10-14-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İznik’Te Tatil
İznik’te Tatil
İznik
İznik, her avuç toprağı binlerce yıldır kültür kalıntıları ile yoğrulmuş, bölgede, yüzyıllar boyu tarih sayfalarının baş köşelerinde yerini almış bir kenttir Dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşimlerden biridir
Çinicilik
İznik çiniciliğinin gelişimini, tarihleri bilinen yapılar üzerindeki çini kaplamalardan açık-seçik görülebilir 1378-1391 yılları arasında yapılan İznik Yeşil Cami minaresini süsleyen en eski Osmanlı çinileri teknik ve dekor bakımından Selçuk geleneğini devam ettirmekle beraber renk ve tonları onlardan daha zengindir Camiye ismini veren bu çiniler firuze ve yeşil renklerin çeşitliliği ve zenginliğiyle dikkat çekerler
İstanbul’daki yapılarda kullanılan çinilerin İznik’te yapıldığını tarihsel belgelerden öğreniyoruz Milet,Şam grubu ve Rodos işi adı ile tanınan seramiklerin merkezi İznik’tir XVII yy da İznik’e gelen gezgin Evliya Çelebi, 300’den fazla çini fırınının bulunduğundan söz eder İznik çinilerinde; lâle,sümbül,nar,karanfil gibi çiçek motifleri kullanılmıştır Ayrıca insan,kuş,balık,tavşan, köpek gibi hayvan ve gemi motiflerine de rastlanır Mavi, firuze, yeşil ve kırmızı en çok kullanılan renklerdir
Tarihçe: Kent yakınlarındaki Karadin, Çiçekli, Yüğücek ve Çakırca Höyüklerinde M Ö 2500 yıllarına inen uygarlık izleri saklıdır M Ö VII yüzyılda Trak kavimlerinin göçlerinden önce burada kurulan yerleşim ’Helikare’ adını almıştır Kentte basılan sikkelerde Khryseapolis (Altın Şehir) adı okunmaktadır
Makedonya İmparatoru İskender’in generali Antigonos tarafından M Ö 316 yılında yenilenen kent Antigoneia adını almıştır İskender’in ölümünden sonra Antigonos ile general Lysimakhos arasındaki savaşı kazanan Lysimakhos kente, Antipatros’un kızı olan eşi Nikaia’nın adını vermiştir
M Ö 293’te Bithynia Krallığı’na bağlanan kent, önemli mimari yapılarla süslenmiştir Bir süre Bithynia Krallığı’nın başkenti olan Nikaia daha sonra Roma’nın önemli bir yerleşimi olarak varlığını sürdürür
Nikaia, Bithynia havarilerden Petrus’un çabaları ile Hıristiyanlık ile tanışır İmparator l Constantinus döneminde Hıristiyanlık üzerindeki yasaklar kalkar 325 yılı yazı başında Nikaia, Hıristiyanlık için çok önemli bir olaya sahne olur ve Birinci Konsül, Senatus Sarayı’nda toplanır
İmparator Constantinus’un da katıldığı toplantıda iki önemli görüş tartışılır İskenderiyeli din adamı Arius’un görüşü Hz İsa’nın sadece bir insan olduğu ve tanrıdan dünyaya gelmediğidir " Kısa sürede taraftar toplayan bu teze, Piskoposlar karşı çıkmıştır
Hıristiyan dünyasınca bugün de savunulan "Hz İsa’nın Tanrı’ nın oğlu olduğu" tezi uzun tartışmalardan sonra kabul görmüştür Hıristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile bilinen 20 maddelik metin bu Konsülden sonra kabul edilmiştir 787 yılında İznik Ayasofya’sında VII Konsül toplandı İmparatoriçe İrene’nin önderliği ile resim ve heykel üzerindeki yasaklar kaldırıldı İznik, Selçukluların da ,Bizanslıların da başkenti olmuştur
1331 yılında Osmanlı orduları tarafından ele geçirilen İznik, Osmanlı dönemiyle birlikte canlanmaya başladı Osmanlı idaresinde İznik, sanat, ticaret ve kültür merkezi oldu Orhan Gazi Medresesinde birçok ünlü ders verdi Davud-u Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi ünlü tasavvuflar İznik’te yaşadı ve eserler verdi Osmanlı döneminin ilk cami, medresesi ve imareti İznik’te inşa edildi
XIV ve XV yüzyıllarda XVI yüzyılda İznik bir sanat merkezi olmuş, dünyaca ünlü çini ve seramikler burada üretilmiştir İznik, Hellenistik çağdan kalma ızgara planlı kent yerleşimi, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalan anıtsal yapıları ile tarihi kent dokusunu bütün canlılığıyla korumaktadır
İklim: İznik genellikle ılıman bir iklime sahiptir İlçede kışlar genel olarak çok yağışlı, yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı geçer
Gezilecek Yerler
Tümülüs, Kaya Mezar ve Anıtları
Berber Kaya: İznik’in doğusunda yer alan bir tepenin eteğindedir Yek pare kayadan oyulmuş büyük bir oda şeklinde mezar anıtıdır Zemininde mezarlar bulunmaktadır M Ö II yüzyıla ait olup Hellenistik dönemin İznik’teki önemli bir örneğidir Devasa boyuttaki bu lâhdin Bithynia Kralı II Prusias’a ait olduğu öne sürülmektedir
Beştaş (Obelisk): Kentin kuzeyinde bağlar arasında yükselen bu mezar anıtı, eski Roma yolu üzerindedir Beştaş,Nişantaşı, ve Dikilitaş adları ile de bilinmektedir Üzerindeki Yunanca kitabeden I yüzyılda C Cassius Philiscus’a ait olduğu anlaşılmaktadır Anıtın tepesindeki altıncı taşın üzerinde bir kartal veya zafer tanrıçası Nike’nin heykeli olduğu sanılmaktadır Anıtın bir yönünde ise Philiscus’un heykeli olduğu kalan izlerden anlaşılmaktadır Mezar anıtı 12 metre yüksekliktedir
Hypoge: Elbeyli Beldesi’nin Hespekli mevkiinde benzersiz bir yeraltı mezarıdır IV - V yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır Tavanı ve duvarları erken Hıristiyanlık döneminin tipik renkli freskoları ile kaplıdır Mezar odasında üç adet mezar yer alır
Dörttepeler Tümülüsü: Elbeyli Belediyesi mezarlığı içindedir Tümülüs’te iki anıt mezar belirlenmiştir İlk mezar yol kenarındadır Dromosiu dikdörtgen mezar odası ile iki yanında ikişer kilisesi bulunmaktadır Diğer mezar İse beyaz mermerden yapılmış mezar odası ile kaba taş ve ağaçlarla örtülüdür
|
|
|
|