10-14-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Mardin Savur Yeşiller
Mardin savur yeşiller
Süryanilerin Suara adını verdikleri bu şehir, Sasanilere karşı korunmak amacı ile Bizanslılar tarafından bu yörede
oluşturulan istihkam zincirinin bir halkasını oluşturur Bu şehir Osmanlılar tarafından fethi Yavuz Sultan Selim'e
Şam'dan Mısır'a hareketinden sonra 15 12 1516 da ulaştırılmıştır Savur'dan da "nahiye-i Savur, tabi-i liva-i
Mardin" şeklinde bahsedilmekle beraber, burada bir kadı bulunduğuna göre, bir kaza olması gerekmektedir
1518 'deki kadısının ismi Mevlana Yusuf olup 30 akçe yevmi hasılı vardı Burada bir boyahane ve dabbakhane
bulunmaktaydı Katip Çelebi Savur'da bir cami ve bir hamam bulunduğunu yazmaktadır (Nejat GÖYÜNÇ
XVI Yüz Yılda Mardin Sancağı kitabından alınmıştır) Savur, Mardin İline bağlı olup kuzeyinde yerleşmiş yeşil,
sulak ve şirin bir ilçemizdir Kuzeyinde Diyarbakır'ın Bismil İlçesi, güneyinde Mardin'inÖmerli İlçesi, Batısında
Mardin İl Merkezi, doğusunda ise Batman İli'ne bağlı Gercüş İlçesi ile çevrilmiştir Mardin İl Merkezi ile aşırı

benzerliği vardır Biri ilçe merkezinde olmak üzere,Pınardere, Sürgücü ve Yeşilalan beldelerinde belediye idaresi
vardır İl merkezine 47 km uzaklıkta bulunan şirin ilçemizin merkez nüfusu 2000 yılı genel nüfus sayımına göre
11 240 dır Artuklulara kadar uzanan tarihi ile bu günlere gelen Savur, bir çok eseride bu günümüze taşımıştır
Stratejik durumu göz önünde bulundurularak kendisi gibi tarihi yapıya sahip, ipek yolunun can damarı
konumundaki hakim bir mevkide tüm esrarengizliği ile duran kalesinin eteklerine kurulmuştur Mezopotamya'ya
hakim olan kavimler bu ilçeye de hakim olmuştur Rivayetlere göre Mardin İli'nde bulunan Kal'it il maraya kadar
uzanan yeraltı tüneli bulunan bu kale Savur evleri ve harabe haline gelmiş dini eserleri gerçekten görülmeye değer
Savur'daki eski evler insanı şaşırtacak kadar güzeldir Kapı kilitleri de çok orijinal ve dikkat çekicidir Mimarinin
harikası olarak nitelenebilecek olan yapılar, Süryani ustalarının can verdiği taş ve ahşap işçiliğinin ölümsüz eserleri
olarak durmaktadır İlk olarak görenler şaşırtacak kadar güzel olan bu ilçemizin en ilginç özelliklerinden birisi de
dört tarafı dağlarla, yeşilliklerle ve sularla çevrili oluşudur Yeşilin her tonunu bulabileceğiniz ve vahayı andıran
yapısı ile geçmişte kavakçılık, pamuk tarımı, meyve ve sebzeciliğin yanında hayvancılık ile geçinen bu ilçemizde
daha sonraları pamuk ekimi terk edilmiştir Mardin il merkezi ve çevre ilçeleri gıda ambarı konumundadır
Yaz mevsiminde Mardin ve ilçelerinin piknik alanıdır
Savur dünyaca ünlü üzümler diyarıdır Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde padişaha her sene 1200 batman
(800 kg kadar)"nefs-i nefis-i humayun içun" Savur'un bahçelerinden toplanarak kurutulan erik (incas) yollandığı
25 Ocak 1571 (27 sefer 1164) tarihli bir vesikadan öğrenmekteyiz Ne yazık ki dedelerimizin ailece gazino olarak
