Yalnız Mesajı Göster

Karadeniz Beylikleri

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karadeniz Beylikleri




Karadeniz beylikleri

Moğolların son Anadolu valisi olan Eretna İlhanlıların çöküşünden sonra bağımsız hareket etmeye başladığında, Emir Doğanşah isimli bir Türkmen beyi Niksar ve çevresine hakim olmuştu Eretna Bey bağımsızlığını ilan ettiğinde, Doğanşah, wwwfrmsinsinet Emir Timurtaş'ın oğlu Şeyh Hasan ile ittifak kurarak O'na muhalif olmuş ve hakimiyetini tanımayarak Anadolu'nun bu güçlü liderine karşı çıkmıştır[1] Eretna'nın devlet kurmasından çok önce, daha Anadolu'da İlhanlı hakimiyeti yıkılmamışken Doğancık Bey'in bağımsız hareket etmeye başlaması dikkat çekicidir Nüfuzunu Kastamonu'ya kadar genişleten Taceddinoğulları beyliğinin kurucusunun wwwfrmsinsinet 1309 yıllarında müstakil bir araziye sahip olma ihtimali yüksektir[2]

Çobanlı Şeyh Hasan ile ittifak yaptıktan sonra topraklarını genişletmeye başlayan Doğanşah, Amasya'yı ele geçirmiş, Şeyh Hasan'ın takınabileceği tavırdan çekinen Eretna, bu olay karşısında sessiz kalmıştır Taceddinoğulları ile Eretnalılar arasında oluşan düşmanlık bu şekliyle devam ederken, Mısır Memlûklu Sultanı Melik wwwfrmsinsinet Nâsır'ın desteğini alan Eretna, bu sayede 1341 yılında Doğancık Bey'i Amasya'dan çıkartarak Niksar'a çekilmek zorunda bırakmıştır[3]

Doğancık Bey'in 1348'de ölümünden sonra,[4] yerine oğlu ve beyliğin ismi ile anılmasını sağlayacak kişi olan Taceddin Bey geçmiştir Taceddin Beyin ilk dönemdeki faaliyetleri hususunda kaynaklarda herhangi bir malumata rastlanmaz, O'nun hakkındaki ilk bilgiler, Eretnalılar Devleti'nin gerileme döneminde Niksar'da gerçekleşen hadise ile başlamaktadır

Eretnalıların hakim olduğu topraklar üzerindeki siyasi otoritesinin zayıflaması ile birlikte, devletin elinde yalnız Kayseri ve Sivas kalmış, devlete bağlı emirler, hakim oldukları yerlerde kendi başlarına hareket etmeye başlamışlardır Bu sırada payitahtı Niksar'da bulunan Taceddin Bey de, Amasya'da bağımsız hareket etmeye başlayan wwwfrmsinsinet emir Şadgeldi’ye tâbi olarak bölgesindeki nüfuzunu güçlendirmeye çalışmıştır[5] Orta Karadeniz'in güneyine düşen bu sahada yitirdiğini gücünü tekrar kazanmaya çalışan Eretnalı hükümdarı Alaeddin Ali Bey, Taceddin Bey'in devlete taahhüt ettiği vergi ve asker verme kararından geri dönmesini sebep göstererek, 1379 yılı ilkbaharında Taceddinoğulları üzerine sefere çıkmıştır Niksar civarında karargâh kuran ordu şehre girme plânları yaparken, Eretnalı hükümdarı vezirine bile haber vermeden bir kısım askerle birlikte Sivas'a geri dönmüş, giderken de wwwfrmsinsinet Niksar'ı kısmen yağmalayan Moğol oymaklarından Samagarlıların ganimetlerine el koymuştur Alaeddin Ali Bey'in bu zamansız hareketi üzerine, veziri Burhaneddin, ordunun ağırlıklarını yağmalanmaktan güçlükle kurtarmış ve kuşatmadan kesin bir netice alamadan ordu ile birlikte Sivas'a çekilmiştir[6]

Eretnalıların Taceddinoğulları üzerinde nüfuz tesis etme çabalarının sürdüğü bir sırada, Taceddin Bey, Canik bölgesindeki faaliyetlerini artırmıştır 1379’da Yeşilırmak havzasının denize ulaştığı sahayı Ünye'ye kadar ele geçiren Taceddinoğulları, Komnenos hanedanının yöredeki en önemli rakibi haline gelmiş, Trabzon Rum Devleti bu beylik ile diplomatik münasebet kurma zorunluluğu hissetmiştir[7]

Komnenoslar, Taceddinoğulları ile yakınlaşma çabasına girmeleri ile birlikte, III Aleksios devrinin en yaygın diplomatik ilişki kurma vasıtası olarak gördükleri bir prensesi rakip tarafın önde gelen bir ferdi ile evlendirme yöntemine başvurmuşlardır Ordu beyliği ile Bayram Bey'i damat edinerek uzunca bir süre dostluk kuran Trabzonlular, wwwfrmsinsinet Taceddin Bey ile de akraba olarak Canik havzasındaki bu iki büyük gücü kendilerince zararsız hale getirmeyi başaracaktır Panaretos'un kaydına göre, 14 Ağustos 1379'da kızı Eudokia'yı Taceddin Bey ile evlendirmek üzere Trabzon'dan ayrılan Kral Aleksios, Kılıç Arslan'ın Trabzon'u istila edeceği haberi üzerine Giresun'dan geri dönmüş, ancak eylülün sonuna doğru tekrar düğüne katılmak üzere Ünye’ye gelerek 8 Ekim 1379'da Eudokia'yı Taceddin ile evlendirmiştir Bu evliliğin diplomatik neticesini de açık bir biçimde vurgulayan Trabzon tarihçisi, böylelikle kralın Yeşilırmak wwwfrmsinsinet havzasındaki kontrolü sağladığını belirtmekle, [8] Taceddinoğullarını müttefik haline getirmenin ülkesi için ne kadar önemli bir imkân sağladığını ortaya koymaktadır

1379 senesinde gerçekleşen olaylar zincirinde, bir taraftan Trabzon Rum Devleti Taceddinoğullarını kendi tarafına çekmeye çalışırken, diğer yandan toprakları üzerinde kaybettiği nüfuzunu tekrar kazanmaya çalışan Eretnalılar, Niksar beyliğini kontrolü altına almaya gayret etmiş, bu sebeple Taceddin Bey iki cephede birden mücadele wwwfrmsinsinet etmek zorunda kalmıştır Nihayetinde Komnenoslara üstünlüğünü kabul ettirerek kızlarını alan ve doğu sınırındaki faaliyetlerini sona erdiren Taceddin Bey, daha sonra yönünü Orta Anadolu'ya çevirecek, beyliğinin varlığını hiç bir zaman hazmedemeyen ezelî düşmanı Eretnalılarla wwwfrmsinsinet mücadelesine devam edecektir

Alaeddin Ali Bey’in 1380’de tekrar tahta geçmesinden sonra, Amasya emiri Şadgeldi’yi ortadan kaldıran Kadı Burhaneddin, müteakiben bağımsızlığını ilân edecektir[9] Eretnalılara karşı Amasya emiri ile ittifak yapan Taceddin Bey, Anadolu'daki etkinliği bilinen Hacı Şadgeldi'nin öldürülmesi ve Kadı Burhaneddin’in devlet kurmasının ardından, eski hasımlarına karşı olan tavrını değiştirmemiştir Kaynaklardan öğrenildiği üzere Amasya, Hacı Şadgeldi'nin ölümünden sonra oğlu Ahmed'in kontrolüne geçmiş, Taceddin Bey de onunla birlikte hareket etmeye başlamıştır[10]

Eretnalıların yıkılmasından sonra, bunların hakim olduğu topraklar üzerinde yeni bir devlet kuran Kadı Burhaneddin devrinde, Taceddinoğulları beyliği hakkında Bezm u Rezm'de ve Grek kaynaklarında etraflıca bilgi bulunmaktadır

Bezm u Rezm’deki kayıtlarından anlaşıldığı wwwfrmsinsinet kadarı ile, başta dönemin siyasî durumuna uygun olarak Sivas hükümdarına tâbi olan Taceddinoğulları kısa süre sonra çevresindeki beylikler ile irtibata geçerek bağımsız hareket etmeye başlamıştır Amasya'da bulunan Emir Ahmed ile kurduğu ittifakı geliştiren Taceddinoğulları lideri, Kadı Burhaneddin'in Canik'te yaptırdığı kaleyi yıkmaya çalışınca her iki taraf arasında savaş patlak vermiş, 1386 baharında yapılan muharebede müttefikinden gelen yardım ile 7000 askere ulaşan bir ordu hazırlayan Taceddin Bey, Sivas ordusu 5000 kişi olmasına rağmen yenilmekten kurtulamamış, wwwfrmsinsinet daha sonra Kadı Burhaneddin tarafından affedilerek bölgesine geri dönmüştür[11] Bu hadiseden sonra Taceddin Bey Kadı Burhaneddin ile beyliği arasındaki husumete son verecek, mücadele sahasını doğusundaki topraklara kaydırarak Hacı-Emiroğulları ile rekabet etmeye başlayacaktır

Canik yöresinin en büyük iki Türk beyliği arasında başlayan wwwfrmsinsinet mücadele, aslında Anadolu'nun genel siyasî durumunu yansıtması bakımından önemli bir örnektir Kadı Burhaneddin’in aracılığına rağmen Ordu’ya akınlar düzenleyen [12] Taceddin Bey, daha sonra büyük bir ordu hazırlayarak Hacı Emiroğulları üzerine yürüyecektir Ancak, 24 Ekim 1386'da başlayan savaşta, 12000 kişilik bir kuvvet ile Ordu'ya doğru ilerleyen Taceddin Bey, Emir Süleyman'ın kuvvetleri karşısında duramayacak ve 3000 askeri ile birlikte harp meydanında can verecektir[13]

Taceddinoğulları ile Hacı Emiroğullarının birbirleri ile savaşmaları, güçlerini birleştirip Trabzon'a saldırma ihtimalini tabii olarak ortadan kaldırdığı için, Komnenoslar açısından büyük bir şanstı[14] Hadisenin sonuçları Karadeniz'e Türk yerleşimi bakımından incelendiğinde ise, Taceddin Bey'in ölümü ile birlikte, gücünün zirvesine çıkmış olan beyliği gerilemeye başlayacak, aynı zamanda, yöredeki Türkler arasında iç çatışmaya meydan verebilecek hadiseler de ortadan kalkacaktır Zira, Taceddin Beyin ölümünden sonra yerine geçen oğlu Mahmud Bey, iktidarının ilk döneminde kardeşi Alp Arslan ile büyük bir taht mücadelesine girişecek, bu ortamdan faydalanan Kadı Burhaneddin, Niksar ve civarını işgal ederek Mahmud Bey’i tâbiyetine alacaktır[15]

XIV yüzyılın sonlarında, Canik havzasındaki siyasî yapı bu tarzda şekillenirken, Anadolu'daki güç dengeleri de baştan sona değişmeye başlayacak, Osmanlı Devleti, Kadı Burhaneddin’in hakimiyet sahasını daraltmaya başlayacaktır

Kadı Burhaneddin'in Niksar'ı ele geçirerek Taceddinoğullarını kendine tâbi hale getirmesinden fazla bir süre geçmeden, Mahmud Bey Candaroğulları, Taşan oğulları ve Bafra beyleri ile Kadıya karşı ittifak hazırlamışlar, tam Sivas'a doğru harekete geçmek üzere iken Osmanlıların Candaroğulları beyliği üzerine yürümesi üzerine niyetlerini ertelemek zorunda kalmışlardır Kendisine karşı kurulan ittifak girişiminde başarısız olunmasına rağmen harekete geçen Kadı Burhaneddin, bulunduğu bölgede önemli bir denge unsuru haline gelen ve 1394'te Timur'un yaptırdığı tespite göre Canik'teki muhalifleri arasında 6000 askerlik gücü ile en büyüğü olan Taceddinoğullarını yanına çekmeye çalışmıştır Sivas sultanının Amasya'yı almasından sonra kısa süreli de olsa müttefik oldukları görüntüsünü veren Taceddinoğulları, Kadı Burhaneddin'in bölgedeki etkinliği azalınca tekrar muhalefete başlamış ve bu sefer de Osmanlı Devleti ile ittifak kurmuştur[16] Nihayet 1398'de, Kadı Burhaneddin ile Akkoyunlu Karayülük Osman arasında çıkan savaşta Sivas hükümdarının mağlup olması ve harp meydanında ölmesi üzerine,[17] Niksar beyliğinin Canik havalisindeki faaliyetlerini sınırlayan en büyük düşmanı ortadan kalkmış ve Taceddinoğulları Osmanlı Devleti ile kurduğu ittifak sayesinde büyük bir hareket serbestliğine kavuşmuştur



Alıntı Yaparak Cevapla