Prof. Dr. Sinsi
|
İznik’Te Tatil
Diğer Tarihi Kalıntılar
Senatüs (Bizans sarayı): Sarayın 4 yüzyılda yapıldığı katî olup halen göl suları tarafından örtülmüştür Zemin mozaikleri toprak altında mevcut olup Hristiyanların Teslis ve İsa’nın ulûhiyeti,insaniyeti münakaşalarını yapan 318 papazın ilk Konsili 325 yılında burada akdolunmuştur 787 yılında Ortodokslar arasında Azizlerin tasvirleri hakkında çıkan ihtilâfın münakaşası için toplanan 7 Konsil de burada toplanmıştır
Surlar: İznik’in çevresini beş kenarlı çokgen şekilde kuşatan surlar 4970 metre uzunluğundadır İznik’in iki ana caddesinin kesiştiği noktadan bakıldığında, dört ana kapı görünür Hellenistik dönemde inşa edilmeye başlanan surlar, Roma ve Bizans dönemlerindeki yeni ilavelerle günümüzdeki şeklini almıştır Kentin dört ana kapısından günümüze Lefke Kapı ile İstanbul Kapı sağlam ulaşabilmiştir Yenişehir Kapı kısmen, Göl Kapı tamamen yıkıktır İstanbul Kapıda tiyatrodan getirilen masklar bulunmaktadır, İstanbul ve Lefke kapısında mermer kabartma friz parçalarının da kullanıldığı görülmektedir
Tiyatro: İznik Antik Tiyatrosu göl kıyısı ile Yenişehir Kapı arasında geniş bir alana inşa edilmiştir Tiyatro, İmparator Traianus döneminde Bithynia prokonsülü (valisi) Plinius’un çabalarıyla 111-112 yıllarında yapılmıştır Tiyatro, XIII yüzyılda toplu mezarlığa dönüştürülmüştür Daha sonraki yıllarda içinde kilise, saray ve Osmanlı seramik atölyeleri ve çini fırınları yapıldığı, yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmıştır
Böcek Ayazma: Koimesis Kilisesi yakınındadır Üstü kubbe ile örtülü, yuvarlak bir yapıdır Hyakinthos Manastırının bir bölümü olduğu sanılmaktadır Ayazma VI yüzyıldan günümüze sağlam gelmiş eserlerdendir
Kilise ve Camiler
Koimesis Kilisesi: Piskopos Hyakinthos tarafından VIII yüzyılda yaptırılmıştır Hyakinthos Manastırı’nın bir bölümü olduğu sanılmaktadır 1065 depreminde yıkılmış, Koimesis Kilisesi kalıntıları ancak ilavelerle tamir edilmiştir Kilisenin mozaikleri ve ikonaları 1807’de İznik Metropoliti Daniel’in isteği üzerine yenilenmişti
Ayasofya Kilisesi: İki ana caddenin kesiştiği yerde, kentin tam ortasındadır Bizans dönemi eseridir ve tahminen XI yüzyıldaki depremden sonra yenilenmiştir 1331 yılında Orhan Gazi Camii adını almıştır Deprem ve yangınlarda tahribe uğramıştır XVI yüzyılda Mimar Sinan tarafından büyük ölçüde değişikliğe uğratılmış ve yenilenmiştir Bir mezar odası duvarında Hz İsa freski bulunmaktadır VII Konsil’in toplandığı yerdir Bu nedenle inanç turizmi için önemli bir merkezdir
Hagios Tryphonos Kilisesi: İstanbul Kapıya giden caddenin sol tarafındadır Birkaç duvar ve döşeme mozaiklerinden parçalar bulunmuştur Duvar tekniği ve planı kilisenin X - XII yüzyıllarda yaptırılmış bir Bizans eseri olduğunu göstermektedir
Ayatrifon Kilisesi: Yenişehir Kapı’ya giden caddenin sağındadır Plan, İstanbul’daki Kariye Camine benzer Planına göre büyük bir kubbe ile örtülü olduğu ve tabanının çok süslü mozaiklerle kaplandığı anlaşılmaktadır Kilisenin XIII yüzyılda Teodoros Laskaris tarafından, Aya Trifon adına yaptırdığı sanılmaktadır
Hacı Özbek Cami: İznik’te inşa edilen ilk Osmanlı camisidir Üstü 8 metre çapında kiremit kaplı bir kubbe ile örtülüdür 1333 yılında inşa edilmiştir
Yeşil Cami: İznik’in sembolü olan Yeşil Cami, adını yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden almıştır Caminin yapımını Çandarlı Hayreddin Paşa 1378 yılında başlatmış, fakat ölümü üzerine oğlu Ali Paşa 1391’de tamamlatmıştır Erken Osmanlı döneminin tek kubbeli camileri arasında en görkemlilerindendir Eşsiz minaresi caminin sağ köşesindedir Gövdesi mavi ve yeşil renkli çinilerle zigzaglı mozaik tekniğiyle bezenmiştir Selçuklu minare geleneğinin ilk dönem Osmanlı sanatına yansımasının önemli bir örneğidir
Mahmut Çelebi Cami: Çandarlı Hayreddin Paşanın torunlarından Mahmut Çelebi tarafından 1442 yılında inşa ettirilmiştir
Orhan Bey Camii Ve Hamamı: Cami, Yenişehir Kapı dışında sol tarafta tarlalar arasında kalıntı halindedir Hamam ise, cami ile surlar arasında bulunmaktadır
Türbeler
Şeyh Kutbettın Camı Ve Türbesi, Eşref-1 Rumî Camı Ve Türbesi, Yakub Çelebi Zaviyesi Ve Türbesi, Kırgızlar Türbesi , Sarı Saltuk Türbesi, Åandarli Hayrettin Paşa Türbesi, Åandarli İbrahim Paşa Türbesi Ve İmareti, Åandarli Halil Paşa Türbesi, Huysuzlar Türbesi, Ahiveyn Sultan Türbesi, Abdülvahap Sancaktarı Türbesi İznik’in önemli türbeleridir
Han ve Hamamlar
Rüstem Paşa Hanı:Bu gün evler arasında kalmış duvar kalıntıları halindedir Yalnız kuzey ve batı duvarının bir bölümü ayaktadır Yapı XVI yy da Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Rüstem Paşa adına Mimar Sinan tarafından inşa edildiği sanılmaktadır
İsmail Bey Hamamı:XIV yy sonları ile XV yy başlarına aittir İç mimarisiyle seçkin bir yapıdır
Haci Hamza Hamamı:Mahmut Çelebi Caminin yanındadır, ikinci Murat hamamı olarak da anılır XV yy da inşa edilmiştir
Meydan Hamamı:1 Murat Hamamı olarak da bilinir Çifte hamam biçiminde inşa edilmiştir Hamam XIV yy sonlarına tarihlenir
Müzeler
İznik Müzesi: (Nilüfer Hatun İmareti) İmaret 1388 yılında Osmanlı Sultanı l Murat tarafından annesi Nilüfer Hatunun anısına inşa ettirilmiştir İmaret olarak kullanılan yapı, yoksullar için her gün yemek dağıtan bir hayır kurumuydu
Cumhuriyet döneminde değişik gereksinimler için depo olarak kullanılan bina 1960 yılında müze olarak hizmete açılmıştır Tarihsel bir yapı olan imaret, XIV yy Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biridir
Müzede,İznik ve çevresinden toplanan arkeolojik buluntular ile Ilıpınar, Tiyatro ve İznik’teki çini fırınları kazılarından çıkarılan eserler sergilenmektedir Müze bahçesinde; Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı eserleri yer almaktadır
Ne Yenir?
Istakoz güveci, sazan balığı çorbası, yayın balığı, şiş veya buğulama, kerevit salatası ve kerevit güveç İznik Gölü çevresinde bulunan lokantalarda tadılabilecek yiyecek türleri olarak sayılabilir
Ne Alınır?
İznik’ten öncelikle meşhur İznik çinisi alınabilir Ayrıca bölgede yoğun olarak yetiştirilen zeytin çeşitlerinden de almak mümkündür
Yapmadan Dönme
İznik Müzesini görmeden,
Tümülüs ve Mezar Anıtları görmeden,
İznik surlarını gezmeden,
VII Konsil’in toplandığı Ayasofya Kilisesini ziyaret etmeden,
Çini süslemeleriyle ünlü camileri görmeden,
İznik çinilerinden almadan,  
Dönmeyin
|