eğlendikleri havuzlu tesis şu anda Savur İlçe Jandarma Karakol Komutanlığı binası olarak kullanılmaktadır
Yıllar önce Irak'a ulaşmak için Savur'dan geçen yol Ömerli ve Nusaybin ilçelerine kaydırıldı Mahsullerini köprü
başında satan meyve bahçesi sahipleri genelde kavakçılığa yönelmiştir 1970'li yıllara kadarSavur'un köprü başından
Irak, Mardin, Midyat, Cizre, Ankara ve İstanbul'a giden vasıtalar sayesinde ulaşılabiliyordu Savur'da ekonomik
hayatı en çok etkileyen kavakçılıktır Osmanlı İmparatorluğu zamanında Mısır'a kadar yollanan kavaklar halen ihraç
ürünü olarak ilk sırada yer almaktadır Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Dicle Nehri üzerinde kurulan sallarla Irak,
İran ve Mısır'a çok büyük zorluklarla yollanan kavaklar, daha sonraları trenle, şimdi ise kamyonlarla ulaştırılmaktadır
Savur'da bol çeşit ve kalitesi ile meşhur üzümlerini yanında, kaysı, elma, fındık, armut, erik çeşitleri, vişne, kiraz, ceviz,
badem, şeftali ve fıstık ayrıca narenciye dışında her türlü meyve sebze ve bakliyat yetişmektedir
YÖRENİN TARİHİ ESERLERİ
SAVUR KALESİ : İlçenin eteklerine kurulduğu yüksek tepenin üstünde, tek beden halinde yerleşmiştir Eski kervan
yollarının korunmasında büyük yararı olan bu kale Sasaniler ve Bizanslılar arasında büyük çatışmalara sahne olmuştur
Büyük bir kapıya sahip olan bu kalenin surları yıkılmış, bir kısmı ise halen harabe halinde durmaktadır Kalenin yığma
taşlarla Romalılar tarafından yapıldığı ve gizli yer altı yollarıyla Savur Çayı'na inildiği saptanmıştır Kalede Savur'a adını
veren Kral Şapor ya da Staor'un kızına ait olduğu ileri sürülen taştan oyma evler bulunmaktadır Özellikle ikisi kralın
kızı tarafından kullanılan bu evlerin gizli geçitleri vardır
ESKİ CAMİ: M S 369 yılında Melik Şeydal tarafından tarafından kilise olarak yapılan bu eser, yanında bulunan
medrese ile birlikte külliye hüviyeti kazanmıştır Manastır her ne kadar ilk başlarda kurucularının adı ile anılmış ise de
M S 668 yılında yöneten metropolit Mergabriel Elbakistani'ye ithaf edilmiştir XI yüzyılda Artuklular tarafından camiye
çevrilmiştir Kare kaideli minaresi ile ilgi çekmektedir Şerefesi sonradan eklenmiştir Bu minarede 1960'lı yıllara kadar
çan yerinden ezan okunmaktaydı
DEYR MARABEYN MABEDİ: Matran Yuhanna El Merdin tarafından 1125 tarihinde başlanarak, Oğuz( Dara)
köyünden getirilen taşlarla 365 oda olarak 1167 yılında bitirilen bu mabet günümüzde harabe halindedir
MOR DIMET MANASTIRI : Savur İlçesi Dereiçi Köyündedir Manastıra gelen roma-tizma hastalarının iyileşmesi
sebebiyle buraya Romatizma Manastırı da denilmektedir
ROMANİYE KİLİSESİ : Başkavak köyü yakınlarındadır İki bloktan oluşmakta ve kırmızı kiremit taşından yuvarlak
kemerli çatı özelliği olan bu yapıda, mihrap yerlerinin belirginliği dini özelliğini gözler önüne sermekte olup harabe
halindedir Ayrıca Türbeler ve Hacı Abdullah Bey tarafından yaptırılan BAŞKAVAK KÖPRÜSÜ de bu tarihi
eserler arasında sayılabilir
|
|
|