliamlar tepkinin büyümesine yol açtı Bütün bu gelişmeler üzerine başlayan rejim – halk kavgası 1979′da Ayetullah Humeyni liderliğinde gerçekleştirilen devrime kadar durmadı Devrimin arkasından 1 Nisan 1979′da yapılan halkoylamasına dayanılarak ülkede İslâm Cumhuriyeti ilan edildi İslâm cumhuriyetinin ilanından sonra ülkenin dini lideri Ayetullah Humeyni oldu Onun 1989′da vefatından sonra dini lider Ayetullah Seyyid Ali Hamaney oldu 1989′da cumhurbaşkanlığına seçilen Ali Ekber Haşimi Rafsancani, 1993′te bu göreve yeniden seçildi İran – Irak Savaşı: İran’la Irak, 1979 devriminden önce 1975 yılında OPEC’in Cezayir’deki bir zirvesinde birbirlerinin toprak bütünlüğüne saygı ve içişlerine karışmama prensibine dayalı bir ortak bildiri yayınladılar Bu bildiride sınırların belirlenmesi konusunda 1913 İstanbul protokolüyle, 1914 sınır tayini komisyonu tutanaklarının esas alınacağı açıklandı Bu olaydan sonra gerekli belgeler toplandı ve 12 – 13 Haziran 1975 Bağdat zirvesinde iki ülke arasındaki sınır meselesini çözüme kavuşturan anlaşma yapıldı Ancak bu anlaşmaya rağmen Irak, 1979 devriminden sonra sınır meselesini yeniden gündeme getirdi Tartışmalar şiddetlenince Irak 22 Eylül 1980 tarihinde İran topraklarına karşı askeri harekete geçti Bu savaş 20 Ağustos 1988′de imzalanan ateşkes anlaşmasına kadar devam etti (Bu konuda ayrıca Irak tarihine bkz)



Alıntı Yaparak Cevapla