Yalnız Mesajı Göster

Konya Tarihi Eserler Ve Müzeler

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Tarihi Eserler Ve Müzeler




KOYUNOĞLU ŞEHİR MÜZESİ

Geniş bir alan içinde 3000 metrekare teşhir salonu bulunan müzenin birinci katında tabiat tarihi, giriş katında Anadolu Medeniyetleri, sikke bölümü ile sanat galerisi, üst katında etnoğrafya, halı, kilim ve yazma kitapları yer almaktadır Aynı katta 20000 ciltlik kütüphane bulunmaktadır

BÖLGE YAZMA ESERLER KÜTÜPHANESİ

20 Temmuz 1984 yılında hizmete girmiştir 1928 öncesinde el ile yazılan ve matbaada basılan devrin tarihini, coğrafyasını, edebiyatını, matematiğini, astronomisini, tıbbını ve dini ilimlerini içeren konularda yazılmış kitaplar araştırma yapanların hizmetine sunulmaktadır Bu kitaplardan 4128 tanesi el yazması, 12433'ü matbudur

DİĞER Camiler

İPLİKÇİ CAMİİ

Alaeddin Caddesi üzerindedir Şemseddin Altınoba tarafından 1201 yılından sonra yaptırılmış, Somuncu Ebubekir tarafından genişletilmiş, yenilenmiştir (1332) Cami İplikçiler çarşısında bulunduğu için İplikçi Camii adını almıştır

1951-1960 yılları arasında Klasik Eserler Müzesi olarak kullanılan camii, 1960 yılında tekrar ibadete açılmıştır

SADRETTİN KONEVİ CAMİİ VE TÜRBESİ

Konya'nın Şeyh Sadrettin mahallesindedir 1274 yılında yapılmıştır Giriş kapısındaki kitabede adı geçen Sadrettin Konevi aslen Malatyalı olup, Konya'ya yerleşmiş, zamanın tanınmış bilginlerindendir Muhiddin İbni Arabi'den tahsil ve terbiye görmüş, Konya'daki hanikâhında hadis ilimleri okutulmuştur Mevlâna'ya derin bir sevgi ile bağlanmıştır

Türbe, Camiinin doğusundaki avludadır Açık türbeler tipinin ayakta kalan tek örneğidir Türbenin şekli Selçuklu kümbetlerine benzer Gövde açık, kaidesi mermer işleme olan türbenin üzerinde, köşeli bir tanbura oturan, kafes şeklinde ahşap bir külah vardır

KADI MÜRSEL (HACI HASAN) CAMİİ

Hükümet konağının batısındadır Güney duvarında bulunan kitabesine göre 812 H-1409 M Yılında ve Karamanoğlu Mehmet Bey zamanında Hacı Mustafa oğlu Mürsel tarafından yaptırılmıştır Dikdörtgen planlı taş ve moloz dolgu yüksekçe bir tabana oturmaktadır Üzeri çatı ile örülmüştür

KAPU CAMİİ

Konya'da merkezde sarraflar (çıkrıkçılar) caddesi üzerindedir Asıl adı İhyaiyye olup eski Konya Kalesinin kapılarından birinin çevresinde yer aldığından Kapı Camii adıyla anılır

Cami ilk defa 1658 yılında Mevlevi Dergahı Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından yaptırılmıştır Bir süre sonra yıkılan bu camiiyi 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlilerlizade Seyyid Abdurrahman yenilemiş, 1867 yılında bir yangın, cami ile birlikte bu civarda vakıf dükkanları da yoketmiş Bu olaydan bir yıl sonra camii üçüncü defa yeniden yapılmıştır Bu yeni inşaasına dair 1285 H (1868 M) tarihli kitabesi taç kapısı üzerinde yeralmaktadır

Kapı Cami Konya'da yer alan Osmanlı Dönemi camilerinin en büyüğüdür Kuzeyinde 10 mermer sütuna istinat eden yüksek bir son cemaat mahalli ve basık kemerli bir cümle kapısı vardır Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de birer kapısı bulunmaktadır

Kesme taşlardan inşa edilen camiinin üzeri dıştan çatı, içten büyüklü küçüklü sekiz kubbe ile örtülüdür Taş Mihrabı ve ahşap minberi sadedir

TURSUNOĞLU TAHİR PAŞA CAMİİ

Abdülaziz mahallesindedir XV Yüzyıl başlarında Konya eşrafından Tursunoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır Beden duvarları taş, kubbe ise tuğladır Camiinin kuzeyindeki kubbeli son cemaat mahallide tuğladan yapılmıştır Tek şerefeli ve köşeli bir minaresi vardır

NAKİBOĞLU CAMİİ

Camii, Nakiboğlu mahallesindedir Vakfiyesine göre Konya Müftüsü Nakib'ül Seyid İbrahim tarafından 1176 H (1762 M) yılında yaptırılmıştır Kare planlı olup toptan yapılmıştır Çatı ahşaptır Kiremitle örtülmüştür

Minaresi, 1178 H (1764 M) yılında Nakib'ül Hac Seyid İbrahim oğlu Mehmet Emin tarafından yaptırılmıştır

Cami zamanla harap olduğu için 1926 yılında minaresi hariç, yıktırılarak yeniden yaptırılmıştır

Mevlanin bir kac sözleri:

Gel, gel, ne olursan ol yine gel,

İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,

Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,

Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel

Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyim

Ben HzMuhammed'in ayağının tozuyum

Biri benden bundan başkasını naklederse

Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim

Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız

Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir

Güneş olmak ve altın ışıklar halinde

Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim

Gece esen ve suçsuzların ahına karışan

Yüz rüzgarı olmak isterdim

Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap

Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz

Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz

Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir

Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır

Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini

Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil

Bir katre olma, kendini deniz haline getir

Madem ki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin

Beri gel, beri !

Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ?

Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol


Alıntı Yaparak Cevapla