Konu
:
Şanlıurfa Yöresi Kadın Takıları
Yalnız Mesajı Göster
Şanlıurfa Yöresi Kadın Takıları
10-14-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Şanlıurfa Yöresi Kadın Takıları
Şanlıurfa yöresi kadın takıları
Şanlıurfa yöresi kadın takıları
ŞANLIURFA YÖRESİ KADIN TAKILARI
Şanlıurfa yöresi kadın takılarının tarihçesi Neolitik ve Tunç çağlarına kadar uzanmaktadır
Bozova ilçesine bağlı küçük ve büyük Şaşkan Höyükleri arasında "Kumartepe" olarak adlandırı*lan tarlada yapılan arkeolojik kazılarda Neolitik Çağ'a ait kemik ve renkli taşlardan yapılmış değişik takı örneklerine rastlanılmıştır
Ayrıca Atatürk Barajı göl alanındı altında kalan Hassek Höyük Cümcüme ve Lidar Höyük'te rastlanılan Kalkolitik ve Tunç çağlarına ait takılar bizlere Urfa bölgesi kadın takılarının en eski örnekleri hakkında önemli bilgiler vermektedir
Şanlıurfa'da kadın takılarının genel adı "Hışır"dır
Hışır'ın Urfa folklorunda ayrı bir yeri vardır
Kız evi tarafından yazılarak oğlan evine gönderilen ve besmele ile başlayan "kesim ka*ğıdı"nda hışır en önemli yeri tutar
En fakir kız ailesi dahi kesim kağıdına bir gerdanlık birkaç çift bilezik yazarak oğlan evinden talepte bulunur
Urfa kızlarının hışırsız gelin gitmeyişlerini dü*ğünlerde söylenen şu mani en güzel şekilde dile ge*tirmektedir
Masa üstünde bekmez
Bu bekmez bize yetmez
Şu Urfa'nın kızları
Hışırsız gelin getmez
Şanlıurfa yöresi kadın takıları günümüzde kul*lanılan malzeme ve şekil bakımından merkez ilçe Siverek-Suruç-Bozova-Hilvan ve Harran yöreleri olmak üzere başlıca üç bölgede değişik özellikler gösterirler
I
Merkez İlçe Takıları
Kuyumculuk sanatı Şanlıurfa'nın en eski el sa*natlarındandır
Günümüzden elli yıl öncesine kadar Aslanlı Han bitişiğindeki "Eski Kuyumcu Pazarı" denilen kapalı çarşıda icra edilen bu sanat günü*müzde Yıldız Meydanı civarındaki Pamukçu Pazarı ve Kınacı Pazarı kapılı çarşılarında sürdürülmekte*dir
Hacı Durak Başbuğ Hikmet Yeğin Hacı Ali Çınar Mehmet Ayoğlu Seyfeddin Gözoğlu Derviş Doğanlar Hacı Güzeldemirci (Maraşlı Hacı) Hasan Çınar geçen kuşağın tanınmış kuyumcu ustaların*dandır
Şanlıurfa'da halen bu ustaların yetiştirdiği 30'dan fazla kuyumcu ustası çalışmaktadır
Şanlıurfa'nın en eski kuyumcu ustalarının Halepli oldukları söylenmektedir
Bu nedenle Urfa kadın takıları ile Halep takıları arasında büyük benzerlikler görülmektedir
Şanlıurfa merkezindeki takılarda maden olarak 21 ayar altın işlenmekte gümüş hemen hemen hiç kullanılmamaktadır
Gerdanlıklar
Başlıca gerdanlık çeşitleri şunlardır: Telkâri akıtmalı gerdanlık hasırlı gerdanlık incili telkâri gerdanlık haplı gerdanlık elmas gerdanlık (Urfa işi değildir ancak çok yaygın olarak kullanılmakta*dır
) yıldızlı üçgen gerdanlık koruklu gerdanlık yapraklı gerdanlık (urfa işi değildir) liralı gerdan*lık incili ve liralı gardanlık altın hamaylı deste Ustanbul (İstanbul) bütünü Urubiya Kazya Mahmûdiye Beşibirlik panaz dobra ve onbirlik
Kolyeler
Frenk bağı koruklu kolye incili kolye akik kolye oymalı piramit kolye taşlı kolye kordon
Boyuna takılan gerdanlık ve kolye çeşitleri ya*nında ayrıca "Kelep" (inci) büyük bir öneme sahip*tir ve çok yaygın olarak kullanılmaktadır
Gerçek Bahreyn incisi Urfa'da tutunmaktadır
Şimdi bu*lunmayan bu inci halk arasında "eski inci" adıyla anılmakta ancak mezattan satın alınabilmektedir
Bilezikler
Tahta bilezik ahıtma bilezik (telkâri kapaklı ya*rım ahıtma düz kapaklı yarım ahıtma oymalı ahıtma şımra zencirli ve telkâri kapaklı ahıtma ol*mak üzere dört ayrı çeşidi vardır) fişenkli bilezik incili telkâri bilezik haplı bilezik yıldızlı bilezik taşlı bilezik şebikli bilezik burma bilezik (Türkiye genelinde yaygındır) liralı burma bilezik çift çak*malı bilezik yılanlı bilezik fıstıklı bilezik parparalı bilezik urubiyeli bilezik ayneli bilezik
Bunlardan fişenkli bilezik aslında Van işi olup Urfa'da çok tutunmaktadır
Yılanlı ve kakmalı bile*zikler de İstanbul işi olup Urfa'da yaygın olarak kullanılmaktadır
Yüzükler
Yüzükler gerdanlık ve bileziklerle birlikte ta*kım olarak kullanıldıklarından çeşitleri de bunlara göredir
Başlıca çeşitleri; Telkâri yüzük haplı yüzük ko*ruklu yüzük taşlı yüzük incili telkari yüzük par*paralı yüzük vs
Küpeler: Bunların da çeşitleri gerdanlık ve bile*ziklere göredir
Başlıca çeşitleri şunlardır: ıncili küpe koruklu küpe (salkım küpe de denilir altın koruklu ve inci koruklu olmak üzere iki ayrı çeşidi vardır
) telkâri gül küpe kuşlu telkâri küpe haplı küpe yıldızlı küpe yapraklı küpe taşlı küpe incili yıldızlı küpe
İğneler:
Urfa'da "Dal-Gögüs Dalı" olarak adlandırılan iğ*nelerin başlıca çeşitleri şunlardır
Telkâri Urfa Kelebeği Papatya ıncili ığne (buket iğne) Yıldızlı ığne
Kemerler:
Frenkbağı kapaklı kemer liralı kemer telkâri kemer
II
Siverek-Suruç-Bozova ve Hilvan Yöresi Takıları:
Bu yörelerde daha değişik kullanım yerleri olan ve değişik adlarla anılan gümüş ya da altın taklidi takılar kullanılmaktadır
Bunların başlıcaları şunlardır:
Tepelik: Başa takılan tacın (fes) üzerine tutturu*lur
Üst kısmı telkâri işlemeli çevresi gümüş para*lardan oluşan saçaklarla süslüdür
Diğer adı Taç'tır
Üçkor: Fesin alt kısmına alından yukarıya takı*lır
Ortasında yuvarlak ve mavi taşlı bir göbek yan*larında üç sıra zincir bulunur
Levzik: Üçkor göbeğinin altına takılır alına doğru sarkar
Reşme: Fesin iki yanına takılır
Şakaklardan ya*nağa doğru sarkar
Gerdanlık: Levziklerin bir zincir üzerinde sıra*lanmasından meydana gelmiş çeşitleri olduğu gibi haplı salkımlı ve akik çeşitleri de vardır
Tasma (Beğnik): Boğaza takılır
Anadolu'nun bazı yörelerinde "Gıdıklık" denilmektedir
Küpe: Hilâl şeklinde ve alt kısımları saçaklı mo*delleri yaygındır
Frenkbağı: Ortası fiyong şeklinde yanları geniş zincirlidir
Urfa merkez ilçede de yaygın olarak kullanılmaktadır
Hamaylı: Üzerinde ayet ya da duaların yazılı ol*duğu kağıtları muhafaza eden bu takıların silindir biçimli telkâri olanlarının yanında çok ince sigara tabakası şeklinde kapaklı olanları da vardır
Boyuna takılan bu takı koltuk altından bele doğru sarkar
Göğüslük: Yuvarlak şekilde göğsün şekline göre biraz bombeli ve telkâri süslemelidir
Alt kısımları yarım ay şeklinde saçaklı olan göğüslükler ortala*rındaki bir iğneyle sağlı sollu olarak göğüslere tut*turulur
Kemer: Telkâri olarak gümüşten yapılır
Tokaları değişik modellerdedir
Bilezik: Telkâri süslemeli ve menteşeli (tahta bi*lezik) olan tipleri yanında uç kısımları yılan başı şeklinde kalın yuvarlak gümüşten olanlar da var*dır
Hızma: Buruna takılır
Altın ve gümüş çeşitleri vardır
Halhal: Bilezik şeklinde ayak bileklerine takılır
Çevresi habbe denilen nohut iriliğinde gümüş top*larla saçaklıdır
Saç Koru: Arkadan başın üzerine takılarak omuzlara kadar sarkan bu takı saç görünümünü veren siyah ipekten yapılmıştır
Saç ığnesi: Saç korunun alt kısmına takılır
Enselik: Başın arkasıda sağlı sollu olarak saç ko*runun üzerine takılır ve enseye doğru sarkar
Dört sıra halinde saçaklı madenî bir takıdır
Maşallah: Alına takılıdır
Üzerinde "Maşaallah" yazılı etrafı saçaklı plaka halindedir
III
Harran Yöresi Takıları
Harran yöresinde baş üzerinde takı kullanılma*yıp hızma küpe bilezik ve kemer türünde takılar kullanılmaktadır
Bu bölgede kadınlar takıdan zi*yade "Dövme" denilen el ve yüze yapılan süsleme*leri tercih etmektedirler
Dövmeler göstermiş ol*dukları motif zenginliği açısından ayrı bir inceleme konusu teşkil ederler
Harran yöresinin başlıca kadın takıları şunlardır:
Hizem: Burna takılır
Hızmanın sarkan şeklidir
Verdine: Hızmanın sabit biçimidir
Gümüş ya da altından yapılır
Hınnegiy: Altın gümüş boncuk ya da karanfil*den yapılan bu takı boyuna takılır
Lebe: Şerit veya ipe takılan bele kadar sarkan bir takıdır
Altın gümüş liralı ya da boncukludur
Zincir: Gümüşten yapılmış olup iki-üç kor (sıra) halinde boyuna takılır
Suver: Bilezik çeşididir
Hatem: Yüzük
Hücuz: Halhal
Dıllee: Çocukların perçemine takılır
ŞANLIURFA'DAKİ HIRİSTİYANLIK DÖNEMİNDE YAPILAN YAPILARI
Hıristiyanlığın devlet dini olarak dünyada ilk kabul gördüğü yer olan Şanlıurfa'da dünyanın en görkemli kiliseleri inşa edilmiş ancak bunlardan V
yüzyıla ait olanların bir kısmının kalıntıları günü*müze ulaşabilmiştir
Deyr Yakub (Yakub Manastırı)
İl merkezindeki Eyyub Peygamber makamının 4 km
batısında bulunan Deyr Yakub halk arasında "Nemrud'un Tahtı" ya da "Cin Değirmeni" olarak anılmaktadır
Buradaki yüksek bir dağın tepesinde M
Ö
I
yüzyılda (putperest dönem) Edessa Kralı Abgar Manu'nun oğlu Aryu'nun aile fertleri için inşa edilmiş anıt mezar kalıntıları yer almaktadır
Bazı kaynaklarda manastır olarak adlandırılan doğu batı istikametinde dikdörtgen planlı iki katlı büyük yapı kalıntısının zemin katının doğu kesimi üç katlı anıt mezardır
Edessa krallarının yattığı tahmin edilen ve esas girişi zemin kattan olan me*zar odası; kuzey güney ve doğuda kemerli birer arkosoliumdan oluşmaktadır
Arkosoliumların üzerleri büyük lento taşlarla örtülüdür
Bu bölü*mün zemin kattaki giriş kapısının sol tarafında çi*zikleme tekniğinde (grafitto) sağa bakar vaziyette profilden bir kuş figürü işlenmiştir
Ruhun bir kuş gibi uçup gitmesini sembolize eden bu figür İslâmi dönemlerde de bir çok mezara işlenmiştir
Büyük yapının anıt mezar dışında kalan esas kısımının zemin katı kemerli koridorlarla üç arkosoliumlu mezar odasına ve ayrıca kuzeydeki Manu oğlu Şaredu'nun karısı Ameşşemeş'in anıt mezarına bağlanmaktadır
Zemin kata giriş kuzeydeki yıkık kapıdan olmaktadır
Bu kapıdan düştüğü anlaşılan blok bir taş üzerine uzanmış vaziyette bir erkek fi*gürü kabartması işlenmiştir
Başını yastığa koymuş bu figürün yanında daha küçük boyutta cepheden bir sandalyede oturur vaziyette biri kadın diğeri erkek iki figür bulunmaktadır
Büyük yapının kuzeyindeki dikdörtgen planlı üç katlı anıt mezarın doğu cephesindeki pencerenin altında yer alan iki satır kitabenin üst satırı Grekçe alt satırı Süryânicedir
Her iki kitabede "Manu oğlu Şaredu'nun karısı Ameşşemeş" yazılıdır
Aryu hâ*nedanının M
Ö
I
yüzyılda yaşadığı dikkate alına*cak olursa mezarların Hıristiyanlık öncesi paganist (putperest) döneme ait olduğu ve büyük yapının mezar odalarına bağlanan zemin katı üzerinin put*perest tapınağı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır
Ancak bu tapınağın M
S
V
yüzyılda kerametleri ve kehânetleri ile ünlü olan ve Suruç Episkoposluğuna kadar yükselmiş bulunan Suruçlu Aziz Yakub za*mamında (M
S
451-521) manastır olarak kullanıl*dığı ve bundan ötürü Deyr Yakub (Yakub Manastırı) olarak anıldığı tahmin edilmektedir
Manastırın doğusunda kayaya oyulmuş keşiş oda*ları bu tahmini güçlendirmektedir
Büyük mezarın zemin kattaki güney arcosolium kemerinin kilit taşına işlenmiş olan haç rozetinden burasının Hıristiyanlık döneminde de kraliyet ailesi tarafından mezar olarak kullanıldığını kanıtlamak*tadır
Ayrıca halk arasında Yakub Peygamber'in bu*rada kaldığına ve Deyr Yakub adının bundan do*layı verildiğine inanılmaktadır
Tella (Viranşehir) Martyrionu
Bizans dönemi Hıristiyanlık yapılarının Şanlıurfa bölgesindeki en büyük örneklerinden olan oktogonal (sekizgen) planlı bu yapının 34
5x32 m
çapındaki kubbesinin bazalt taşından örülmüş sekiz paye üzerine oturduğu mevcut kalıntılardan anla*şılmaktadır
Yüzyılımızın başlarında sekiz payesi*nin tamamı ayakta olan bu yapının günümüze sa*dece bir payesi gelebilmiştir
Büyük bir nekropolün ortasına inşa edildiği an*laşılan bu yapının önemli bir aziz için Martyrion (şehitlik) olarak IV
-V
yüzyıllar arasında inşa edilmiş olabileceği tahmin edilmektedir
Ancak böylesine görkemli bir Martyrion'un Viranşehir'de doğan sonraları kendi adıyla "Yakubilik" olarak anılan "Monofizit" Süryâni cemaatini dağınık bir halden kurtarıp toparlayan ve "Tibeloyo" (Evrensel Metropolit) ünvanına kadar yükselen 578'de Mısır'da ölen cesedi 622'de Viranşehir'e getirilen Mar Yakub'un gömüldüğü Fisilta Manastırı olma ihtimalini de düşünmek gerekmektedir
Kalıntılar arasında bulunan çok sayıdaki mozaik tanesinden yapının zengin mozaik süslemeli ol*duğu anlaşılmaktadır
Aziz Stefanos Kilisesi
Bu kilise miladi 435 veya 436'da ölen Piskopos Rabbula tarafından eski bir Sinagog'dan dönüştü*rülmüştür
Kırmızı renkteki mermer sütunlarının çokluğu nedeniyle "Kızıl Kilise" olarak adlandırılan bu yapının yerine Zengiler döneminde 1170-1175 tarihlerinde bugünkü Ulu Cami inşa edilmiş kili*senin çan kulesi minare olarak değerlendirilmiştir
Aziz Stefanos Kilisesi'nin avlu duvarları Yıldız Meydanı ve Karanlık Kapı Sokağı'na açılan avlu kapıları cami avlusundaki bazı sütun ve sütun baş*lıkları günümüze kadar ulaşmıştır
Aziz Petrus ve Aziz Paulus Kilisesi
Şehrin Ellisekiz Meydanı yakınındadır
VI
Yüzyıla ait bir kilise kalıntılarının üzerine 1861 yı*lında inşa edilmiştir
Kilise Hz
İsa'nın iki havarisi*nin anısına inşa edildiğinden onların ismini taşır
Üç nefli bazilikal planlı yapının çapraz tonoz*larla örtülü nefleri sütun dizileri ile ayrılmıştır
Bu tarihi yapı Urfalı Süryâniler'in 1924 yılında Halep'e göç edişlerine kadar kilise ve okul olarak kullanılmıştır
İç mekâna giriş kapısı üzerindeki Süryânice inşa kitabesinin tercümesi şöyledir:
"Bütün dünya sana tapar diz çöker ve her dil adına şükreder
Salih kişilerin girdikleri Allah'ın evi olan bu kutsal Aziz Petrus ve Aziz Paulus Kilisesi Patrik II
Yakub ve Metropolit Mar Gregorius David döneminde mü'min Süryâni-Yakubi halkının yardımıyla 2112 Yunan ş yılında inşa edildi
Rab katkısı olan herkesi mükafatlandırsın
"
1924 yılında Tekel İdaresi'ne verilen kilise Tütün İşleme Fabrikasına dönüştürülmüş sonraki yıllarda şaraplık üzüm deposu olarak kullanılmış*tır
Yapı Tekel kelimesinin Fransızca karşılığı olan Regie (Reji)'den dolayı "Reji Kilisesi" olarak adlan*dırılmıştır
Kilisenin 1998 yılındaki kısmi restoras*yonu sırasında bahçesinden ve duvarlarından çı*kartılan Süryânice yazıtlı 7-8 adet mezar taşı Urfa Müzesi'nde sergilenmektedir
Restorasyon sonrasında bir müddet Halıcılık Kursu Atölyesi olarak kullanılan bu tarihi yapının Gençlik Kültür Merkezi'ne dönüştürülmesi için 2002 yılında İl Özel İdaresi ve GAP İdaresi tarafın*dan müşterek bir projeye başlanılmıştır
Rahibeler Kilisesi (Rahibeler Evi)
Ellisekiz Meydanı Şeyh Safvet Tekkesi'nin do*ğusundaki çıkmaz sokak içersinde yer alan bu ki*lise plan itibariyle avlulu bir Urfa evini andırır
1883 yılında Urfa'ya gelen Fransisken rahibeleri (gezici misyoner rahibeler) için hem ev hem de ki*lise olarak inşa edilmiştir
Avlunun güneyinde doğu-batı istikametinde dikine dikdörtgen planlı kilise kısmı arka arkaya eş değerde üç çapraz to*nozla örtülüdür
Kilisenin avluya bakan ve kuzeye bakan giriş cephesi önde iki sütuna oturan tonoz*larla örtülü üç gözlü revaklıdır
Kilisenin dikdört*gen niş şeklindeki apsisinin ön kısmı yanlardan merdivenle çıkılan sahne şeklindedir
Apsis önün*deki çapraz tonozun kollarının kesiştiği yerde dört melek kabartması işlenmiştir
Ayrıca apsis çevresini dolaşan renkli freskler arasına da figürler işlenmiş*tir
Çardak Manastırı
Deyr Yakub'un kuş uçuşu 1 km
kuzeybatısın*daki dağlar üzerinde kalıntıları bulunan bu manas*tırın V
yüzyılda inzivaya çekilen keşişler için yap*tırıldığı tahmin edilmektedir
Manastırın çevresinde çok sayıda sarnıçlar bulunmakta ayrıca çok sayıda kaya mezarı yer almaktadır
Norhut Kilisesi
Halfeti ilçesi Norhut Köyü'ndeki bu kilise V
yüzyıl Bizans eseri olup üç nefli bazilikal planlıdır
Çatısı yıkılmış olup harap bir durumdadır
Şanlıurfa il merkezinde Aziz Petrus-Aziz Paulus Kilisesi ve Rahibeler Kilisesi'nden başka; Aziz Havariler Kilisesi (Fırfırlı Kilise) Aziz George Kilisesi ve Büyük Kilise olmak üzere Osmanlı dö*neminden kalma 3 kilise daha günümüze ulaşmış*tır
Bunlardan Aziz Havariler Kilisesi Fırfırlı Camii'ne Aziz George Kilisesi Circis Peygamber Camii'ne ve Büyük Kilise Selahaddin Eyyûbi Camii'ni dönüştürülmüştür
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul