Prof. Dr. Sinsi
|
Fehmi Kundura
kunduracılık
Babam ve babamdan iki yaş büyük amcam nafakalarını kunduracılıkla temin ederlerdi
Babam ileride kundura imalat atölyesi kurunca sayacı sorununa çare bulabilmek için ilkokula müteakip beni Muradiye’li onbaşı lakaplı sayacı Nihat ustanın yanına çırak vermişti
Benim çocukluğumda kunduracılar ve benzerleri Pirinç hanı, Zafer meydanı ve Tuz pazarında yoğunlaşmıştı
5 yıl kadar sayacı çıraklığı yaptım, kalfa aşamasına gelmek üzereyken Bursa’da daha cazip olan havlu dokuma işçiliğini öğrenmek amacıyla sayacığı terk ettim
Sayacılığı terk ettiysem de kunduracılıktan kopamadım
İşlerin yoğun olduğu günlerde babamın çalıştığı dükkana giderek yapabildiğim kadarıyla yardım ettim, bazen de babam akşamları veya hafta sonları eve iş getirirdi , ufak-tefek işleri bana bırakırdı, birlikte bir an önce işleri toparlar, günlük yaşantımıza dönerdik
Kundura sektöründe ki adetler, gelenekler dışarıdan biri tarafından hakkıyla bilinemez, mesleğin yazılı olmayan kuralları vardır, kurallara riayet etmeyen aforoz edilir, kolaylıkla dışlanır
Çok kişi kunduracılığı albenili kundura mağazalarından ibaret sayabilir, bu doğru değildir, kunduracılık gerçekten emek, ustalık ve dikkat isteyen bir iş koludur
Erkek ayakkabısının adı merdane, kadın ayakkabısı zendedir
Erkek çocuk ayakkabısı garson, kız çocuğunun ki filet veya kürtanedir
Numara küçüldükçe bebelerin giydiği patiğe kadar gider 
Büyük veya küçük baş hayvanların kesiminden elde edilen ham deriler işlenerek mamul hale getirilir, rugan, vidala, glase, süet, zig vs adlarla, desimetre kare hesabıyla satışa sunulur
Kunduracılık kesicilikten başlar
Kesicilik başlı başına maharet ister, iyi kesicinin en başta gelen vasfı, mümkün olabildiğince çok parça elde ederken zayiatın az olmasını temin etmektir
Deri bütün halinde masaya yayılır, ıstampaların tamamı el altında tutulur, kesime; hayvanın sırtından büyük parçalar kesilmek suretiyle başlanır
Derinin en sağlam yeri hayvanın sırt kısmıdır, büyük parçaların alınmasına sırttan başlanırsa ayakkabının sağlamlığı artar
Hayvanın kesimi esnasında veya deri işlemi sırasında deride hasar meydana gelebilir, örneğin yüzme esnasında bıçağın derine daldırılması deride hasara yol açar
Bu hataya ispire denir
Saya kesilirken deri elle çekiştirilir, alt-üst edilerek ispire olup olmadığı kontrol edilir, ispire varsa buradan ufak parça alınır, ispire dışarıda bırakılır
Sırttan büyük parçalar alındıktan sonra sıra bacaklara ve züf denilen karın kısmına gelir
Derini bacak tabir edilen kısmı serttir, ufak parçaların buradan alınması isabetli olur
Züf denilen karın bölgesi oldukça yumuşaktır, dayanıksızdır, buradan parça alınırken ayakkabının zor görmeyecek kısmına gelmesine itina edilir
Sayanın bütün parçaları kesilince numaralanır, bağlanır, meşin denilen bir başka deri ürününden kesilen astarla birlikte saya dikimine yollanır
Saya;gamba, ayna, fileto, kıylık gibi isimler alan parçaların bir araya getirilmesidir
Saya dikimine birbiri üstüne gelecek parçaların traşı ve traşlanan parçaların kıvrılmasıyla devam edilir, kıvırma bitince üste aşamasına geçilir, büyük parça küçük parçanın üstüne gelecek şekilde yapıştılır, kalıba çekilirkem esneyip yırtılmaması için ağız kısmına ekstrafor çekilir, astar üstesi atılır, saya makinasında önce üst üste gelmiş parçaların tamamı dikilir, sonra arkası çatılır, etrafında ki fazla meşinler temizlenir, yapım aşaması için kalfaya teslim edilir
Saya, kundura kalıbı ve kundura yapımında kullanılacak malzemenin kunduracı kalfasına ulaşmasına ‘’rakapta’’denilir
Önceden çizilerek parçalanan taban astarının kalıba gerilmesi ve kalıba uygun olmayan kısımların bıçakla temizlenmesinden sonra ön (bombe) ve arka (fort)olmak sayanın deri ve astar arasına tela bezi veya köseleden elde edilen parçalar koyulur, üzeri çirişle kaplanır, ayakkabı kalıptan çıktıktan sonra dayanıklı olması sağlanır
Kösele çok sert olur, önceden suya bırakılırsa yumuşar, traşı kolay olur Köselenin suyuna ''maztelya suyu''denir,
Montaja en büyük numaradan başlanır, ufağa doğru gidilir
Montajda monte çivisi denilen bir cm boyutunda ufak çiviler kullanılır
Çivinin içinde kalan meşin parçaları ara işi denilen işlemle temizlenir, yapıştırıcı sürülür, kuruması beklenir, çivilere yan vurulma yöntemiyle yatırılır, derinin taban astarına iyicene yapışması beklenir
Çiviler çıkarılmadan önce ayakkabı kalıbı iki diz üzerine ters olarak yatırılır, kunduracı çekiciyle kuvvetlice vurulur, yapıştırmanın arzu edilen seviyede olmasına çalışılır
Çivilerin dip kısmına vurulması, kafaların kalıptan kalkmasına yarayacaktır, çivi söküm aşamasında kolaylık sağlayacaktır
Çiviler tamamen sökülünce sıra lastik vb kaplamanın özenli olmasına yarayacak traş aşamasına gelir, fazlalıklar ‘’falçata ‘’denilen kunduracı bıçağıyla traşlanır, raspayla törpülenir, hem kalıpta ki kunduranın üzerine hem de alta yapıştırılacak lastik, kauçuk vs tabana yapıştırıcı sürülür, kurumasından sonra pres makinasında sıkılarak veya çekiçle dövülerek yapıştırılır, taban malzemesi elde üretilmişse etrafına bıçak vurulur, son düzleme işlemi torna-freze atölyesinde yapılır, ayakkabılar kalıptan çıkarılır
Kalıptan çıkarılan ayakkabılar hazırlama masasına alınır, ateşe tutulur, boyanacak kısmı varsa boyanır, ’ ’mostralık’’denen damga vurulmuş astar çiriş sürülerek ayakkabının içine yerleştirilir, satılmak üzere, rafa veya kuturla koyulur
Kunduracılıkta adetlerin olduğundan bahsetmiştim
Kunduracılık jargonunda kullanılan kelimeler Fransızca, İtalyanca veya Ermeni’cenin karışımıyla elde edilen yabancı kökenli dildir
Kunduracı kalfasının bir atölyeden diğerine transfer olurken aldığı paraya ‘’pulatka’’ denir
Pulatka çoğunlukla borçtur, bir önce ki atölyede ki borçlarını tasfiye etme amaçlıdır, bazen de pulatka geri istenmez, buna da ye parası derler
Purstanca cumartesi günü toplam hesaptan düşmek üzere kalfaya verilen günlük ücrettir
Kunduracılıkta bir kalfanın işine son verilecekse sen işi bırak git denmez, sana purstanca bulamadık denir, bu sözü işiten kalfa mesajı alır, kendine iş bakar
Samarko cumartesi günü haftalık ücret alınırken bir sonra ki haftada yapılacak işlerin bir kısmının ücretini peşinen almaktır
Kunduracılar arasında tahsil oranı düşük, buna karşın alkol, madde kullanımı suç ve sabıka oranı çok yüksektir
(Ör Hırsızlık yapan birinin ‘’uyanık çocuk ‘’denilerek onore edildiğine defalarca şahit olmuşumdur )
Argo konuşulur, sözü küfürle bezemek sıradan işlerdir
Küfürsüz konuşan hoş görülmez, tuhaf olduğuna hükmedilir
Kibar dil kullanana uzaylıymış gibi şaşkınlıkla bakılır
Benim faal olarak kunduracılıktan uzaklaştığım 30 seneden fazla oldu
Yakın zamanda konuştuğum bir kunduracıdan eski adetlerin kalmadığını öğrendim
Pek çok iş kolu gibi kunduracılıkta da teknolojiye ayak uydurulduğunu, eskiden elle yapılan bir çok işlemin makinalara yaptırıldığını, zamandan tasarruf edildiğini, üst düzey kalite yakalandığını biliyorum
Adetler kalmadıysa, kunduracılık modern yaşama ayak uydurduysa ben bu yazıyı neden yazdım?
El sanatları günden güne azalıyor
Belki de bir gün gelecek bazı el sanatları gibi kunduracılıkta meslek olmaktan çıkacak, kunduracılık mesleği unutulacak
Kunduracılıkta tahsil seviyesinin düşük olduğu da göz önüne alınırsa, yakın bir gelecekte kunduracılıkla uğraşanlar gitgide azalacak, belki de hiç kalmayacak, kunduracılığın adetleri, gelenekleri unutulacak, tarihin tozlu rafına bırakılacak
Bir zamanlar Bursa’da pek çok kişinin geçim kapısı olan kunduracılığın görünmeyen, bilinmeyen yönünü yazmakla çocukluğu kunduracılar arasında geçmiş biri olarak tarihe kayıt düşmek istedim
Tepki alır mıyım?, mümkündür
Bana tepki gösterecek olanları amcamla yüz yüze konuşmaya davet ederim, amcam 2-3 hafta sonra 80 yaşına girecektir, akli melekeleri son derece yerindedir
Yaz akşamları birasını Teleferik parkında içer, birasını yudumlarken de yalnız yaşadığı evine gidince donatacağı rakı sofrasının ‘’rakaptasıyla’’meşgul olur
Bazı geceler evine giderim, sohbet ederiz, Kullandığı jargonu ben bilirim, anlama zorluğu çekmem
Mevzu ettiği konulara gelince 
Biraz politika, çokcası içki, kumar, kadınlar; fazla söze hacet mi var? 
|