Yalnız Mesajı Göster

Şırnakın Tarihi Yerleri

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şırnakın Tarihi Yerleri




Medreseler

Kırmızı Medrese

Cizre Beyliği döneminde II Han Şeref Bey tarafından XIV yüzyılda yaptırılmıştır Cizre Akkoyunluların eline 1475 yılında geçerken Cizre Emirleri sürgün edilmiştir Emir Bedrettin oğlu II Şeref (Hanşeref) Boti Aşireti ve çevre halkının yardımı ile1508 yılında Cizre’yi alırken duada bulunmuş” Yarabbi ben tekrar Cizre’yi alabilsem sana bir Camii inşa edeceğim” demişti Allah da bu duasını kabul buyurduğundan Kırmızı Medrese’yi inşa ettirmiştir Cizre Suru’nu bu yerden yardığından surun üzerine bina etmiştir

Cizre de Dağkapı Mahallesinin Şah Mahallesi ile kesiştiği noktada sur üzerindedir Güneyinde Mescit ile altında Şeyh Ahmed El-Cezeri adlı meşhur müfessir, yazar, şairin türbesi ile, Cizre emirlerine ait aile mezarlığı da vardır Medresenin içi avlulu olup, doğusunda batısında ve kuzeyinde dershaneler, yemekhane ve öğretmen lojmanları bulunur Bunların bir kısmı halen yıkık olup, restarasyona ihtiyacı vardır

Mihrabı beyaz taştan olup, 282x3 78 ölçülerindedir Mihrap köşegeni 55 derecedir Mihrabın çevresini iç bükey üçgenler sıralı bir dizi ters U şeklinde sararak, altlarda da, içe doğru döner Mihrap boşluğu yarım daire planlıdır Mihrabın üstü basık ve tuğla kubbe ile örtülüdür

Medresenin güneybatısında kare planlı bir oda bulunur ki çok güzel motiflerle süslenmiştir Bu oda profesör ve baş müderris odasıdır Şair ve yazar Şeyh Ahmet El-Cezeri kullandığı gibi, Müftü Molla Zade’nin dedelerinden Şeyh İbrahim Sori de bu odada görev yaptığından burada gömülmüşlerdir

Medrese Cizre ye özgü kırmızı tuğlalardan örüldüğü için Kırmızı Medrese denilir

Mir Abdal (Abdaliye Medresesi)

1437 yılında Cizre beylerinden Emir Abdullah(Abdal) İbn Abdillah İbn Seyfeddin Boti tarafından yaptırılmıştır Bu zat Mem-u Zin olayında geçen Emir Zeynuddin’in babasıdır

Medrese güneyde sağda büyük bir mescitten oluşmuş olup, güneyde solda dersaneler ile kuzeyde ve batıda öğrenci yemekhanesi, öğretmen öğrenci lojmanları yer almakta idi Batıda şimdi Nusaybin caddesi tarafına açılan kapıda iki oda bir eyvan temelleri varken, son seneler de bilinçsiz düzenlemeyle bir şadırvan yapılmış, kuzeyi bir cami haline getirilmiştir Esas mescit yıkılmak üzeredir

Caminin tamamı siyah bazalt taştan yaptırıldığı halde, ikinci onarımlarda moloz taşlar kullanılmıştır Mescit kısmının kapısı işlemeli beyaz mermerden yapılmıştır Güneyde idare odalarının altında dünyaca meşhur aşk öykü sahipleri Mem-u Zin türbeleri bulunur Abdaliye Medresesi Cizre Dağkapı Mahallesi ile mezarlık arasındadır

Süleymaniye Medresesi (Medresetül Süleymaniyye)

Cizre beylerinden Emir Muhammed İbn-Emir Şah Ali Bey, İbn Emir Bedrettin tarafından inşa edilmiştirİlk ataları olan Emir Süleyman Beye izafeten Medreset ül Süleymaniyye denilmiştir 1573-1583 yılları arısında beylik yapan bu zat bu medreseyi inşa ettirmiştir

1307(1891) Rumi yılında Ş Abdulhakim Derşevi tarafından tamir ettirilmiştir 1972 yılında büyük bir onarıma alınmıştır Şu anda Muhammet Nuri Camii olarak adlandırılır

Mecidiye Medresesi (Medresetül Mecdiyye)

Cizre beyi Emir Mecduddin Bey tarafından yaptırılmıştırŞSeyda tarafından büyük onarıma alındığı için, şu anda ŞSeyda camii olarak adlandırılır Cizre Kale Mahallesindedir

Şazeh Medresesi

Cizre beylerinden Mecduddin İbn Emir Abdal tarafından Cizre’nin Çağlayan köyüne yaptırılmıştır Çağlayan köyünün içine girerken medrese solda kalır

Kaleler

Cizre Kalesi

MÖ4000 yıllarında Guti İmparatorluğu tarafından Cizre Surları ile Cizre Kalesi yaptırılmıştır Cizre Kalesi şehrin kuzeyinde Dicle Nehri kıyısındadır360 oda ve üç katlı olarak yaptırılmıştır Bâbil, Med ve Asurlular tarafından onarım gördüğü gibi, Abbasiler döneminde Ömer oğlu Abdulaziz zamanında yıkılan yerler tekrar onarım görmüştür

Kale üzerinde Emir Seyfeddin İbn İzzeddin Bey tarafından Seyfiyye medresesi yaptırılmıştırŞimdi hala kale üzerinde mihrabı bulunmaktadır

Cizre Kalesi, siyah bazalt taştan yaptırılmış olup, bey ve saray binaları ile lojman kısımları,

mescit ve medrese, zindan, divan, askeri kısımlardan oluşurdu

Cizre Kalesi’nin doğusunda Dicle Nehri içinde bulunan kayalar Cizre beylerinin Sadabad ve yazlık toplantı yeri idi Sarayburnu Kapısından bir geçişi bulunurdu

Cizre Kalesi içinde bulunan Hamidiye Kışlası (1897) Sultan Abdulhamit zamanında Alay Komutanı ve Paşa olarak tayin edilen Cizre Miran aşiretleri reisi Mustafa Paşa (Mıstı-i Miri) tarafından beyaz kalkerli taştan üç katlı olarak inşa ettirilmiştir

Çağlayan Kalesi (Şah Kalesi)

Cizre ilçesine bağlı Çağlayan köyünde başlı başına bir tarih yaşanmaktadır Cudi Dağı’nın yamaçlarında bulunan Çağlayan da Kayzer Kale harabeleri bulunmaktadırKayzer Kalesi diye adlandırılan yerde 6 adet Asur Kralı Sanherib’e ait kabartma heykel bulunmaktadırKral,altı değişik yerden Nuh(AS) Gemisinin durduğu yeri göstermektedir

Said Bey Kalesi

1800 yıllarında Bedirhan Bey zamanında yapılmıştır Bedirhan Bey in amcaoğlu Said Bey in yaptırdığı söylenir Said Bey Kalesi beyaz kalker taştan yapılmış bir sura sahiptir Kapısı 2 metredirİçinde bir köşk ve su sarnıcı bulunmaktadır Silopi’nin Gireçulya köyünde bulunmaktadır

Finik Kalesi

Güçlükonak ilçesine bağlı Dicle Nehri kenarında Düzova ve İdil Hendek köyleri karşısında bulunur Çok güzel bir suru olmakla birlikte Asur ve Gudilere ait kabartma heykeller bulunur Su sarnıçları, kayadan oyulmuş evler, gizli su merdivenleri en önemli eserlerdendir Dünyaca ünlü şair ve mizahçı Fakı Teyran bu kalenin medresesinde yüzlerce öğrenci yetiştirilmiş

Babil Kalesi

Cizre ilçesi sınırları içinde ve şimdi Kebeli diye adlandırılan yerde Bâbil Devleti’nin başkenti bulunmaktadır Bâbilliler, Hitit ve Asur akınları, yüzünden kendi başkentlerini şimdi Irak ta bulunan Bâbilonya’ya taşıdıklarında, kalelerinde bulunan birçok kalıcı eserle birlikte Tanrı Marduk’un ünlü heykelini de taşıdılar Daha sonra Fransızların Suriye’yi işgalleri sırasında birçok eseri de onlar götürdüler Geriye kalan eserlerin çoğu da bugüne kadar kaçırılmıştır Bâbil Kalesi de zaman içinde yakılıp yıkılmıştır

Türbeler

Nuh Peygamber Türbesi

Nuh Peygamber Tufanı ile Cizreye yerleşen Hz Nuh (AS) vefatından sonra, Dağkapı Mahallesinde gömülmüştür Burası daha sonra Havraya, sonra kiliseye ve 639 yılında da camiye çevrilmiştir Dünyanın en eski türbelerinden biridir

Ünlü tarihçi Cizreli İbnülesinFiruzabadi,Evliya Çelebi,Katip Çelebi,Ebubekir Helevi ve Babilli Berassus (Bersis) bu türbenin Nuh (AS) a ait olduğunu yazarlar

Nuh Camiinin güney kısmında caminin bodrumunda kabri şerifleri bulunur Önce merdivenle inilirdi Uzun ve dar bir namazgâhı geçtikten sonra türbeye varılırdıTürbenin üzerinde bir de sanduka bulunur

Şeyh Ahmet El-Cezeri Türbesi

Cizre Kırmızı Medresede, güney bölümündeki mescit kısmına yapışık bir bodrum bölümündedirŞeyh Ahmet El-Cezeri mutasavvıf, muhaddis, şair ve yazardır Mezar bölümüne hem dışarıdan hem de içeriden varılabilir Dışarıdan kapısı olup şu an kapalıdırİçeriden tavan kısmı delik olup, merdivenle inilmektedir Mezarların ana duvarı çepeçevre siyah bazalt taştan yapılmıştır Ancak tüm medrese kırmızı tuğladandır Kubbe kırmızı tuğladan bu siyah taşın üstüne inşa edilmiştir

Türbede 7 kişi yatmaktadır En güneyde ŞAhmet El-Cezeri bulunmaktadır Cizre beylerinden Seyfeddin Bohti, Emir Şemseddin, Emir Hac Muhammed, Naz Susın ile emir ailesinden başka kişiler bulunmaktadır

Mem-u Zin Türbeleri

Abdaliye Medresesi, Cizre Dağkapı Mahallesini mezarlığa bağlayan Cizre Surunun üzerinde kuruludur Mem-u Zin türbeleri ise bu medresenin idare odalarının altında güneydoğu bölümündeki bodrumdadırİçerde üç adet mezar bulunmaktadır Zin, Bekir ve Mem e aittir Mem-u Zin aşk olayı içinde ilahi bir aşk olan bir öyküdür Bu aşk olayı Cizre Beyi Emir Zeynuddin döneminde Hicri:854 (1450-1451) yılında meydana gelmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla