Prof. Dr. Sinsi
|
Karadeniz Beylikleri
Taceddinoğullarının Osmanlı tâbiyetine girmesi, Sultan Bayezid (1389-1402) Canik’i ele geçirdiğinde, bölgedeki beyler ve Amasya emiri Ahmed Bey'in Osmanlıların hakimiyetini tanıması ile olmuş, çevresindeki herkes gibi Alp Arslan Bey de Osmanlı saflarına geçmiştir [18] Taceddinoğulları ile Osmanlılar arasındaki ittifak kısa süre sonra gerçekleşen bir hadise ile Niksar beyliği açısından ne derece önemli olduğunu göstermiştir Solak-zâde'nin kaydına göre, 1403 başlarında Kubadoğullarının Niksar kalesini muhasara etmesi üzerine, Çelebi Mehmed (1413-1421) hemen bölgeye gelmiş, Kubadoğlu beyini mağlup ederek bölgedeki diğer bir Türk beyliği olan Taşanoğullarına sığınmak zorunda bırakmıştır [19]
Niksar beyliğinde Osmanlıların metbu olarak tanındığı bir sırada, Mahmud Bey'le taht mücadelesi yapan ancak başarılı olamayan kardeşi Alp Arslan'ın oğulları olan Hüsameddin Hasan ve Hüsameddin Mehmed Yavuz, amcalarının Niksar taraflarına hakim olmasından sonra Samsun ve Çarşamba mıntıkasına giderek bu yörede kendi başlarına hareket etmeye başlamışlardır [20] Ankara Savaşı'ndan sonraki dönemde Hasan Bey bağımsız davranmaya devam etmiş,[21] hatta Osmanlı Devleti'nin fetret devrine girmesi ile birlikte topraklarını genişletmeye başlamıştır Bir kayda göre, Taceddinoğlu Alp Arslan'ın oğlu Hasan Bey, Kubadoğlu Cüneyd'i yenerek Canik'i ele geçirmiştir [22] Bunun üzerine Çelebi Mehmed, Anadolu'ya geçme lüzumunu hissetmiş, 1419'da büyük bir ordu ile Samsun'a gelen Sultanın gücü karşısında Gâvur Samsun'u koruyan askerler hisarı yaktıktan sonra gemilere binerek kaçmış ve Biçeroğlu Hamza Bey orasını ele geçirmiştir Bundan sonra Müslüman Samsun'u elinde bulunduran Hızır Bey, savaşmadan hakim olduğu toprakları padişaha teslim etmiş, böylece Samsun şehrinin her iki kısmı da Osmanlıların eline geçmiştir [23] Canik mıntıkasının sahil kesimini büyük ölçüde ele geçiren Osmanlı Sultanı, Samsun'u almakla Hasan Bey'in yayılmacı tavrının önünü kesmiş, ancak beyliğinin asıl hakimiyet bölgesi olan topraklara dokunmamıştır Bunun sebebi, Amasya tarihinde belirtildiği üzere, Kubadoğulları'nın aksine Taceddinoğulları'nın Osmanlı Sultanı ile yakın ilişki kurmasından kaynaklanmaktadır [24]
Osmanlı Devleti'nin fetret devrini geçirmesinden sonra, II Murad dönemi ile birlikte, Anadolu'nun bir çok bölgesinde olduğu gibi Canik yöresinin de siyasî yapısında önemli değişiklikler olmuştur Yeni Osmanlı sultanının Yörgüç Paşa'yı bölgedeki beylikleri ortadan kaldırma yetkisi ile Amasya valisi olarak atamasından sonra, bir önceki dönemde Osmanlı sultanı ile yakınlıkları bilinen Taceddinoğullarının da bağımsızlığı tehliaaae girmiştir Osmanlı tarihlerindeki kayıtlara göre, 1427-1428'de Hasan Bey'i bir düğüne davet ederek burada kendisini tutuklatmak isteyen Yörgüç Paşa, Taceddinoğlu emirinin davete katılmaması ile bu emeline ulaşamamış, ancak Amasya valisinin memleketini zaptedeceğini sezen Hasan Bey haber göndererek kendisinin memleketini teslim edebileceğini bildirmiş ve Osmanlı hakimiyetini kabul etmiştir Bununla birlikte Yörgüç Paşa, Hasan Bey'i yakalatarak Bursa'da bir hisara hapsettirmiş, akrabaları Amasya'ya gönderilmiş ve toprakları Osmanlı Devleti hakimiyetine girmiştir [25] Böylece Canit-i Göl olarak bilinen bugünkü Çarşamba ve Terme bölgesi Osmanlıların eline geçmiştir [26] Bursa'da hapsedildiği hisardan kaçan Taceddinoğlu, iki yıl kaçak olarak yaşadıktan sonra tekrar Osmanlı Sultanına sığınmış ve kendisine Rumeli'de tımar verilmiştir [27]
Osmanlı fethinden yaklaşık çeyrek asır sonra gerçekleşen Şeyh Cüneyd'in Trabzon seferi, Taceddinoğullarının yaşadıkları yöredeki etkinlikleri konusunda çok önemli bilgiler vermektedir 1447'de babasının yerine Safevi tarikatının başına geçen Şeyh Cüneyd, amcasının tarikat liderliğini ele geçirmesi sebebi ile Erdebil'den ayrılarak Anadolu'ya, daha sonra Suriye'ye geçmiş, ancak buradaki siyasi hadiseler üzerine yanında hemen hemen kimse kalmayacak şekilde tekrar Anadolu'ya gelerek Canik'e gitmiştir Bu sırada bölgede vali olan Mehmed bey şeyhi iyi karşılamış olmalıdır, çünkü şeyh, Trabzon'u ele geçirerek bölgede bir devlet kurmaya çalışmış, bölgeden aldığı destek ile Trabzon'u kuşatmıştır [28]
Batılı araştırmacının eserinde vali olarak adlandırılan Mehmet Bey, aslında Taceddinoğlu sülalesinden gelmektedir Osmanlı padişahı II Murad'dan mülk isteyen Cüneyd, bu isteği kabul edilmedikten sonra Anadolu'nun çeşitli yerlerinde dolaşmış ve taraftar toplamış, daha sonra yukarı Kelkit vadisinden hareketle Canik bölgesine gelmiş, burada, Taceddinoğlu Mehmed Beyle buluşmuştur Bu sırada Rum Devleti zayıf bir durumda olduğundan Şeyh Cüneyd Trabzon ve yöresini fethederek orada bir beylik kurmaya karar vermiştir Anadolu'daki bütün müritlerini silahlı olarak yanına davet ettikten sonra Taceddinoğlu Mehmed Bey ile Trabzon üzerine yürüyen[29] Şeyh Cüneyd, büyük başarılar kazanmasına rağmen şehri ele geçirememiştir [30]
Niksar merkezli olarak kurulan ve sahilde Çarşamba ile Terme'ye kadar yayılmayı başaran, zamanla deniz kıyısındaki arazisini Samsun'dan Ünye'ye kadar genişleten Taceddinoğulları beyliği, Canik havalisinin Türk yurdu haline gelmesinde önemli bir rol üstlenmiştir Türkiye Selçuklu Devleti döneminde Samsun civarına yerleştiği tahmin edilen ve Moğol istilasından sonra Doğanşah’ın bağımsız hareket etmesi ile ismi duyulan Taceddinoğulları, Karadeniz bölgesine yerleşen Türkler arasında, hem çevresindeki Türk beyliklerini bir araya getirerek Anadolu'ya hakim siyasî güçler ile çatışabilecek askerî gücü hem de Trabzon Rumlarına üstünlüğünü kabul ettirmesi ile ön plâna çıkan bir Türk beyliğidir
1386’da on iki bin askerlik bir güce sahip olduğu bilinen Taceddinoğulları, yaklaşık altmış bin civarında bir Türk nüfusuna malikti Bu husus, o dönem itibarı ile Karadeniz'in etnik yapısının Türkler lehine değişmesinde Taceddinoğullarının ne derecede önemli bir nüfusa sahip olduğunu gösterir Ancak, Taceddin Bey’in iktidar hırsı yüzünden Hacı Emiroğulları ile savaşması, beyliğin gerilemesine yol açtığı gibi, Karadeniz bölgesinin mukadderatını değiştirebilecek bir birliğin olmaması da Trabzon Rum Devleti’nin 1461'e kadar yaşamasını sağlamıştır
1386'daki savaşta askerî gücünün önemli bir kısmını ve liderini kaybeden Taceddinoğulları, Osmanlı Devleti ile ittifak kurmalarından sonra tekrar eski kudretine yaklaşmış ve Kubadoğullarını yenerek Samsun'a hakim olmuş iseler de, 1428'de Yörgüç Paşa tarafından ortadan kaldırılmışlardır Buna rağmen, beyliğin yıkılışından neredeyse çeyrek asır sonra Şeyh Cüneyd'in Trabzon seferini ağırlıklı olarak Taceddinoğullarından kurduğu ordu ile yapması, bu ailenin yaşadığı bölgedeki nüfuzunu ortaya koymaktadır
|